Kağıthane-Gayrettepe Metro Hattı’nın açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Muradınıza ermek istiyorsanız, Murat’a sahip çıkacaksınız. Durmak yok. Şurada 61 gün kaldı. Yola devam” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’un iki yakasına iki büyük tünel inşa ederek karayolu ulaşımını da Allah’ın izniyle rahatlatacağız. Murat kardeşimiz de ilk 5 yılda Avrupa Yakası’nda 15 kilometrelik Çayırbaşı Ayazağa Levazım Dolmabahçe Tüneli’yle 6,5 kilometrelik Kağıthane Bayrampaşa Hal Tüneli’ni açacağız” ifadelerini kullandı.
Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nın son halkası olan Gayrettepe-Kağıthane Metro Hattı tamamlandı. Hattın açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe de yer aldı. Tamamlanan projeyle, seyahat süreleri Gayrettepe-İstanbul Havalimanı için 30 dakika, Göktürk-Mahmutbey için 38 dakika, Tekstilkent-İstanbul Havalimanı için 45 dakika, Taksim-İstanbul Havalimanı için 41 dakika, Taksim-Göktürk için 26 dakika ve 4. Levent-İstanbul Havalimanı için ise 35 dakika olacak.
BİZ SÖYLEDİK Mİ YAPARIZ, ORTADA BIRAKMAYIZ
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün giderek ağırlaşan trafik sorunundan dolayı adeta omuzları çöken İstanbulumuzun yükünü hafifletecek bir projemizi daha hayata geçirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Geçen sene İstanbul Havalimanı Kağıthane Metrosunun açılışını yapmış bu önemli projeyi vatandaşlarımızın hizmetine sunmuştuk. Bugün de bu hattı Gayrettepe’ye bağlayan Kağıthane- Gayrettepe kesiminin açılışını yapmak üzere bir aradayız.
Böylece İstanbul Havalimanı ile Gayrettepe arasında kesintisiz metro ulaşımını sağlamış oluyoruz. Toplam 37,5 kilometre uzunluğundaki Gayrettepe Kağıthane Metrosu, İstanbullu kardeşlerimizin hayatını fevkalade kolaylaştıracaktır. 9 istasyondan oluşan ve hızı saatte 120 kilometreye ulaşan hattımızın günlük yolcu kapasitesi 600 bin kişidir.
Hattımızın devreye girmesiyle birlikte Gayrettepe İstanbul Havalimanı arası 30 dakikaya, Göktürk- Mahmutbey arası 38 dakikaya, Tekstilkent-İstanbul Havalimanı arası 45 dakikaya, Taksim-İstanbul Havalimanı arası 41 dakikaya, Taksim-Göktürk arası 26 dakikaya, 4. Levent- İstanbul Havalimanı arası 35 dakikaya inecektir. Bu hattımızın da hizmete alınmasıyla, İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğu 338,5 kilometreye çıkıyor. Biz söyledik mi, yaparız. Ortada bırakmayız” dedi.
BAŞKALARINA BAĞIMLI OLMAKTAN KURTULUYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belediye başkanlığımdan tutun daha sonra hükümete geldik ve hükümette de ulaştırma bakanlığı olarak nasıl bu yolları, bu hızlı tren hatlarını, yüksek hızlı tren hatlarını nasıl yaptıysak, aynı şekilde İstanbulumuzda da bunu yaptık. Birileri de hatırlayın maalesef hafriyatla ne yaptılar, kim olduğunu biliyorsunuz, söylememe gerek yok. Raylı sistem projelerinde en önemli, hassas, zor konulardan birisi, hattın beyni diyebileceğimiz sinyalizasyon sistemidir.
