Sizin hiç oğlunuzun mezarı çalındı mı? Ne garip bir soru değil mi? Ayşe Hanım’ın çalındı. Bir hafta olmuştu oğlu öleli. Evlat acısıyla baş etmeye çalışırken boş bir mezarla karşılaştı.O gün bu gündür adalet için savaşıyor. Evlat acısını yaşayamadan bir kaosun içinde buldu kendini.
İnsanoğlu bu dünyaya dert çekmeye gelmiş burası imtihan dünyası.Sınanacaksın! Güllük gülistanlık yaşarken birden bire karanlık kuyulara düşeceksin. Karanlık kuyularda ışık ararken kendini saraylarda bulacaksın. Çünkü burası imtihan dünyası.Ya varlıkla ya darlıkla ama illa birşeyle sınanacaksın.
Kimi parasıyla sınanır, kimi malıyla, kimi hastalıkla, kimi de annesiyle, kardeşiyle, eşiyle… hepsi için zor derler lakin evlat bambaşkadır.
En zoru evlat acısı der yaşayanlar. Acılar kıyaslanmaz elbette ama birden fazlasıyla sınanlar hep derler “Evlat başka!” diye. Nerede evladını kaybetmiş bir anne görsem içim ayrı yanar. Keşke derim bir merhem olsam yarasına derman olsam. Hayat beni bir gün yaralı bir anneye denk düşürdü.Yaralı ama güçlü. Acıdan kavrulmuş ama hala savaşıyor. Bakınca anlıyorsunuz acısı gözlerinde.
Ayşe Karadeniz’den bahsediyorum. Yayınlarımı takip edenler konuyu bilirler. Ayşe Hanım oğlu Berat’ı 24 yaşında trafik kazasında kaybediyor. Baba,evladını kendi elleriyle defnediyor fakat bir hafta sonra gece yarısı mezardan çocuğunun cesedini çıkarıp kaçırıyor. İşte o gün bu gündür Ayşe Karadeniz evlat acısını bir kenara bırakıp yattığı yerde rahat bırakılmayan oğlu için savaş veriyor.
Baba, Berat’ın vefatının yedinci gününde, savcılık izni, polis veya jandarma gözetimi olmadan, annenin rızası alınmadan ve haberi olmadan, Berat’ı mezarından çıkarıp, illegal yollarla kendisinin de yaşamadığı başka bir şehire kaçırıyor.
Bu olayın detayını merak edenler ve babanın nasıl usulsüz yollarla bu olayı gerçekleştirdiğini detayıyla bilmek isteyenler Gazeteci İrfan Aydın ile ortak yaptığımız ve Ayşe Hanım’ın da konuk olduğu yayını sosyal medya hesaplarımdan bulup izleyebilirler.
Ayşe Hanım olayı Gazeteci İrfan Aydın’a şu şekilde izah etti: “27.06.2022 tarihinde oğlumu geçirdiği trafik kazasında kaybettim.
Oğlumun cenaze işlemleri 28.06.2022 tarihinde Bursa Büyükşehir Belediyesine bağlı mezarlıklar şube müdürlüğünde yapıldı. Babanın ve akrabalarının da katılımıyla oğlumu, Bursa Kestel’de bulunan aile mezarlığımıza defnettik. Hatta baba olacak varlık yavrumu kendi elleri ile kabrine indirdi. Buna yavrumun cenazesine katılan onlarca insan şahit. Baba olacak varlık evladımın vefatının yedinci gününde, yani 04.07.2022 tarihinde, hiçbir savcılık izni, polis veya jandarma gözetimi olmadan, benim rızam alınmadan ve haberim olmadan, Evladımın bedenini mezarından çıkarıp, illegal yollarla kendisinin de yaşamadığı başka bir şehre kaçırmıştır.
Kendisinden şikâyetçi olduğum halde halen dava sürecim başlamadı .Beni ve oğlumu tanıyan herkes bilir ki, oğlum benimle yaşıyordu. Yavrumu ben büyüttüm, her zaman her koşulda yanında ben oldum. İki evladımın da sorumluluklarını ben üstlendim. İki evladımı da okutup meslek sahibi yaptım. Baba olacak varlık maddi manevi hiç bir zaman evlatlarımın yanında olmadı.Oğlumun cenazesinin kaçırıldığını evimize gelip durumu bildiren polisler tarafından öğrendim. Hemen Kestel Jandarma Komutanlığına gidip suç duyurusunda bulundum.
