CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’deki değişim ve liderlik tartışmalarına ilişkin, “Biz toplum olarak neyin değiştiğine değil, neyin değişmediğine bakarsak hata yapmış oluruz. Değişen şeyler yüzde 20’lerden yüzde 48’lere uzanan kitlelerdir. Değişen şeyler ‘asla görüşülemez’ denen cenahlarla görüşmek, ittifak yapmaktır. Bugün 25 milyonu davamıza kattık, yarın 35 milyonu davamıza katacağız” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, milletvekili Can Atalay’ın hapiste olduğunu hatırlatarak, “Nasıl bir ülkede yaşadığımızı herhalde bundan daha güzel bir örnek göstermez. YSK, ‘Evet vekil adayı olabilirsin’ diyor. Halkın oylarıyla milletvekili seçiliyorsunuz. Tutuklusunuz ve dışarı çıkarmıyorlar sizi. Sayın Kurtulmuş’a çağrı yapıyorum. Eğer ‘nasıl bir yazı yazmam gerekir’ diyorsa, benzer uygulamaları TBMM arşivinde bulabilir. Sayın Cindoruk’un yazılarını çıkarabilir, nasıl mücadele ettiğini görebilir. Artık TBMM Başkanı karar alırken, saraydan irade almamalı. ‘Saray ne diyecek’ diye sormamalı. O, sarayın hakkını, hukukunu değil TBMM’nin hakkını, hukukunu savunmak zorundadır” diye konuştu.
‘BİZ CHP OLARAK BUNLARI İÇİMİZE SİNDİREMİYORUZ’
Kabineyi Duyun-ı Umumiye kabinesi olarak nitelendirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bu ülkeyi borç batağına sürükleyenler bir süre sonra batının tefecileri tarafından teslim alındı. Onlar Hazine Bakanını, Merkez Bankası Başkanını tayin eder hale geldiler. Bu tablo bizim kabul edeceğimiz türde bir tablo değildir. Uluslararası tefeciler artık bakan atıyorsa, Merkez Bankası’na başkan atıyorsa çok ciddi beka sorunumuz var demektir. ‘Denize düşen yılana sarılır’ diye bir atasözümüz var. Öyle bir noktaya getirdiler ki önce Türkiye’ye borç verdiler, borç batağında sürüklediler.
Şimdi emir alır hale geldiler. Borç alan emir alır. Dünyanın kaderini parayı kontrol eden belirler. Erdoğan artık kontrol eden değil, kontrol edilen kişidir. Uluslararası tefecilerin kontrol ettiği ve yönlendirdiği kişidir. Düne kadar ‘faizi arttırmam, asla bunu yapmayacağım’ diyen kişiye tükürdüğünü yalatmak da bu uluslararası tefecilerin görevleri arasında olmuştur. Biz CHP olarak bunları içimize sindiremiyoruz. Bizim temel görevimiz ülkenin siyasal ve ekonomik bağımsızlığını sağlamaktır” ifadelerini kullandı.
‘CHP HER ZAMAN BİR KADRO PARTİSİ OLMUŞTUR’
CHP’nin bir tek adam partisi olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Atatürk’ten, günümüze CHP her zaman bir kadro partisi olmuştur. Bir tek adam partisi hiç olmamıştır. Tarihinde doğruları yanlışları olmuştur. Ama bu hareket her zaman ezilenlerin, haksızlığa uğrayanların, adalete susamışların yanında olmuştur. Cumhuriyetimizin temellerinde CHP’nin kadrolarının imzası vardır. CHP’nin tüm kadroları dünden bugüne siyasi yaşamlarının hiçbir döneminde kişisel ikballerinin peşinde koşmamışlardır.