Hamd olsun ASELSAN, TÜBİTAK iş birliğiyle artık bu alanda başkalarına bağımlı olmaktan kurtuluyoruz. ASELSAN, sinyalizasyon sistemi için gerekli araç üstündeki ekipmanları, hatlara konulacak sistemlerle istasyonlara konulacak akıllı sinyal sistemlerini TÜBİTAK geliştirdi. Biz yapıyoruz. Bu hatta kullanılacak 60 adet sürücüsüz metro aracı da Ankara-Sincan Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikada üretiliyor.
Gayrettepe-Havalimanı Metro hattının ilk etüt projesinden uygulamasına kadar tüm süreçlerini, kendi yerli mühendislik ve tasarım birikimimizle gerçekleştirmekten gurur duyuyoruz. Bundan sonra hangi alanda olursa olsun hayata geçirdiğimiz her projede, yerli, milli teknolojilerin payının artırılmasına ağırlık vereceğiz. Savunma Sanayii başta olmak üzere teknolojiye dair her konuda tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar azimle çalışacağız” dedi.
MİLLETE TEPEDEN BAKANLAR SİYASETTE KAYBETMEYE MAHKUMDUR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizler, iki günü bir birine eşit olan ziyandadır anlayışına sahip bir inancın mensuplarıyız. Siyasette de parolamız vatandaşlarımıza kesintisiz hizmet vermektir. Kimin ne dediğine bakmadan şehirlerimizin ihtiyaçlarını gidermeyi, sıkıntılarına çözüm bulmayı ana vazifemiz olarak görüyoruz. Bizim siyaset tasavvurumuzda millete efendilik olmaz, hizmetkarlık olur. Millete tepeden bakanlar, milleti hor hakir görenler, millete karşı kibirli, nobran davrananlar, siyasette kaybetmeye mahkumdur. Şimdi, 31 Mart akşamı inşallah bunları da hep beraber göreceğiz. Türk siyasi tarihine şöyle bir göz attığınızda, bunun sayısız örneğine şahit olursunuz.
Milletin yetki tevdi ettiği, emaneti teslim ettiği ancak bunun hakkını veremeyen nice bakanın, başbakanın, belediye başkanının siyaset sahnesinin tozlu raflarında unutulup gittiğini görürsünüz. Şehrini, ilçesini ve ülkesine kazandırdığı hizmetlerle milletin gönlüne taht kurmuş sayısız siyasetçimiz, devlet adamımız var. Bu gerçeklerin ışığında biz de kendimizi sürekli hesaba çekiyor, her gece bugün ülkemiz, milletimiz ve insanlık için ne yaptık sorusunu kendimize soruyoruz.
Geride, hayırla, şükranla, yad edilecek bir miras bırakmayı arzu ediyoruz. Siyasetin inişli çıkışlı yolculuğunda bugüne kadar pek çok zorlukla, engelle, haksızlık ve hukuksuzlukla karşılaştık. Vesayetin gölgesinin ülkemizin üzerine karabasan misali çöktüğü 1990’lar Türkiye’sinde büyükşehir belediye başkanlığı yapmış bir kardeşiniz, bir siyasetçi olarak zorluklar karşısında yılmadık. Yılgınlığa asla kapılmadık. Milleti hizmet sevdamızla aramıza kimsenin girmesine müsaade etmedik. Her zaman söylüyorum, biz laf üstüne laf koyanlardan değil, taş üstüne taş koyanlardan olmanın peşindeyiz” diye konuştu.
İSTANBUL BUGÜN MEVCUT DURUMUNDAN KÖTÜYE GİTMEMİŞSE BİZİM ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAMIZDIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaşımızın şöyle içtenlikle söylediği ‘Allah ondan razı olsun’ duasını her türlü siyasi ve dünyevi hesabın üstünde görüyoruz. Bizim anlayışımızda ülkesine ve insanına gerçekten hizmet götürmek isteyen ya bir yol bulur ya bir yol açar ama yolda kalanlar da kesinlikle olmaz. Elbette her konu gibi bizim de eksiğimiz, kusurumuz, hatamız olabilir. Tüm samimi gayretlerimizle, tüm çabalarımıza, tüm emeklerimize rağmen gerçekleştiremediğimiz hususlar çıkabiliyor ama şartlar ne olursa olsun, önümüze hangi engeller çıkarsa çıksın, ülkeye ve millete hizmet mücadelesinden asla vazgeçmiyoruz.
