Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Milletimiz 14 ve 28 Mayıs’ta iki kez ortaya koyduğu iradeyle eski sisteme dönüşü reddetmiştir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen ve 8,5 saat süren Kabine Toplantısı’nın ardından açıklamada bulundu. Erdoğan, “8,5 saat süren bir kabine toplantısı oldu. Zira bütün bakan arkadaşlarım hazırlıklarını etraflıca anlatma imkanı buldular. Böylece şu anda kabinedeki arkadaşlarımın Dışişleri Bakanımız hariç hepsi hazırlıklarını sundular. Dışişleri Bakanımı da ayrıca dinleyeceğim. Tabii bir de yine şu 2-3 gün içerisinde bakan arkadaşlarımın yardımcıları ile ilgili hazırlıklarını kendilerinden dinleme fırsatım olacak.
6 Haziran’daki toplantımızın ardından yeni kabine üyelerimizin de yemin etmesi ile ülkemize hizmet davamıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. 28 Mayıs seçimlerinin üzerinden daha 10 gün bile geçmeden Yürütme organındaki tüm görevlendirmeleri süratle tamamladık. Hiçbir sorun yaşanmadan, hiçbir gecikmeye mahal vermeden Türkiye Yüzyılı’nı inşa edecek kadroları belirledik ve belirliyoruz. 16 Nisan 2017 referandumuyla ülkemize kazandırdığımız yeni yönetim modelimizin avantajlarını böylece bir kez daha tecrübe ettik” dedi.
‘3- 5 AYDA HÜKÜMETLERİN DEĞİŞTİĞİ DÖNEMLER SONA ERMİŞTİR’
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türk siyasetinde gerçekleştirdiği tarihi dönüşümü tekrar görme imkanı bulduklarını belirterek şunları söyledi:
“Yaklaşık 3 ay süren seçim belirsizliğinin sandıkların kapanması ile birlikte tamamen geride bırakılması çok önemli bir başarıdır. Ülkemizin 3 Kasım 2002 seçimleri ile elde ettiği siyasi istikrar ortamı yeni sistem sayesinde artık kurumsallaşmıştır. Türk siyasi tarihine baktığımızda başlı başına bu bile büyük bir devrimdir. Haftalar boyunca koalisyon görüşmelerinin sürdüğü, siyasi partiler arasında ‘al gülüm ver gülüm’ pazarlıklarının döndüğü, mutabakata varılamadığı için sürekli krizlerin çıktığı, esnafın çiftçinin, işçinin, iş dünyasını bir türlü önünü göremediği; yani siyaset rayına girmediği için ülkenin de toparlanamadığı eski günler hamdolsun tamamen geride kalmıştır.
Seçim gecesi sonuçların belli olmasıyla Türkiye’yi kimin yöneteceğinin sorusunun cevabı da netleşmiştir. Aynı şekilde üç beş ayda hükümetlerin değiştiği dönemler de sona ermiştir. Türkiye’ye vakit ve enerji kaybettiren ne varsa artık tarih olmuştur. Bunda hiç şüphesiz en büyük pay vatandaşlarımıza aittir. Milletimiz 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta 2 kez ortaya koyduğu iradesi ile eski sisteme dönüş önerilerini reddetmiştir. Parlamenter sistem tartışmaları bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile karşılamamızın faydalarını inşallah zamanla daha iyi göreceğiz.”
‘ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN ÇOK DAHA KOLAY GELECEĞİZ’
Erdoğan, bundan sonra hedeflerine daha hızlı koşacaklarını belirterek, “Asırlık hayallerimizi daha süratle gerçekleştireceğiz. Projelerimizi, planlarımızı daha kısa sürede hayata geçireceğiz. Zorlukların engellerin üstesinden çok daha kolay geleceğiz. Vatandaşımızın hayatına dokunan hizmetleri daha çok artıracağız. Vatanımızın bekasına yönelik saldırıları daha kararlı püskürteceğiz. Terör örgütleri ile içeride ve dışarıda daha kararlı mücadele edeceğiz. Türkiye’nin hak ve hukukunu küresel planda daha cesur savunacağız. ‘Dünya beşten büyüktür’ iddiamızı daha gür bir seda ile dillendireceğiz. Ülkemizin barış ve istikrarını daha etkin bir şekilde katkıda bulunacağız. Demokrasi hak ve özgürlükler alanındaki reformlarımıza daha sıkı sahip çıkacağız.
