Devlet politikalarında ciddi anlamda görünür hale gelen meslek liselerinin sektörde yetişmiş insan gücü açığını kapatması bakımından önemli olduğunu söyleyen Öğr. Üyesi Dr. Engin Ayçiçek, “Üniversite mezunlarına olduğu gibi meslek lisesi mezunlarına da ülkemizin çok ihtiyacı vardır. Son yıllarda mesleki eğitim alanındaki önem ve değer konusunda farkındalık artmış ve meslek liselerine olan ilgi henüz ideale yaklaşmasa da artış göstermiştir” dedi.
Türkiye’de 6,5 milyon lise öğrencisinin yaklaşık yüzde 28’nin (1,83 milyon) Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerine devam ettiğini söyleyen Yıldız Teknik Üniversitesi Maçka MTAL Üniversite Koordinatörü Öğr. Üyesi Dr. Engin Ayçiçek, “Son yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından meslek liselerine ve mesleki eğitime ağırlık verilirken, yine bu alanda çok sayıda protokol hayata geçirildi. Türkiye genelinde 4 bin meslek lisesinin 620’si proje okulu statüsünde yer alıyor. Özel proje-protokol uygulanan Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin bir kısmına talep yüksek. Meslek lisesi mezunları genç yaşta sertifikalı meslek sahibi olabilmektedir” diye konuştu.
“HER GENCİN ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ ALMASI GERÇEKÇİ DEĞİLDİR”
Üretim sektöründeki kurumların nitelikli ara çalışan bulamamaktan şikayetçi olduğunu belirten Dr. Engin Ayçiçek, mezun olan/olacak ve sahada çalışmalar yürüten mühendis sayısının de son yıllarda oldukça arttığını söyleyerek “İşçiler ile arada teknik bilgilerin aktarılabilmesi için gereken ara kadro ve teknisyen sayısı niteliğinde sorunlar olduğu biliniyor. Bu sorun, üretim kalitesini ve verimliliği önemli ölçüde etkilemektedir. Sanayiciler de bizzat meslek ve teknik lise mezunlarının istihdamının gerekliliğini göstermektedir.
Ülkemizde sıkılıkla dile getirilen genç nüfusumuzun varlığı düşünüldüğünde bu durumun avantaj ya da dezavantaj olarak görebilmemiz yine bu nüfusun eğitimli olup olamamasına bağlıdır. Diğer yandan her gencin üniversite eğitimi alması her şeyden önce günün şartları bakımından gerçekçi değildir. Birçok dünya ülkesinde de durum bu şekildedir. Üniversite mezunlarına olduğu gibi meslek lisesi mezunlarına da ülkemizin çok ihtiyacı vardır. Son yıllarda mesleki eğitim alanındaki önem ve değer konusunda farkındalık artmış ve meslek liselerine olan ilgi henüz ideale yaklaşmasa da artış göstermiştir” ifadelerini kullandı.
“ÜNİVERSİTEYE GİREMEYEN GENEL LİSE MEZUNU ÖĞRENCİLER İŞ BULMA SORUNU YAŞIYOR”
Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin öğrencilere mesleki beceriler ve teorik bilgi kazandırmak amacıyla eğitim verdiklerini ifade eden Dr. Ayçiçek, “Bu liseler, öğrencileri belirli bir meslek dalında uzmanlaşmaya yönlendirir ve kariyer odaklı bir eğitim sunar. İş dünyasıyla yakın ilişki içinde olan bu liselerde, staj imkanları, işletme ziyaretleri ve projeler aracılığıyla öğrencilere gerçek iş deneyimi kazandırır ve iş dünyasını daha yakından tanımalarını sağlar.
Meslek liseleri mezunları bir işe girdiğinde veya kendi alanında bir işyeri açması halinde oldukça başarılı orta kademe yöneticisi ya da uzman olarak kariyer hayatına başlamaktadır. Genel lise öğrencileri, öğrenimleri sırasında bir mesleki beceri edinememektedirler. Üniversiteye giremeyen genel lise mezunu genellikle iş bulma problemleri yaşamaktadırlar. Meslek lisesi öğrencileri ise teknik bilgi ve becerilere sahip ara eleman veya teknisyen olabilirler. Ayrıca eğer isterlerse kendi alanlarında yükseköğretime de devam edebilirler. Meslek liseleri mezunları, ilgili meslek dallarında yüksek öğrenime geçişte avantaj elde edebilirler.
Bazı üniversiteler ve programlar, meslek liseleri mezunlarına sınavsız geçiş veya ek puan avantajı sunmaktadır. Ek olarak üniversitelerde ideal şartlar düşünüldüğünde yeterince uygulamalı dersler bulunmadığından mühendisler, işçiler ve ustalar tarafından özellikle kariyerlerinin ilk dönemlerinde teknik bilgi anlamında zor duruma düşebilmektedir” dedi.
“DAHA NİTELİKLİ ÇALIŞANLARA İHTİYAÇ OLACAK”
Son olarak Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin değişen teknolojiyle uyumuna değinen Dr. Ayçiçek, “Dijital dönüşümün en büyük zorluğu öncelikle insan kaynağıdır. Endüstri 4.0’ın ihtiyacı olan kavram ve uygulamaları geliştirecek yetkinlikleri oluşturmak çok önemli. Özellikle Türkiye gibi genç nüfusa sahip ülkemizde, gençlerimizi Endüstri 4.0’ın gereksinimleri doğrultusunda yetiştiremezsek, işsizlik oranı artarken karşılanamayan nitelik gerektiren açık pozisyonlarında fazla olduğunu görüyor olacağız. Ülkemiz için 4’üncü endüstri devriminde başarılı olmanın yolu eğitimden geçiyor.
Yani Endüstri 4.0’a insanlığın emeğine dönüşüm projesi diyebiliriz. İstihdam bakımından düşünecek olursak, bu süreçte daha nitelikli çalışanlara ihtiyaç olacak. Endüstri 4.0’ın amacı insandan arındırılmış bir fabrika değil, daha çok bilgi teknolojileri kabiliyetlerinin kullanımıyla insan odaklı, bütün paydaşlara katma değeri yüksek organizasyonu ve işletmeyi oluşturmaktır.
Bununla beraber Endüstri 4.0’ın hayata geçirilmesi için bilişim sistemleri, yazılım, veri bilimi gibi Endüstri 4.0 teknolojileri ve kavramları konularında kendilerini yetiştiren çalışanlar istihdam piyasasında rakiplerinin birkaç adım önünde yer alacaklardır. Bu nedenle, çalışanların bilgi sistemleri ve teknolojileri konularında yetkinliklerini artırması kritik başarı faktörüdür. Bu bağlamda, eğitim kurumlarının öğrencilerini Endüstri 4.0’ın gelişen ihtiyaçları doğrultusunda yetiştirmeleri ve bu değişeme hazırlamaları Türkiye’nin Endüstri 4.0 yolculuğunda hızlı adımlarla ilerleyebilmesi için kritik öneme sahiptir” diye konuştu.