Zorluklara aldırmadan, sorunları gözümüze büyütmeden bahane arama kolaycılığına kaçmadan, Türkiye Yüzyılı hedefimiz doğrultusunda sabırla yürümeyi sürdürüyoruz. Burada bir kez daha altını çizerek şu hususu ifade etmek isterim. Bizim nazarımızda 85 milyon vatandaşımızın tamamı, oy tercihlerinden bağımsız olarak eşit şekilde hizmete ve hürmete layıktır. İktidarlarımızın 21 yılı aşkın döneminin hiçbir safhasında belediyelerimizi siyasi rengine göre ayırmadık.
Kampanya dönemi boyunca yaptıklarımızı anlattık, projelerimizi paylaştık, muhalefetle ilgili eleştirilerimizi açık yüreklilikle dile getirdik. Seçimin bittiği gün sandıktan çıkan iradeye saygı gösterip, kaldığımız yerden hizmetlerimize devam ettik. Bu durum, İstanbul için de geçerlidir. Şayet İstanbul bugün mevcut durumundan çok daha kötüye gitmemişse, bunun en büyük sebebi bizim elimizi taşın altına koymamızdır” diye konuştu.
ŞEHRİN İFLAS BAYRAĞINI ÇEKMESİNİN ÖNÜNE GEÇTİK; MURADINIZA ERMEK İSTİYORSANIZ MURAT’A SAHİP ÇIKACAKSINIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hükümetimizin görev alanına giren hizmetlerden çok daha fazlasını İstanbul’a kazandırarak şehrin iflas bayrağını çekmesinin önüne geçtik. Şimdi biz neredeyiz? Kağıthane… Bu Kağıthane’nin Haliç’e bağlanan kısmının nasıl pislik olarak aktığını hatırlıyor musunuz? Belki gençler hatırlamayabilir ama anneleri babaları bunu gayet iyi hatırlıyor. Bütün bu pisliği, Boğaz’ı o pırıl pırıl temiz suyunu ne yaptık, biz buraya bağladık. Kağıthane’ye ve Haliç’e bağladık. Ondan sonra buranın suyu tertemiz oldu. Biz yaptık, söyledik mi yaparız.
Bundan sonra da yapacağız. Muradımızla yapacağız ama siz de muradınıza ermek istiyorsanız, Murat’a sahip çıkacaksınız. Durmak yok. Şurada 61 gün kaldı. Yola devam. Bir tarafta belediyeler, bir taraftan hükümet olarak biz, ikimiz el ele vereceğiz ve ülkemizi ayağa kaldıracağız. İstanbulumuzu ayağa kaldıracağız, Ankaramızı ayağa kaldıracağız. İzmirimizi, Eskişehirimizi, Konyamızı, Kayserimizi velhasıl ülkemizi 30 büyük şehrini ayağa kaldıracağız.
Sadece son 2 yıl içerisinde 51 kilometrelik metro hattını İstanbulluların hizmetine sunmanın sevincini yaşıyoruz. Sabiha Gökçen Havalimanı, Pendik Metrosu gibi önemli bir projeyi İstanbul halkının ve bölgedeki diğer illerimizin hizmetine verdik. Elbette bunları yeterli bulmuyoruz. İstanbul gibi her gün büyüyen bir şehrin artan ulaşım alt yapı ihtiyacına ve diğer sıkıntılarına çözüm yolları geliştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
ÇÜNKÜ BİZ BU ŞEHRE VE İNSANLARINA TARİFSİZ BİR AŞKLA SEVGİYLE, BAĞLIYIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atalarımız ne güzel söylemiş, uğraştıran değil, ulaştıran İstanbul. Bu şuurla çalışmalarımızı aralıksız devam ettiriyoruz. Gençlik yılları, partimin gençlik kollarının başında olduğum zamanlar. Şu Kağıthane’nin dili olsa da konuşsa. Ne günlerimiz geldi geçti buralarda ama hamd olsun, Kağıthane, buralara geldiyse bizimle geldi. Şu an İstanbul genelinde toplam uzunluğu yaklaşık 53 kilometre olan 4 metro hattının inşası sürüyor.
