Kayseri’de 2 hafta önce izinsiz zirve tırmanışı yaptığı Erciyes’te mahsur kalan Polonyalı dağcı Daniels Baranowski’nin (29) kullandığı güzergah ortaya çıktı.
Kayseri’de, Polonyalı dağcı Daniels Baranowski, 2 hafta önce izinsiz zirve tırmanışıyla Erciyes Dağı’na çıkıp, 3 bin 600 metre rakımda mahsur kaldı. Saatler sonra mahsur kalan Polonyalı dağcı Daniels Baranowski’nin üzerindeki takip cihazından uzun süre hareketsiz kaldığının belirlenmesi üzerine Uluslararası Acil Durum Koordinasyon Merkezi tarafından Türk yetkililerden yardım istendi.
Takip cihazından elde edilen bilgiler doğrultusunda Polonyalı dağcının bulunduğu koordinatlar Türk yetkililere iletildi. Yardım çağrısı üzerine AFAD, JAK ve UMKE’den oluşan 25 kişilik ekip, Baranowski için arama kurtarma çalışması başlattı. Ekipler 20 Eylül saat 02.00 sıralarında 3917 rakımlı Erciyes Dağı’nın 3600 rakımında Polonyalı dağcıya ulaştı. Polonyalı dağcı, ekiplerin yaklaşık 10 saatlik çalışması sonucu mahsur kaldığı yerden aşağı indirildi. Sağlık durumu iyi olan Baranowski, böyle bir olay yaşandığı için özür dileyerek, kendisini kurtaran ekiplere teşekkür etti.
‘UYUM SAĞLAYAMAZSA ALKOL ALMIŞ GİBİ OLUR’
Kayseri Dağcılar İl Temsilcisi İsmail Yılmaz, yaptığı açıklamada, Polonyalı dağcının rotayı bilmeden Erciyes’e çıktığını belirterek, “Arkadaşımız rotayı bilmediği için Hörgüçkaya’nın üzerinden geçmeye çalışmış. Aslında orası da bir yol ama taşlı ve teknik gerektiren bir rota. Oraya da çıkınca paniklemiş. Yüksek irtifadan dolayı korkmuş. Uluslararası Çağrı Merkezi’ne ulaşmış. Onlar da AFAD’a ulaşmışlar. Birkaç dağcımızla beraber bölgeye ulaştılar ve arkadaşı indirdiler. Hörgüçkaya’nın tam üzerinde kalmış. İnsanın o yükseklikteki durumu ile buradaki durumu aynı olmaz. Bedenin yüksek irtifaya uyum sağlaması lazım. Eğer uyum sağlayamaz ise durumu alkol almış bir insan gibi olur” diye konuştu.
‘REHBER ALINMADAN ÇIKILMASINI DOĞRU BULMUYORUM’
Erciyes Dağı tırmanışlarında ilk olarak Tekir yaylasında toplandıklarını kaydeden Yılmaz, “2800 metre yüksekliğe kamp kuruyoruz. İkincisi gün ise sabah erkenden kamp alanımızdan zirveye hareket ediyoruz. Zirveye varışımız 5 ile 8 saat arasında sürer. Zirveye çıkmak için çeşitli rotalarımız var. Bunlardan , ‘Şeytan sol’, ‘Şeytan Deresi’ ve ‘Sırt’ rotamız var. Şeytan rotası kullanıldığı zaman direkt zirveye ulaşabilirsiniz ama orası tehlikelidir.
Her zaman çıkılmaz. Güneş doğmadan önce o rotayı belirlememiz lazım. Daha önceden o rotayı kullanan biri, üzerine taş düşmesi sonucu hayatını kaybetmişti. Zirveye tırmanan kişilerin yanlarına rotayı bilen bir rehber alması lazım. Bizim dağımıza yaklaşmak çok kolay. Ama dağımız çürük ve rotayı bilmezsen bazı noktalarda taş düşebiliyor. Çünkü dağımız volkanik bir dağ olduğu için çok iyi yanmış bir dağ. O yüzden bilen biriyle çıkmalarını tavsiye ediyorum. Rehber alınmadan çıkılmasını doğru bulmuyorum” ifadelerini kullandı.
”BANA BİR ŞEY OLMAZ, DEMEMEK LAZIM’
Tırmanış esnasında gerekli eşyaların mevsime göre değişiklik göstereceğini belirten Yılmaz, “Erciyes için mutlaka kask olması lazım. Eğer kar varsa kazma ve krampon da olması lazım. Bu malzemeler olmadan zaten çıkamazsın. Dağcılığın tekniğini bilmeden çıkmak doğru değil. Bir dağcı, geldiği zaman ilk olarak kamp kuruyor. Yiyeceği, içeceği, ocağı, çaydanlığı ve tenceresini yanında bulunduruyor. İnsanlarımızın dağa çıkmadan önce yaz ve kış dağcılık eğitimlerini mutlaka almaları gerekiyor. Kayseri Dağcılık İl Temsilciliği ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olarak, her yıl yaz ve kış eğitimleri veren kurslarımızı açıyoruz. Bugüne kadar 100’ün üzerinde dağcı eğittik. İnsan dağcılığı yapınca mutlu ve doğada hür oluyor. Ama bunu yapmadan önce de bazı şeylerin bilinmesi gerekiyor. Yani, ‘ben dağa çıkarım, bana bir şey olmaz’ dememek lazım” dedi.
‘EĞİTİMİ ALINDIĞI ZAMAN HİÇBİR TEHLİKESİ YOK’
Kayseri Valiliği tarafından dağa izinsiz çıkılmasının yasaklandığını söyleyen Yılmaz, şöyle konuştu:
“İzin almadan kimse çıkamıyor ama yasağı önlemek zor. İzinsiz çıkmanın önüne geçmenin en kısa yolu ‘Çobanini’ dediğimiz bölgeye ufak bir denetim noktası koymamız lazım. Ben yurt dışına gittiğim dağlarda, 2800-2900 metre yükseklilerde denetim noktasına rastlıyorum. İnsanlar Çobanini’ne kadar tehlikesiz bir şekilde gelebilir. Ama ondan sonrası için gelen gruplara sorarak rehberleri yoksa müsaade etmemek lazım. Bizlere, oraya gittiğimiz zaman, ‘dağcıların sorumluluğu bende’ yazılı kağıtlar imzalattırıyorlar. Dönüşte de ‘ekibimi getirdim’ diyerek o verdikleri kağıdın birini onlara veriyorum. Ama bizde denetim maalesef yok.
Eğer valiliğe izin yazıldıysa jandarmamızın haberi oluyor. Yoksa jandarmamızın haberi olmuyor. Bu durum kaçak çıkma yolunun önünü açtı. Tesis yönünde bir denetim var. ‘Teleferiğe dağcı olursa bindirmeyin’ deniyor. İnsanlar akşam geldiklerinde tesis kapalı olduğu için dağa çıkmaya çalışıyorlar. Onlar bize büyük bir tehlike arz ediyor. Dağcılık camiasına da büyük zarar veriyor. Eğitimi alındığı ve kurallara uyulduğu zaman hiçbir tehlikesi yok. İzinden ziyade insanların bilinçli olması lazım. İnsanlar izin almadan da çıkabiliyor. Herkesi kontrol altına almak mümkün değil.”