Antalya’da, 1 kişinin öldüğü, 7 kişinin yaralandığı teleferik kazası şüphelilerinin, 27 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede, Kepez Belediye Başkanı CHP’li Mesut Kocagöz’ün asli kusurlu olduğu belirtildi.
Konyaaltı ilçesinde 12 Nisan’da meydana gelen, 1 kişinin yaşamını yitirdiği, 7 kişinin yaralandığı ve mahsur kalan 174 kişinin 23 saatte kurtarıldığı teleferik kazasıyla ilgili, teleferik işletmecisi ANET’in önceki Yönetim Kurulu Başkanı, mevcut Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün de aralarında olduğu 5 kişi tutuklandı. Kocagöz’ün tutukluluğuna yapılan itiraz ise reddedildi. Kocagöz’ün avukatları, tutukluluğa tekrar itiraz için bilirkişi raporunu bekledi. Bilirkişi raporunun dosyaya eklenmesinin ardından savcılık tarafından hazırlanan iddianame, Antalya 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Hazırlanan 36 sayfalık iddianamede, kazada hayatını kaybeden Memiş Gümüş dahil olmak üzere, 150 kişi müşteki sıfatıyla yer aldı. Aynı iddianamede aralarında Kepez Belediye Başkanı seçilen Mesut Kocagöz, ANET Genel Müdür Vekili Ahmet Buğra Samsunlu, Okan Erol ve Serkan Yellice’nin de olduğu 12 kişi de şüpheli olarak yer aldı. Savcılık, 12 şüphelinin, ‘Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma’ ve ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçlarından cezalandırılmasını istedi.
‘SORUMLULUĞU ORTADAN KALDIRAMAYACAK’
İddianamede, Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz ile ilgili, ‘Mesut Kocagöz’ün 28 Kasım 2023 tarihine kadar Tünektepe Teleferik İstasyonu’nu işleten ANET A.Ş.’de ‘Genel Müdür’ olarak görev yaptığı, ancak Ticaret Sicil Gazetesi’ne göre bu yetkisinin 19.02.2024’te son bulduğu, her ne kadar görev yaptığı süre içerisinde teleferikle ilgili işlem ve bakımların yapılması amacıyla ANET A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Buğra Samsunlu’ya imza yetkisi vermişse de bu yetki devrinin yapılan işlemlerin sorumluluğunu ortadan kaldıramayacağı…
Görev süresi içerisinde yukarıda bahsedildiği üzere ANET A.Ş.’nin MegaTower A.Ş.’ye yaptırmış olduğu bakımlarda eksikliklerin bulunduğu, kazaya sebep olan makara sistemindeki arıza ile ilgili olarak her hakedişte 42 adet makaranın değişmiş olduğu yazılmasına rağmen aynı zamanda toplam makara sayısı olan 196 adet makaranın tornalanmış olduğunun belirtildiği ve bu durumun çelişkiye neden olduğu, zira 42 adet hangi direğe ait olduğu belli olmayan makaranın değişiminden sonra tornalanmasının mantığa uygun olmadığı’ ifadelerine yer verildi.
‘GENEL MÜDÜR SIFATIYLA BU SORUMLULUKLARINI DA İHMAL ETTİ’
İddianamede, Kocagöz ile ilgili yer verilen ifadelere göre; ‘MegaTower A.Ş.’nin yapmış olduğu bakımları kabul yetkisinin ve MegaTower A.Ş.’nin personelinin bahsedilen işleri yapmaya ehil kişiler olup olmadığını araştırma yetkisinin genel müdür sıfatıyla kendisinde bulunmasına rağmen yukarıda bahsedildiği üzere MegaTower çalışanlarından üst istasyon otomasyon sorumlusu Suphi Kaplan, makine onarım sorumlusu Kazım Kılıç ve yine makine bakım onarım sorumlusu Orhan Karaoğlan’ın bu işleri yapmaya yetecek herhangi bir mesleki belgesinin bulunmadığı tespiti karşısında genel müdür sıfatıyla bu sorumluluklarını da ihmal ettiği’ belirtildi.