Bakırköy-Bahçelievler Kirazlı Metro Hattını, Halkalı, Başakşehir İstanbul Havalimanı Metro Hattını, Altunizade- Çamlıca Camii Bosna Bulvarı Metro Hattını, Kazlıçeşme Sirkeci raylı sistemi ve yaya odaklı yeni nesil ulaşım projesini de tamamlayıp inşallah İstanbulluların kullanımına açacağız. Bu yılın ilk çeyreğinde 4 ayrı proje kapsamındaki 34,2 kilometre raylı sistem hattımızın ve üzerindeki 18 istasyonun açılışını gerçekleştireceğiz. Fatih’in emaneti olan bu aziz şehri, inşaatına başlanmış metrolarını dahi yapamayan, kendi beceriksizliklerin günahını sıradan vatandaşa yükleyen zihniyetin insafına bırakmadık, bırakmayacağız. Çünkü biz bu şehre ve insanlarına tarifsiz bir aşkla sevgiyle, bağlıyız” dedi.
BERABER SİYASET YAPTIĞI İNSANLARI İHANETLE İTHAM ETMEK, TAM BİR SİYASİ BASİRETSİZLİK ÖRNEĞİDİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart seçimleriyle ilgili takvim işlemeye başladıkça, maskeler düşüyor. Herkesin gerçek niyeti ortaya çıkıyor. Kimin şehrine aşkla hizmet ettiği, kimin de 5 yıl boyunca 3 dönüm bostan, yan gel yat Osman misali vaktini boşa geçirdiği netleşiyor. Sandıkta millete, hesap verme günü yaklaştıkça görüyoruz ki, birilerinin dizleri titremeye, paçaları tutuşmaya başladı. Ülkenin ikinci büyük partisinin acemi genel başkanının birkaç gün önce belediye başkan adaylarıyla ilgili skandal açıklama muhalefette yaşanan panik havasının bir işaretidir.
Neymiş, illerde farklı partilerde adayların olması oyunmuş, tezgahmış. Bakınız çok açık ve net söylüyorum. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde böyle bir beyana rastlayamazsınız. Milli İrade’ye saygı duyulan hiçbir ülkede muhalefet partisinin çoğulcu demokrasinin bir gereği olan yarıştan korktuğunu, ürktüğünü, rakiplerinin sayısı karşısında hırçınlaştığını göremezsiniz.
Meselenin çok daha vahim tarafı, suçladığı partilerin daha 8 ay öncesine kadar beraber Türkiye’yi yönetmeye talip olduğu siyasi yapılar olmasıdır. Bunlar 6’lı masada beraber değiller miydi? Gerekirse 16’lı masa da kurarız diyenler değil miydi? Ne oldu bunlara şimdi? Olay bu. Birkaç gün öncesine kadar iş birliği görüşmesi yaptığı partileri daha içtikleri çayın dumanı kalkmadan ihanetle suçlamak, beraber siyaset yaptığı insanları ihanetle itham etmek, tam bir siyasi basiretsizlik örneğidir” diye konuştu.
