Borsa İstanbul 150. Yıl Gong Töreni’n konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “İster siyasetçi, ister ekonomist, isterse simsar olsun, piyasaları manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul’un kuruluşunun 150. Yıl Gong Töreni’ne katıldı. Borsa İstanbul’un Sarıyer’deki binasında gerçekleşen programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın ilk borsasına ev sahipliği yapan Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesindeki Aizanoi Antik Kenti’ne canlı bağlantı yaptı ve eş zamanlı olarak gong çalındı.
Aynı zamanda gong, Borsa İstanbul’un başlattığı BIST500 Endeksi için de çalmış oldu. Programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önceki dönem başbakanlardan Tansu Çiller, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Erişah Arıcan da yer aldı.
BORSAMIZ YILLARCA MANİPÜLASYONLARLA SÖMÜRDÜĞÜ BİR PLATFORMA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan Borsa İstanbul’un 150. Yılının hayırlı olmasını dileyerek başladığı konuşmasında, “Borsamız, 150 yıllık köklü tarihiyle Türkiye’nin son bir buçuk asırdaki inişli çıkışlı yolculuğunun en yakın şahitleri arasında yer alıyor. Osmanlı Devleti’nin dağılmasından Birinci Cihan Harbi’ne, Milli Mücadele’den Cumhuriyetimizin ilanına tek parti sultasından çok partili demokrasiye geçişe, darbelerden ekonomik krizlere kadar son 150 yılda milletimizin başına gelen iyi kötü her olay borsamızı da etkilemiştir. Bir de buna savaşından salgınına, küresel ölçekte yaşanan tüm gelişmeleri de eklememiz gerekiyor.
Borsa İstanbul’u sadece Cumhuriyetimizin değil aynı zamanda küresel sistemin canlı tanıklarından biri olarak değerlendiriyoruz. Borsamızın serencamına baktığımızda esasen milletimizin ekonomi ve finans alanındaki mücadelesinin iz düşümlerini de görebiliyoruz. Burada öncelikle şu hususa dikkatlerinizi çekmek isterim. Borsanın ilk kurulduğu yıllar, Osmanlı’nın borçlarını ödemekte zorlandığı, tefeci galata bankerlerinin devletin iliğini sömürdüğü Duyun-u Umumiye İdaresi’nin teşkiliyle finans kapitalin ülkeyi mali açıdan müstemlekeleştirdiği gerçekten zor ve acı verici dönemlere tekabül etmektedir.
Yine bu dönemi dikkatlice incelediğimizde, Galata bankerlerinin ülkenin yerel kaynaklarını nasıl engellediklerini, Osmanlı’nın sanayileşmesini nasıl dinamikleştirdiklerini çok net bir şekilde görüyoruz. Finans kapitalin 19. Yüzyılın ortalarından itibaren sadece ekonomik getiri gayesiyle değil, bundan daha ziyade kontrol ve tahakküm peşinde koştuğunun sayısız örneğiyle karşılaşıyoruz.
Öyle ki bu dönemde Galata’da Türkler kaybeder, levantenler kazanır algısı toplumda genel kabul gören bir kanaat olarak yerleşmiştir. Borsamızın ilk dönemlerine ait bu algı daha sonra yaşanan farklı olaylarla maalesef daha da perçinlenmiştir. Borsamız bize Osmanlı’dan miras kalan bir kurum olsa da, uzun yıllar asli görevini yerine getirememiştir. Borsamız yıllarca yabancıların, yerli yatırımcıları ve ülke kaynaklarını çeşitli manipülasyonlarla sömürdüğü bir platforma dönüştürüldü” ifadelerini kullandı.
BATTIK, BİTİRİLDİK SENARYOLARIYLA YATIRIMCI KORKUTULDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Borsada yatırım yapmak yerine insanlarımızın günlük lisanını da sirayet eden borsada oynama ifadesi bu durumun bir yansımasıydı. Siyaset kurumu da üç beş oy daha kazanmak uğruna borsayı hedef alarak ne yazık ki bu algının kökleşmesine yardım etti. Bunu 14-28 Mayıs seçimleri arifesinde bir kez daha gördük. Bizzat muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı tarafından Borsa İstanbul’u yıpratmayı amaçlayan bütüncül bir kampanya yürütüldü. Battık, bittik senaryolarıyla, yatırımcı korkutuldu. Dövize, altına ve üretime doğrudan katkısı olmayan diğer araçlara yönlendirilmek istendi. Bu furyaya mandacı müstemlekeci kimi ekonomistler de alkış tuttu.