‘KOCAGÖZ, ASLİ KUSURLU’
Kocagöz’ün kazada asli kusurlu kabul edilmesinin istendiği iddianamede, şöyle denildi:
“Anadolu Teleferik A.Ş.’nin akreditasyon yetkisinin bulunmadığı, dolayısıyla bu işi yapabilecek bir onay merci olmadığı hususları da değerlendirildiğinde bu anlamda da bir ihmal gösterildiğinin anlaşıldığı, kazanın meydana geldiği 5 numaralı direkte her ne kadar teknik bir laboratuvarda teknik bir inceleme yapılmamışsa da gözle görülür bir şekilde bağlantı noktalarındaki cıvatalarda korozyonların bulunduğu, bazı cıvataların eksik olduğu ve ilk izlenime göre uzun süredir bakım görmediği anlaşılmış olup, bu sürenin şüpheli Mesut Kocagöz’ün ANET A.Ş. Genel Müdürü olarak görev yaptığı zamana kadar tekabül ettiği değerlendirildiğinden, bu anlamda da ihmalin bulunduğu ve bu nedenle de süregelen ihmaller zinciri ile kazanın meydana geldiği, Mesut Kocagöz’ün bu kazanın yaşanmasında asli kusurlu olduğunun kabulü.”
‘7’Sİ ASLİ, 5’İ TALİ KUSURLU’
İddianamede, Mesut Kocagöz, Ahmet Buğra Samsunlu, Edip Kemal Bahadır, Serdar Tezcan, Okan Erol, Serkan Yellice, Suphi Kaplan’ın asli kusurlu, Orhan Karaoğlan, Kazım Kılıç, Hüseyin Ay, Özgür Ermiş ve Aziz Azizoğlu’nun tali kusurlu olduğunun kabul edilmesi istendi. Savcılık, şüphelilerin 27’şer yıla kadar cezalandırılmasını istedi.
KAZANIN NASIL MEYDANA GELDİĞİ YER ALDI
İddianamede ayrıca kazanın nasıl meydana geldiği de yer aldı. Devrilmiş direğin çekici ya da taşıyıcı halatların makara içerisine sıkışmasıyla kesici anahtarın (emniyet sivici) görevini yapamaması sonucu halatın çekmeye bağlı olarak direğe moment uyguladığı ve direğin alttan ikinci katındaki flanşların cıvatalarının kopmasıyla birlikte direğin devrildiği kaydedildi. Direğe halatın dolanmadığının belirtildiği iddianamede, “Direğin devrilme aşamasında makaranın arasına halatın girmesiyle makaranın deforme olduğu ve dolayısıyla halatın sıkışmasıyla değil cıvataların yükü taşıyamayıp kopması yüzünden direğin devrilmiş olduğu tespit edilmiştir” denildi.
‘EĞİTİMİM VE TECRÜBEM YOKTU’
Diğer yandan MegaTower A.Ş.’de mekanik bakım görevlisi olarak çalışan şüpheli Kazım Kılıç, ifadesinde lise mezunu olduğunu, Elektrik ve Elektronik Bölümü’nü 2 yıl eğitim aldıktan sonra bıraktığını ve otellerde işçi olarak çalıştığını söyledi. Kılıç, ifadesinde şu ifadelere yer verdi:
“Herhangi bir teknik birimde çalışmadım. 2023 yılı Eylül ayında MegaTower şirketi bünyesine mekanik, teknik personel olarak işe başladım. Geçmişte bu birimle ilgili herhangi bir eğitim almadım, herhangi bir tecrübem de yoktu. Bu işte çalışmak için benden herhangi bir sertifika ve diploma şartı aranmadı. Serkan Yellice’nin emir ve talimatları doğrultusunda çalışmaktaydım. 2023 Eylül ayından beri herhangi bir ağır bakım yapılmadı. Sadece 2 haftalık yıllık bakım gerçekleşti.”