CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Recep Tayyip Erdoğan, emekliye zam yapalım deyince, ’emekliye para yok’ diyor. Emekliye para verirsem çalışanlara maaş ödeyemem diyor. Yani çalışanlarla emeklileri karşı karşıya getirmeye çalışıyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Candan Yüceer’in ‘Proje Tanıtım Toplantısı’nın ardından Çorlu ilçesine geçerek Cumhuriyet Meydanı’nda vatandaşlara seslendi. Çorlu’da olmaktan mutlu olduğunu söyleyen Özel, “Çünkü o gazi Mustafa Kemal Atatürk kara tahtanın önüne geçip bugün kullandığımız alfabeyi de ilk kez Tekirdağ’da tanıtmıştı. Devrim yasalarının 100’üncü yılı kutlu olsun. Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşasın. Öyle bir yerdeyim ki; içim o kadar rahat ki” dedi.
‘EMEKLİ İLE ÇALIŞAN KARŞI KARŞIYA DEĞİLDİR’
Çorlu Belediye Başkanı ve yeniden aday gösterilen Ahmet Sarıkurt’un hizmetlerini anlatan Özel, Büyükşehir Belediye Başkan adayı Candar Yüceer’e de destek istedi. Emekliler ve gençlerle konuşmak gerektiğini belirten Özel, şöyle dedi:
“Gençlere vurgu önemli ama bu memlekette en büyük sıkıntıyı çeken de emekliler. Emeklilerin durumunu görmek, emeklileri bir konuşmak lazım. Şöyle ki bu Recep Tayyip Erdoğan geldiğinde en düşük emekli maaşı bir buçuk asgari ücretti. Bugünkü parayla 25 bin lira olması gerekiyordu. Ama bugün 10 bin lira. Tayyip Erdoğan geldiğinde bir emekli maaşıyla en düşük emekli maaşıyla ki o zaman emeklilerin yüzde 20’si en düşük emekli maaşını alıyordu. Şimdi çok önemli bir kısmı.
Neredeyse yüzde 60-70’i 10 bin lira alan emekli, Tayyip Erdoğan geldiğinde en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Şu anda kaç oluyor? 2,5 çeyrek altın. Yani Tayyip Erdoğan görev süresi boyunca emeklilerin cebinden ayda 5.5-6 tane çeyrek altın almış. Bunun hesabını soracak mıyız? Geçen gün ’emeklilere zam yap’ dedim. Hiç olmazsa 1,5 asgari ücret ama bizim CHP olarak ilk teklifimiz hiç olmazsa şimdilik bir asgari ücret. 10 bin liralık emeklilere bir kart verelim.
Maaşlarını 17 bin liraya çıkaralım, devletin hizmetlerinden, devletin yaptığı hizmetlerden ücretsiz yararlanmalarını sağlayalım. Elektrikte, suda ve doğal gazda yüzde 25 ile yüzde 40 indirim sağlayalım diye kanun teklifi verdik. Bizi dinlemedi, meclisi kapattı, kaçtı. Emekliye zam yapalım deyince, ’emekliye para yok’ diyor. Emekliye para verirsem çalışanlara maaş ödeyemem diyor. Yani çalışanlarla, emeklileri karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Oysa çalışanlarla, emekliler karşı karşıya değildir, yan yanadır, kol koladır. Bütün emekliler yıllarca çalıştı da öyle emekli oldu. Bugün çalışanlar da ama birkaç sene sonra ama çok daha sonra eninde sonunda emekli olacak. Emekliyle çalışan, karşı karşıya değildir. Ama emekliyle beşli çeteler karşı karşıyadır. Çünkü siyaset öncelik belirleme işidir.
Eğer sen parayı beşli çeteye verirsen, sen parayı saray müteahhitlerine verirsen, sen parayı yandaş müteahhitlere verirsen, sen dünyanın en pahalı makam arabasından, 10 tane var dünyada, Limuzin, Mercedes, ikisini alır, birine kendim biner, birini yedekte tutar boş gezdirirsen. Senin emekliye verecek paran yok. Ama yazlık saraya verecek paran varsa emekliye verecek paran yok. Kışlık saraya verecek paran varsa emekliye verecek paran yok, uçan saraylara, 14 tane lüks uçağa verecek paran varsa senin önceliğin kendin, ailen, yandaşların, senin önceliğin beşli çeteler. Benim önceliğim emekliler. Bunu bu şekilde bileceksin. 31 Mart’ta emekliye para bulamayanların sandıklara bakınca oy görememeleri lazım. Bütün emeklilerin çok sorunu var.”
