İnsanoğlunun hayatına çeşitli insanlar girer. Başta aile içinde başlar bu anne baba ya da kardeşler… Bunlar bizim ya kahramanlarımızdır, ya da örnek aldıklarımızdır.
Ya aile kopuk olduyorsa ya hiç anne babasından sevgi görmemiş olursak, ya da onların kayıplarını yaşarsak daima içimizde bir parça eksik kalacak ömrümüz boyunca. Geçmişte takılı kalacağız kimbilir.
Öğretmenlerimizin ya da arkadaşlarımız tarafından kavgalarımız hatırımıza geliyorsa “ya keşke bu kelimeyi ona karşı kullanmasaydım” diyerek sürekli geçmişimizle yüzleşmeye çalışmak…
Genellikle çok konuşulan bir mesele olan eski sevgilimiz ya da eski eşler arasında da bu konu geçmekte “keşke bir şans verseydim, acaba biraz daha yapıcı mı davransaydım belki hayatım düzene girerdi.” Aklımızda çeşitli sorular sorarak buluruz kendimizi. Daha birçok örnekler verecek açıklanması mümkün…
Geçmişi kullanarak yeni başlangıçlara doğru yol alamayışımızın sebebi aslında budur. Esasında geçmişi yokmuş gibi saymak isteyişimizden kaynaklıdır. Geçmişte yaşanmışlıkların önemli olduğunu bilmemiz en doğrusudur. Böylece sana göre veya topluma göre yanlış olduğunu düşündüğün davranışları tekrarlamamaya karar veririz. Psikologlar bile dile getiriyorlar aslında geçmişi ve geleceği fazla düşünmemiz duygu durumumuzu olumsuz etkiler. Hep mutsuz, kederli ve üzgün olmak istemezsiniz herhalde… Eğer bu durum aşırıya kaçarsa kişinin sosyal ilişkileri olumsuz etkilenmektedir. Dolayısıyla yaşamdan zevk alama durumu baş gösterir. Geleceğimiz hemen bir adım ötede dururken geçmişimizi unutmaya çalışmak veya geçmişimizle hesaplaşmaya çalışmak ne kadar boş bir çabadır oysaki…
Yaşamımız durağan bir şekilde ilerlemez ve sürekli değişir, şekil değiştirir. Siz istemeseniz de akar gider ve beraberinde bizi de değiştirir. Bir önceki güne bakıp takılı kalmak yada bir sonraki günü düşünerek karar vermeye çalışmak hayat felsefemiz olmamalıdır. Yaşamımızda asıl hedefimiz geçmişten ders almak olmalıdır. İnsanlar nedensizce girmez hayatımıza ya en güzel armağandır ya da imtihanımızdır. Geçmişte yaşananları kabul edin! Çünkü her şey kabullenmekle başlamaktadır. Hayatı hafifletebilmenin ölçütü budur. Geçmişi asla yok saymayın, onunla da günü yaşamayın der bilirkişiler…