Türkiye, Romanya ve Bulgaristan Savunma Bakanlıkları arasında, Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu Mutabakatı İstanbul’da imzalandı.
Türkiye, Romanya ve Bulgaristan Savunma Bakanlıkları arasında, Karadeniz’deki mayın tehlikesine karşı alınacak tedbirleri içeren Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu Mutabakatı (MCM Black Sea) imzalandı. Bölgesel güvenliğe ve Karadeniz’deki istikrara katkı sağlayacak mutabakatın imza töreni Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Romanya Savunma Bakanı Angel Tilvar ve Bulgaristan Savunma Bakan Yardımcısı Atanas Zapryanov’un katılımıyla imzalanan mutabakat metninin Karadeniz’de seyrüsefer emniyetine katkı sağlaması hedefleniyor.
Teknik heyetler seviyesinde, geçtiğimiz Eylül ayında görüşmelerine başlanan ve bugün imzalanan mutabakatla her ülkeden birer Mayın Karşı Tedbirleri Gemisiyle bir Komuta Kontrol Gemisinden oluşması, 6 ayda en az 2 defa 15’er günlük periyotlarla harekât icra edilmesi, ülkelerin Deniz Kuvvetleri Komutanlarının katılımıyla bir komite oluşturulması ve yılda en az 2 defa toplantı icra edilmesine karar verildi. Mutabakat metninin imzalanmasının ardından Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve misafir savunma bakanları konuşma yaptı.
“BÖLGESEL, KÜRESEL GÜVENLİK VE BARIŞIN TESİSİ İÇİN GAYRET GÖSTERİYORUZ”
2022 yılı Şubat ayında Ukrayna’da başlayan savaş sonrası Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin bu savaştan farklı şekillerde etkilendiğini söyleyen Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Öncelikle belirtmek isterim ki risk ve tehditlerin arttığı, çatışmaların savaşa evrildiği hassas bir süreçten geçtiğimiz bu dönemde, Türkiye olarak, bölgesel ve küresel güvenlik, barış ve istikrarın tesisi için çok yönlü gayret göstermekteyiz. Bu kapsamda Karadeniz’de ortaya çıkan kriz sonrası da, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, çatışmaların sonlandırılması, insani yardımların sağlanması, tahıl koridorunun oluşturulması ve kalıcı barışın tesis edilmesine yönelik yoğun diplomatik girişimlerde bulunduk.
Türkiye olarak, bölgesel sahiplik ilkesi doğrultusunda Karadeniz’deki dengeyi sağlayan ve bölgenin güvenliği konusunda büyük önem arz eden Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguladık, uygulamaya da devam edeceğiz. Bugüne kadar Montrö Sözleşmesi kurallarına riayet eden tüm devletlere teşekkür ediyor, bundan sonra da tüm devletlerden aynı hassasiyeti beklediğiizi de ifade etmek istiyorum” dedi.
“SAVAŞIN BAŞLAMASIYLA KARADENİZ’E SÜRÜKLENEN MAYINLAR TEHDİT OLUŞTURDU”
Bakan Güler, “Bu süreçte savaşın yol açabileceği güvenlik risklerinden korunmak, kıyıdaş müttefikler için hayati öneme haiz oldu. Savaşın başlamasıyla birlikte Karadeniz’de sürüklenen mayınlardan dolayı bir tehdit oluştu. Bunun üstesinden gelebilmek için Bulgar ve Romen müttefiklerimizle birlikte ortak gayretlerle bugüne kadar geldik. Nitekim müttefiklerimiz Romanya ve Bulgaristan’a götürdüğümüz teklif sonrasında, stratejik bir vizyon belirledik. Bu çerçevede, Karadeniz’de sürüklenen mayın tehdidine karşı bir Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu oluşturulması hususunda mutabık kaldık. Bunun üzerine teknik heyetlerimiz, geçtiğimiz Eylül ayında görüşmelere başladı.
Heyetlerimiz, bu önemli inisiyatifin hayata geçirilmesi için yoğun bir şekilde çalıştı ve kısa süre içerisinde büyük gelişmeler katettiler.Mevcut yakın işbirliği ve koordinasyonumuzu geliştirerek Karadeniz’deki mayın tehlikesine karşı daha da etkin mücadele etmek maksadıyla 3 ülke arasında protokol yapılmasına ortak karar verdik. Bugün bunun için karşınızdayız. Bu noktada, konunun önemine istinaden teklifimize süratle cevap veren ve çalışmalara uzman personeliyle hemen destek sağlayan Romanya ve Bulgaristan makamlarına da teşekkür etmek istiyorum” diye konuştu.
“MUTABAKAT MUHTIRASI KARADENİZ’DEKİ SEYRÜSEFER GÜVENLİĞİNE KATKILAR SAĞLAYACAK”
“Bu inisiyatifin NATO Vilnius Zirvesi bildirisinde yer alan ‘Allied Regional Efforts- müttefiklerin bölgesel gayretleri’ kapsamında da önem arz ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerine devam eden Güler, “İmzaladığımız bu mutabakata göre organizasyon yapısı içerisinde üç ülkenin Deniz Kuvvetleri Komutanlarından oluşan bir komite bulunacaktır. Bu komite, görev grubunun faaliyetleri ve uygun şartlar oluştuğunda katılacak ülkelerin belirlenmesiyle kabul edilmesi konularında oybirliğiyle karar alacak. Burada dikkatinizi çekmek istediğim nokta, bu inisiyatifin esasen burada bulunan üç kıyıdaş müttefik tarafından oluşturulmasıdır.
Devam eden savaşın sona ermesini müteakip az önce de ifade ettiğim gibi şartlar oluştuğunda kıyıdaş ortak ülkelerin katılımı yine bu komitenin onayıyla mümkün olabilecektir. Diğer kıyıdaş olmayan müttefiklerimizin bu inisiyatife muhtemel katkı beklentilerini değerli buluyoruz. Bu inisiyatif sadece üç kıyıdaş müttefik ülke gemilerine açık olacaktır; diğerlerinin mutabık kalınan ve belli alanlardaki katkıları zaman içinde şartlar oluştuğunda mümkün olabilecektir.
Sonuç olarak bugün imzaladığımız Mutabakat Muhtırasıyla birlikte ortaya konulacak işbirliğinin, Karadeniz’deki seyrüsefer güvenliğine büyük katkılar sağlayacağını değerlendiriyorum. Ayrıca, bu girişimin, ülkelerimiz arasındaki yakın işbirliğini artıracağına ve tecrübe aktarımına imkân tanıyacağına; başta Karadeniz’de olmak üzere, ilişkilerimizi daha da geliştireceğine yürekten inanıyorum” diye konuştu.