’GÜCÜNÜ YUHALAYARAK GÖSTERMEYECEKSİN’
Vatandaşların yuhalamalarına tepki veren Özel, “1 Nisan; ’10 bin liraya geçinilir’ diyenlere kırmızı ışığı yakma günüdür. Bir Nisan açlık sınırı 16 bin lirayken emekliyi unutanlara, boş fileyle pazardan yollayanlara, emekliye, olgun sebze, meyve diye ezilmiş, büzülmüş, çürümüş meyveleri sattıranlara, emekliyi buna muhtaç bırakanlara, emeklilerin de yarının emekçisi, yarının emeklisi bugünün emekçilerinin de bütün yoksulların da hesap sorma günüdür. 31 Mart’ta bu iktidara, bu yaptıklarının hesabını sormaya var mıyız?
31 Mart’a kadar hangi siyasi görüşten olursa olsun emeklisini, emekçisini, esnafını, çiftçisini, yaşlısını, gencini iktidarın karşısında kim güçlüyse onları sandıkta kim yenecekse AK Parti’li, MHP’li belediye başkanını kim indirecekse, yani sizin gücünüzü iktidara göstermenin yolu neyse orada buluşmaya, meydanlarda buluşmaya sandıkta buluşmaya, milletin vicdanını sandığa ve sandıkta bu iktidardan hesap sormaya davet ediyorum. 1 Nisan’dan sonra hakkını alamayan kim varsa bakın söylüyorum, demokrasi, tepki ve protesto rejimidir. Ben istediğimi yapacağım. Sen evinde oturup susacaksın. Ben seni ihmal edeceğim, görmeyeceğim, sen bana oy vereceksin, 5 sene oturacağım. Öyle bir yağma yok. Bugün Amerika’da Beyaz Saray’ın önünde protesto gösterisi serbest. Almanya’da parlamentonun önünde protesto serbest. İngiltere’de 10 numaranın önünde protesto serbest.
Senin geldiğin Türkiye’de, Ecevit’in önüne yazar kasa atmak serbest. Çünkü demokrasi, tepki ve protesto rejimidir. Ama şimdi saraya doğru bir mendil sallasan kolunu koparırlar. Bakın bu yuhalama çok edilgen, çok pasif, çok yetersiz ve bence gereksiz bir eylem. Gücünü yuhalayarak göstermeyeceksin. Çağrıldığın yere giderek göstereceksin. Seçimlerden sonra kim hakkını alamıyorsa, öyle yakmak, yıkmak için değil, kamu malına zarar vermek için değil, kanunlara saygılı bir şekilde hakkımızı söke söke almak için sokaklardayız, meydanlardayız. Var mısınız?” diye konuştu.
‘BU SEÇİMDE TÜRKİYE İTTİFAKI’
Hayat pahalılığının kar topu gibi büyüyeceğini kaydeden Özel, şöyle devam etti:
“Mazota ve benzine zam varsa bundan sonra iğneden ipliğe her şeye zam var demek. Eğer 31 Mart günü bu acımasız, bu beceriksiz, bu sadece kendini düşünen iktidar, iktidarına devam ederse karşısına bir güç dengelenmezse 1 Nisan’dan sonra acı reçeteye hazır olun. Söylüyorlar acı reçete içirecekler. Kemer sıkmaya hazır olun. Sıkı para politikalarına hazır olun ve siz ezilirken 4 yıl daha sandık yok, onun rahatlığıyla olacaklar. Ama siz geçen seçimleri hatırlayın.
2018’de tek adam rejimi hayata geçtikten 10 ay sonra yerel seçimlerin gücüyle İstanbul, Ankara’dan başlayarak Adana’sıyla, Mersin’iyle, Antalya’sıyla ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne Millet İttifakı’na önemli bir güç verildi. Bu seçimlere kadar o dengeyle gelindi. Bakın küçük bir farkla seçimleri kaybetsek de iktidar tek başına olmayınca, karşısında bir başka güç olunca herkesin ama herkesin çıkarlarının korunabileceği, sesinin duyulabileceği, yapılacak seçimlerden endişe duyulacak bir ortam oluşabilir. Bunun olması için Cumhur İttifakı’nın karşısına bir güçlü ittifak koymak gerekmektedir. O ittifakın adı bu seçimde Millet İttifakı değildir.
O ittifakın adı bu seçimde Türkiye İttifak’ıdır. Türkiye ittifakının renkleri şurada abimin salladığı bayrağın renkleridir. Ay yıldızlı, al bayrağın renkleridir. Bu güzel şanlı bayrağın renkleridir Türkiye ittifakının renkleri. Eğer seçimleri Türkiye ittifakı kazanırsa, yani Laz’ı, Çerkez’i, Türk’ü, Kürt’ü herkes Türkiye ittifakında birleşirse nasıl milli takım gol atınca hep beraber seviniyorsak, nasıl filelin sultanları şampiyon olunca hep beraber ağlıyorsak, bu ülkedeki tüm yoksullar, tüm emekliler, tüm emekçiler geleceğinden kaygılı gençler, ‘evladım yurt dışına gidecek’ diye korkan anneler, babalar, yoksullar hep birlikte birleşirseniz, hep birlikte kazanabiliriz. Bu birlikteliğimizin adı Türkiye İttifakı’dır.”