Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TİSK tarafından düzenlenen ‘Birlikte Daha Güçlü Bir Gelecek Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “2026’da tek haneli rakamları hedefliyoruz. Gelecek yıldan itibaren bir düşüş seyri var. Gelecek yılın ortalarından itibaren enflasyondaki yıllık düşüşleri politikalarımızın sonuçlarını görmüş olacağız. Yüksek gelirli ülkeler ligine alt sıralardan da olsa adım atmış olacağız. Ama daha sonra yapacak çok işimiz var” dedi.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından Birlikte Daha Güçlü Bir Gelecek Zirvesi düzenlendi. Beşiktaş’ta düzenlenen zirveye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz , Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol katıldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yatırım, istihdam ve büyüme vurgusu yaptı.
ANKARA’DA, İSTANBUL’DA CUMHURİYETİMİZİ COŞKUYLA KUTLAYACAĞIZ
Cevdet Yılmaz, konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını yad ederek başladı ve Cumhuriyet’in 100. Yılı için mesaj verdi. Yılmaz, “Bağımsızlığın bir hukuki bir de reel tarafı var. Hukuken bir ülke kağıt üstünde bağımsız olabilir ama teknolojisi yoksa, ekonomisi yoksa, dünyaya yenilik üretemiyorsa insan gücü sermayesi belli bir nitelik kazanmamışsa ne kadar siyasi söylemde bulunursa bulunsun gerçek anlamda bağımsız bir ülke olamaz.
100 yıllık bir birikim. Bu birikim zemininde de şimdi Türkiye Yüzyılı diyoruz, yeni bir vizyona bakıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın birikim üzerine oluşturduğu Türkiye vizyonuyla geleceğe bakıyoruz. Pazar günü hep birlikte Ankara’da, İstanbul’da coşkuyla Cumhuriyetimizi kutlayacağız ama sadece bir gün kutlamayalım. Cumhuriyetin ideallerine sahip çıkalım. En önemlisi bu diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
ORTA VADEDE 3 TRİLYONUN ÜZERİNDE AFETİN YARALARINI SARMAK İÇİN HARCAMA YAPACAĞIZ
Seçim süreciyle birlikte Türkiye’de 5 yıllık bir süre için siyasi belirsizliklerin ortadan kalktığını, politika dokümanlarıyla da politika belirsizliklerinin ortadan kalktığını vurguladı.
Politika dokümanlarındaki temel önceliklerini hatırlatan Yılmaz, “Birincisi afetlerin yaralarını sarmak ve ülkemizi yeni afet riskine karşı hazırlamak. İkincisi fiyat istikrarını sağlamak, makro ekonomik istikrarı sağlamak, yeniden tek haneli rakamlara dönmek enflasyonda. Üçüncüsü bunları yaparken büyümeyi, istihdamı devam ettirmek, resesyona, durgunluğa girmeden bunları başarmak. Dördüncüsü de bütün bunları insan için yaptığımıza göre bütün bu süreçlerde sosyal refahı gözetmek, korumak, dengeli bir şekilde bu süreci yönetmek.
Dolayısıyla bu dört temel öncelikli hareket edeceğiz. Bu yıl bütçemizde 762 milyar lira afetin yaralarını sarmak için kaynak ayırdık. Gelecek yıl 1 trilyon 28 milyar lira bir kaynak ayırdık. Orta vadede 3 trilyonun üzerinde sadece merkezi yönetim bütçemizden afetin yaralarını sarmak için harcama yapacağız. Bunun bir kısmı yatırım niteliğinde harcama. Afet risklerini azaltıcı harcamalar planladık. Cumhurbaşkanlığı kararıyla yeni bir kentsel dönüşüm başkanlığı oluşturduk. Meclisimizde de çok önemli bir kanun var. Komisyonda görüşüldü, yakın bir tarihte genel kurulda da görüşülüp, kabul edileceğine inanıyorum. Kentsel dönüşüm kanunu. Orada da kentsel dönüşüm süreçlerini çok hızlandırıcı çok daha etkili hale getiren bir içerik söz konusu” diye konuştu.
2026’DA TEK HANELİ RAKAMLARI HEDEFLİYORUZ
Depreme rağmen mali disiplini bırakmadıklarına dikkat çeken Yılmaz, “Bu yıl ve gelecek yıl bir miktar bütçe açığının milli gelire oranı yüksek. 6.4 civarında. Ancak bu büyük oranda depremin tek seferlik ve yatırım nitelikli harcamalarından kaynaklanıyor. Bunlar yapısal olarak bütçeyi bozmayan harcamalardır. Birkaç yıl sonra özellikle 2025’ten başlayarak daha düşük yükler göreceğiz. 2023 ve 2024 bizi biraz zorlayacak ama 2025’ten itibaren bütçemizde de daha rahat bir perspektife sahibiz. Fiyat istikrarını ve makro ekonomik istikrarı güçlendirmeye dönük politikalarımız da devam edecek Türkiye geçmişte tek haneli rakamları yakaladı.
Bunun ekonomik faydasını da, sosyal faydasını da yaşadı, gördü. Tekrar bu rakamlara geri döneceğiz ama bu elbette kademeli bir şekilde olacak. 2026’da tek haneli rakamları hedefliyoruz. Gelecek yıldan itibaren bir düşüş seyri var. Gelecek yılın ortalarından itibaren enflasyondaki yıllık düşüşleri politikalarımızın sonuçlarını görmüş olacağız. Ama aylık bazda tabii ki daha önceden bu etkiler görülecek.
Yıllık bazda da gelecek yılın ortalarından itibaren daha net bir şekilde dezenflasyonist süreci görmüş olacağız. 2026’yla birlikte de tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz. Pandemiye rağmen büyüyebilen ender ülkelerden bir tanesi Türkiye oldu. Üç yılda toplamda dünya büyümesi yüzde 7. Türkiye’nin bu üç yılda büyümesi 2020-2022 dönemindeki kümülatif büyümesi yüzde 20 civarında” diye konuştu.
YÜKSEK GELİRLİ ÜLKELER LİGİNE ALT SIRADAN DA OLSA ADIM ATMIŞ OLACAĞIZ
Yılmaz, “Sayın Cumhurbaşkanımız da hep altını çiziyor biliyorsunuz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat diyor. Dolayısıyla biz de bu perspektifi hiçbir zaman gözden ırak tutmadan politikalarımızı şekillendiriyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki dönem büyüyeceğiz. Ve nitelikli bir şekilde büyüme gayreti içinde olacağız. İhracatımızı dönem sonunda 300 milyarın üzerine çıkarmayı düşünüyoruz.
Bu yıl milli gelirimiz bir trilyon doları aşacak. Orta vadeli programın sonu olan 2026’da öngördüğümüz 15 bin dolara yakın bir kişi başına gelir, 14 bin 800 civarında. Burada Dünya Bankası’nın bir eşiği var. 13 bin 800 dolar civarında kişi başına. Bunu aştığınızda yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış oluyorsunuz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Türkiye Yüzyılı’nda da bu yakışır diye inanıyorum ben ülkemize. Yüksek gelirli ülkeler ligine alt sıralardan da olsa adım atmış olacağız. Ama daha sonra yapacak çok işimiz var” diye konuştu.
Yılmaz, üretimin ve istihdamın da artırılacağına dikkat çekti.