Türkiye’yi çip endüstrisinde üretici ülkelerden biri haline getirmeyi hedeflediklerini söyleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Türkiye-Katar arasında dijital bir koridor oluşturuluyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Thani huzurlarında, iki ülke arasında 12 anlaşma imzalandı. Katar İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Mohammed bin Ali Al-Mannai ile çip ve bulut teknolojileri alanında 2 anlaşmaya imza atan Bakan Kacır yaptığı açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde geniş bir heyetle Doha’ya ziyarette bulunduk. Sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Katar Emirinin huzurunda 12 farklı önemli anlaşmaya imza atmış olduk.
Bu anlaşmalar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bizim için son derece önemli iş birliklerinin de hızlanmasına vesile olacak. Bunlardan biri Katar ile birlikte çip teknolojileri alanında önümüzdeki dönemde yürüteceğimiz çalışmalar. Malumunuz Türkiye savunma sanayi alanında çip endüstrisinde önemli kabiliyetlere sahip. Savunma sanayide kullandığımız akıllı mühimmatların foto dedektör çiplerini, radar sistemlerini, kalyum nitrat çiplerini halihazırda yerli ve milli olarak geliştirebiliyor ve üretebiliyoruz.
Bu kabiliyetimizi sivil endüstriye de daha hızlı bir şekilde taşımak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde hem çip tasarımı konusunda hem de özellikle sensör teknolojilerinde kullanılan yarı iletkenlerin, çiplerin Türkiye’de geliştirilmesi ve üretilebilmesi konusunda Katar- Türkiye arasında önemli bir iş birliğinin başlangıcı olacak adımlar attık. Önümüzdeki dönemde attığımız imzanın sonuçlarını hızla görmeye başlayacağız ve Türkiye’yi çip endüstrisinde üretici ülkelerden biri kılabilmek adına çalışmalarımızı hızlandıracağız” dedi.
“DİJİTAL NETWORK OLUŞTURULMASINA VESİLE OLACAK”
Katar ile yapılan iş birliklerinin önümüzdeki dönemde genişleyeceğini sözlerine ekleyen Bakan Kacır, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bir diğer önemli iş birliğini ise Katar Bilgi Teknolojileri Bakanlığı ile gerçekleştirdik. Bu anlaşmayla iki ülkenin dijital dönüşümdeki kabiliyetlerini bütünleştirebilmek, özellikle Türkiye’de hiper ölçekte veri yatırımlarının hızlanmasını sağlamak ve böylelikle Türkiye’nin sanayi sektöründe dijital dönüşümünü ve Türkiye’de dijital ekonominin büyümesini hızlandırabilmek adına ortak projeler, programlar gerçekleştirmeye dönük bir adım atmış olduk. Önümüzdeki dönemde inanıyorum ki yapay zeka, siber güvenlik gibi alanlarda Türkiye ve Katar’ın halihazırda sahip olduğu yetkinlikleri temel alarak birlikte geliştireceğimiz çalışmalar olacak.
Bu çalışmalar, bölgedeki diğer dost ülkelerin katılımıyla önemli bir dijital network oluşturulmasına vesile olacak. Aslında bu bir model ilişki olarak ortaya çıkacak. Bu anlaşmayla sadece kamu otoriteleri değil; özel sektör şirketleri arasında da ortak çalışmalar yürütülebilmesinin önünü açmış olduk. Bu, Türkiye-Katar arasında dijital bir koridor oluşturulmasıdır. Böylelikle önümüzdeki dönemde zaman içerisinde genişleyen ve altyapılarla birlikte ülkelerin dijital dönüşümünü hızlandıran adımlar atılması anlamında çok kıymetli bir iş birliği olacak.”
“MUAZZAM BİR DÖNÜŞÜM FIRTINASI ÖNÜMÜZDE DURUYOR”
Dijital dönüşüm sürecinde güçlü ülkelerden biri olmanın son derece önemli olduğuna da vurgu yapan Bakan Kacır, “Dijitalleşme hızlandıkça kullandığımız bütün cihazlar bağlantılı hale geliyor. Bugün otomobillerden bahsederken aslında neredeyse seyahat ettiğimiz bilgisayarlardan bahsetmeye başladık. Taktığımız saatlerden, evlerde kullandığımız beyaz eşyalara kadar pek çok eşya internete bağlı, birbiriyle konuşan ve haberleşen cihazlar haline geliyor.
Bu durum durumunu yani çip kullanımını çok yaygınlaştırıyor. Ama bütün bu dönüşümün üstünde esas gerçekleşecek devrim yapay zekayla birlikte gelecek. 10 yıl içinde kullanılan çiplerin yüzde 70’i yapay zeka çipleri haline gelecek. Dolayısıyla muazzam bir dönüşüm fırtınası önümüzde duruyor. Biz Türkiye olarak özellikle üretim gücüne sahip olduğumuz sektörlerde mevcut rekabet kuvvetimizi sürdürebilmek adına mutlaka bu dijital dönüşümde kritik bileşenlerin hem tedarik güvenliğini hem arz güvenliğini hem de Türkiye’de tasarım ve üretim çalışması yapılmasını sağlamak zorundayız.
Eğer dijital dönüşümde güçlü ülkelerden biri olamazsak kritik sektörlerde iddialı konumumuzu sürdürmek mümkün olmaz. Bu açıdan Türkiye’nin mutlaka bu alanlarda daha fazla yatırım çekebilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bir yandan milli firmalarımızı güçlendirirken bir yandan uluslararası iş birlikleriyle küresel yatırımları ülkemize çekme çabamız sanayi sektörlerimizi güçlendirebilme adınadır. İnşallah Türkiye önümüzdeki dönemde Türkiye mutlaka bu alanlarda üretici ülkelerden biri olacaktır” diye konuştu.