Evrensel yasalar… İçinde bulunduğumuz evren eşsiz güzellikte, mucize bir evren; yıldızlar, gezegenler, süpernovalar, galaksiler ve dünyamız… Ve dünyamız içinde yaşayan onca varlık, bitki, hayvan, mineraller ve insanlar…
Ne kadar çok çeşitlilik var öyle değilmi, örnekler saymakla bitecek gibi değil. Fakat güzel evrenimiz çeşitli yasalarla yönetilir, biz de bu yasalara uyup uymamakta özgür iradeye sahibizdir. En başta özgür irade yasası gelir, bir ANAYASA’dır. Fakat evrensel yasalara uyarsak desteklenir ve aydınlanmış bir birey oluruz,uymamayı tercih edersek aynı dersleri tekrar tekrar alarak kısır döngüye girer, hayatımızı kaosa dönüştürürüz. Evren bizim ruhsal derslerimizi almamızı ve aydınlanmamızı ister ve bu gerçekleşinceye kadar tekrar tekrar bedenlenir, dünyaya döneriz.
İlk yasa; yukarıda nasılsa aşağıda da öyledir: Dünya da nasılsa cennette de öyledir. Nasıl ki bir anne kuş, yavrularını özenle besliyor ve ayrım yapmıyorsa ve gelecekte onların özgür kuşlar olarak gökyüzünde süzüleceklerini düşünüyorsa, evren de bizim gelecekte aydınlanmış bir birey olduğumuz imgesini içinde taşır,bizi sever, hatalarımızdan dolayı bizi yargılamaz, sadece ders almamız için bizi destekler, gerekirse tekrar tekrar gösterir. Bizi yönlendirir ve cesaret verir, bazen meditasyonda, bazen sokaktan geçerken duyduğumuz bir cümlede, bazen bir yabancı yoluyla bazen de bir kitap olarak karşımıza çıkabilir.
Ne kadar duyarlı olursak o kadar seçim özgürlüğümüz olur ve aynı zamanda telafi şansımız. Bize seçim özgürlüğü verilmiştir. Cennet veya cehennemi seçmek elimizdedir. Eğer cehenneme doğru yol alıyorsak Allah geri çekilip zor yoldan öğrenmemize müsaade edecektir. Burada boş bir buğday başağı gibi dik durmamak gerekir,başımızı tevazu ile eğerek,su gibi davranarak, rüzgarın önünde dik durmaya çalışmak yerine teslim olup yaratıcıya güvenerek davranış sergilemek önemli. Allah bizim mutlu, umutlu ve sağlıklı olmamızı murad eder. Biz böyle olunca cennette şenlenir.
Ruhumuz spiritüel yolu seçmekle huzur bulur. Korkudan kaynaklı seçimler düşük benliğimizle yapılan seçimlerdir. ”Her şey olacağına varsın” demek yüksek benliğimle seçimler yapıyorum demektir. Yukarıda da aynı şey geçerlidir. Elimizde olanlara, bize verilenlere takdir ve şükran duyguları hissettiğimizde, daha fazlası için yollar açılır.
Sesimizin evrene, yaratıcıya, meleklere, yüksek benliğimize, ışığın güçlerine duyulması için bazen bir fısıltı yeterli olur. Bağırıp çağırmak ise etkisizdir. Bir şey isterken önce kendi içimize merkezlenmeli, tam olarak ne istediğimizden emin olmalı ve net bir cümle ve nazik bir sesle dile getirmeliyiz.
Hayatımızda bir şeyi değiştirmek istiyorsak, önce kendi içimizde tutum ve davranışlarımızı değiştirmeliyiz. İçerde nasılsa dışarda da öyledir yasası: Örneğin; kendinizi eleştiriyor veya aşağılıyorsanız, sizi eleştiren, aşağılayan hatta fiziksel saldırılarda bulunan insanları hayatınıza çekmeniz muhtemeldir. Derinlerde öfke duyuyorsanız ,terkedilmişlik hissiyatınız varsa, çok derinlere bile gömseniz, öfkeli insanları, size öfke kusan, sizi terkeden, hatta ölebilen insanları hayatınıza çekersiniz.
Tam tersi kendi içinizde sevgi dolu, mutlu, huzurlu,barış içindeyseniz, öyle insanları ve çevreyi kendinize çekersiniz. İçinizde nasılsa dışınızda da öyledir. İçinizde ki huzuru sağlamak huzurlu yaşamanın anahtarıdır.
İstek Yasası; spiritüel yasalara göre yardım istiyorsak bunu belirtmemiz gerekir. Yüksek varlıklar bizim ders almamız için işleri batırmamızı izlerler,yardım istemeye hazır hale gelince, yardım almaya da hazır hale gelmiş oluruz. Durumun içinde barındırdığı bilgeliği kabul etmiş oluruz. Aslında yapmamız gereken soru sormaktır. Spiritüel yolda kararlılıkla ilerleyen bireyin karşısına cevaplar çıkacaktır. Ruhumuz en çok spiritüel yolu arzular ve yüksek benliğimizde bu yola sık sık yönlendirir.
Bu üç yasa hayatımızın neredeyse her anını şekillendirir. Örneğin yansıma kanunu; kendimizi sevmiyorsak bizi sevmeyenleri çekeriz. Eğer hastaysanız, iyileşmeye gerçekten hazır olduğunuzda en uygun şifa kaynağı karşınıza çıkar. Bir şeyler umduğunuz gibi gitmiyorsa bastırdığınız hislerinizi gözden geçirin, sonra temize çekin, değiştirin. Direndiğiniz şeye dönüşürsünüz. Bilgisayara sağlıklıyım komutu göndermek, zenginliği memnuniyetle karşılıyorum, mutluluğu kabul ediyorum, kendime en uygun eşle birlikteyim…. Olumsuzluğa direnmek yerine olumlu olanları kendinize çekin. Direndiğiniz bir duygu veya bir durum hakkında bir kağıda tüm korkularınızı yazıp yakarak kurtulabilir, başka boş bir kağıda olumlu düşünceler hisler yazarak değiştirebilirsiniz.
Ne kadar değerli olduğunuzu önce kendiniz kabul edin. İçeride nasılsa dışarıda da öyledir. Evrenin dışarıda bize gösterdiği insanlar bizim yansımamızdır. Ne kadar beğenmesekte en derin sırlarımızı bile bize yansıtır. Yansımayı değiştirmeyi çalışmak boşuna bir çaba olacaktır. Kendimizi yalnızlığa mahkum etsek bile bir takım zorluklarla başa çıkmamız gerekebilir. Yansıma kanunu işlemeye devam eder. Böyle bir durumda kendi içimize bakıp kendi içimizde neyi değiştirmemiz ya da neyi kabul etmemiz gerektiğini bulmamız bulamıyorsak yardım istememiz gerekebilir.
Evren hem oldukça sade hemde oldukça kaotik görünüyor, yasalara uygun davranırsan tüm sadeliği ve güzelliği ile sana açılıyor ve mucizelerini gösteriyor. Diğer türlü başına neden geldiğini anlayamadığın türlü dertlerle mücadele etmekten bitap düşüp isyandan isyana sürükleniyoruz,karamsarlığa kapılıyor ve hayattan umudumuzu kesiyoruz.
İçinde bulunduğumuz evren çok güzel, dünyamız ise bu evrenin mavi incisi, yaşam bir müzik, yaşam bir şiir, bir senfoni; işiten kulaklar için…
Hepinize kucak dolusu sevgilerimle…
Bu yazımda alıntılar aldığım Ruh ve Akaşik Kayıtlar videosunu yollayan Mete Gordi’ye teşekkürler.