MİLLETİN İRADESİNE ŞİMDİDEN İPOTEK KOYMAK DEMOKRASİNİN DEĞİL ANCAK DİKTA HEVESİNİN BİR TEZAHÜRÜ OLABİLİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler Kağıthane’den sandıkların patladığını görmek istiyorum. Buna var mısınız? Kimseyi küstürmeyeceksiniz, kucaklayacaksınız. Nefret diliyle değil, kucaklayıcı bir dille konuşacaksınız. Üzerinde kurulan vesayetin zincirlerini kırma iradesi göstermek yerine sağa sola sataşarak rüştünü ispat peşinde koşandan kendi partisine de ülkeye de hayır gelmez. Halbuki ortak adayla seçime gitmek nasıl demokratik bir yöntemse, her partinin kendi adayını çıkarması da gayet tabiidir.
Biz de Cumhur İttifakı bünyesinde diğer siyasi partilerle ortak belediye başkan adayı belirleme noktasında görüşmeler yürüttük. Hala görüşmelerimizin devam ettiği partiler var, anlaştığımız illerde beraber yol yürüyor, anlaşamadığımız il ve ilçelerde ise demokratik bir yarış için hazırlığımızı yapıyoruz ama hiçbir şekilde kimseyi ihanetle, oyunbozanlıkla, gafletle, oyuna gelmekle, şuursuzlukla suçlamıyoruz. Çünkü seçime nasıl girilirse girilsin, nihayetinde hükmü millet verecek, millet. Millet vaatlere bakacak, onları gönül ve fikir terazisinde tartacak, hangi belediye başkanı tarafından şehrinin yönetilmesini istiyorsa tamamen hür iradesiyle, tercihini ona göre yapacak.
Biz de her zaman olduğu gibi sandıktan çıkan iradeyi baş tacı edeceğiz. Tüm bunlar apaçık ortadayken milletin iradesine şimdiden ipotek koymak demokrasinin değil ancak dikta hevesinin bir tezahürü olabilir. Bu ifadeler onların çarpık zihin dünyalarında nasıl bir Türkiye ve nasıl bir demokrasi hayal ettiklerini de göstermektedir. Bunlar hala açık oy gizli sayımla milletin iradesinin gasbedildiği tek parti faşizminin özlemiyle yaşıyor. Maalesef o partide genel başkan koltuğunda oturanlar değişse de, demokrasiye tahammülsüzlükleri değişmiyor. Yıllar gelip geçiyor, fakat bunların faşizan kodlarında zerre miskal gerileme olmuyor. İnşallah 31 Mart’ta sandıktan çıkacak güçlü iradeyle İstanbul başta olmak üzere her yerde demokrasiden ürken, çoğulcu demokrasiden korkan bu kibirli zihniyet hak ettiği dersi alacaktır” dedi.
HEDEFİMİZ ORTALAMA YOLCULUK SÜRESİNİ 39 DAKİKAYA DÜŞÜREREK TRAFİĞİ BİR SORUN OLMAKTAN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ÇIKARMAKTIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’un kronikleşen sorunlarına dahil kapsamlı, detaylı ve pratik çözüm önerilerimizi büyükşehir belediye başkan adayımız Murat Kurum kardeşimiz de kısa süre önce İstanbul halkıyla paylaştı. Siztem İstanbul adını taşıyan proje paketimizle ulaşımdan kentsel dönüşüme kadar her alanda İstanbul’u yeniden hak ettiği hizmetlere kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu projelerden özellikle ulaştırma alanında öne çıkan bazı başlıkları kısaca sizlere hatırlatmak, paylaşmak istiyorum. İstanbullu kardeşlerimizin ömrünün önemli bir kısmı trafikte geçiyor.
