Teknoloji bizleri kuşaklara ayırdı. Daha önceki yüzyılları incelediğimizde lügatlarımızda ergen, teknoloji çağı, tıklama, fenomen, YouTuber, tiktoker gibi kavramlar yer almamaktadır.
Bu kavramların yer almadığı dönemlerde telefon yaşına indiğimizde 18-25 yaş aralığı iken şu anda telefona sahip genç aralığı 13-18 yaş arasına kadar inmiştir. Yaş aralığının düşmesiyle birlikte pek çok evdeki çocuklar daha TC kanunlarına göre 18 yaş altı çocuk sayılmasına rağmen telefona dolayısı ile sosyal medya hesaplarına sahip olmuştur.
Bu erken yaşta telefona ve sosyal medya hesaplarına sahip çocuklar daha medya okuryazarlığı dolayısıyla etkin medya kullanımı bilgilerine sahip olmadan tabiri caiz ise teknoloji çağı olarak isimlendirilen iletişim dünyasına düşmüşlerdir. Etkin ve doğru sosyal medya kullanımı bilgisine sahip olmayan çocuklar bilinçsizce sosyal medya kullanarak farklı bir dünya ile tanışmışlardır. Sahip oldukları telefonlar ve onlara ait tabletler ile bu dünyanın içinde adeta savunmasız ve korumasız kalmışlardır. Evde sandalyeden düşmesini dahi sakıncalı görüp koruduğumuz çocuklarımız bilinçsiz şekilde kullandıkları ve savunmasız oldukları teknoloji çağının içerisinde çok daha tehlikeli boyutlarda olaylar arasında kalıyorlar.
Sosyal medya kullanımı her ne kadar yapılan çalışmalar ve araştırmalar ile 18 yaş ve üzerinde de yanlış birtakım kullanımlara sahip olsa da genç nesil bizler için bu konuda daha bilinçli ve etkin olmalıdır.
Öncelikle şöyle bir olay üzerinden başlayalım Emniyet birimlerinde siber suçlar masası adı altında bir suç masası bulunmaktadır. Bu masanın temel görevi sosyal medyada işlenen her türlü kişisel veri suçları ve iletişim suçlarının önüne geçmektedir.
Biz teknolojiyi üreten değil de kullanan toplumlar olarak bilinen yanlışlardan en büyüğü de sosyal medyada sınırsız özgürlüğün olduğu düşüncesidir. Sosyal medya kendi olduğumuz gibi kendimizi yansıtabileceğimiz yararlı kullanılırsa bizlere pek çok kolaylık ve imkân sunan sonsuz bir dünyadır. Ancak ne var ki sosyal medyada da sonsuz özgürlük söz konusu değildir. Nasıl ki gerçek dünyada bir kişiliğimiz, karakterimiz, benliğimiz varsa sosyal medyada da bu durum mevcuttur. Ünlü bir söz vardır özgürlüğün sınırı var mıdır? Evet özgürlüğün sınırı bir başkasının özgürlük alanına kadardır. Sizin özgürlüğünüz bir başkasının özgürlüğünün başladığı An’ı kadardır. Yani sosyal medyada normalde konuşamayacağımız, cesaret edemeyeceğimiz üslupsuz, hakaret ve ayrılıkçı söylemlerde bulunamayız. Sosyal medyada kullanılan tüm hakaret içerikli, kişi haklarına müdahale eden, ayrımcı, ırkçı söylemler siber suçlar masası görevine girmekte ve karşı tarafın haklarını ihlal ettiğiniz anda şikâyet edebilme özgürlüğünü doğurmuş olmaktadır.
Kısaca sizin hakaret etme, aşağılama, ayırma, bölme, kişi kimliğinden yoksun her söyleminiz karşı tarafında şikâyet etme hakkını savunma hakkını doğurur.
Her suçun bir cezası olduğu gibi her gereksiz özgürlüğünde bir bedeli vardır. Sosyal medya da zaman zaman yetişkin dediğimiz insanlarında yaptığı kişi kimliğinden yoksun, ilgi çekme odaklı her paylaşım aynı zaman da genç neslin gereksiz sosyal medya kullanımına ve yanlış etkilenmesine sebep olmaktadır.
