Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin erdemli ve yetkin insan yetiştirmek üzere hazırlandığını belirterek, “Bu model hem evrensel nitelikli bilimsel ve pedagojik ilkeleri, hem de kadim medeniyetimizin özünü oluşturan milli, manevi değerleri ihtiva ederken şimdiye kadar olduğundan daha dinamik bir eğitim iklimini hedefliyor” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 24-28 Haziran’da yüz yüze gerçekleştirilecek mesleki çalışma programının başlaması nedeniyle video mesajla öğretmenlere ve okul yöneticilerine hitap etti. Bakan Tekin, geçen 36 haftayı yoğun bir çalışma temposuyla tamamladıklarına dikkat çekti. Mesleki çalışmaların temel konusunun Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli olduğunu vurgulayan Bakan Tekin, uygulanmak üzere hazırlıkları tamamlanan öğretim programlarının sadece son 1 yıldaki etütlerle şekil almadığını, 10 yıl önce başlayan ve yürütülen çalışmanın neticesi olarak ortaya çıktığını kaydetti.
Tekin, “Bu noktaya ulaşırken hazırlık sürecinde ihtiyaç analizi çalışmaları, kapsamlı toplantılar, uzun soluklu istişareler ve kamuoyundaki yansımalar üzerinden raporlamalar, değerlendirmeler yaptık. Bütün bu birikim, geçen yıl yaz aylarında bir veri olarak alındı ve bu veriler sistematik hale getirildi. Modelin beceriler çerçevesi oluşturulurken yaptığımız çok açık çağrıya icabet eden akademisyen, öğretmen ve diğer eğitim paydaşlarının katılımıyla çalıştaylar düzenledik. Sonrasında da her bir ders için oluşturulan komisyonlar, yüzlerce toplantı yaparak müfredatın hazırlıklarını tamamladı.
Geçtiğimiz yaz aylarından itibaren binden fazla öğretmen ve akademisyen ile toplantılar düzenledik. 260 akademisyen 700’ün üzerinde de öğretmen bu toplantılara sürekli katıldı. Görüşlerine başvurulan akademisyenler ve öğretmenlerle binin üzerinde eğitim paydaşı ortak çalıştı. Bakanlık merkez teşkilatındaki bütün birimler de müfredat için yoğun bir çalışma yürüttü. 2 haftalık askı sürecinin ardından ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca son eleştiri, görüş, öneri ve paylaşımlar doğrultusunda revize edildi ve son şekline ulaştırıldı” ifadelerini kullandı.
‘ÖĞRETMENLERİMİZİN PROGRAMLARI İÇSELLEŞTİRMESİNİ İSTİYORUZ’
Yeni müfredatın önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren okul öncesi, 1, 5 ve 9’uncu sınıflarda kademeli şekilde uygulanmaya başlayacağını hatırlatan Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli öğretim programları ile ilgili öğretmenlerin aklına takılan hususları formatörlerle istişare etmelerini istedi. Tekin, “Tüm öğretmenlerimizin geliştirilen öğretim programlarının ortak metin bölümünü mercek altına almasını, programların felsefesini ve ortak hedeflerini içselleştirmesini istiyoruz.
Bu süreçte kendi alanınıza özgü öğretim programları üzerinde de çalışmalar yaparak değişiklikleri özümsemenizi ve yeni eğitim öğretim yılı için hazırlıklarınıza başlamanızı bekliyoruz inşallah. Alanında program değişikliği olmayan öğretmenlerim ise ortak metin bölümüne ilişkin değerlendirmelerini tamamladıktan sonra mesleki çalışmalarını illere gönderilen program doğrultusunda okul müdürlüklerince yapılacak planlamaya göre devam edecekler” diye konuştu.
