Bakan Tunç’tan Kobani davası açıklaması, “Demokrasilerde şiddet çağrısına yer yoktur. İstinaf ve temyiz süreçleri var, bunları bekleyeceğiz” dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kamuoyunda ‘Kobani davası‘ olarak bilinen 6-7-8 Ekim olaylarına ilişkin davada verilen cezalara ilişkin, “Demokrasilerde şiddete değer yoktur, demokrasilerde şiddet çağrısına yer yoktur. Bu anlamda demokratik siyaset yapmak isteyenlere alan her zaman açıktır. Ama gerek Anayasa’mızın 26’ncı maddesi gerek Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 19’uncu maddesi gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11’inci maddeleri şiddeti reddeder, şiddet çağrısını reddeder. Karar, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu bir karardır. İstinaf ve temyiz süreçleri vardır. Bu süreçleri bekleyeceğiz” dedi.
Bakan Tunç, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Düzce’ye geldi. İlk olarak Düzce Valiliği’ni ziyaret eden Tunç, burada Vali Selçuk Arslan, Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, Düzce Cumhuriyet Başsavcısı Yasin Emre ve il protokolü ile basına kapalı bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan Tunç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 28 Şubat davası sanıklarına yönelik af yetkisini kullanmasına ilişkin, “Sayın Cumhurbaşkanımız, Anayasa’nın 104’üncü maddesinin 16’ncı fıkrası gereğince af yetkisini kullandı ve bu yetki çerçevesinde bugün tahliyeler gerçekleşir. Tabii ülkemiz, darbelerin kara lekeleri ile dolu. 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat demokrasiye kara bir leke olarak tarihe geçti.
Bu ülkede darbeler olmasın diye demokrasinin standartlarını yükselttik. Darbecilerin yargılanması Anayasa değişiklikleri ile sağlanmış oldu. Gerek 12 Eylül gerek 28 Şubat darbecileri yargı huzuruna çıktı ve işledikleri suçlar karşılığında da bağımsız ve tarafsız yargı, cezalarını verdi. Büyük mağduriyetlerin yaşandığı 28 Şubat sürecini yaşatan kişiler de yargı önüne çıkıp, yargımız tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına çarptırılmıştı. 12 Eylül darbecilerinin de Anayasa değişikliği ile yargılanmaları sağlandı. Ülkemizde demokrasinin standartlarının yükseltilmesi konusunda mücadelemizi sürdüreceğiz; demokratik, sivil, yeni Anayasa’ya kavuşuncaya kadar TBMM öncülüğünde sürecek. 28 Şubat sanıklarının yaşları ilerlemişti. Yaşlılık, hastalık, kocama ve sürekli hastalık nedeniyle Cumhurbaşkanımıza verilen yetki çerçevesinde af yetkisi kullanıldı ve bugün itibarıyla tahliyeleri gerçekleşecektir” dedi.
KOBANİ DAVASI CEZALARI
Kobani davası cezalarıyla ilgili de konuşan Tunç şunları söyledi:
“Tahliye olacak olanlar var, mahkumiyetler var, beraat edenler var. 6-7-8 Ekim olayları biliyorsunuz. 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde büyük bir tahribata neden oldu. 37 vatandaşımız, Yasin Börü ve arkadaşları kurban eti dağıtırken maalesef katledildiler. Suriye’deki iç karışıklıklar bahane edilerek sokak hareketleri, şiddet hareketleri başlatılmıştı. Bu süreç içerisinde 37 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, okulların iş yerlerinin, ticarethanelerin, evlerin taşlandığı ve saldırılarla karşı karşıya kaldığı bir ortamda, 6-7-8 Ekim olaylarını hep beraber hatırlıyoruz. Sonrasında hemen Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 41 sanığın yargılanmasına başlanmıştı.