Türkiye Yüzyılı’mızı inşa ederek ülkemizi muhasır medeniyetler seviyesinin de üzerine taşıma vizyonumuzu daha hızlı gerçeğe dönüştüreceğiz. Bugün dünden daha güçlü, daha özgüvenli bir duruş sergileyebiliyorsak bunu yeni yönetim sistemimizin sağladığı kazanımlara borçluyuz. Bugün geçmişe göre her alanda iddia sahibi bir ülke konumuna geldiysek siyasi istikrarımızı korumamız sayesindedir. Siyasette güven ve istikrar ekonomiden diplomasiye her alanda başarının anahtarıdır. Türkiye 2002 öncesinde her ikisinin eksikliğinin faturasını çok ağır ödemiş bir ülkedir. Bugün hatırlamak istemediğimiz pek çok sıkıntının temelinde siyasette güven ve istikrar açığı vardır” diye konuştu.
‘MUHALEFET UĞRADIĞI AĞIR HEZİMETİN ŞOKUNDAN HALA ÇIKAMADI’
Erdoğan, 2002’den itibaren güven ve istikrarı tahkim eden hamleleriyle bu açığı kapattıklarını ifade ederek, “Türkiye’yi sadece prangalarından kurtarmadık aynı zamanda gücünü tam kapasite kullanabileceği bir iklime kavuşturduk. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ile ise tüm bu kazanımları kalıcı hale getirdik. Eski Türkiye’nin sorunlarını bilen vatandaşlarımız yeni sistemin kıymetini de çok iyi biliyor. Aynı şekilde yıllarca hak etmedikleri gücü kullananlar da her fırsatta yeni sistemden duydukları rahatsızlığı ortaya koyuyorlar. Son seçimler bunun en müşahhas örneğini teşkil etmiştir.
Millet oyunu görmüş, sandıkta son sözünü söylemiş ve kararını vermiştir. Muhalefetin de hakikatleri görmesini ve kabullenmesini temenni ediyoruz. Unutmayalım ki iktidarı ve muhalefeti ile siyaset kurumunun asli görevi seçmenin sesine kulak vererek çizdiği istikamette yürümektir. Bunun da ilk işareti milletin takdirini baş tacı edip samimi bir özeleştiri ile hatadan dönmektir. Ancak 28 Mayıs’tan beri yapılan açıklamaların ümitlerimizi kırdığını ifade etmek istiyorum. Muhalefetin seçim atmosferinden ve uğradığı ağır hezimetin şokundan hala çıkamadığını görüyoruz. Son 1 aydır sırf oy tercihinden dolayı hakaret etmedikleri toplum kesimi bırakmadılar. AK Parti’nin özellikle kırsal kesimin oylarıyla bu seçimi kazandığını iddia edecek kadar sefil hale geldiler” dedi.
‘KÖYLÜLERİMİZE YÖNELİK HAKARETLERİ KABUL ETMİYORUZ’
Erdoğan, konuşmasının devamında, “Bir taraftan ‘Biz Gazi Mustafa Kemal’in partisinin başkanıyız’ diyeceksin, öbür taraftan Gazi’nin ‘Köylü milletin efendisidir’ ifadesini görmezden geleceksin. Bu ne menem iştir. İşte siz mi bu millete bu şekilde hakaret ediyorsunuz; bu millet ise sandıkta size kırsaldaki de şehirdeki de en güzel cevabı veriyor. 14 Mayıs’ın hıncını depremzedelerimizden çıkarmışlardı. 28 Mayıs’ın öfkesini de kırsaldaki vatandaşlarımıza yüklediler. Gazi Mustafa Kemal’in o gazi ifadesiyle ‘milletin efendisi’ diyerek onurlandırdığı köylülerimize yönelik hakaretleri biz kabul etmiyoruz.
Vatandaşı 500 liraya oyunu satmakla itham etmenin hiçbir izahı yoktur. Bu hezeyanın adında halk olan, ambleminde 6 oktan biri güya halkçılık olan bir siyasi partinin genel başkanından gelmesi ayrı bir skandaldır. Merhum Aşık Veysel’i kıyafeti sebebiyle Kızılay’a almayan zihniyetin 2023 senesinde bile varlığını sürdürmesi hem ürkütücü hem de gerçekten utanç vericidir. Ülke değişiyor. Dünya değişiyor. Ama bunların millete bakışı asla ve asla değişmiyor. Millete hizmete ve hürmete layık görmeyen zihniyetin Türkiye Yüzyılı’nda yeri yoktur” ifadelerini kullandı.