Birlemiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Direktörü Qu Dongyu, “İklim ve gıda krizleri birbirinden ayrılamaz. Gıda için yatırım yapmak, insanlar ve dünya için büyük kazançlar sağlayacaktır” dedi.
BM FAO Genel Direktörü Qu Dongyu, iklim değişikliğinin gıdaya yansımalarına ilişkin değerlendirmede bulundu. Dongyu, küçük ölçekli çiftçilerin giderek daha fazla iklim kaynaklı felaketlerin ve aşırı olayların insafına kaldığını belirterek, “Sağlıklı verim ve üretim için hava koşullarına ve doğal kaynaklara tamamen bağımlı olan tarım-gıda sektörü iklim krizinin ön saflarında yer alıyor.
İklim değişikliği gıda üretme kapasitemizi etkiliyor, gıdanın bulunabilirliğini, erişilebilirliğini ve satın alınabilirliğini olduğu gibi su, toprak ve biyolojik çeşitliliğin kalitesini de değiştiriyor. Aşırı hava olaylarının sıklığını ve yoğunluğunu artırırken, zararlıların ve hastalıkların düzenini de değiştiriyor. Bu etkiler gıda güvensizliğini artırırken, mahsul verimini, hayvancılık verimliliğini, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliğinin gıda üreticisi olma potansiyelini de azaltıyor” dedi.
‘EN İYİ YATIRIM ÇİFTÇİLERDİR’
Dongyu, son 30 yılda, iklim ve diğer afetler nedeniyle tahminen 3,8 trilyon dolar değerinde mahsul ve hayvancılık üretiminin kaybedildiğini vurgulayarak, bunun yılda ortalama 123 milyar dolar, veya yıllık küresel tarımsal gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 5’ine tekabül ettiğini belirtti. Dongyu, “Bu afetler 1970’lerde yılda 100 civarındayken günümüzde yılda ortalama 400’e ulaşmıştır. Bitkisel ve hayvansal üretim, ormancılık, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği de dahil olmak üzere tarım, gelişmekte olan ülkelerdeki başlıca ekonomik faaliyetlerden biri olduğundan, bunun etkileri çok derindir.
Çiftçiler dirençlidir ve yüzyıllardır çevrelerindeki değişikliklere uyum sağlıyorlar. İklim değişikliğine karşı direnç oluşturmak ve uyum sağlamak için en iyi yatırım onlardır. Ancak bugün deneyimledikleri şey, uyum sağlama yeteneklerinin ötesine geçiyor. Aşırı ve yavaş başlayan iklim olaylarının neden olduğu hem ekonomik hem de ekonomi dışı kayıp ve hasarlarla başa çıkma konusunda destek, çiftçi toplulukları ve ülkeler için bir can simidi haline gelmektedir” diye konuştu.
‘İKLİM VE GIDA KRİZİ BİRBİRİNDEN AYRILAMAZ’
Dongyu, iklim ve gıda krizlerinin birbirinden ayrılmayacağına dikkati çekerek, “FAO, iklim krizinin tarım-gıda sektörleri üzerindeki etkilerinden kaynaklanan kayıp ve zararın kapsamını ve büyüklüğünü değerlendirmek için ülkeleri desteklemeyi; sektördeki kayıp ve zarar eylemlerinin uygulanmasını desteklemek için yeterli ve öngörülebilir mali kaynakları harekete geçirmeyi; iklim risklerini değerlendirmeyi; tarımdaki kayıp ve zararı azaltmayı taahhüt etmekte.
Kuraklığa dayanıklı ürünler, su verimli sulama sistemleri, erken uyarı sistemleri, ürün sigortası ve sosyal koruma programları gibi gıda üreticilerinin ve tüketicilerin iklim risklerine maruz kalmasını ve kırılganlığını azaltabilecek yeni teknolojiler ve uygulamalar geliştirmeyi taahhüt etmekte. İklim ve gıda krizleri birbirinden ayrılamaz.
İklim değişikliğine karşı tarım-gıda sistemleri çözümlerine yatırım yapmak, insanlar ve dünya için büyük kazançlar sağlayacak. Ancak en dirençli çiftçiler bile iklim krizinin tüm etkilerine uyum sağlayamaz. Küçük ölçekli çiftçiler ve tarıma bağımlı gelişmekte olan ülkeler, iklim krizinin sonucunda ortaya çıkan kayıp ve zararı çözmek için ortak çabalarımızın ön saflarında yer almalı” ifadelerini kullandı.