VakıfBank’ın Hollandalı pasörü Sarah van Aalen, “Daha önceki takımlarım ile burası arasındaki en büyük fark baskı. Çünkü kulüptekilerin beklentisi bütün kupaları kazanmak. Almanya’da bu önemli bir durum değildi. Sizden Şampiyonlar Ligi’ni kazanmanız beklenmiyordu” dedi.
Sultanlar Ligi ekiplerinden VakıfBank, 13-17 Aralık tarihlerinde Çin’in Hangzhou kentinde düzenlenecek Kadınlar Dünya Kulüpler Şampiyonası için hazırlıklarını sürdürüyor. Sezona Sultanlar Ligi’nde 12 maçta 11 galibiyet ile başlayan sarı-siyahlı ekip, Şampiyonlar Ligi’nde çıktığı 3 maçta ise 2 galibiyet aldı. VakıfBank’a yaz transfer döneminde katılan Hollandalı pasör Sarah van Aalen, takıma transfer süreci, adaptasyon dönemi, kariyer hedefleri dahil olmak üzere birçok konuda Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Takıma transfer süreciyle ilgili konuşan van Aalen, “Geçtiğimiz yıl Potsdam ile VakıfBank’a karşı oynamıştım. İkinci maç İstanbul’daydı ve burada 3-2 kazanmıştık. O maçın birkaç hafta sonrasında VakıfBank menajerimle iletişime geçti. Süreç çok hızlı gelişti. Karar vermem çok uzun sürmedi çünkü teklif, dünyanın en iyi takımından geldi. Buraya gelmek benim adıma kolay bir tercihti. Buraya gelmeden önce geçtiğimiz yıl burada oynayan Nika Daalderop ve daha önce burada uzun süre oynayan Lonneke Slöetjes ile konuştum. İkisi de buranın harika olduğunu ve VakıfBank’ın bir aile gibi olduğunu söyledi” diye konuştu.
İstanbul’daki ilk günlerinde trafiğin çok yoğun olmasından dolayı sıkıntı yaşadığını aktaran genç pasör, “İstanbul’a daha iyi adapte oldum. İlk geldiğimde trafik beni çok zorlamıştı. Artık antrenmanlara bir saat önce geliyorum çünkü trafik beni korkutuyor. Ama artık trafiğin ne zaman yoğun olduğunu biliyorum” ifadelerini kullandı.
“BURADAKİ EN BÜYÜK FARK BASKI”
Kariyerinde oynadığı diğer takımlarla VakıfBank arasındaki farklardan bahseden 23 yaşındaki pasör, “Ben daha önce Hollanda ve Almanya’da oynadım. Daha önceki takımlarım ile burası arasındaki en büyük fark baskı. Çünkü kulüptekilerin beklentisi bütün kupaları kazanmak. Almanya’da bu önemli bir durum değildi. Sizden Şampiyonlar Ligi’ni kazanmanız beklenmiyordu. Ayrıca burada insanlar voleybolu daha fazla yaşıyor ve daha fazla seyirci önünde oynuyoruz” şeklinde konuştu.
“GUIDETTI, ÖNERİLERE VE FİKİRLERE HER ZAMAN AÇIK BİR İNSAN”
Başantrenör Giovanni Guidetti ile olan iletişimiyle ilgili ise van Aalen, “Geri bildirimleri çok seviyor. Önerilere ve fikirlere her zaman açık bir insan. Bu gerçekten çok iyi bir şey. Neler hissettiğinizi kendisine direkt bir şekilde söyleyebiliyorsunuz. Benim için de önemli bir durum. Benden gelişmemi ve buradaki sisteme adapte olmamı istiyor” açıklamasında bulundu.
“BURADAKİ İNSANLARIN VOLEYBOLU NE KADAR YOĞUN BİR ŞEKİLDE YAŞADIĞINI GÖRMEK GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL”
Türkiye’de voleybolun yoğun bir şekilde yaşandığını ve bunu görmenin güzel olduğunu belirten van Aalen, “Buradaki insanların voleybolu ne kadar yoğun bir şekilde yaşadığını görmek gerçekten çok güzel. Caddede yürüdüğünüzde milli takımda forma giyen oyuncuların posterlerini görebiliyorsunuz. Bunu salonda da hissedebiliyorsunuz. Herkesi çok seviyorlar ve bu durum gerçekten benim çok hoşuma gidiyor” dedi.