Kuşların Afrika’ya göçünde dinlenme noktası olan Mersin semaları güzel görüntülere tanıklık ediyor.
Mersin, coğrafi konumu itibarıyla Avrupa ile Afrika arasında kuşlar için en önemli göç ve dinlenme noktaları arasında yer alıyor. Özellikle süzülerek göç eden leylek, küçük akbaba, kartal, şahin, turna gibi kuş türleri, göç sırasında dinlenme ve mola yeri olarak Mersin’i tercih ediyor. Mersin’de dinlenen kuşlar, Afrika için yola koyuluyor. Kuşların göçünü izleyen Doğa Derneği Sorumlusu Turan Çetin, Anadolu coğrafyasının binlerce yıldır kuşların en önemli göç rotası üzerine olduğunu kaydetti.
Her yıl Avrupa ve Afrika arasında binlerce kuşun göç etmek için Anadolu’yu kullandığını belirten Çetin, “Özellikle kışın Afrika’da zaman geçiren uzun kanatlı kuşlar, ilkbaharda üremek için hem Anadolu’ya geliyor hem de Avrupa’ya gidiyor. Bu inanılmaz göç yolculuğu sırasında Avrupa’ya giderken bulunduğumuz coğrafyayı kullanıyor. Bu binlerce yıldır gerçekleşen bir olay” dedi.
‘KORUNMASI GEREKİYOR’
Son yıllarda kuş göç yollarının problemli olduğunu kaydeden Çetin, “Özellikle elektrik çarpmaları meydana geliyor. Kuşların geceleri yerde kalamadıkları ve eskisi kadar ağaç olmadığı için elektrik direklerine konuyor. Bu kuşların elektrik akımına kapılarak ölmelerine neden oluyor. Buna karşı Doğa Derneği ve Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. iş birliğinde bölgemizde 216 elektrik direğinin izolasyonu gerçekleştirildi. Yine kuşların konacağı direklerin izolasyonunun yapılması, dinlenme alanlarının korunması ve yasa dışı avcılığın önlenmesi göç için mühim. Bu konulara dikkat edilerek göç yollarının korunması gerekiyor” diye konuştu.
‘MERSİN GÖÇ YOLCULUĞUNUN ORTASINDA’
Mersin’in göç yolculuğunun tam ortasına denk geldiğini belirten Çetin, “Özellikle leylekler ve akbabalar olmak üzere bu göç yolculuğu esnasında dinlenmek için Mersin’i tercih ediyorlar. Mersin’de katı atık tesisleri olduğu için hem besleniyorlar hem de uzun göç yolculuğunda dinleniyorlar. Bölgemizde en fazla göç eden kuşlardan bir tanesi leylekler. Leyleklere baktığımız zaman kışı Afrika’da geçiriyorlar ancak ilkbaharda üremeye uygun olmadığı için ise Hatay, Adana, Mersin ve İstanbul rotasını izleyerek Avrupa’ya gidiyorlar.
Üreme mevsimi sonrası yani sonbaharın başları yazın sonlarında ise yine başta leylekler olmak üzere aynı rotayı kullanarak tersine göç yolculuğuna çıkıyorlar. Bu olay binlerce yıldır gerçekleşiyor. Biz, Mersin olarak bu göç yolunun tam ortasındayız. İlkbaharın başında da sonbaharın başında da başımızı gökyüzüne kaldırdığımızda binlerce kuşun göçüne şahitlik ediyoruz” ifadesini kullandı.
‘900 BİN KUŞ GÖÇE KATILIYOR’
Her yıl yaklaşık 900 bin kuşun göçe katıldığını belirten Çetin, şunları söyledi:
“Mersin bölgesine ve İstanbul Boğazı’ndan gelen verilere baktığımızda, sonbahar göçü daha kalabalık oluyor. Çünkü Anadolu’da ve Avrupa’da üreyen kuşların yavrularıyla beraber göçü gerçekleşiyor. Bu da yaklaşık 900 bin tane kuşun göçü demek. Ayrıca bu göçe nesli tükenme tehlikesi altında olan küçük akbabalar da katılıyor. Küçük akbabalar hem bölgemizde ürüyor hem de göç esnasında Mersin’den geçerek Avrupa’ya gidiyor, orada ürüyor. Nesli tükenme tehlikesi altında olan küçük akbabaları korumak için en önemli şeylerden bir tanesi göç yollarını korumak.”