Kısa bir inceleme; Siber suçlar masasında bir Gazeteci olarak tanık olduğum kısa bir olaydan örnek vereceğim. K.A isimli 13 yaşında bir çocuk kendisinden kilometrelerce uzakta bulunan A.B isimli 15 yaşında bir çocuk ile sosyal medyada yer alan online bir oyunda tanışmış. Tanışmanın ardından kendilerine ait olan kişisel telefonları aracılığı ile görüşmeye devam etmişler. Görüşmenin ardından A.B isimli çocuk kızdan mahrem bölge dediğimiz kısımların fotoğraflarını istiyor ve kızda bir şekilde bunları çocukla paylaşıyor. Zamanla bu istekler emir kiplerine ve tehditlere dönüyor. Ve istenilen paralar iletilmediği için fotoğrafların sosyal medyalarda paylaşılarak yayılacağı ile tehdit devam ediyor. Çocuk şikâyette bulunmaya annesi ile geldiğinde yapılan araştırmalar sonrası A.B isimli sözde 15 yaşında olan çocuğun aslında C.N isimli 45 yaşında bir adam olduğu öğreniliyor.
Bu olaydan ve daha basına sunulmamış nice olaylardan görüldüğü üzere çocuklar bilinçsiz sosyal medya kullandıklarında son derece savunmasız olabiliyorlar ayrıca yaşları gereği kandırılmaya müsait oluyorlar.
Buradan şu kanıya varmak gerekirse çocuklarımız sosyal medya nasıl kullanmalı?
Öncelikle resmi olarak birey olmamış, henüz kendi karakter ve kişiliği oturmamış, henüz 18 yaşını doldurmamış hiçbir çocuğa kişisel iletişim aracı (tablet, telefon, laptop, dizüstü bilgisayar) alınmamalıdır. Bir çocuğa bu senin sana ait bir telefon vs. dediğimiz anda çocukta hakimiyet oluşur ve ebeveyn olarak cihaz üzerindeki denetimimiz kalkar.
Saat ile çocuğumuzu denetim altında tutmak önemli değildir. 2 saat hakkın var demek çocuğumuzu teknolojinin zararlarından korumaz zira 2 saat içinde de çocuğumuzun başına istenmeyen bir durum gelebilir. Bunun yerine saat verilse dahi kontrollü bir kullanım sağlanmalıdır. Ebeveynler gel bakalım çocuğum nasıl bir oyunmuş, bakalım neler yapıyorsun tarzında çocuğa denetim altında olduğunu hissettirmeden koruma sağlanabilir. Evde bulunan cihazlarda ebeveyn denetim sistemi aktifleştirilerek girdiği kullandığı siteler çocuğumuzun özgüvenini kırmadan takip edilebilir.
İlgisizliğin yoğun olduğu ailelerde çocuklar ilgiyi, sevgiyi başka yerlerde ararlar. Bizim ilgi vermediğimiz, başımızdan attığımız çocuklarımız tehlikelerle karşı karşıya kalabilirler. Çocuklar yapılanı örnek alır söylenileni değil. Çocuğunuza siz TV izlerken veya telefonda saatlerce oyun oynarken istediğiniz kadar teknolojinin zararlarını anlatın o gördüğünü örnek alır, bunun yerine hiç farkında değilmişsiniz gibi tüm aletleri bir kenara bırakıp kitap okuyun, gazete okuyun, bir müzik açıp dinleyin çocuğunuz zamanla bunu yapmaya başlayacaktır.
Çocuğunuzun yaşına uygun olarak ona akılda kalıcı bilgiler anlatın. Çocuğun sorduğu sorulara uzman insanlardan da destek alarak yanıtlar verin. Çocuğun sorduğu bir soru belki toplumumuza veya sizin düşüncenize göre ayıp, günah vs ancak siz terslediğiniz zaman susturup kapattığınız zaman emin olun çocuğunuz o konuyu başka bir yerde açacak ve sizin kontrol edemeyeceğiniz bilgiler edinecektir.
Çocuklar gördüğünü doğru sanır, çoğu zaman bundan kaynaklıdır ki pek çok çocuğun günümüzde hayal mesleği tiktoker, youtuber vs olmaktır ancak bu sorunu da çocuklarla tepki vererek değil güzelleştirerek konuşmak gerekir. Zira hiçbir çocuk evde devamlı sinirli, işinden şikayetçi babası veya annesi gibi olmak istemez oysa işini severek yapan insanlar işini severek yapacak nesiller yetiştirir. Emekle büyütülen ve emek vermenin değerini öğreterek büyüyen çocuklar emek kavramının yüceliğini öğrendikleri için işlerini emek vererek yapmak isterler dolayısıyla Bir kimlik oluşturmanın işini iyi yapmanın önemini gören bir çocuk bunu örnek alır ve kısa yoldan reklamın iyisi kötüsü olmaz yolu ile hayatını yaşamak istemez.
Sosyal medya her ne kadar faydalı, gerekli ve doğru kullanıldığında sonsuz bir bilgi denizi olsa da sosyal medya kullanımına sahip olmayan doğru kullanmayı bilmeyen sadece ilgi çekmek, tepki toplamak amaçlı kullanan insanların da bulunduğu bir ortam bu sebeple dikkatli olmakta ve doğru nesil yetiştirmekte fayda var.