BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, ABB yönetiminin, kentin ambleminin yarışma ile Ankaralılara sorulmasına dair teklifi, siyasi partilerin gruplarına sunmasına ilişkin, “Bu amblem mevzusunu tabulaştırmamak, kutsallaştırmamak lazım. Ankara’da yaşayan hiç kimse Hititlerin torunu değil” dedi.
BBP lideri Mustafa Destici, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya ve heyetini ziyaret etti. Destici, daha sonra genel merkez binasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
‘TÜRKİYE 1980 ANAYASASINDAN KURTULMALI’
Destici, Türkiye’nin gündeminde en çok tartışılan konulardan bir tanesinin yeni anayasa değişikliği olduğunu söyleyerek, “Bugün de Meclis Başkanımız Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nı ziyaret etti. Bu hususla birlikte mecliste diğer grubu bulunan parti genel başkanlarla da ziyaret edeceğini söyledi. Belki grubu bulunmayan partileri de ziyaret edecek. Belki dışarıda olanları da ziyaret edecek. Bunu zamanla göreceğiz.
Biz Büyük Birlik Partisi olarak kurulduğumuz günden beri hep şunu söyledik. Türkiye 1980 darbesini gerçekleştiren bu darbecilerin, cuntacıların yaptırmış olduğu anayasadan anti demokratik anayasadan bir an önce kurtulmalı; yeni, sivil demokratik ve hukukun üstünlüğünü önceleyen aynı zamanda toplumun değerlerini, inancını, kültürünü önemseyen bir anayasa yapması lazım. Yeni bir anayasa yapması lazım. Bugüne kadar mevcut anayasada pek çok değişiklikler oldu. Ama neticede her zaman yeni değişikliklere ihtiyaç duyuldu. İşte 2017’de yine anayasa değişikliği oldu. Aradan 7 sene geçti. Şimdi tekrar anayasa konuşuluyor. Keşke o zaman toptan bir anayasa değiştirilebilseydi.
İnşallah partilerimiz kendi parti menfaatlerini değil de ideolojik çıkarlarını değil de devletin, ülkenin, milletin, hukukun çıkarlarını, demokratikleşmeyi, hukukun üstünlüğünü öne koyarak bir anayasa yapma konusunda uzlaşmacı bir tavır ortaya koyarlar ve Türkiye’de bu darbe anayasasından kurtulur. Büyük Birlik Partisi bugüne kadar yapılan bütün anayasa değişikliklerini ister mecliste olduğumuz dönemlerde ya da meclis dışı referandumlarda da hep evet vermiştir. Bundan sonra da anayasa değişikliklerinin elbette içerisine bakacağız. Bizim de hassas olduğumuz konular var. Ama demokratikleşme ve hukukun üstünlüğü konusunda biz her zaman tavrımızı net bir şekilde koyduk. Bundan sonra da koymaya devam edeceğiz” diye konuştu.
‘BİRECİK BELEDİYE BAŞKANI ÇOK GÜZEL BİR ÖRNEK OLDU’
Destici, geçtiğimiz hafta Batman ve Şırnak’a ziyaret gerçekleştirdiklerini belirterek, “Fakat orada hatırlarsanız bir şeye özellikle dikkat çekmiştik. O da neydi? PKK’nın uzantısı Dem Partisi’nden belediye başkanı seçilen belediye başkanları ya da belediye meclis üyelerinin baskı altında olduğunu, belediyeleri onların yönetmediğini, onların sadece makamlarında misafir ağırladıklarını, temsil görevinde bulunduklarını, belediyeyi esas ‘kandil’ onların ifadesiyle ‘önderlik’ yani terör örgütü tarafından atanan gerçek fiili olarak belediye başkanlığı yapan terör örgütü elemanlarının yönettiğini ifade etmiştik. İşte bu dediğimizi tam da doğrular somut bir gelişme yaşandı.
