MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Hem terör örgütüyle aynı kareye girip sarmaş dolaş olmanın hem de kalkıp yumuşamadan ve normalleşmeden bahsetmenin inandırıcı bir yanı yoktur” dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimine eleştirilerde bulunarak, “İstanbul’un bugünkü ızdıraplı hali bizleri oldukça üzmektedir. İstanbul’un kötü yönetimi fethin mirasını çarçur etmektedir. Lafa gelince israftan şikayet edenlerin, belediye bütçesini har vurup harman savurması, taş üstüne taş koymaktan aciz olması, yandaş gazetecileri Roma’ya sözde festival adına, gerçekte ise tatile ve sefaya götürmesi ayıplı bir zihniyetin defolu uygulamalarından başka bir şey değildir.
Özel uçak kiralanıp; 7 değil, 17 değil, tam 37 gazetecinin yer aldığı ve toplamda 73 kişilik kafileden oluşan ballı börekli Roma seyahatinden sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin müsriflikten bahsetmesine hiç kimse inanmayacak, hiç kimse de itibar etmeyecektir. İstanbul can çekişmektedir. İstanbul, ‘Kent Uzlaşısı’ çatısı altında DEM’lenenlerin istismarına, istilasına ve tahribatına ne yazık ki mahkum olmuştur. İstanbul’u yüzüstü bırakanların siyasi yüzsüzlüğü ise eninde sonunda yüzlerine vurulacaktır” diye konuştu.
‘ASKERİ YAPTIRIMLARIN TAM VAKTİDİR’
Bahçeli, Gazze’de İsrail’in saldırıları sonucu meydana gelen sivil can kayıpları ile ilgili değerlendirmede bulundu. Uluslararası Adalet Divanı’nın, Gazze’nin Refah bölgesinde saldırıların durdurulmasına yönelik kararına İsrail’in aldırış etmediğini söyleyen Bahçeli, “Bu bölgedeki Birleşmiş Milletler Çadır Kampı’nda hayata tutunmaya çalışan bebekler, çocuklar, kadınlar ve nice suçsuz günahsız insan resmen ateş altına alınarak yakılmıştır. İsrail, savaş uçaklarıyla ölüm saçmıştır. Bizim lügatimizde bu tip vahşeti tanımlayacak ne bir kelime ne de bir kavram vardır. Netanyahu, yani ‘Caniyahu’ başta olmak üzere, İsrail yönetimini tüm öfkemle lanetliyorum.
‘Caniyahu’ ve Savunma Bakanı hakkında talep edilen tutuklama kararının uygun zaman ve zeminde icra edileceği, bu vandalların öldürdüğü her mazlumun, her garibin, her savunmasız insanın hesabını verecekleri kaçınılmaz bir akıbettir. Beklentimiz, İsrail’in katil Başbakanı ve Savunma Bakanı hakkında ülkemizin bir an evvel yakalama kararı çıkarmasıdır. Gazze konusu insanlığın sıcak gündemidir. Bu gündem aynı zamanda küresel ve bölgesel geleceği, pek çok tehlikeyi içerecek şekilde ve çok yönlü etkileyecektir. Soykırım karşısında sessiz ve seyirci kalanlar, üstelik aleni destek sağlayanlar dünya barışına, insanlık huzuruna İsrail’le birlikte müştereken karşıdır. Artık ekonomik, diplomatik ve ticari nitelikli önleyici tedbirler yerine cezalandırıcı, seri ve zincirleme askeri yaptırımları esas alan köklü müdahalelerin tam vaktidir” dedi.
‘YASA DIŞI SEÇİM SURİYE’NİN BÖLÜNMESİNDE YENİ BİR AŞAMA’
Bahçeli, ABD yönetiminin Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK’nın paravan örgütü Suriye Demokratik Güçleri’yle yeni bir oyun kurduğuna dikkat çekerek, “Orta Doğu’nun çalkantılı ortamından istifadeyle; Tabka, Afrin, Deyrezor, Rakka, Münbiç, Cezire başta olmak üzere, Suriye’nin kuzeydoğusunu kapsayan 133 yerel yönetimin belirlenmesi amacıyla 11 Haziran’da sözde bölgesel seçimler yapılacaktır. Bu demokrasi ve yasa dışı seçim girişimi demek, Suriye’nin bölünmesinde yeni bir etap, yeni bir aşama demektir. Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin bu sözde seçimleri tanımayacaklarını ve boykot edeceklerini açıklaması da ayrıca ele alınmalıdır. Bölücü terör örgütünün, ‘Rojava’ adıyla tarif ettiği Suriye’nin kuzeydoğusunda ABD’nin teröristlerle kurduğu sürekli diyaloğu stratejik önemde gördüğü açıktır.
