Esenyurt’taki saldırıda hayatını kaybeden Yunus Emre Erzen’in (24) babası Cantürk Erzen, olayın meydana geldiği tekel bayisinde 2,5 ay öncesine ait yeni görüntülere ve kavganın mart ayında 35 bin liralık bir hilti satışıyla ilgili çıktığı yönünde iddialara ilişkin konuştu.
Esenyurt’ta iki kişinin öldüğü tekel bayiine yapılan silahlı saldırı ile ilgili yeni görüntü ve detaylar ortaya çıktı. Yaklaşık 2,5 ay öncesine ait görüntüde, ölen Yunus Emre Erzen ağabeyi, Mehmet Erzen’in tekel bayisine gelen Murat Özer’in kardeşi Servet Özer’le tartıştığı ve sonrasında tabancayla bacağından vurduğu görülüyor. Bu sırada tekel bayiinde bulunan baba Cantürk Erzen ise Servet Özer’i dışarıya çıkardığı görülüyor. Baba Cantürk Erzen, yeni görüntülere ve iddialara ilişkin açıklama yaptı.
Baba Erzen, “Mehmet Erzen’in kendi bir dünyası var. Yunus Emre Erzen’in kendi bir dünyası var. Hiçbirinin ticareti hiçbirinin ortamı aynı değil. 3-4 ay önce yapılan bir olayın getirip bugün oğlumun katledilmesine sebep olan insanların bu olayla bağlantısı olacağını bilsem çocuğumu orada bırakır mıyım? Olayın gerçek yüzüne dönersem, ben bu insanlardan bir kere ticari ilişki, arkadaşlık sayın, benimle muhatap olacak insanlar değil ama biz bir ticari ilişki kurduk, bir merhabamız var. 18 yaşında çocuğumu alıp Emre’min yanına gidiyor. Kan parası dediği konuda ben alacaklıyım.
Servet Özer sadece isim benzerliği ve akrabalık var. Ben hala izleme cesareti bulamıyorum çünkü öldürülüş şeklinde bir ızdırap, eziyet var. O çocuğa bu yapılmazdı. Alacak verecek hesabı yapıyorlar ya, ben Türkiye’ye söylüyorum, onlar ile yaptığımız ticaret resmidir. Oğluma ‘lan’ demesin diye ben trilyonlar çöpe atarım, bırakın parayı. Ben onlar ile bir kere ticaret yaptım. Cahil bir adam değilim, 2 çocuğum daha var onları da mı kurban edeyim?” dedi.
“SIRF ÇOCUKLARIMA BULAŞMASIN DİYE 6 MİLYONLUK DAİREYİ 1 MİLYON 800 BİNE VERDİM”
Baba Erzen’e yönelik gönderilen haciz kağıdında, sosyal medya hesabından ” ’20 yıllık ticarete bu sığar mı, bu adilik değil mi?’ diyerek durum paylaştınız mı?” sorusuna ilişkin, “Evet, ben duruma yazdım. Oturdukları evin, duşa kabini, kapısı Emre’nin emeği üzerine. Çıkmışlar sağda solda kendilerini kurtarmak için 50 tane dedikodu yapıyorlar. Bu 3 ay sürede belki 600 bin lira faiz almışlardır, ben size ticaret başlattım. Daire 6 milyondu ben 1 milyon 800 bine sattım sırf çocuklarıma bulaşmasınlar diye. Daha 1 buçuk milyonluk çekler var, önceden alıp verdiğimiz. Türkiye şartlarında borcum varsa rakamı rakamına bilen kişi Emre’dir” dedi.
“OĞLUM, ‘BU SAHTE 3 BİN LİRALIK’ DEMİŞ”
Baba Erzen, hilti iddialarına ilişkin ise “Tarık Özer, ben seninle bu masada oturdum. Bir evi, yatak odasını paylaştık ve sen geldin Emre’yi vurdun. Biz sizi çok yanlış tanıdık. 35 bin lira meselesi ise Servet Özer ile ilgili. Daha evlenmeden düğün eşyalarını ben aldım. Kamera kayıtlarında engellemeye çalışıyorsun ama engelleyemedin? O vicdan ile nasıl yaşayacaksın? Dün savcılıkta ifade verdim. Hilti almışız, 35 bin lira demişler, oğlum da hilti kullanınca betonu kırmayınca oğlum da, ‘Bu sahte, 3 bin liralık’ demiş.
Servet Özer ise 35 bin liralık olduğunu savunmuş. Mesele bu. Mehmet Erzen’in kaldığı cezaevine haftada 20 bin lira gönderiyorum, ‘Ben giyiyorsam herkes giyecek’ diyen birisi. Allah benim düşmanıma bu acıyı yaşatması. Mehmet Erzen, senin evinin kirasını ödeyen, sana ‘Ağabey’ diyen bir çocuk. Sen orada gittin orada dükkanında onunla tartıştın. Ben oradaydım, seni attım dışarı. ‘Yok ayağı sakat kaldı, yok şöyle’ oldu dediniz ‘Size hastanede, cezaevinde bir bardak su veren varsa hakkımı helal etmiyorum” dedi.