Onkoloji uzmanı Dr. İlhami Ünal, radyoterapinin neredeyse tüm kanser türlerinin tedavisinde etkin bir yöntem olduğunu söyleyerek, “Radyoterapi vücuttaki neredeyse tüm kanserlerin tedavisinde kullanılabilmektedir” dedi.
Güven Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü’nden uzman Dr. İlhami Ünal, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası dolayısıyla kanser hastalığı ve radyoterapi hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Ünal kanserden korunmak için elektronik olanı da dahil olmak üzere sigara ve diğer tütün ürünleri kullanımının bırakılmasını, alkol tüketiminin azaltılmasını, özellikle salam ve sosis gibi yüksek katkılı ve işlenmiş gıdalardan olabildiğince uzak durulmasını, uyku düzenin sağlanmasını, günlük su tüketiminin 2-3 litre düzeyinde olmasını, stresten kaçınılmasını, düzenli egzersiz yaparak sedanter yaşamdan uzaklaşılmasını ve obeziteye karşı dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi.
Kanser hastalarında cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi yöntemlerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. İlhami Ünal, radyoterapinin neredeyse tüm kanser türlerinin tedavisinde önemli rolü olduğunu söyledi. Dr. Ünal, “Radyasyon, enerjinin bir yerden başka bir yere transferi olarak tanımlanabilir. Radyoterapi, temelde kanser tedavisinde kullanılan ve halk arasında ışın ya da şua tedavisi olarak bilinen iyonizan radyasyonla tedavi etme yöntemidir. Radyoterapi uygulanan hastalarda vücudun belirlenen yeri sadece seans sırasında geçici bir süre bu radyasyondan etkilenir.
Radyoterapi seansının tamamlanmasının ardından hasta vücudunda herhangi bir radyasyon taşımaz. Bu nedenle etrafa karşı herhangi bir bulaştırıcılığı yoktur. Radyasyon onkoloğu tarafından, bu çekilen planlama BT görüntüsü PET ve MR gibi hastanın diğer görüntüleri ile füzyon yapılarak birleştirilir. Planlama BT görüntüsü üzerinden üç boyutlu olarak tedavi uygulanacak alanın konturlanması ilgili doktor tarafından yapılır. Bilgisayar ortamında oluşturulan planın gerçek hayattaki ışınlama ile aynı olduğunun görülmesi için radyoterapi cihazında plan ölçümleri yapılır ve dijital ortamın gerçek yaşamla yüzde 100 oranda aynı olduğu saptandığında kalite ve plan kontrolü tamamlananmış olur. Bütün bu işlemler 1-2 gün gibi kısa bir sürede tamamlandıktan sonra hastanın radyoterapisine gönül rahatlığı ile başlanılabilir” dedi.
UYGULANAN TEKNİK KİŞİDEN KİŞİYE FARKLILIK GÖSTERİR
Hangi hastaya hangi teknikle ve toplam hangi dozda radyoterapinin uygulanması gerektiğinin radyasyon onkoloğu tarafından belirlendiğini söyleyen Dr. Ünal, “Günümüzde radyoterapi, SRS (Stereotaktik radyocerrahi), SBRT (Stereotaktik vücut radyoterapisi, IMRT (Yoğunluk ayarlı radyoterapi), VMAT (Hacimsel ayarlı ark tedavisi), IGRT (Görüntü kılavuzluğunda radyoterapi), Adaptif Radyoterapi, Solunum Kontrollü Radyoterapi, Yüzey Takip Sistemli Radyoterapi, genel anestezi altında radyoterapi gibi birçok farklı tekniklerle uygulanabilmektedir. Her hastaya özel olarak değerlendirilmesi gereken radyoterapi tekniği ve doz planlaması, bu konuda uzman ve tecrübeli hekimler tarafından belirlenmelidir.
Radyoterapinin asıl amacı tümör hücresinin yok edilmesidir. Kişide aktif bulunan tümöral lezyon ya da olası kötü huylu hücrelerin yok edilmesi hedeflenirken normal vücut hücrelerinin en üst seviyede korunması amaçlanır” diye konuştu.
‘KULLANDIĞIMIZ YÜKSEK TEKNOLOJİYE SAHİP CİHAZLARLA RADYOTERAPİ YAN ETKİLERİ AZALDI’
Teknolojik gelişmelerle birlikte radyoterapi alanında da önemli gelişmeler meydana geldiğini söyleyen Dr. Ünal, radyoterapi sonrasında ağır etkilerin yaşanmadığı belirtti. Dr. Ünal, şunları söyledi: “Radyoterapi uygulanan kişilerin hastalık tiplerine bağlı olarak tedavi edilen vücut bölgeleri, radyoterapi tekniği, radyoterapi planı, toplam radyoterapi dozu gibi faktörler nedeniyle kişiden kişiye değişebilecek yan etkiler görülebilmektedir.
Görülebilecek yan etkiler arasında ciltte kızarıklık, kaşıntı, halsizlik, yutkunmada zorluk, ağız kuruluğu, bulantı, idrar yaparken yanma hissi gibi durumları söyleyebiliriz. Her hastanın tedavi planı ve yan etki profili farklı olacağı için radyoterapi uygulanan kişilerin mutlaka hekimleri ile yapmaları gereken şeyleri detaylı şekilde konuşmalarını öneririz.”
KANSERLE MÜCADELEDE BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM ÖNEMLİ
Radyoterapinin özellikle akciğer, meme, prostat, baş-boyun, beyin, lenfoma, jinekolojik organlar, mide ve rektum kanserlerinin öncelikli tedavilerinde ve tüm kanser türlerinin metastazlarının tedavisinde büyük rol oynadığını belirten Dr. Ünal, “Radyoterapi vücuttaki neredeyse tüm kanserlerin tedavisinde kullanılabilmektedir. Son yıllarda donanım ve yazılımla ilgili teknolojik gelişmelerin sağladığı faydalarla birlikte kullanmaya başladığımız yeni teknoloji radyoterapi cihazları sayesinde, günümüzde çok farklı radyoterapi teknikleri ile tedaviler uygulanabilmektedir.
Kanser tedavisinin vazgeçilmez üç modalitesinden biri olan radyoterapi, bu gelişmiş cihazlar sayesinde tedavi algoritmalarında değişiklikler oluşturmakta ve bu değişimin ileriki zamanlarda da devam edeceği öngörülmektedir. Kanser hastalığının tedavisinde radyoterapi, cerrahi ya da kemoterapi kimi zaman tek başlarına yeterli bir tedavi seçeneği oluşturabileceği gibi kimi zamanlarda bu yöntemlerin farklı sıralamalarla birlikte kullanımları da olabilmektedir. Hangi hasta için hangi algoritma oluşturulacak olduğu onkolojik nosyonu bulunan klinikler tarafından multidisipliner yaklaşımla belirlenmelidir” dedi.