İlgili komutan benden cenaze nakil evrakını temin edip getirmemi istedi. 05.07.2002 günü mezarlıklar şube müdürlüğüne gidip yetkililer ile görüştüm.Olayı anlattığımda evet hatırlıyorum iki işlemi de ben yaptım dediler. Evrakı istediğimde de kaba bir üslupla beni odasından kovdu. Ben ısrar edince tutanak tutturmakla tehdit etti. Ben, siz evraklardaki tarihlere bakmıyor musunuz? diye sorduğumda ben tarihlere bakmak zorunda değilim. İstediğim işlemi yaparım kimseye de hesap vermem diye cevap verip odasına polis çağırdı.
Oradan ayrıldıktan sonra cimere suç duyurusunda bulundum ve sonrasında gelen cevapta cenazenin kaçırılmasında dahlimiz, düzenlediğimiz bir evrak yoktur diyerek suçu kabul etmediler. Kestel Turanköy Mezarlığı resmi bir mezarlık değilmiş. Bu nedenle benim rızam,bilgim ve iznim olmadan çocuğumun cenaze kaydını Bilecik iline yapmışlar. Buna dayanarak da beni yanlış bilgi vermekle suçluyorlar. Ben ve ailem yaptığımız araştırmalarda Turanköy Mezarlığı’na defnedilen cenazelerin oraya kayıtlı olmadığını öğrendik.
Yeğenim cenazenin kaçırılmasını öğrendiğinde mezarlıklar şube müdürlüğünde görevli biri ile görüşüyor ve o kişi olayları kabul ediyor ve babaya cenazenin İzmit/Kandıra’ya götürülmesi için araç verdiklerini söylüyor. Yeğenim bu telefon görüşmesini yaptığı sırada video kaydı alıyor. Yani bu konuşmanın ispatı ben ve yeğenimin elinde. Ayrıca baba olacak varlık kızıma attığı ses kayıtlarında da bunu doğruluyor. Ayrıca oğlumun cenazesinin götürüldüğü yerde üzerinde Bursa cenaze aracı yazan aracı ve cenazenin gece yarısı defnedildiğini gören şahitlerim de var.Avukatım bu video, ses kayıtları ve tüm delilleri ilgili savcılığa yolluyor. Fakat on buçuk aydır çeşitli bahanelerle davam halen açılmış değil.
İlgili savcı amca olacak şahsın ifadesini almış amca olayı kabul ediyor ve belediyeden araç tahsis edildi diyor. Baba avukatı aracılığıyla verdiği ifade de belediyeyi aradığını ve kendisini mezarlıklar şube müdürlüğüne gönderdiklerini ve onların yardımı ile cenazeyi aldığını söylüyor. Ve benimle alakalı asılsız suçlamalarla bulunuyor. Bu suçlamaların asılsız olduğunu her şekilde ispat edebilirim.
Baba 11 yıl boyunca çocukları ile ilgilenmemiş ve sürekli benim çabalarımla çocukları ile görüşmüştür. Çocuklarıma babalık vazifelerini yapmadığına oğlumun okul ve iş arkadaşları, benim çevrem ve bütün ailemde şahittir.
Ben oğluma yapılan bu zulmü, devlete bağlı bir kurumda yapılan usulsüz işlemleri duyurmak için yardımınızı rica ediyorum.”
Ayşe Hanım gerekli şikayeti yaptı. Avukatı takip ediyor. Biz bu olayı haberleştirdik. Haber ulusal televizyon kanallarına da düştü. Ayşe Hanım’a ses olmaya çalıştık. Duyulsun ve süreç hızlansın istedik. Yaptığımız yayınlar ve haberler sonuç verdi baba hakkında ifadesine başvurulması için karar çıktı.
Berat’ı yattığı yerde rahat bırakmayıp illegal yollarla mezarını kazıp Berat’ı başka bir mezara taşıyan babanın aylardır ifadesi alınamıyor. Sebep ? Adres belirsizliği, adreste bulunamaması vb. Kolu komşu, hısım akraba herkes babaya ulaşıyor. Kendisini görüyor. Ne hikmetse bulunamadığı için ifadesi bir türlü alınamıyor.
Bu sebeple soruyorum. Sizin hiç oğlunuzun mezarı çalındı mı? Ne garip bir soru değil mi? Ayşe Hanım’ın çalındı. Bir hafta olmuştu oğlu öleli. Evlat acısıyla baş etmeye çalışırken boş bir mezarla karşılaştı.O gün bu gündür adalet için savaşıyor. Evlat acısını yaşayamadan bir kaosun içinde buldu kendini.
Sizin oğlunuzun mezarı çalınmış gibi düşünün ve o babayı bulup ifadesini alın. Süreç aksamadan devam etsin. Berat yerinde rahat uyusun. Ayşe Hanım biraz rahat nefes alsın.