Rusya-Ukrayna Savaşı dünya sistemini etkiledi diyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Barış konusunda ısrar eden bir tek Cumhurbaşkanımız ve Türkiye” dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın dünya sistemini etkilediğini belirterek, “Bugün daha net görülüyor ki Rusya- Ukrayna Savaşı ile herkesin senaryoları var, savaşın devam etmesine dair birtakım hazırlıkları var ama barış konusunda ısrar edenin bir tek Cumhurbaşkanımız ve Türkiye olduğu bir kere daha net bir şekilde görülüyor. Biz Karadeniz’in herhangi bir şekilde çatışma ortamı olmasını istemiyoruz” dedi.
AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, AK Parti Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantı sonrası açıklama yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iç ve dış siyasete dair kapsamlı bir değerlendirme yaptığını ve partinin 7 Ekim’de gerçekleştireceği kongreye ve yerel seçim hazırlıklarına dair talimatlarda bulunduğunu söyledi.
12 Eylül’den 15 Temmuz’a kadar yaşanan tüm darbelerin Türkiye’ye büyük zararlar verdiğini söyleyen Çelik, “15 Temmuz’un farklı bir tarafı var. Fetullahçı Terör Örgütü’nün gerçekleştirmeye çalıştığı bu darbe girişimi milletimizin iradesiyle karşılaşmış ve sonuca ulaşamamış, darmadağın edilmiştir. Cumhurbaşkanımızın o gece yaptığı çağrı ve liderlik milletimizin ortaya koyduğu duruş demokrasimize ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağımız bir dönemin başlangıcı olmuştur. Dolayısıyla 15 Temmuz darbe girişimine verilen cevap, ülkemizdeki bütün darbelere verilmiş net bir cevap olmuştur” dedi.
‘BİR DEMOKRAT DURUŞ BEKLEMİYORUZ’
Türkiye’de yıllarca darbelerin birtakım meşru mazeretleri olduğunun ispat edilmeye çalışıldığını söyleyen Çelik, “Darbecilerin sivil siyaseti aşağılamak için kullandığı argümanların aynısı CHP Genel Başkanı tarafından bir kere daha 14 ve 28 Mayıs seçimleri sonrasında aldığı yenilgiyi meşrulaştırmak, aldığı yenilgiye mazeret üretmek için kullanılmaya çalışılıyor. Seçilen hükümetin meşruiyeti yokmuş diyerek, aslında bir kere daha lafın nereye gittiğini bilmeden kendi demokratlığını zedeleyen, demokrat olmadığını ispat eden, cumhuriyet karşıtı bir açıklama yapıyor.
Seçim sonuçları millet iradesiyle tecelli etti, bunu tanımayan tek kişi de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve onun etrafındaki birkaç kişi. Bu şekilde konuşmaya devam edeceksiniz, biliyoruz. Başka türlü bir demokratik yaklaşım, bir demokrat duruş da sizden beklemiyoruz. Ama ilk defa bu derece darbecilerin kullandığı argümanların bir siyasi partinin yönetici heyeti ve genel başkanı tarafından açıkça ve alenen kullanıldığı görülüyor. Hiçbir mahcubiyet duymadan, sıkılmadan bunun kullanıldığı görülüyor. Bunun da kaydını bir kere daha düşmüş olalım. Milletimize bu durumu bir kere daha arz ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘KARADENİZ’İN ÇATIŞMA ORTAMI OLMASINI İSTEMİYORUZ’
Rusya- Ukrayna Savaşı’nın dünya sistemini etkilediğini belirten Çelik, “Bugün daha net görülüyor, herkesin savaşla ilgili senaryoları var, savaşın devam etmesine dair birtakım hazırlıkları var ama barış konusunda ısrar edenin bir tek Cumhurbaşkanımız ve Türkiye olduğu bir kere daha net bir şekilde görülüyor. 17 Temmuz’da sona eren Tahıl Koridoru Anlaşması’nın yenilenmesi konusunda Cumhurbaşkanımız girişimlerini sürdürmeye devam ediyor.
Rusya ve Ukrayna’nın alternatif planını olduğu ortaya çıktı. Ama biz Karadeniz’in herhangi bir şekilde çatışma ortamı olmasını istemiyoruz. Bu nedenle de Birleşmiş Milletler çatısı altında Rusya ve Ukrayna ile birlikte herhangi bir şekilde iki ülkeyi de dışlanmadan bu sürecin yürütülmesi gerektiğini değerlendiriyoruz. İki tarafın da masaya dönmek için Batı’dan beklentileri var. Sayın Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü bu diplomasinin bu krizin çözülmesinde bir kere daha kilit rol oynadığını görüyoruz” dedi.