Mustafa Kemal Atatürk gibi saray ve işgal kuvvetlerinin kendisine sunduğu iştıhamlı hayatını elinin tersiyle iterek idam edilme pahasında Kuvayı Milliye’yi kurmuş, uçurumun kenarında yıkık bir ülkeden genç bir Cumhuriyeti kurmayı başarmıştır. Örneğin, İsmet İnönü, 1950 seçimleri sonuçlarını ‘benim en büyük zaferimdir’ diye nitelendirmiştir. Ecevit, uluslararası tüm tehditlere karşı Kıbrıs’a barış harekatı düzenlemiş, 5 parmak dağlarına Türk Bayrağı dikmeyi başarmıştır. Deniz Baykal, 1 Mart tezkeresindeki kararlı duruşuyla Türkiye Cumhuriyetini Orta Doğu kaosunun dışında tutmayı başarmıştır. CHP’nin kuruluşundan günümüze, tüm yönetici kadrolarının ortak felsefesi vatandaşlarımızı her türlü ayrılıktan ve ayrışmadan uzak tutmaktır” dedi.
’25 MİLYONA DOKUNDURTMAM’
CHP’deki değişim ve liderlik tartışmalarına değinen Kılıçdaroğlu, “Bir kere bizler 25 milyon insanla birlikte, çıkarsız, parasız sadece ama sadece hakkın yanında olmak için bir araya gelen bir koalisyon kurduysak, başörtülüsü, başı açığı, seküleri, Atatürkçüsü, milliyetçisi bir araya gelebildiysek büyük bir değişimi zaten başlatmışız demektir. Ama biz toplum olarak neyin değiştiğine değil, neyin değişmediğine bakarsak hata yapmış oluruz. Değişen şeyler yüzde 20’lerden yüzde 48’lere uzanan kitlelerdir. Değişen şeyler asla görüşülemez denen cenahlarla görüşmek, ittifak yapmaktır.
Bugün 25 milyonu davamıza kattık, yarın 35 milyonu davamıza katacağız. 25 milyonu bir araya getirmenin başarısı sadece bana, bir lidere ait değildir. Hakkın, haklının yanında olanlar, insanların kimliğini, inancını, yaşam tarzını siyaset malzemesi yapmayan 25 milyon kişiyiz. Tüm kara propagandaya, sahtekarlığa rağmen haksızlığı görüp hakkın yanında yer alabilmişsek bu başarı 25 milyon olarak hepimizin başarısıdır. Başarıyı tek başıma üstlenmem. Ama bu birlikteliği başarısızlık olarak görürseniz o zaman tek başıma karşınızda dururum. 25 milyona dokundurtmam. 25 milyonun hakkını ve hukukunu kimseye yedirtmem” değerlendirmesinde bulundu.
‘BU PARTİNİN ELBETTE BAŞKA LİDERLERİ DE OLACAKTIR’
Bugünkü görevinin 25 milyondan bir kişiyi feda etmeden kitlelerin sayısını artıracak süreci yürütmek olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Gelecekte bu partinin elbette başka liderleri de olacaktır. O zaman da bugün de ben aynı kalacağım. Bugün CHP lideri olmam ya da olmamam hiçbir şeyi değiştirmez. Biliyorum ki saray saltanatının karşısında hep beraber durup mücadelemizi sürdüreceğiz.
Kazanımlarımızı ileriye taşıyacak değişimi hep birlikte başaracağız. Ben CHP’nin başında olsam da olmasam da birleştirdiğimiz bu 25 milyonluk demokrasi kitlesi hakkın yanında duranların kitlesi olacak, hiçbir zaman bir liderin güdümünde olmayacaktır. Bizler değişimin ancak bir parçasıyız. Devrimlerin tek bir lideri olmaz. Devrime inanan halklar olur. Tüm başarı halkın kendisinindir. Biz CHP’nin her bir neferi, en az 25 milyondan oluşan halkımızla birlikte onların yoldaşı olarak değişime ışık tutmaya devam edeceğiz. Haramilerin saltanatlarını liderler değil halklar yıkmıştır. Bu saltanatın yıkılması da sandığımızdan çok daha yakındır” dedi.