Evlerde sıklıkla kullandığımız çamaşır ve bulaşık deterjanlarındaki risklere dikkati çeken Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, “Deterjanların içinde bulunan kimyasallar, besin alerjilerinin gelişimine de zemin hazırlamaktadır” dedi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan temizlik ürünlerinin, sağlığa etkilerine dikkat çekti. Prof. Dr. Nacaroğlu, son 60 yılda yapılan araştırmalarda, besin alerjisi, astım ve alerjik rinit gibi hastalıkların artışında bu ürünlerin aktif maddelerinin önemli bir etken olduğunun kanıtlandığını belirterek “Alerjik hastalıkların artışında genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etkenlerin de önemli bir rol oynadığı ortaya kondu. İşte bu çevresel faktörler arasında, günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan deterjanlar ön plana çıkıyor.
Deterjanlar, cilt ve mukoza bariyerimizi zayıflatmakta, alerjen ve zararlı maddelere karşı doğal savunmamızı tehlikeye atıyor. Deterjanlar, içerdikleri sert kimyasallar nedeniyle deride tahriş ve hasara yol açabilir. Bu, alerjen maddelerin deri yoluyla vücuda girişini kolaylaştırır ve alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebilir. Ayrıca, deterjan kalıntılarının nefes yoluyla alınması, astım ve diğer solunum yolu alerjilerinin tetiklenmesine yol açabilir” diye konuştu.
“KİMYASALLAR DERİ ÜZERİNDE ZARARLI ETKİLER BIRAKIYOR”
Evlerde sıklıkla kullanılan çamaşır ve bulaşık deterjanları gibi temizlik ürünlerinin, sodyum dodesil sülfat (SDS) ve sodyum dodesil benzen sülfonat (SDBS) gibi maddeler içerdiğine işaret eden Prof. Dr. Nacaroğlu, şöyle devam etti:
“Bu maddeler, cildimizin koruyucu bariyer fonksiyonunu bozarak alerjik reaksiyonların tetiklenmesine neden olabilir. Bilimsel çalışmalar, bu kimyasalların derimiz üzerindeki zararlı etkilerini gözler önüne sermekte; deri bariyer bütünlüğünün bozulması sonucunda alerjik hastalıkların ortaya çıkması arasında güçlü bir bağlantı olduğunu belirtmektedir. Deterjanların içinde bulunan kimyasalların, deri bariyerimizde bulunan proteinlerin düzenlenmesini bozduğu ve alerjik proteinlerin üretimini tetiklediği kanıtlanmıştır. Bu durum atopik dermatit, alerjik rinit gibi hastalıkların yanı sıra besin alerjilerinin gelişimine de zemin hazırlamaktadır.”
“YIKAMA SONRASI DETERJAN KALINTILARI OLABİLİR”
Prof. Dr. Nacaroğlu, sanayi tipi bulaşık makinelerinde de risk bulunduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
“Restoranlarda kullanılan sanayi tipi bulaşık makineleri, genellikle yüksek sıcaklıkta güçlü deterjanlar kullanarak kısa sürede temizlik sağlar. Ancak özellikle deterjanlar yüksek konsantrasyonlarda kullanıldığında, yıkama sonrası tabaklarda, çatal bıçaklarda ve pişirme ekipmanlarında deterjan kalıntıları bırakabilir. Bunların kullanımı ile yüksek oranlarda deterjan maruziyeti ile yemek borumuzda ve bağırsaklarımızda deri bariyeri bozularak alerjik yemek borusu ve bağırsak hastalıklarında artış olduğu birçok çalışmada gösterilmiştir.
Bu bağlamda, özellikle çocukların ve alerjik bünyeye sahip bireylerin kullanımına sunulan deterjanların içerikleri konusunda daha bilinçli olmamız gerekmektedir. Deterjan etiketlerinde yer alan kimyasal bileşenler hakkında farkındalık yaratmak, potansiyel alerjenlere karşı korunmamızı sağlayacaktır. Ayrıca, mümkün olduğunca az kimyasal içeren doğal temizlik ürünleri tercih etmek, alerjik hastalıkların önlenmesinde önemli bir adım olabilir.”
“BİLİNÇLİ TÜKETİM, SAĞLIKLI NESİLLERİN TEMİNATIDIR”
“Ne kadar temizlik bizim için önemliyse, kullandığımız ürünlerin sağlığımızı tehdit etmemesi gerekmektedir. Bu bağlamda, doğru ürün seçimi ve bilinçli kullanım, hem bizi hem de sevdiklerimizi koruyacaktır. Bilinçli tüketim, sağlıklı nesillerin teminatıdır” diyen Prof. Dr. Nacaroğlu, günlük hayatımızda deterjanların oluşturduğu riskleri en aza indirmenin yollarını şöyle sıraladı:
“Evde cam ve yerlerin silinmesinde kullanılan deterjanların dozajı azaltmak ve mutlaka arkasından su ile durulama yapmak. Kullanım sıklığı mümkün olduğunca azaltılmak.
Temizlik sonrası iyi havalandırma yaparak, solunum yoluyla alınabilecek kimyasalları ortamdan uzaklaştırmak.
Doğal temizlik maddeleri, örneğin sirke veya karbonat gibi alternatifler ve bitkisel temizleme ürünleri kullanmak.
Temizlik sırasında deri ile doğrudan teması azaltmak için eldiven gibi koruyucu araçlar kullanmak.
Kullanım sırasında deterjanların tozunun deriye temasını azaltmak.
Deterjan ve temizlik maddesi alırken içeriklerini kontrol etmek, zararlı kimyasallardan arındırılmış ürünleri tercih etmek.
Bulaşık deterjanlarını çok daha az kullanmak ve yıkama sonrası bir kez daha durulamak. Ayrıca bulaşık makinasının içinden çıkan tabağı, çanağı da bir kez daha durulamak. Çamaşır suyu kullanmamak.”