Tarım ve Orman Bakanlığı, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Altuğ Atalay, “Balıkçı barınakları, başarılı olamadığımız konulardan biri. Bu konu ilgili de Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’na (TÜBİTAK) araştırma yaptırdık. Balıkçı barınaklarının tamamının elden geçirilmesi, kanuni altyapısının güçlendirilmesi gerekiyor” dedi.
TBMM Balıkçılık ve Su Ürünleri Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Emrah Karayel başkanlığında toplandı. Komisyonda Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Altuğ Atalay sunum yaptı. Atalay, denizlerde 530, iç sularda 380 balık türü, ticari avcılığı yapılan 100 türün olduğunu, uzun yıllardır sayılarda azalma yaşanmadığını bildirdi.
Atalay, hem avcılık hem de yetiştiricilik ürünlerinin sağlıklı olduğunu belirterek, “Hiç bunda tereddüdümüz yok, çok nadir istisnai bazı durumlar olabiliyor; ama yüzde 99,9’u sağlıklı ve her zaman yenilebilir durumda. Bu sektör, neredeyse her yıl 1 milyon ton civarında 1’inci sınıf eti halkımıza sunuyor. 103 ülkeye su ürünleri ihracatı yapıyoruz, ihracatımızın üçte ikisi Avrupa Birliği (AB) ülkelerine. Hedefimiz 2 milyar dolar ihracat. Net ihracatçı bir ülkeyiz. Kişi başı tüketimde istediğimiz oranda değiliz. Kişi başı balık tüketimi 7 kilo. Kaçak avlanan ve ruhsatsız gemiler ülkemizdeki en büyük problemlerden biriydi. 2020 yılında çıkan kanun güncellemesi ile 600’e yakın kaçak avcılık yapan gemiyi yakaladık, parçaladık. İyi durumda olanları da üniversitelere, kamu kurumlarına bağışlıyoruz” dedi.
45 BİN 969 BİN 458 TL CEZA
Atalay, Türkiye’de 18 bin balıkçı gemisi olduğunu belirterek, “Gemi başına düşen ortalama deniz ürünleri üretim miktarı 2022 yılında 21,5 ton. Bu bütün dünyada da böyle, bizde de böyle. Balıkçı gemisi sayısı iç sular ile birlikte 18 bin, denizlerde 15 bin civarında. 2020 yılında 176 bin 176 denetim yapıldı, 1132 ton ürüne ve 202 gemiye el konuldu, 23 milyon 653 bin 956 TL cezai işlem uygulandı. 2023 yılında ise 113 bin 975 denetim yapıldı, 353 ton ürüne ve 59 gemiye el konuldu, 4 bin 199 işlem yapıldı, 45 bin 969 bin 458 TL cezai işlem uygulandı” diye konuştu.
DENİZLERDE 100’ÜN ÜZERİNDE İSTİLACI TÜR
Atalay, Türkiye’nin su ürünleri yetiştiriciliğinde AB’de birinci olunduğunu belirterek, “Su ürünleri yetiştiriciliğinde dünyada 17’nci sıradayız. Sucul biyoçeşitliliğin korunması için Hayalet Ağların Temizlenmesi Projesini başlattık. 166 milyon metrekare alan tarandı, 1 milyon metrekare hayalet ağ ve 40 bin av aracı çıkartıldı. 2 milyon 750 bin canlı kurtarıldı. Geçen yıl bir kural getirdik, ticari olan her balık avlayacak aracı markalıyoruz. Ticari bir balıkçıysanız o oltayı bile markalıyoruz. Avcılıkta bu ağların kime ait olduğunu biliyoruz.
Eğer ki marka yoksa kaçak avcılık yaptığını anlıyoruz. 68 bin av aracını kayıtlarımıza aldık. İstilacı balık sayısı ülkemizde giderek artıyor. İç sularda 30 istilacı balık türü var, denizlerimize ise 100’ün üzerinde istilacı balık yerleşmiş durumda. Aslan balığı aslında istilacı bir tür; ama dikenlerini kestiğinizde son derece lezzetli bir balık ve ekonomiye kazandırabiliyorsunuz. Buna benzer istilacı balık türlerini önlemek için elimizden geleni yapıyoruz; ama denizlerden Süveyş Kanalından geliyor. Batı Akdeniz’e doğru da bu türler git gide ilerliyor” ifadelerini kullandı.
BİRİNCİ SIRA BALIKÇI BARINAKLARI
Atalay, sunumun ardından milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Atalay, balıkçı barınağı sorununa ilişkin, “Balıkçı barınakları, başarılı olamadığımız konulardan biri. Düzeltilmesi gerekir. Komisyonun mutlaka ele alacağı bilgilerden biridir. Bu konu ilgili de Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’na araştırma yaptırdık. Çözümü gerçekten zor. Bizim elimizden gelen desteği vermemiz gerekiyor.
Balıkçı barınaklarının tamamının elden geçirilmesi gerekiyor, 65 balıkçı barınağımız çalışıyor. Balıkçı barınaklarının sorunları bölge bölge değişiyor. Kanuni altyapısının güçlendirilmesi gerekiyor. Komisyon için balıkçı barınaklarını birinci sıraya koyuyorum, ikinci sırada balıkçılarımızın uluslararası sulara çıkması lazım, bunu devlet politikası haline getirmemiz lazım. Bunların desteklenme modeli ile ilgili de Ankara Üniversitesi ile bir çalışma yapıyoruz” dedi.
BALIKÇILIK İÇİN BAKANLIK ÖNERİSİ
Atalay, komisyon üyelerinin Balıkçılık ve Denizcilik Bakanlığı kurulması önerine ilişkin, “Balıkçılık ve Denizcilik Bakanlığı olursa bizi bu memnun eder. Benim görüşüm Orman Genel Müdürlüğü çok iyi bir örnek. Gerektiğinde döner sermayesinden uçak, helikopter alabiliyor. Bu sektör için de kendi döner sermayesi ile kendi içinde bir genel müdürlük olabilir. Güçlü, bağımsız, büyük bütçeli bir genel müdürlük olabilir. Bizim de gönlümüzden geçen bakanlık; ama dediğim gibi güçlü bir genel müdürlük olabilir. Kendi koruma teşkilatı da olan, silahlı gücü bulunduran bir teşkilat, güçlü bir genel müdürlük olabilir. Kafeslerin yıllık kiraları ile barınak kiraları ile kendini idame ettiren bir genel müdürlük olabilir; ama takdir Meclisimizin” diye konuştu.
Atalay, bir soru üzerine genel müdürlüğünün bu yıl ki bütçesinin 300 milyon liranın üzerinde olacağını, diğer yıllara oranla ciddi bir artış olduğunu söyledi. Atalay, balıkçıların sigorta sorunu olduğunu belirterek, bunun için istisna bir kanun gerektiğini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile çalışılması gerektiğini vurguladı. Atalay, “Bu konuya çözüm bulunamadı, muhakkak komisyonumuz bir tavsiyede bulunacaktır” dedi.
BALIĞA KOTA GELMELİ
Atalay, balığa kota getirilmesi sorusuna, “Hamsiye de istavrite de kota getirmemiz gerekiyor. Kota getirildiğinde balık hem ederini bulacaktır hem de balıkçı kazanacaktır. Hamsinin balıkçıdan çıkışı 15-20 lira arasında, tezgahtan almaya kalkınca 100 lirayı buluyor. Ben bu hafta sonu 60 liraya aldım. Kota getirilmesi bu fiyatı da dengeleyecektir” yanıtını verdi.