‘YETERİ SAYIDA FORMATÖR ÖĞRETMEN YETİŞTİRİLDİ’
Mesleki çalışma ile öğretmenlerin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında hazırlanan programları tanımasını ve kanaatlerini Milli Eğitim Bakanlığı’na rapor şeklinde göndermesini hedeflediklerini aktaran Tekin, bunların yanı sıra Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin branş bazlı eğitimlerini vermek üzere her ilde yeteri sayıda formatör öğretmen yetiştirildiğini söyledi. Tekin, eylül dönemi mesleki çalışmalarında 1, 5 ve 9’uncu sınıf öğretmenlerinin tamamının 50-100 kişilik gruplar halinde yeni öğretim programları hakkında yüz yüze eğitim alacaklarını ifade ederek, bu eğitimler sayesinde bütün sorulara cevap verilecek biçimde programın kavranacağını vurguladı.
Bakan Tekin, “Sizler bu mesleki çalışma döneminde meselenin mantığını çözmek üzere programın özüne odaklanırsanız, eylülde uygulama aşamasına hazır hale gelmeniz için biz planlamalarımızı tamamlamış olacağız. 2024-2025 eğitim öğretim yılına 1, 5 ve 9’uncu sınıflarda sorumlulukları bulunan öğretmenlerimiz, yeni müfredatlarının uygulanışını kavramış biçimde, eksiksiz girecekler. Bu konuda da müsterih olmanızı istiyorum” dedi.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin erdemli ve yetkin insan yetiştirmek üzere hazırlandığını ifade eden Tekin, “İnsani var oluşumuzun evrensel doğasına uygun ve onu geliştiren bir felsefe üzerine kendisini konumlandırırken ait olduğumuz tarihin, geleneğin ve milli kültürümüzün temel karakteristiğini de bünyesinde taşıyor.
Bu model hem evrensel nitelikli bilimsel ve pedagojik ilkeleri, hem de kadim medeniyetimizin özünü oluşturan milli, manevi değerleri ihtiva ederken şimdiye kadar olduğundan daha dinamik bir eğitim iklimini hedefliyor. İyi insan olmanın ve kendini tanımanın tüm koşullarını içerecek bir özgürleşme süreci olarak yapılandırdığımız bu model bir değer sistemi üzerinde; dijital becerilerin de vasıtasıyla öğrenmeyi öğrenmek, birlikte yaşamayı öğrenmek, yaparak yaşayarak öğrenmek ve benliğini farkına varmayı öğrenmek üzere şekillendi” ifadelerini kullandı.
‘İTİNAYLA UYGULAMANIZI BEKLİYORUM’
Öğretmenlerin Yeni Maarif Modeli’nin uygulayıcısı olduğunu aktaran Tekin, “Sizlerin herkesten önce yeni öğretim programlarının felsefi altyapısına hakim olmanız bizim için çok önemli. Programa ön yargılardan uzak durarak samimiyetle yaklaşmanızı, hepimizin aynı gemide olduğunu, öğrencilerimizin müreffeh geleceği için iş birliği ile çalışmakta olduğumuzu unutmadan, programı itinayla uygulamanızı bekliyorum” dedi.
Bakan Tekin, eğitimdeki şiddet vakalarına ilişkin, “Bu vesile ile söylemek isterim, bilhassa son dönemde meslektaşlarımızın maruz kaldığı şiddet sebebiyle sizler kadar bizler de teessür içindeyiz. Siz öğretmenlerimizin mesleki itibarlarının korunup yüceltilmesi, güvenliklerinin sağlanması için özel çalışmalar yürüttüğümüzü, bunun öncelikli meselemiz olduğunu bilmenizi istiyorum. Bu konuda hem mevzuat değişiklikleri hem de eğitimlerle gerekli tedbirleri alıyoruz. Lütfen, yapılabilecek her şeyi yaptığımız konusunda müsterih olunuz. Bu şiddeti durdurmanın en etkili yolunun yetiştirmekte olduğumuz neslin; temel insani değerlerle, bize ait kadim değerlerle, bilimle, kültürel faaliyetlerle, sanatla, sporla varoluşsal kendilik bilincini oluşturarak şiddete giden saikleri ortadan kaldırmak olduğunu hiçbirimizin aklımızdan çıkarmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.