Halbuki başta kıta Avrupa’sı olmak üzere gelişmiş, kalkınmış ülkelerde çok farklı bir tablo söz konusudur. Buralarda ne siyasetçiler ülkenin sermaye piyasasını kötüleyerek seçim kazanma hayali kurar, ne de sistem böyle bir manipülasyona izin verir. Dahası gelişmiş ekonomilerde sermaye piyasalarının derinleşmesiyle reel sektör finanse edilirken, gelişmiş sermaye piyasaları sayesinde de tasarruf oranlarının artması sağlanır. Bizim de bu doğrultuda daha kararlı bir duruş sergilememiz gerekiyor.
İster siyasetçi, ister ekonomist, isterse simsar olsun, sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız. Gerek sermaye piyasası kurulumuzdan, gerekse Borsa İstanbul’dan bu konuda daha fazla hassasiyet ve çaba göstermelerini bekliyoruz. Devletimizin tüm imkanlarının, ilgili tüm kurumlarının bu süreçte sizlerin emrinde olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum” diye konuştu.
TÜRK BORSASINA YÖNELİK TEVECCÜHÜN GİDEREK ARTTIĞINI MÜŞAHEDE EDİYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İktidarımız döneminde finansal serbestiyet ve küresel ekonomiyle entegrasyon temel prensibimiz oldu. Göreve geldiğimiz 2002 yılından bu yana attığımız adımlarla borsamızı Gazino Kapitalizminin cenderesinden kurtarmayı başardık. Sermaye piyasalarımızı rantiyenin tasallutundan çıkartarak ülkemizin, milletimizin ve reel sektörümüzün hizmetinde olmasını temin ettik. Yatırım, üretim, istihdam planlama ve ihracata dayalı ekonomik atılımları sürdürürken ekonomi ve finans sistemimizde birçok düzenleme yaptık. Son 21 yılda hayata geçirdiğimiz yenilikler ve düzenlemeler sayesinde sermaye piyasamız ve borsamız köklü bir dönüşüm geçirdi.
İstanbul Finans Merkezi’nin de hizmete girmesiyle birlikte Türkiye’nin finans alanındaki merkezi konumu daha da güçlendi. Türk ekonomisinin yüksek büyüme potansiyeli yerli yatırımcıların yanı sıra uluslararası yatırımcıların da ilgisini çekiyor. Son yıllarda Türk Borsasına yönelik teveccühün hem içerde hem de dışarıda giderek arttığını müşahede ediyoruz.
Küresel ekonomide daralma yaşanırken, yabancı sermaye alkışları veya akışları her yerde gerilirken Türkiye borsa üzerinden yabancı sermaye çekmeyi yani ekonomik büyümesine finansman temin etmeyi sürdürüyor. Tüm dünyada risk iştahının düştüğü sermayenin korunaklı alanlara doğru çekildiği bir dönemde, uyguladığımız mali programın bir sonucu olarak Türkiye uluslararası sermaye açısından çekim merkezi vasfını koruyor” dedi.
SERMAYE PİYASALARIMIZIN DAHA DERİNLEŞTİRİLMESİNE AĞIRLIK VERECEĞİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 21 yılda 255 milyar dolardan fazla uluslararası yatırım çekmiş bir ülke olarak inşallah önümüzdeki dönemde sermaye piyasalarımızın daha da derinleştirilmesine ve tabana yayılmasına ağırlık vereceğiz. Bilhassa katılım finans ve İslami yatırım araçları konusunda çok ciddi bir potansiyel olduğu anlaşılıyor. Vatandaşımızın gönül huzuruyla birikimlerini değerlendireceği ve reel ekonominin istifadesine sunacağı bir iklimi tesis etmekte kararlıyız.
Enflasyondaki artışın kontrol altına alınmasıyla birlikte ülkemize yönelik kaynak akışının daha da hızlanacağına inanıyoruz. Risk primindeki gerileme ve kredi notumuzdaki iyileşmelerin etkisi başta borsamız olmak üzere sermaye piyasalarımızda da hissedilecektir. Enflasyondaki dengelenmeye bağlı olarak borsamızın derinliği artacak ve yatırımcılarımız finansman kaynaklarına daha rahat erişebilecektir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni, özgün ve çığır açan projelerle Borsa İstanbul’un Türkiye Yüzyılı vizyonumuza omuz verdiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Borsamız şirketlerimizin kurumsallaşmasında önemli bir itici güç olurken dijital ve yeşil dönüşüme de önemli katkı sağlıyor. Borsamız katılım finanstan kıymetli madenlere, geniş bir alanda piyasanın ihtiyaçlarına göre kendini yeniliyor. Alt yapısını sürekli modernize ediyor.
Borsamızın yerli ve milli imkanlarla geliştirdiği BISTECH 3 sisteminin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Üniversite öğrencilerine yönelik BISTECH Borsa İstanbul Teknoloji Akademimizin kuruluşunu da takdirle karşıladığımı ifade etmek istiyorum. Bu düşüncelerle borsamızın 150. Kuruluş yıl dönümünün tekrar hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.