Sosyal medya ve çocuklar.. Sosyal medya her geçen gün hayatımızın daha da içine giriyor. Bu süreçle beraber sosyal medya üzerinden para ve popülarite kazanmak da mümkün oldu.
Bunun yanında duygusal olarak onaylanma isteği, mutluluğu kanıtlama arzusu, başkalarının beğenisiyle tatmin olmak gibi birçok duyguyu da beraberinde getirdi. Ve tüm bunlar olurken henüz gerçek dünyayı bile anlamlandıramamış çocuklar bu amaçlara hizmet etmeye başladı.
Kendi gizli hesaplarında, ailesi ve yakın çevresiyle yapılan dozunda paylaşımlardan bahsetmiyorum. Ama herkese açık hesaplarda paylaşılan, çocuğun hayatının ayrıntıları sosyal medyadan muhtemelen asla silinmeyecek. “İnstamomlar” çocuğu yemek yerken, ağlarken, banyodayken, üzerini değiştirirken, denizdeyken yani kısacası her durumda ve mekanda özel alan kurallarını ihlal ederek paylaşımlar yapıyor. Bu durum eleştirilince de “Benim çocuğum, size ne?” savunmasıyla karşılaşılıyor. Ancak çocuğun onların olması onun mahremiyetine böyle zarar vermeyi meşru kılmaz.
Telefonun diğer ucundaki insanın kim olduğunu asla bilemezsiniz. Ne paylaşımınızı yeniden paylaşmasına mani olabilirsiniz ne de çocuğunuz hakkında ne düşüneceklerine. Yazmaktan ve okumaktan bile çekindiğimiz şeyler telefonun ucunda kontrol edemediğiniz o yabancının normali olabilir. Bunu kontrol edemezsiniz. Çocuğun güvenliği bir yana gelecekte sosyal medyada bulunmak istemek ya da istememek onun tercihidir. En savunmasız olduğu anların bu mecralarda dolaşmasını istememek herkesin en doğal hakkıdır.
Ayrıca bugün banyodayken fotoğraflarını paylaştığınız çocuğa yarın mahremiyet eğitimi veremezsiniz. Verseniz bile davranışlarınızla zıtlaşan her söz çocuk nezdinde geçersizdir. Mahremiyetin ne olduğunu bile bilmeyen çocuklar neyin istismar olduğunu da kavrayamayacaktır. Bu yüzdendir ki çocuğun özel alanını kamu malıymışçasına paylaşmak da bir çeşit istismardır.
Çocuklar; siz ebeveynlerin bir uzvu, istediğiniz gibi kullanabileceğiniz bir çeşit meta değiller. Başkaları tarafından onaylanma, beğenilme isteklerinizi giderebileceğiniz oyuncaklar değiller. Kendi küçük reklamlarınızda oynatıp parasıyla sefa süreceğiniz oyuncular değiller. Dünyaya getirmeyi seçtiğiniz, güvenliğini ve bakımını sağlamakta yükümlü olduğunuz bağımsız bireylerdir. Ve her biri zamanı gelince sizden ayrılıp kendi hayatlarına dönecekler. Bu hayatlarını da ağlarken çekilmiş, üzerine de sizce komik bir yazı yazılmış videolarını sildirmeye çalışmakla geçirmeleri hoş olmaz.
Son olarak, sizce masum ve zararsız olan şeyler herkesçe öyle değildir. Dilerim ki ebeveynler işin ciddiyetini kavrar ve gelecek yılların popüler davası unutulma hakkı davaları olmaz.