11 Haziran’da yapılacağı duyurulan sözde seçimlerinin senaristi ABD, figüranları teröristlerdir. Türkiye Cumhuriyeti, Suriye yönetimiyle karşılıklı anlayış ve uzlaşma vasatında el ele vererek; yani Ankara ile Şam arasında iş birliği köprüsü inşa edilerek, terör örgütünün işgal ve istila ettiği alanları demokratik vasıtalarla ihata teşebbüsüne katiyen müsaade edilmemelidir. Terörizmin kalbine mızrak gibi inmekten başka çaremiz yoktur. ABD’nin terörizmi politik enstrüman olarak kullanması rezalettir. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ABD’yle kurulan stratejik ortaklık ve müttefiklik bağımız bilinen bir husustur. Ancak ABD’nin komşu coğrafyalarda terör örgütlerine verdiği destek Türkiye’nin güvenliğine aşırı tehdittir. Bu ülkenin terörle arasına ihlali mümkün olmayan kalın bir çizgi çekmesi lazımdır. Türkiye sömürge ülkesi ya da ABD’nin 51’inci eyaleti değildir, olması da mümkün değildir” diye konuştu.
‘GARABET YUMUŞAMAYA KARNIMIZ TOK’
İç siyasetteki yumuşama tartışmalarına da değinen Bahçeli, “Yumuşamadan bahis açılıyorsa, böyle bir şeye ihtiyaç hissediliyorsa, ilk önce neyin sert, nelerin sertlik ihtiva ettiği açıklığa kavuşmalıdır. Elbette ‘Kutuplaşalım ve kavgaya tutuşalım’ demiyoruz. Elbette ‘Tokalaşmak varken, yumruklarımızı sıkalım’ da demiyoruz. Fakat normalleşme ve yumuşama kelimelerini her meselenin başına iliştirip milli haklarımızdan, milli varlığımızdan, milli kimliğimizden, egemen çıkarlarımızdan, Türk ve Türkiye yüzyılı hedeflerimizden ödün isteniyorsa, hiç kimse boşuna çabalamasın, bizim böylesi uçuk kaçık ve garabet yumuşamaya karnımız tok, yüzümüz de dönüktür. Normalleşmesi, milli ve ahlaki normlara uyması gereken muhalefet partileridir. Acemi nalbant gibi kah nalına, kah mıhına vuran Özgür Bey’in bu gerçeği anlaması samimi dileğimdir. Acıkan yanağından, susayan dudağından, yumuşayan da durgunluğundan belli olur. Özgür Bey’in durgun olup olmadığını bilmiyorum; ama yumuşama için önce DEM korkusuyla yüzleşmesini, Türk milleti ve Türkiye ortak paydasında adam gibi duruş göstermesini kendisine tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı.
‘BİTLİ BAKLANIN BİZİM PAZARDA ALICISI YOKTUR’
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile arasında gerçekleşen soru trafiğine işaret eden Bahçeli, “Saçma sapan sorularla, abuk sabuk iddialarla, seviyesiz ve ölçüsüz ifadelerle bizim geri adım atacağımızı falan düşünüyorsa, yanıldığını, yanlışa kapıldığını, çürük tahtaya küflü çivi çakmakla meşgul olduğunu bir gün mutlaka anlayacaktır. Terörist Demirtaş’ı savunanların bize normalleşme cakası satması, 6-8 Ekim ihanetini arkalamaya çalışanların yumuşama masalı anlatması, ‘Kümese girip tavuk haklarını savunacağım’ diyen tilki kadar inandırıcı ve kayda değerdir. Normalleşme ve yumuşamayı, bilhassa Cumhur İttifakı’nın süngü düşürüp mücadelesine sünger çekmesi temelinde planlayanlar, bir an olsun unutmasın ki ak koyunun kara kuzusu da olur, akıllı bildiğini söylemez, ahmak söylediğini bilemez. Bin bilsek de söyleyeceğimiz birdir.
Buna karşılık kimin ne söylediğini, hangi maksatla söylediğini, stratejik, taktik ve psikolojik üstünlüğü elde etmek için kılıktan kılığa nasıl girebildiğini tefrik ve tefsir edecek tecrübeye Allah’a şükürler olsun ki sahibiz. Biz akşama karşı gitmeyiz, tana karşı yatmayız. Hem terör örgütüyle aynı kareye girip sarmaş dolaş olmanın hem de kalkıp yumuşamadan ve normalleşmeden bahsetmenin inandırıcı bir yanı yoktur. Deyim yerindeyse, arpa ekip buğday biçmenin peşine düşenlerin asıl niyetlerini gayet iyi biliyoruz. MHP’nin ve Cumhur İttifakı’nın duruşu bellidir. Hiçbir tezgah, hiçbir kumpas, hiçbir telkin ve algı düzeneği Türkiye’ye ve Türk milletine hizmet kararlılığımızı, Cumhur İttifakı olarak yürüyüşümüzü sekteye uğratamayacak. 31 Mart’tan sonra biti kanlananları uyarıyorum; dikkat etsinler, bitli baklanın bizim pazarda alıcısı yoktur” diye konuştu.
Bahçeli, grup toplantısı ardından basın mensuplarının sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeyle ilgili sorusuna, “Türkiye’de herkes tartışıyor bu konuyu. Tartışma yerine çözüm üretilmesi gerekir” dedi.