Doğu Karadeniz’de, 830 bin dekar alanda üretici ailelerin yaptığı yaş çay tarımında 2’nci sürgün sezonu açıldı, olgunlaşan ürünlerin hasadına başladı.
Ziraatçi uzmanlar, ‘üretecinin kendi çayını kendi toplasın’ çağrısında bulunurken, üreticiler ise gençlerin bahçeye girip hasada yardımcı olmamasından yakındı. Rize Ziraat Odası Başkanı Bünyamin Arslan, “Bölgede yeterli işçi olmayışı, gençlerin de aile tarımına katkı sağlamaması, hasadı oldukça zorlaştırıyor. Gençlerimiz çay tarımından çok uzak” dedi.
Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde, 830 bin dekar alanda 1 milyon üretici tarafından yapılan yaş çay üretiminde 2023 yılı 2’nci sürgün sezonu açıldı. Son hazırlıklarını tamamlayan üreticilerin bazıları, bahçeye girip olgunlaşan ürünlerinin hasadına başladı. Birinci sürgünde 48 bin tonu aşkın alım yapılan bölgenin önemli ürünü çay tarımında, hasat için bu yıl bölgeye gelmeyen yabancı işçilerin yerini de yerli işçiler aldı. Ziraatçi uzmanlar, üreticinin kendi çayını kendi toplayıp, ‘yabancı mevsimlik işçi göçü olmasın’ çağrısı yaparken, üreticiler ise gençler ve çocuklarının bahçeye girip, hasada yardımcı olmamasından dert yandı. Bölgede kimi aileler yerli işçiye yönelirken, kimileri ise işçi sorununu aile fertleriyle bahçeye girip çözüyor. Üreticiler, gençlerin tarıma ilgisinin az oluşunu, çayın geleceğinde tehlike olarak görüyor.
‘GENÇLERİN, ÇİFTÇİ OLMAK GİBİ BİR HEDEFİ YOK’
Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, ileride tarım ürünlerin hasadı konusunda sıkıntı olabileceğini belirterek, “Gelecekte tarım ürünlerinin tarlada dikilip, bakılması ve hasat edilmesi konusunda işçilik konusunda büyük sıkıntılar yaşayacağız. Bunun için, bugünden çalışmalar yapılmalı. Çok az sayıda genç tarlaya giriyor. Hayatı tablet veya sosyal medya içerisinde zanneden gençlerimiz var. Kabahat çocukların değil.
Odalar birliğinde tarım kurulu başkanlığı yaptığımdan net olarak söyleyebilirim; gençlerin hiçbir şekilde tarlada, çiftçi olmak gibi bir hedefi yok. Hedefleri çok daha farklı. Gençleri bugünden eğitmemiz lazım, aileleri olarak. Sadece tüketen toplum olmaktan çıkıp, üreten bir toplum olmalıyız. Aslında tarlada olmanın değerini gençlerimize gösterebilirsek zaten arkası gelecektir. Gençlerde bu duygu yok ama bu öğretilebilir. Büyük bir handikap, bugün bunun üzerine çalışma yapmanın tam zamanıdır” diye konuştu.
Rize Ziraat Odası Başkanı Bünyamin Arslan da gençlerin çay tarımına uzak olduğuna değinerek, “İşçi sorunları bölgemizde devam ediyor. İmece usulüyle yardımlaşarak, büyük bir uğraş sonucu çay hasadı tamamlanıyor. Bölgede yeterli işçi olmayışı ile gençlerin aile tarımına katkı sağlamaması hasadı oldukça zorlaştırıyor. Gençlerimiz çay toplamaya beden çok elverişlidir. Çay hasadına çok güzeldir. Gençlerimize önemli katkılar sunar. Bir gün hasada katılan gencimiz, bin lira gibi bir yevmiyeyi cebine koyar ama gençlerimiz ne hikmetse, ailelerin de yönlendirmemesi sonucunda çay tarımından çok uzak” dedi.
‘GENÇLERİ TARLAYA SOKMAK ÇOK ZOR’
Çay üreticisi Lütfü Cevahir, gelecek neslin tarımdan uzak durmasını tehlike olarak nitelendirerek, “Çocuğum ‘tarlaya girmek istemiyorum’ diyor. 10- 20 yıl sonra tarlaya kim girecek? Gençleri tarlaya sokmak çok zor. Bana çay babamdan kaldı. Ben de bırakacağım ama dalında kalacak orman olacak; bu büyük bir tehlike. Yeni nesilde tarım ve hayvancılığa ilgi azalıyor” derken, Ömer Faruk Memişoğlu (26) ise “Kendi çaylığını başkasına verip iş arayanlar var. Bu durum gençlerin hazıra alışmasından oluyor. Benim 3-4 ton çayım var. Çalıştığım için babam topluyor” diye konuştu.
Umut Buğra Demir (24) de “Alerjim olduğu için tarlaya girmiyorum. Çayı kim toplayacak, güzel bir soru. Şimdi ben toplamıyorsam, büyük ihtimalle benim çocuğum da toplamayacak; yine yevmiyeci kazanacak” ifadelerini kullandı.