Ömrümüzden bir bayram daha geçti. Geçen her bayram bizi birbirimizden adım adım kopartır. Çevre, dost, akraba ve aile içinde değişime uğrarlar. Çalkantılı bir yaşam içinde mekân ve zaman içinde bize dayatılan bu değişim gerçeğin önüne geçemeyiz. Zamanla her birimiz bir yerlere göç ederiz.
Bayramda mutluluğu, sevgiyi, birlik beraberlik aynı heyecanla beklerken hiçbir bayram birbirine benzemez. Kimi aile bireyleri bu hayata kopar gider ve dağılırlar, kimilerine de aile bireylerine yenileri eklenir. Onlarla birlikte beraber mutluluğu pekiştirirler. Mutluluğu pekiştirirler dedim de gerçekten yeni nesil köklü aile gibi bayramlarda bir araya gelip mutluluğu pekiştirebiliyorlar mı?
Günümüzde hayat şartların ve teknolojinin getirdiği zorluklardan toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için yenilikler ve değişimler baş gösterir.
Mutluluk, sevgi, birlik, beraberlik, dayanışma ve yardımlaşma; ne kadar gerçekçi, ne kadar özverili ve ne kadar içten olduğunu tartışılır.
Yanlarında olmadığını sevdiklerimize sevgi dolu bayram mesajlarıyla yetiniyoruz. Gidilmesi gerekirken, aynı ilde, ilçede ve mahallede bulunan dost akraba ve arkadaş bir telefonla arayarak bayramı geçiştiriyoruz.
Hayatımıza girmiş ve girecek olan yapay zekâ tüm gelenek görenekleri ve değerlerimizi değiştirdi ve değiştirmeye de devam edecektir. Yeni bir çağa doğru sürünürken teknolojinin insanlara getirdiği zihinsel yorgunluk doğaya ihtiyaç doğar.
Bu yüzden Kurban Bayramında olduğu gibi diğer bayramlarda da evlerinden misafirleri beklemeyip bayramın birinci ve ikinci gününde kendi memleketlerine köylere ve tatil bölgeninse göç ederler.
Günümüzde, misafirleri bekleme kültürü yok olmamış ama zayıflamıştır. Oysa eskide kurban etinden yapılan yemekler, bayram boyunca gelecek misafirlere ikram edilir ve değişik kolonya kokularıyla ellerine dökülür ve saatlerce oturup çaylar, tatlılar, ikramlar edilir ve çocuklar harçlık, şekerleme ve hediyeler verilirdi. Bu tür gelenek ve görenekleri bitmediği fakat eskisi gibi olduğunu da söylenemez.
Kişiler kurban keserek Allah’ın emrini yerine getirmiş ve kulluk bilincini, kesilen kurbanları kışlık olarak derin doldurucuya kaldırırlar. Komşu keser bize de düşer beklentisi maalesef olmadı. Zengin zaten zengindir, fakir kimse düşünmüyor eskisi gibi. Ömrümüzden bir bayram geçse de bayramlar artık eski bayramlar değil.
Günümüzde bayramlar artık telefonlarla görüntülü arayarak birbirini kutluyorlar, sormazlar kurban kestin mi kesmedin mi. Eskide kurban kesildiğinde etin önce karşı komşu etini tattırmak için bir parça et verirlerdi. Sorulmazdı kurban kesip kesmediğini, bir birlerine et ikram ederlerdi. Bu bir komşuluk hakkıydı.
“Bir bayram havası var” söyleminden uzağız. Ömrümüzden anlam ve maksadından uzaklaşan bir bayram daha geçti.
Ayrıca kurban bayramı Müslümanlar için önem taşıyan birlik, beraberlik veya danışma bilincini koruması vesile olurdu. Kurban kesimi yardımlaşarak yapılır ve kesilen kurban paylaşılırdı.
Kurbanın dine uygun kesilmesi, önemli vurgulardan biridir, denilse de kıyma yapılıp derin dondurucuya yerleştirirler.