Yasin Börü ve arkadaşlarını öldüren sanıklarla ilgili yargılama başlamıştı. Bunlardan 25’i, çeşitli sürelerde hapis cezasına çarptırıldı. 15’i ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Dün karara bağlanan dava ile ilgili olarak Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi kararını açıkladı. HDP’nin o dönemde halkı sokağa çağırması ile ilgili olarak başlatılan adli bir soruşturma ve sonrasında davaya dönüşen ve bugüne, dünkü karara kadar yargılanmaları sürülen davada da 108 sanık yargılandı. Bunlardan 72 tanesi firari, bunların dosyaları tevkif edildi. 36 sanıktan 18’i tutuklu, 18’i de adli kontrollü olarak yargılanıyordu. Dün açıklanan kararla birlikte 24 kişi hakkında Türk Ceza Kanunu 302’nci maddesindeki ‘devletin birliğini bütünlüğünü bozmak suçuna yardım etmek’ TCK 39 gereğince cezaları açıklanmış oldu. 12 sanık hakkında da beraat kararı verildi. Beratlarla ilgili olarak da dün akşam itibarıyla tahliyeler gerçekleşmiş oldu. Bu tür terör olaylarının, şiddet olaylarının ülkemizde bir daha meydana gelmemesi için ülke olarak birlik, beraberliğimizi korumamız en önemli konu.
Terörün her türlüsü ile mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu anlamda Türkiye’yi huzurlu bir geleceğe kavuşturmak, birlik, beraberliğimizi bozmaya yönelik çocuklarımızın geleceğini tehdit eden, Türkiye’nin huzurunu bozmaya dönük faaliyetlere hiçbir zaman müsaade edilmeyecektir. Bütün temennimiz; bu tür şiddet olaylarının bir daha gerçekleşmemesidir. Demokrasilerde şiddete değer yoktur, demokrasilerde şiddet çağrısına yer yoktur. Bu anlamda demokratik siyaset yapmak isteyenlere alan her zaman açıktır. Ama gerek Anayasa’mızın 26’ncı maddesi gerek Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 19’uncu maddesi gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11’inci maddeleri şiddeti reddeder, şiddet çağrısını reddeder. Dolayısıyla bu anlamda da bağımsız ve tarafsız yargımızın vermiş olduğu karar, söz konusudur. Karar, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu bir karardır. İstinaf ve temyiz süreçleri vardır. Bu süreçleri bekleyeceğiz.”
AYHAN BORA KAPLAN SORUŞTURMASI
Tunç, Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik yürütülen soruşturmaya ilişkin de “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın başlattığı bir soruşturma var. Bu soruşturmada gözaltına alınan sivil ya da resmi görevliler var. Bu anlamda bu soruşturmayı hep beraber bekleyeceğiz ve soruşturmanın sonucunu hep birlikte göreceğiz” diye konuştu.
BAKAN TUNÇ’TAN ZİYARETLER
Düzce Valiliği ziyaretinin ardından Düzce Belediyesi’ni ziyaret eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, burada Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü’den belediye çalışmaları hakkında bilgi aldı. Tunç daha sonra Düzce Belediyesi ile AK Parti İl Başkanlığı arasındaki güzergahı yürüyerek esnafa hayırlı işler diledi. AK Parti İl binası önünde partililer tarafından karşılanan Tunç, il teşkilatı ile yapılan toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Tunç, “Vatandaşlarımızın yargı hizmetinden memnuniyetini en üst noktaya çıkarmak, adaletin tecellisi noktasında vatandaşlarımızın adalete güvenini en üst noktaya çıkarmak için elimizden gelen gayreti, teşkilatımızın da desteğiyle göstermenin gayreti içerisindeyiz. AK Parti’miz 22 yıldır iktidarda, 22 yıldan bu yana Türkiye her alanda gelişti, her alanda değişti ve ilerledi. Bunu hiç kimse inkar edemez. Siyasetimizin merkezinde hep insan vardı. Yine insan olmaya devam edecek. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın demeye devam edeceğiz. Sosyal politikalardan, kültüre, adalete, güvenliğe, eğitime varıncaya kadar her alanda insanımızı güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz. İnsanımız güçlü olacak ki aile güçlü olsun, aile güçlü olacak ki toplum güçlü olsun. İstikrarlı kalkınma hamleleri ile de ülkemizin 81 vilayetini her bir köşesini geliştirmenin gayreti içerisinde yolumuza hız kesmeden devam edeceğiz” dedi.
