Konya depremini değerlendiren Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Yaşar Eren, “Fayın güneybatı bölümü Türkiye diri fay haritasında var. Kuzeydoğu kesimi, diri fay haritasında yer almıyor. Konya, yıkıcı depremlerden etkilenme sıklığı açısından gerçekten de Türkiye’nin en güvenilir yerlerinden biri ama bu hiçbir zaman Konya’da deprem olmaz anlamına gelmiyor” dedi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, dün merkez üssü Selçuklu ilçesi Çandır Mahallesi’nde saat 18.06’da 5.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yerin 7,24 kilometre derinliğinde gerçekleşen deprem, Konya ve ilçelerinden de hissedildi. Sarsıntıyla birlikte panik ve korku yaşayan vatandaşlar, evlerinden çıktı. Yapılan saha taramalarında Sarıcalar Mahallesi’nde 1 caminin minaresi zarar görürken, kullanılmayan 2 metruk binada da küçük çaplı hasar oluştu.
‘DEPREMİN OLDUĞU FAY HARİTADA YOK’
Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof Dr. Yaşar Eren, 5.0 büyüklüğünde meydana gelen depremin Konya Fay Zonu’nun kuzeydoğu bölümünde oluştuğunu, ancak bu bölümün Türkiye fay haritasında yer almadığını söyleyerek, “Bu deprem, kuzeydoğu bölümünde Yukarıpınarbaşı ve Sarıcalar arasında Konya Fay Zonu’nun kuzeydoğu bölümünün üzerinde oluşmuş bir deprem gibi görünüyor. Fayın güneybatı bölümü Türkiye diri fay haritasında var. Kuzeydoğu kesimi, diri fay haritasında yer almıyor.
Konya, yıkıcı depremlerden etkilenme sıklığı açısından gerçekten de Türkiye’nin en güvenilir yerlerinden biri ama bu hiçbir zaman Konya’da deprem olmaz anlamına gelmiyor. Konya Fay Zonu’nun karakterine veya geçmiş izlerine baktığımız zaman bu fayın da 6-6.5 büyüklüğünde bir deprem oluşturabileceği söyleniyor” diye konuştu.
AKDENİZ’DE 8 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM TEHLİKESİ
Arap Levhası’nın 8’den büyük bir deprem oluşturabileceğini ve bunun Türkiye’deki birçok şehirde hasara neden olacağını ifade eden Prof. Dr. Eren, şunları söyledi:
“Konya için diğer bir tehdit de, hemen yakında bulunan büyük bir deprem oluşturabilecek; Akşehir Fay Zonu gibi, Ecemiş Fay Zonu gibi, Tuz Gölü Fay Zonu gibi, ortalama 100 kilometre, 150 kilometre uzaklıkta bulunan faylarda oluşabilecek bir deprem, alüvyal zemin üzerinde bulunan Konya’da hasar oluşturabilecek depremlerdir.
Şimdiye kadar 2 tehditten bahsediyorduk; ama en son geçtiğimiz yıllarda özellikle Antalya’nın güneyinde Kıbrıs yayında oluşan 5 ve 6 büyüklüğündeki depremler, Konya’da da çok şiddetli bir şekilde hissedildiği biliniyor. 300-400 kilometre uzakta olmasına rağmen bu da bize şunu gösterdi; Kıbrıs Yayı, dediğimiz dalma-batma zonu Afrika Levhası’na bağlı okyanusa litosfer, Anadolu Levhası’nın altına doğru dalıyor. Dolayısıyla 8’den büyük bir depremi oluşturabilecek bir kaynak. Orada oluşabilecek 8’den büyük bir deprem, alüvyal zemin üzerinde bulunan şehirlerin birçoğunda hasar oluşturabilecektir.”
YÜZEY YARIKLARI YER ALTI SUYU ÇEKİLMESİNE BAĞLI
Sosyal medyada, dün meydana gelen depremin ardından bazı bölgelerdeki yüzey yarıklarının, depremle meydana geldiği yönündeki iddialara da açıklık getiren Prof. Dr. Eren, “Bu yarıkların depremle ilgili bir bağlantısı yok. Orta ve Batı Anadolu havzalarında alüvyal zeminle dolgu havzalarda, yer altı suyu seviyesinin düşmesine bağlı olarak yaygın bir yüzey deformasyonları var. Uzunlukları 10 kilometreyi aşabilen, genişlikleri 1-2 metreyi, derinlikleri görünürde 8 metreye varan yarıklar oluşabiliyor. 6 veya 6.5 büyüklüğündeki bir depremde yüzey kırıkları oluşur. Son oluşan 5 büyüklüğündeki bir deprem, böyle bir yüzey kırığı oluşturabilecek bir deprem değil” dedi.
‘KORKUDAN UYUYAMADIK’
Çandır Mahallesi’nde dün depremi yaşayan çiftçi Ali Kalıntaş (63), “Bahçede oturuyordum. Gürültülü bir ses geldi, sonra her yer sallandı. Eşim evdeydi. Ona bağırdım, dışarıya çıkmasını söyledim. Deprem geçtikten sonra evin bazı yerlerinde çatlaklar olduğunu gördük. Korkudan sabah 03.00’e kadar uyuyamadık. Sabaha kadar da zaman zaman sallandı” diye konuştu.
‘YÜZEY YARIKLARINI MAYIS AYINDA FARK ETTİK’
Sarıcalar Mahallesi’ndeki yüzey yarıklarının depremden önce olduğunu anlatan muhtar Ali Bezirci de “Deprem nedeniyle bazı evlerde kılcal çatlaklar, caminin minaresinde ve 2 metruk evde de hasar var. Arazilerimizde de yarıklar var ancak biz bu yarıkları mayıs ayında fark ettik. Ekinleri işledikten sonra gördük” dedi.