Trakya’da, 8 yıl önce ilk kez Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından üretilen ve aradan geçen süreçte bugün ekim alanı 3 bin 600 dekara ulaşan lavantada hasat mesaisi başladı.
Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Adnan Tülek, ülke genelinde 47 bin dekara ekilen lavantada 5 yılda Türkiye’nin kendine yeter duruma geleceğini belirterek, “Ülkemizde de yapılan istatistiklere baktığımızda 5-6 ton civarında ihtiyacımız var. Yurt içi ihtiyacı zamanla kendi üreticilerimiz tarafından karşılanacak” dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından Bulgaristan’dan fidesi getirilerek, 8 yıl önce Edirne’de ekimine başlanan lavanta, üreticinin alternatif bitkisi oldu. Her geçen gün ekimi artan ve Trakya bölgesinde 3 bin 600 dekar alana ulaşan lavanta, haziran ayında çiçek açarak tarlaları mor renge boyuyor. Kokusuyla rahatlık veren lavanta, başta Edirne olmak üzere, bölgede agro turizmin başlamasına neden oldu.
Haziran ayında çiçeği açan lavanta için Edirne Valiliği öncülüğünde, Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından ‘Lavanta Tarla Günleri’ düzenleniyor. Bu yıl 18- 20 Haziran tarihleri arasında düzenlenen ve festival havasında geçen ‘Lavanta Tarla Günleri’ne İstanbul, Tekirdağ, Kırklareli gibi çevre illerin yanı sıra, Yunanistan ve Bulgaristan’dan gelen binlerce yerli ve yabancı turist, tarlalarda hatıra fotoğrafı çekilerek kent ekonomisine de ciddi katkı sağlıyor.
‘YÜZDE 80’İ AÇTIĞINDA HASAT YAPIYORUZ’
Hasadı başlayan lavanta genellikle kıraç verimsiz topraklara ekilirken, tarım arazilerinin boş kalmaması sağlanıyor. Lavantanın çiçeklerinden elde edilen yağı kozmetik ve ilaç sanayinde kullanılıyor. Kilosu 120 euroya kadar alıcı bulan lavanta yağı, tıbbi aromatik bitkiler arasında dünyanın en önemli uçucu yağ bitkisi olarak biliniyor.
Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, her geçen gün ekim alanı artan lavantada, Türkiye’nin önümüzdeki 5 yıl içinde kendine yeter hale geleceğini söyledi.
Yaklaşık 8 yıl önce Trakya’da ilk kez enstitü bünyesinde lavanta ekimine başladıklarını belirten Tülek, “Bahçemizi 2015 yılında oluşturduk ve daha sonrasında Karaağaç’ta bulunan alanda tesis kurduk daha büyük alanda. Bununla birlikte bir kompleks olmasını düşündüğümüz için bahçenin tesisi, fide üretimi ve daha sonrasında da elde edilen uçucu bitkilerden distilasyon ünitesi ihtiyacı doğdu. Devamında bu üniteyi de oluşturduk enstitümüzde. Bugün itibarıyla da lavanta hasadına başladık. Lavanta hasadını çiçeklerin yaklaşık yüzde 80’i açtığı zaman yapıyoruz. Özellikle güneşli ve rüzgarın daha az olduğu havalarda hasat gerçekleştiriliyor çünkü bitkideki uçucu yağ kompozisyonu çiçeklere doğru olacağı için elde edeceğiniz yağ miktarı, kalitesi ve verimi daha fazla oluyor” dedi.
‘100 KİLODAN 2 KİLO YAĞ ELDE EDİLİYOR’
Hasadı yapılan 100 kilo lavantadan ortalama 2 kilo yağ aldıklarını söyleyen Tülek, “Dekar anlamında bakıldığında bu oran hasat edilen zamana, hasat edilen miktara göre değişime uğrayabiliyor, 4 ile 12 kilograma kadar çıkabilir. Dekardan biz ortalama 6 ile 8 kilo arasında yağ elde ediyoruz. Uçucu yağın en çok ticareti ve üretiminin yapıldığı ülkeler Fransa ve Bulgaristan. Bu arz ve talep meselesi. Lavanta tarımı bugün farklı ülkelerde de artmaya başladı. Dolayısıyla bir arz fazlası durumu da söz konusu olabiliyor. Elde ettiğimiz bilgilere göre 30 ile 120 euroya kadar çıkabiliyor kilosu” diye konuştu.
‘5 YIL İÇİNDE KENDİ İHTİYACIMIZI KARŞILAR DURUMA GELECEĞİZ’
Lavanta üretiminin Trakya’da 8 yılda 3 bin 600 dekar ekime ulaşıldığını belirten Tülek, “İstanbul, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’yi kapsayan Trakya bölgesi genelinde ise 3 bin 600 dekar ekim var şu anda. Ülke genelinde ise 47 bin dekar civarında bir ekim mevcut. Şu anda bizim ürettiğimiz ‘Lavandula Angustifolia’ türü üzerinden baktığımızda en önemli üretici Bulgaristan. Orada 200 ton civarında bir üretim söz konusu yılda. Ülkemizde de yapılan istatistiklere baktığımızda 5-6 ton civarında ihtiyacımız var.
Yurt içi ihtiyacı zamanla kendi üreticilerimiz tarafından karşılanacak. İthalat değil de direkt üreticilerimizden olması daha anlamlı ve sağlıklı olacak. Şu andaki ekim alanlarını ve bunların önümüzdeki yıllarda üretime ve uçucu yağa elde etmeye geçeceğini düşündüğümüzde ülke ihtiyacını karşılayacak durumda olacaktır. Önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde, bu şekilde giderse, önemli bir üretim alanına ulaşacağımızı düşünüyoruz” dedi.