‘VİZE SERBESTİ KONUSUNDA DEĞİŞİK MODELLER ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR’
Kutsal kitaplara yönelik saldırıların son dönemlerde faşist bir dalga halini aldığını söyleyen Çelik, “Maalesef demokratik ülkelerin bağışıklık sistemi bu faşist dalga karşısında yetersiz kalmaktadır. Buna karşı tedbir geliştirememektedirler. Düşünce hürriyeti adı altında din ve inanç hürriyetinin ayaklar altına alındığı, nefret suçlarının giderek yaygınlaştığı bir tablo ortaya çıkıyor. Buna karşı biz duruşumuzu net bir şekilde ortaya koyuyoruz ve demokratik bütün ülkeleri buna karşı tedbir almaya çağırıyoruz. Ama bu çerçeve G20 bildirgesinde kutsal kitaplara dönük saldırıların kınanmasının da önemli olduğunu düşünüyorum” açıklamalarında bulundu. Çelik ayrıca, Sıfır Atık girişimlerinin bildirgede yer almasının önemli olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkilerin sıkılaşmaya başladığı bir dönemin yaşandığını ifade eden Çelik, “Bu çerçevede vize serbesti ve gümrük birliğinin güncellenmesi öne çıkmaktadır. Vize serbesti konusunda değişik modeller üzerinde çalışılıyor. Dünya bu kadar istikrarsızlaşırken, dünya üzerinde bu kadar çalkantılı, kaotik gelişmeler olurken Türkiye- Avrupa Birliği ilişkilerinin daha istikrarlı bir yapıya kavuşması ve ilerleyen, somut sonuçlar alan, yol kat eden bir yapıya kavuşması kıymetli olacaktır” dedi.
‘DARBECİ ANLAYIŞ FIRSAT KOLLAMAYA ÇALIŞIYOR’
Sivil siyasete tehdit teşkil eden tüm unsurlarla mücadele edeceklerini kaydeden Çelik, “Bu darbeci anlayış zaman zaman kafasını kaldırarak bir fırsat kollamaya çalışıyor. Hiçbir şekilde milli irade karşısında bu şekildeki girişimlerde bulunmaması gerekenlerin zaman zaman söylem ve eylemlerine tanık oluyoruz. Bir diğeri de CHP’nin maalesef seçimlerden sonra içine girdiği çıkmaz sokak. Sayın Kılıçdaroğlu, koltuğunu korumak için bütün bir demokratik sistemi ve bir siyasi parti CHP’nin demokratik sistem içerisindeki pozisyonunu zehirleyecek her türlü söylemde bulunuyor. Özellikle bu şekilde sivil darbe diyerek seçim sonuçlarını tartışmaya açmaya çalışması sadece kendisinin konuştuğu, birkaç arkadaşıyla birlikte kendilerinin dinlediği bir saçmalık olmaktan öteye geçmiyor” diye konuştu.
‘CHP’NİN TERÖR KARŞISINDAKİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ÇÖKMÜŞTÜR’
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çelik, Dağlık Karabağ’da yapılan seçimlere ilişkin, “Dağlık Karabağ’da Ermeniler tarafından yapılan sözde seçimin hiçbir meşruiyeti yoktur. Azerbaycan ve Türkiye bunu reddetmiştir. Gürcistan’ın da reddeden bir açıklaması vardı. Bugün ABD’den de benzer açıklama geldi. Oldu bittiyle seçim yapıp kendilerine Cumhurbaşkanı seçiyorlar. Ermenistan’ın bölgedeki gerginliği artıracak yaklaşımlardan uzak durması gerekir” dedi.
Çelik, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun TSK’yı hedef alan sözlerine ilişkin, “CHP milletvekilinin teröre destek veren açıklamasını, CHP’nin seçim döneminde terör örgütlerinin desteğini alan bir kampanya yürütmesinin bir neticesi olduğunu düşünüyorum. Seçim döneminde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına tüm terör örgütleri aleni destek verdiler. Bu aleni destek karşısında hepimiz seçim meydanlarında bağırdık. Bakın terör örgütleri sizi desteklediklerini ifade ediyorlar. Bu desteği reddedin. Meşru siyasete gayrimeşru yapılan bu müdahaleleri reddedin. 14 Mayıs seçimlerine kadar Kemal Kılıçdaroğlu bunların hiçbirini reddetmedi. 28 Mayıs’a giderken bir şeyler söylemeye çalıştı ama orada bir sabıka duruyordu ki, söylediği hiçbir şeyin anlamı kalmadı. CHP’nin terör karşısındaki kurumsal bağışıklık sistemi çökmüştür” ifadelerini kullandı.