İzmir’de yaşayan ve sosyal etkileşimde zorlandığı için birebir eğitim alan Asperger sendromlu Barkan Yenmez (14), duygularını ifade aracı olan şiirlerini, ‘Bir Aspergerin Gözünden Dünya’ isimli kitabında buluşturdu.
Asperger sendromlu, Torbalı Anadolu Lisesi 9’uncu sınıf, özel eğitim öğrencisi Barkan Yenmez’in, 3’üncü sınıftan beri yazdığı şiirler bir araya getirilerek, ‘Bir Aspergerin Gözünden Dünya’ isimli kitapta basıldı. Zorbalıklara maruz kaldığını anlattığı kitabına ‘Aynı melodinin farklı notaları’ başlıklı önsözle başlayan Yenmez, yabancı dillerde öğretim görevlisi olmayı hedefliyor.
Uzun süredir şiir yazdığını ve kitap bastırma fikrinin öğretmenlerinden geldiğini anlatan Barkan Yenmez, kitabı eline aldığında çok gururlandığını ve mutlu hissettiğini ifade etti. Şiirlerinin konularını önceden belirlemediğini ve içinden gelen duyguları kaleme aldığını söyleyen Yenmez, “Daha önce yazdığım şiirleri kitap haline getirmeyi, öğretmenlerim teklif etti. Şiirlerin yazı boyutu, noktalama işaretleri gibi düzenlemelerini yaparak basıma hazır hale getirdik. Vatan, mevsimler, arkadaşlık gibi konularda şiirler yazıyorum. Yeni çalışmalarım da var, şiir yazmaya devam ediyorum” dedi.
‘BAZI İNSANLAR, BENİ VE BENİM GİBİLERİ HOR GÖRÜYOR’
Girdiği ortamlarda zaman zaman dışlandığını belirten Yenmez, dışa vuramadığı bazı duygularını şiirleriyle ifade edebildiğini söyledi. ‘Bir Aspergerin Gözünden Dünya’ isimli kitabının kapağında kıtalar, dünya ve göz bebeğinden oluşan bir tasarım hazırlayan Barkan Yenmez, şöyle konuştu:
“Okulda genellikle zorbalığa uğradım. Sözleri, davranışlarıyla beni hep kışkırttılar. Daha sonra sanki her şeyi ben yapmışım gibi gidip beni şikayet ediyorlardı. Bu beni çok üzüyordu. Bunu önsöze yazmak istedim ve şunları yazdım: ‘Merhaba ben Barkan. Benim Asperger sendromum var. Birçoğunuz bunu kötü bir şey olarak algılayabilirsiniz ama değil. Ben bana ‘Hasta’ denilmesinden hoşlanmıyorum. Hatta ‘deli’ derlerse çok öfkeleniyorum. Neden dediklerini bilmiyorum.
Onların mı hareketleri anormal, yoksa benim düşüncelerim mi bilmiyorum. Şimdi bu sendromun neden kötü olmadığını söyleyeceğim. Kötü değil çünkü bu bana kendimi özel hissettiriyor. Bir insanı sadece zekası özel yapmaz, onu düşünceleri, hayata bakış açısı özel yapar. Ama bazı insanlar beni ve benim gibileri hor görüyor. Hatta dışlıyor. Ama aslında onlar bizden üstün oldukları için değil, bizi anlayamadıkları için dışlıyorlar ama farkında değiller.
Okulda çok fazla kez suçlandım. Çok fazla kez susturuldum. Bunun nedeni okulların rehberlik servislerinin bizleri bilerek yapıyormuş gibi görmeleri. Örneğin ben sinirlendiğimde sadece o an beni sinirlendiren şeye odaklanıyorum. Kendime ve beynime engel olamıyorum. Şimdi anlatacağım şey başıma çok geldi. Okulda bir kişiyle kavga ettikten sonra o kişi arkadaşlarını toplayıp şikayetçi oluyor ve haksız olmasına rağmen fazla kişi oldukları için haklı sayılıyorlar ve bu benim sinirimi çok bozuyor. Kısacası biz Aspergerliler ve otistikler toplumun birçok yerinde çok fazla dışlanıyoruz. Umarım bir gün bu sonlanır. Unutmayalım ki hepimiz aynı melodinin farklı notalarıyız. Ve hepimizin dünyaya geliş amacı farklı.”
‘EDEBİYATLA İLGİLİ YETENEĞİNİN BENDEN GEÇTİĞİNİ SANMIYORUM’
Barkan Yenmez’in annesi edebiyat öğretmeni İlgen Kayrak, 11 yaşında Hilal isimli kızının da olduğunu belirterek 2 kardeşin çok iyi anlaştığını söyledi. Barkan’ın her zaman olgun bir çocuk olduğunu belirten Kayrak, “Barkan 9 aylıkken konuşmaya başladı. 10 aylıkken ayağa kalktı. 2 yaşındayken tüm renkleri ara renklere varana kadar biliyordu.
Çok anlayışlı ve olgundur. Akran zorbalığına uğradığında da öfkesine yenik düşer. Ama onun dışında yetenekleri var. Edebiyat öğretmeniyim ama edebiyatla ilgili yeteneğinin benden geçtiğini sanmıyorum. Ben öğretmen olarak sadece eserleri inceleyip yorumlarım ama şiir yazdığım vaki değildir” dedi.
Barkan’a 13 yaşına kadar hiçbir tanı konulamadığını anlatan Kayrak, uzun süren araştırmaların neticesinde Dokuz Eylül Üniversitesi’nde ‘Asperger Sendromu’ olduğunu öğrendiklerini kaydetti. Daha önce bu sendromla ilgili hiç bilgi sahibi olmadığını da ifade eden Kayrak, şunları söyledi:
“Oğlum koronavirüsün yaygın olduğu uzaktan eğitim yaptığım dönemde, benim kaçak öğrencim oldu. Dersleri anlatırken odanın kapısından beni dinliyordu. Bana, ‘Anne bak şimdi sana cinaslı kafiye yapacağım, anne bak tevriye sanatını anlattın ya bak böyle oluyor değil mi’ diye örnekler veriyordu. Verdiği örneklerin hepsi doğruydu. Sözcük kapasitesi çok yüksek, gayet akıcı konuşur. Eski kelimeleri de bilir. Öğrenmeyi sever ve cümle içinde kullanır. Kelimelerin kökenlerini ve hangi kelimelerle ilişkili olduğunu merak eder ama buna karşın Barkan’ın sosyal becerisi pek yok.
Bu yüzden sınıf içinde akranlarıyla birlikte eğitim alamıyor. O da özel eğitim sayesinde gelişecek. Erken konuşması yaşıtlarından farklı olduğunun bir işaretiydi. 1 yaşında çok düzgün konuşuyordu. İlkokula başladıktan sonra çok kitap okudu. Hızlı gelişti ama bu sendromu daha önce hiç bilmiyordum. Yaptığım araştırmalarda gördüm ki Einstein, Elon Musk, Celal Şengör de bu sendroma sahipmiş.
Bu da bana bir güven verdi. Çünkü bu sendroma sahip olan insanlar gerçekten iyi yerlere geliyorlar. Kendi ülkelerinde yüz akı olabiliyorlar. Bu çocuğu iyi yönlendirirsek onun zekasını ülkemiz için de kullanabiliriz. Bir anne olarak onun istediği hedefe varması benim için yeterli. Yabancı diller konusunda öğretim görevlisi olmak istiyor. Onun ancak destekçisi olabilirim. İnşallah hedefine varır. Belki yıllar sonra onu tonton bir profesör olarak görebiliriz.”