Şanlıurfa Biricik Belediye Başkanı Dem Partisi’nden seçilen Mehmet Begit ve dört meclis üyesi partilerinden istifa ettiklerini açıkladılar. İstifa gerekçeleri olarak neyi söyledi Belediye başkanı ne dedi? Bayrağımıza, İstiklal Marşı’mıza, Atatürk ve Cumhurbaşkanı posterine yapılmak istenen saldırıları ve müdahaleleri kabul etmiyoruz’ dedi. Çok güzel. İkincisinde de şunu söyledi. ‘Seçimler sonrası dışarıdan yönetme hususunda baskılar oluşmaya başladı’ dedi. Tam da bizim söylediğimizi ifade etti.
İşte biz şu anda Dem Partisi’nden seçilmiş olan ve yüreğinde hala vatan, millet, din, devlet, ezan, bayrak sevgisi taşıyan; birlikten, beraberlikten yana olan herkesin bu tavrı göstermesini bekliyoruz. Birecik Belediye Başkanı çok güzel bir örnek oldu. Dolayısıyla da inşallah diğer belediye başkanlarından da bu tavrı beklediğimizi buradan ifade etmek istiyorum” dedi.
‘GÖRÜŞLERİMİZİ İLETTİK, MEMNUN KALDIK’
Destici, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Başkan Vekili ile yaptıkları görüşmeye ilişkin, “HDP’nin kapatılması ve Türkiye’nin gündeminde olan hemen hemen tüm konuları bir ölçü dairesinde konuşma, değerlendirme ve en önemlisi de görüşlerimizi ifade etme fırsatı bulduk. Bunları konuştuk. Ama tabii o içeride konuştuklarımızı buradan paylaşmam çok doğru olmaz. Ama şunu ifade edebilirim. Tabii Anayasa Mahkemesi de yasaların ve anayasanın kendisine verdiği yetkilere dayanarak bir süreç işletmekte ama kamuoyu şunda çok açık ve net. Yani bugüne kadar çoktan kapatılması gerekiyordu. Süreç çok uzadı. Bir de bu hazine yardımının biliyorsunuz bir tedbir konmuştu.
Daha sonra bu tedbir kaldırıldı. Tabii bu konularda bizlerin ve halkımızın büyük bir memnuniyetsizliği oldu. Biz her platformda zaten bu düşüncelerimizi paylaştık. Büyük Birlik Partisi olarak kanaatimiz şudur ki bu zamana kadar çoktan kapatılmalıydı. Ve kesinlikle ve kesinlikle de o hazine yardımı için verilmiş tedbir kararı asla kaldırılmamalıydı. Önümüzde bir yeni anayasa süreci var. Uyum yasaları süreci var. Siyasi partileri doğrudan ilgilendiren başka kanunlar, yasalar, anayasanın başka hükümleri var. Bütün bunlarla ilgili görüşlerimizi ifade ettik. Kendilerini dinledik. Gerçek anlamda memnun kaldık” ifadelerini kullandı.
‘AMBLEMLER DEĞİŞMEZ DİYE BİR ŞEY YOK’
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ‘amblem değişikliği’ açıklaması ile ilgili Destici, şunları söyledi:
“Bu amblem mevzusunu tabulaştırmamak, kutsallaştırmamak lazım. Elbette değişebilir. Yani bizim buna bir itirazımız yok. Ama Hitit güneşini getirmeye kalkarsan ben buna itiraz ederim. Yani burası bir Türk İslam devleti artık ve Ankara’da bu Türk İslam devletinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başkenti. Dolayısıyla da bizim Hititlerle falan da bir alakamız yok. Ankara’da yaşayan hiç kimse Hititlerin torunu falan değil. Dolayısıyla da onun üzerinden Ankara üzerinden kaç devlet, millet geçmiş uygarlık geçmiş.
Dolayısıyla da daha güzel Türk’ü, İslam’ı, Türkiye Cumhuriyeti devletini, başkent oluşunu vurgulayan daha güzel bir amblem ortaya çıkarsa niye olmasın? Ama Hitit Güneşi’ne dönecekse biz ona evet demeyiz. Oradaki arkadaşlarımız da evet demesin. Ama daha güzel bir amblem, daha şık bir amblem olabilir. Yani amblemler değişmez diye bir şey yoktur yani. Bunları da tabulaştırmamak lazım. Değişebilir ama kültürümüzü, inancımızı ve devletimizi temsil etmek şartıyla.”