Türkiye’nin en büyük çevre projesi olan İzmit Körfezi’nden dip çamurunun temizlenmesi projesi kapsamında, kuruyan dip çamuru depolama alanına aktarılıyor.
Türkiye’nin en büyük çevre projesi olan İzmit Körfezi’nden dip çamurunun temizlenmesi projesi kapsamında 2 Mayıs’ta başlayan çamur çekme işleminde toplanan dip çamurunun yeterli miktarda kurumasının ardından, belirlenen alanda ilk depolama bugün başladı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ortaklığında hayata geçirilen ‘İzmit Körfezi Doğu Baseni Dip Çamurunun Temizlenmesi, Susuzlaştırılması ve Bertaraf Hizmeti Projesi’ kapsamında çamur çekimine 2 Mayıs itibarıyla başlandı. Proje kapsamında 100 adet geotekstil tüpünün 20’si doldu. Geotekstil tüplerinde kalan çamurun yeterli kuruluğa gelmesinin ardından bugün itibarıyla kamyonlarla depolama alanına taşınırken, süzülen sular ise tekrar denize gönderilmeye başlandı. Toplam 3 bin 500 geotekstil tüpünün dolduracağı proje kapsamında 8 milyon ton dip çamurunun bertaraf edilmesi planlanıyor. Ayrıca çok sayıda üniversite, çıkarılan çamurla ilgili alanda inceleme yapıyor.
‘3 BİN 500 TÜPÜ BU ŞEKİLDE DOLDURACAĞIZ’
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem, proje ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çamurun çıkarılmasından depolama alanına götürülmesine kadar olan süreci anlatan Önem, “İzmit Körfezi’ndeki Dip Çamur Temizliği Projesi’nde uzun soluklu bir proje. Hem hazırlık aşaması açısından hem de sürecin, projesinin devamı açısından uzun soluklu bir proje.
Önce TÜBİTAK’a MAM ve İstanbul Üniversitesi ile beraber yapmış olduğumuz fizibilite ve uygulama projeleri çerçevesinde, geçen ay itibarıyla çalışmalarımıza, denizde başladık. Dip çamurunu orada vakumlu sistemli gemilerle çekiyoruz ve yaklaşık 7,8 kilometreye varan boru hatlarıyla karaya getiriyoruz. Karada önce bir flokülasyon işlemine tabi tutuyoruz yüzde 8’lik çamuru. Yumaklaşmasını istiyoruz çünkü. Arkasından geotekstil tüplerinin içerisine alıyoruz çamuru ve burada süzülen sular tekrar denize gidiyor ama katı kısmı yumaklaşarak geotekstil tüplerinin içerisinde kalıyor.
Bu Türkiye’nin en büyük çevre projesi. 3 bin 500 tane tüpü bu şekilde dolduracağız. Şu anda ilk aşamanın yani ilk geçen ay başladığımız çalışmanın sonucunda şu anda sahada bulunan 100 tane geotekstil tüpümüz var. Bunlardan toplamda 3 bin 500 tane olacak ve bu 100 tane tüple ilgili dolum aşaması açıkçası şu anda tamamlanmış görünüyor. İlk 20’siyle ilgili çalışmaya bugün itibarıyla başlatıyoruz. İlk 20’sindeki çamur yüzde 60 kuruluğa erdiğini gördük. Bunu analizlerini yaptık ve şu anda geotekstil tüpleri keserek o çamuru alacağız ve daha sonrasında karada bertaraf ile ilgili alana götüreceğiz” dedi.
‘FARKLI ALTERNATİFLER ÜZERİNDE ÇALIŞILIYOR’
Çamurun farklı faydalı kullanımı için yapılan girişimleri de anlatan Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Önem, “Şu anda biz tabi projenin tasarım aşamasında ve ihale süreçlerinde bunu depolamaya yönelik olarak değerlendirdik. Çünkü burada yaklaşık 8 milyon ton bir çamur çıkacak. Bu çok büyük bir oran ve yükseklik. O yüzden ilk bu depolamayla ilgili süreci aslında şu anda yürütüyoruz.
Ancak geçen haftalarda özellikle akademik açıdan da değerlendirilmesi yönünde özellikle Gebze Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi’nden akademisyenler geldiler. Geliyorlar, gelmeye devam ediyorlar. Hem projemizi inceliyorlar, fikir alışverişinde bulunuyoruz hem de bu çamurun farklı faydalı kullanım açısından nasıl değerlendirilebileceği yönünde de farklı alternatifler üzerinde çalışıldığını söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.
‘KESİNLİKLE KOKU OLUŞUMU BEKLEMİYORUZ’
Denizdeki çalışmalarla ilgili de konuşan Önem, “Geçen ay başladık. Bu önemli bir deneyim. Çünkü denizde şimdiye kadar yapılmış bir çalışma değil. Biz de deneyimliyoruz diyoruz diyebilirim açıkçası. Bir gemimiz vakumla çeker. Saatte 3 bin metreküplük bir pompayla basıyor ve yine arada 2 tane booster pompamız var, yani terfi pompalarımızla beraber karaya getiriyoruz. Şu anda çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Zaten durmasına yönelik bir şeyimiz de yok; kesinlikle ara vermeden, hız kesmeden bu şekilde devam ediyoruz” dedi.
Çamurun koku yayıp yaymayacağı ile ilgili de konuşan Önem, “Biz tabi ki bu çamurun analizlerini yani tüm bilimsel araştırmalarını yaptığınız için zaten beklediğimiz konu kokmamasına yönelik bir kokuydu ama bu yönde bir endişe söz konusuysa şu andaki buradaki bulunan çamur, geotekstil tüpler içindeki çamuru içerisinde inorganik bir yapı söz konusu. O yüzden de süzülmüş olan suyun dışında kalan o yüzde 60 kuruluğa ermiş olan çamurda kesinlikle koku oluşumu beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.