Yapılan hesaplamalara göre İstanbul’da her bir vatandaşımız yılda 288 saatini trafikte kaybediyor. 2019’da yüzde 47 olan trafik yoğunluğu bugün yüzde 64’e yükseldi. Şayet biz tüm engelleme çabalarına rağmen Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Kuzey Marmara Otoyolu’nu, şehir içindeki tünelleri yapmasaydık, emin olun İstanbul trafiği çok daha içinden çıkılmaz bir hal alırdı. Hamd olsun zamanında attığımız bu adımlarla, İstanbul’un trafik çilesini bir nebze de olsa hafiflettik. Murat kardeşimizle birlikte önümüzdeki dönem için hedefimiz ortalama yolculuk süresini, 64 dakikadan, 39 dakikaya düşürerek trafiği bir sorun olmaktan önemli ölçüde çıkarmaktır” dedi.
İSTANBUL’UN İKİ YAKASINA İKİ BÜYÜK TÜNEL İNŞA EDEREK KARAYOLU ULAŞIMINI DA RAHATLATACAĞIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Raylı sistemde 2029 yılına kadar, toplam uzunluğu 650 kilometreye yükseltmeyi planlıyoruz. Bir sonraki aşamada bu uzunluğu bin 4 kilometreye çıkarmak istiyoruz. Şu anda toplu ulaşımda karayolunun ağırlığı yüzde 72’ler, raylı sistemlerin payı ise yüzde 26 seviyesindedir. İstanbul’da trafiği bir mesele olmaktan çıkarmak için bu dağılımın daha dengeli bir yapıya kavuşturulması gerekiyor. Yol, köprü, viyadük ve tünel yaparak trafik sorununu azaltabiliriz ama sorunu kökten çözemeyiz.
Trafik sorununa kalıcı çözümün anahtarı, karayolu, raylı sistem ve deniz yolu alt yapısını eş zamanlı olarak geliştirmektir. Bizim niyetimiz ulaşımda 2029 yılına kadar karayolunun payını yüzde 60’a düşürmek, raylı sistemlerin payını yüzde 37’ye çıkarmaktır. Bir sonraki aşamada hedefimiz bu oranları yüzde 48’ler seviyesinde dengelemektir. Beylikdüzü’nden Avcılar’dan metroya binen bir İstanbullu’nun boğazın altından geçerek Söğütlüçeşme’ye kadar güvenle varmasını temin edeceğiz.
Bunu biz yaparız, şu andaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi acaba ne yaptı? Deniz ulaşımı payını 3 yeni hat ile 2 kat artıracağız. İstanbul’un iki yakasına iki büyük tünel inşa ederek karayolu ulaşımını da Allah’ın izniyle rahatlatacağız. Murat kardeşimiz de ilk 5 yılda Avrupa Yakası’nda 15 kilometrelik Çayırbaşı Ayazağa Levazım Dolmabahçe Tüneli’yle 6,5 kilometrelik Kağıthane Bayrampaşa Hal Tüneli’ni açacağız” ifadelerini kullandı.
NEREDE KALMIŞTIK?’ DİYEREK, İSTANBULUMUZ İÇİN İLK GÜNKÜ HEYECANLA ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu Yakası’nda ise Yenisahra ile Bostancı’yı 6 kilometrelik tünelle bağlayacağız. İkinci 5 yılda, Bayrampaşa Hal Büyükçekmece arasında 28,5 kilometre karayolu tünelini tamamlayacağız. Harem, Çengelköy, Kavacık arasında 13,6 kilometrelik b ir karayolu bağlantısı kurarak sahil yoluna alternatif güzergah oluşturacağız.
Daha bunun gibi pek çok eseri İstanbullu kardeşlerimizin hizmetine sunmakta kararlıyız. Aziz milletimizin takdiriyle 1 Nisan tarihinden itibaren ‘nerede kalmıştık?’ diyerek, İstanbulumuz için ilk günkü heyecanla, ilk günkü aşkla çalışmayı sürdüreceğiz. İstanbul’a sadece kaybolan yıllarını geri vermekle kalmayacağız, inşallah bu güzel şehri hakiki manada bir dünya yıldızı haline getireceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Açılışını yaptığımız Gayrettepe- Kağıthane Metro Hattı’nın şehrimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.