Akışına bırakalım… Eski hikayeler bulutların ardında yaşanırdı. Artık evlere kapanan hayatlar var. Mutlak suretle ızdıraplı yaşamlar.
Hava kararıyordu. Ateşin başında odunların çıtırtısı duyuluyordu. Havaların soğumaya başladığı bu zamanlarda durgun olmak normal bir şey gibiydi. Son zamanlarda kaosdan sonra hep bir beklenti vardı. Gözüm daldı, alaz’ın yüzüme vurmasına. Sırtımda ise bir ayaz. Sahillerin bu kadar soğuk olduğunu bilmezdim. Ama, güneşin yanımızdan ayrılışını da kabul etmek gerekirdi. Yakında tahta bir kulübeden oluşan etrafı çitlerle çevrili bir kafe vardı. Gitar sesi, dalga sesleri ile ahenk oluşturuyordu. Çakıl taşlarına sıkışmış plastik sandalyeler gıcırtı yapıyordu.
Mehmet, ateşin başında gelecek kaygısının etkisiyle ne yapacağını düşünüyordu. Askerden yeni gelmişti. Arkadaşları vasıtasıyla bir iş bulmuş ve bir ay sonra memleketini bırakıp Bursa’ya gidecekti. Her şey yolunda gözüküyordu. Ama sevgilisini burada bırakmak istemiyordu.
Askerliği boyunca sürekli birbirlerini arayıp mesajlaşmışlardı. Ama son zamanlarda sevgilisi, kendisine soğuk davranıyordu. Onunla bir yuva kurup Bursa’ya taşınmak istiyordu. Ama sevgilisi Deniz, evlilik için erken olduğunu düşünüyordu. 25 yaşında olmak evlilik için erken bir yaş mıydı? Sevgiyle her şey çözülür müydü?
Asıl önemli olan Deniz, neden kendisine soğuk davranıyordu. Asker’deyken her boş anında aramıştı. Ayrıca bu ilişki için 4 sene emek vermişti. Buna rağmen o, boşluğa düşmüş müdür? Başkasına kalbini açmış mıdır? Bu düşünce Mehmet’e derin bir nefes vermesine neden oldu. Titreyen ellerine ve buğulu gözlerine rağmen bir karar vermesi gerekiyordu. Ya tek başına Bursa’ya gidecek ve çalışmaya başlayacaktı. Sevgilisi ise anılar ile burada kalacaktı. Ya da onu evlenmeye ikna edecekti. Onun düşünceleri az çok biliyordu. Tekrar bir araya gelip konuşmak veya tartışmak istemiyordu. Akışına mı bırakmalıydı. Bu kelimenin anlamını biliyordu. Akışına bırakmak…
Akışına bırakmak, bir daha hiç bir zaman aynı şekilde olmayacağı hatta kopacakları anlamına geliyordu. İster istemez bu durumu kabullendi. Son bir ayı arkadaşları ile geçirecek ve şehre veda edecekti. Deniz’e son mesajı “Akışına bırakalım” oldu. Artık elleri titremiyordu.
Belki’de yeni bir şehir, yeni bir düzen ve başlangıç demekti.
NOT: İlişkiler’den anlamıyorum.