Tunç, yapılan reformlarla temel hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kalktığını belirterek, “Temel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri birer birer kaldırdık. Sessiz devrim sayılan önemli reformları hayata geçirdik. Mevzuat değişiklikleri ile anayasa değişiklikleriyle hak arama yollarını genişlettik. Temel hak ve özgürlükleri daha da hakim eden reformlara milletimizin desteğiyle imza attık. Dolayısıyla bu reformcu anlayışımızdan hiçbir zaman taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. İnşallah demokrasimizi daha da güçlendirerek, yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşma mücadelemizi hep yaptık. Darbeci, vesayetçi anlayışı tarihe gömdük. Milletimizin desteğiyle bu ülkenin demokrasisi daha güçlü olsun diye anayasada gerçekleştirdiğimiz önemli reformları, milletimiz sayesinde gerçekleştirdik. Yapısal reformlar yaptık. Darbecilere karşı dirençli bir demokrasi inşa etmenin gayreti içerisinde olduk. Geçmişte yapılan 12 Eylül, 28 Şubat darbecilerinin yargı önüne çıkarılmasını sağladık. Anayasa değişiklikleri gerçekleştirdik. Yarının huzurunda onların hesap vermelerini sağlamış olduk” diye konuştu.
Tunç, “Bundan sonraki hedefimiz, yeni sivil ve demokratik bir anayasadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde başlatılan çalışmalar var. Meclis başkanımız, şu anda siyasi partilerle görüşmeye devam ediyor. Temennimiz, bu uzlaşma zemini inşallah Meclisimizde sağlanır ve ülkemiz ‘Türkiye Yüzyılı’nın başında demokratik, sivil ve atılımcı bir anayasaya inşallah kavuşur. Anayasamızda bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz gerek yargı alanında yargı birliğinin sağlanması gerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile milletimizin doğrudan doğruya yürütmeyi belirleyerek, demokrasi ve cumhuriyeti güçlendiren yönetim sistemi ve diğer alanlarda önemli reformlara imza attık” dedi.
Anayasada yapılan bazı değişikliklerle vesayetçi ve darbeci ruhu ortadan kaldırmak istediklerini ancak bunun mümkün olamadığını söyleyen Tunç, “Aslında vesayetçi ruhu azaltan, sessiz devrim sayılan reformlar yaptık. Ancak tabii ki anayasamız bir darbe sonrası, darbeciler tarafından yazılan bir anayasa. Süreç içerisinde çok sayıda değişiklikler oldu. O vesayetçi, darbeci ruhu ortadan kaldırmaya yönelik önemli değişiklikler yapıldı. Ancak anayasamızdaki çok sayıdaki değişiklik o yeknesaklığı bozdu. Vesayetçi ruhu ortadan kaldırmak mümkün olmadı. O nedenle ülkemizde bir daha demokrasiye müdahale olmasın, milli irade bayrağı yere düşmesin diye o zaman yüksek standartlı bir demokrasi için, demokratik-sivil bir anayasa için çalışmalarımız sürecek. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde atılımcı bir ruhla tüm siyasi partilerin görüşleri, dışarıdaki sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak yeni bir anayasa yapma süreci inşallah başlar ve onu da başarırız. Milletimize olan borcu da inşallah ödemiş oluruz. ‘Türkiye Yüzyılı’nın başında yeni demokratik sivil bir anayasaya kavuşuruz” dedi.
Tunç, şöyle devam etti:
“Terörün her türlüsüyle mücadele etmeye devam edeceğiz. Ülkemizin, çocuklarımızın geleceğini huzurlu bir geleceğe kavuşma noktasındaki kararlı mücadelemizden de hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Türkiye’yi, Türkiye ekseni dediğimiz dünyada sözü geçen, her alanda hakkaniyetli, dengeli, mazlumun hakkını savunan bir ülke olarak yolumuza cumhurbaşkanımızın liderliğinde devam edeceğiz.”