Türk Veterineri Hekimleri Birliği Merkez Konseyi ve Veteriner Hekim Odaları uyarıyor; Sokakta kedi ve köpeklerin yerine kemirgen ve yılan gibi hayvanlarla kaşı karşıya geleceğiz.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği, 5199 Sayılı Kanunda değişiklik yapılmasına dair tasarının görüşüldüğü
Meclis Komisyonu’nda yer aldıklarını, tasarı komisyona geldiği haliyle geçerse karşı karşıya kalacağımız sorunlar ve çözüm önerilerini paylaştı.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nden yapılan açıklamada;
“5199 Sayılı Kanunda değişiklik yapılmasına dair tasarının görüşüldüğü Meclis Komisyonu toplantısına katılarak görüşlerimizi ilettik.
Tüm görüş ve önerilerimiz bilimsel veriler, yaptığımız çalıştaylar ve yerel yönetimlerde uzun yıllardır çalışan tecrübeli meslektaşlarımızın verilerinden oluşturuldu.
Hedefimiz başta hayvanlar olmak üzere tüm tarafları olumsuz etkileme potansiyeli olan sorunun çözümüne katkıda bulunmaktır. Tasarı komisyona geldiği haliyle geçerse karşı karşıya kalacağımız sorunlar ve çözüm önerimizi yetkililer ve kamuoyuyla tekrar paylaşıyoruz.
Tasarı bu haliyle kabul edilirse;
1. Bazı muallak ve çerçevesi geniş ifadeler nedeniyle toplanan tüm hayvanların ölümüne neden olabilecek ve kontrol edilmesi imkansız bir süreç başlayacak, hem sorumlu kurumlar, hem denetleyici olan bakanlık zor duruma düşecek, kanunu çıkaracak meclis tarihi bir vebal yüklenmiş olacaktır.
2. Sokak hayvanlarının sayısı 4 milyon olarak kabul edilirse, mevcut barınak kapasitesi ihtiyaç duyulanın yalnızca yüzde üçüne yakın olduğundan (105 bin / 4 milyon) ve belediyelere bakımevi yapması için 2028 yılına kadar süre verildiğine göre, belediye yöneticileri “öldürmek veya hapis cezası” arasında tercih yapmak zorunda kalacaklar.
3. Dünyada yapılan tüm yeni bilimsel çalışmalara göre kısırlaştırma köpek sayısını azaltmakta, itlaf ise etkisiz kalmaktadır. Kuduzdan korunmak konusunda da en yararlı yöntemin kısırlaştırma ve aşılama olduğu tüm yeni çalışmalarla gösterilmektedir. Tasarı gerekçesinde referans verilen çalışmaların tümü veteriner hekim sayısının az olduğu, kısırlaştırmanın henüz yapılamadığı veya tekniklerin gelişmediği eski tarihlere aittir.
4. Toplanacak hayvanlar genellikle aşılı ve toplumla uyumlu hayvanlar olacaktır. Boşalan sokaklara yakalanması daha zor, güçlü, üreme kapasitesi yüksek, aşısız hayvanlar gelecektir. İnsan merkezli olduğu söylenen bu uygulama bilakis daha fazla kuduz ve yeni saldırı risklerini getirecektir.
5. Kırsal bölgelerdeki hayvanlar toplanırsa yaban hayatıyla insan ve evcil hayvanlar arasındaki canlı bariyer ortadan kalkacak, kurt, domuz, çakal gibi zoonotik hastalık riski taşıyan hayvanlar yerleşim bölgelerine daha fazla gireceklerdir.
6. Şehirlerde kedi ve köpeklerin yerine sokakta, bahçede daha fazla kemirgen ve yılan gibi hayvanlarla kaşı karşıya geleceğiz.
7. Tasarı bu haliyle geçerse belediyelerde çalışan veteriner hekimler, ettiği yeminle idarecilerin baskısı arasında evrensel etik ve tıbbi ilkelere göre sağlıklı karar vermekte zorlanacaklar.
Yetkililere ve kamuoyuna çağrıda bulunuyoruz!
Tüm taraflar sorunun çözümü konusunda istekli olduğuna göre gelin ortak çözümü birlikte yaratalım.
Bugüne kadar uygulanmayan 5199 sayılı kanunun gereklerini yerine getirerek kısırlaştırma seferberliği ilan edelim. Başta merkezi hükümet olmak üzere, belediyeler, 29 veteriner fakültesi, 11000 muayenehane/poliklinik/hastanede çalışan 20000 ‘e yakın serbest veteriner hekim ve STK’lar birlikte çalışarak sayıyı yönetilebilir seviyelere çekelim. Bu çözümle 4 milyon hayvanın kademeli öldürülmesi yerine bir buçuk milyon hayvanı kısırlaştırarak sorunu çözelim. Üstelik bu çözüm etik, bilimsel, sürdürülebilirlik, sosyolojik ve ekonomik açıdan en avantajlı çözümdür.
Bu çalışmaya paralel olarak tarafların destek şekilleri (merkezi bütçe, belediyelerin katkıları, STK’ların ve bireysel destekler) tüm hayvanların mikroçiple kayıt alınması ve denetlemesi, kent hayvanlarının tanımlanması, sahiplendirmenin özendirilmesi ve teşviki, bakımevi standartları ve yapımı ile diğer tüm konuları ele aldığımız ve tüm tarafların içinde olduğu bir mevzuat çalışmasını hemen başlatalım.
Yetkilileri ve kamuoyunu bir kez daha uyarıyoruz!
Mesleki birikimlerimiz ve bilimsel veriler ışığında yaptığımız öneriler yine dikkate alınmazsa, sorun çözülemeyeceği gibi 20 yıldır yerine getirilmeyen sorumlulukların faturası hayvanlara, itlafın getireceği yeni sorunlarla toplum sağlığına, yeni saldırılarda zarar gören insanlara kesilmiş olacak” denildi.