Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Kariyer Merkezi Öğr. Gör. Ali Bozgedik, haziran ayında sınava girecek öğrencilere önerilerde bulundu. Sınavların tamamının zeka gerektiren sorulardan oluşmadığını hatırlatan Bozgedik, “Sınavda turlama tekniği kullanmaya özen gösterin. Bu teknikle başarınızın arttığını göreceksiniz. En zor soruları çözen değil en çok soru çözen kazanır. Bu yüzden önce kolay soruları tamamlayın” dedi.
Binlerce öğrenci haziran ayı içerisinde Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ve Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavlarına girecek. Sınava sayılı günler kala NEÜ Kariyer Merkezi Öğr. Gör. Ali Bozgedik, hem öğrencilere hem de anne-babalara önemli bilgiler verdi. Öğrencinin sınav anını düşünmesi ya da sınav ile ilgili herhangi bir şeyle karşılaştığında yaşadığı aşırı stres durumunun, sınav kaygısına neden olduğunu söyleyen Bozgedik, “Sınav kaygısı; öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun duygu durumu olarak tanımlanır. Peki sınav kaygısı neyle ilişkilidir dediğimizde; Sınava verilen önem, sınava ilişkin zihnimizde oluşan imaj ve sınav sonrasına yapmış olduğumuz atıflar sınav kaygısı oluşumu üzerinde etkilidir.
Sınavlara olması gerekenden fazla veya daha az anlam yüklemeyeceğiz. Sınava yeteri kadar önem vermemek nasıl ki dikkatimizi toplamamızda disfonksiyonel ise sınavı aşırı derecede önemseme de kaygı yükselmesinde önemli bir neden olmaktadır.
İlk yapılması gereken şey kaygıyı bastırmak değil, kabul etmektir. Nefes egzersizleri ve gevşeme egzersizleri teknik olarak öğrencinin daha rahat sınava girmesini sağlamaktadır. Daha önemlisi ise doğru kelimeler ile kendinize telkin vermenizdir. Örneğin “Bütün bir yıl çalıştım, çabaladım. Onlarca deneme sınavına girdim. Bu sınav benim hiç bilmediğim bir sınav değil. Tıpkı denemedeki gibi sınava gireceğim ve bildiklerimi kâğıda aktaracağım” diye düşünmek çoğu teknikten daha etkilidir. Bütün duygular insanlar içindir. Şimdi sınava girerken heyecanlı olmam normal ama ben bu heyecanımla baş ederim. Diye düşünmek öğrenciler için özgüven artıracaktır” dedi.
Uyku ve beslenme düzenine dikkat!
Hafıza ve konsantrasyon konusunda uykunun gözardı edilmemesi gerektiğini belirten Bozgedik, “Bu süreçte en önemli şey içsel motivasyonunuzdur. Konularınız bittikten sonra kalan süreçte deneme sınavlarınızdaki yanlışlarınızın nelerden kaynaklı olduğuna bakarak varsa eğer konu eksiklerinizi tamamlamak adına son tekrarlarınızı yapabilirsiniz. Eğer konu eksiklerini tamamladıysanız, kalan süreçte konu bazlı testleri bırakarak artık genel denemelere yönlenmelisiniz. Bu denemelere her seferinde gerçek sınav gibi yaklaşarak, o heyecanı defalarca kez yaşamaya çalışın.
Seri denemelere devam ederken MEB’in daha öncesinde alanınla ilgili çıkmış soru kitapçıklarını yanına bir optik alıp gerçekten sınava giriyormuşçasına saat 10:00’da masanın başına oturarak tahta kalemini, kalem açacağını, silgini ve yedek kalemini yanında bulundurarak sınav süreni de ayarlayarak denemeni çözmeye başlamalısın.
Kalan süreçte mutlaka uyku ve beslenme düzeninize dikkat edin. Her sabah, uykunuzu almış bir şekilde, saat 10.00’dan önce uyanmalısınız. Herkesin çalışma düzeni farklı olabilir ancak sınav saati tüm öğrenciler için aynı olacak. Son akşam uyuyamaz iseniz sorun etmeyin. Üç dört saat uyusanız bile yeterlidir. Bütün bir yıl çalıştığınız sınavı kimse sizden alamaz. Bunu unutmayın” şeklinde konuştu.
Son üç gün yeni konu çalışmayın
Son güne kadar ders çalışmanın bir sakıncası olmadığını ifade eden Bozgedik, “Kişi alışık olduğu ortamı bırakınca problem çıkabiliyor. Sadece son üç gün yeni konu çalışmayın çünkü bu sizin panik yapmanıza neden olabilir. Sınavdan önce son gün ise yoğun bir fiziksel aktivite yerine yakın çevrenizle gezip dolaşmayı tercih edebilirsiniz. TV, tablet ve telefondan uzak durmaya özen gösterin çünkü yoğun bir zihinsel faaliyet sizin sınava yorgun girmenize sebep olabilir. Son gün dinlenmeye özen gösterin ama aklınıza bir konu takıldı derse bakarsam kötü olur diye düşünmeyin. Notlarınızı açıp bakmak size iyi gelecekse bakabilirsiniz” dedi.
Sınavların tamamının zeka gerektiren sorulardan oluşmadığını hatırlatan NEÜ Kariyer Merkezi Öğr. Gör. Ali Bozgedik, en etkili sınav tüyolarını şöyle aktardı;
“Sınavlarda genellikle en iyi olduğunuz bölümden soruları çözmeye başlayın. Çünkü soruları çözdükçe kendinize olan güveniniz artacaktır. Soruyu çok fazla okuyarak zihninizi karıştırmayın. Net bir anlamı yoksa, hemen başka soruya geçin. Yapamadığınız ya da çözümü uzun süren sorularla inatlaşmayın! Bu hem zamanınızı alır hem de daha sonraki soruların yanlış yapma olasılığını artırır. Çözemediğiniz bir soru için hemen demoralize olmayın! Önemli olan her soruyu yapmak değil, esas olan yaptığınız soruyu doğru yapmaktır. Soruları çok hızlı okuyacağım telaşına kapılmayın! Çünkü ‘Hızlı Okuma’ egzersizle gelişen bir süreçtir. Sadece çözdüğünüz soruya odaklanın! Başka soru veya başka şeyleri düşünmek hata yaptırır.
Her soru kendi içinde bir bütün oluşturur. Hiçbir bilginiz olmayan soruları boş bırakın! Her bölüm sonu zamanı kontrol edin! Süre problemi yaşamamış olursunuz. Soruları çözmekten yorulduysanız, küçük molalar verin! Optik forma işaretleme yaparsınız. Hem dinlenmiş olursunuz hem de zaman tasarrufu sağlarsınız. Soru kökü ve soru metnini anlamadan, şıkları okumaya başlamayın.
Önce size verilenleri iyi belirleyin, bu durum cevabı kısa zamanda ve doğru bir şekilde bulmanızı sağlayacaktır. Sorulara önyargılı yaklaşmayın! İşte bu sorunun kesin cevabı B şıkkıdır, ben bu soruyu yapamam gibi… İlk işaretlediğiniz şıkkı daha sonra emin olmadıkça değiştirmeyin. Genelde değiştirince yanlış olana yöneliyoruz. Emin olmadığınız sorulara işaret koyup, daha sonra tekrar dönün! İkinci kez baktığınızda çözüme daha rahat ulaşacaksınız. Uzun sorular zordur yargısından kurtulun ve muhakkak okuyun! Göreceksiniz cevabı paragrafın bir kısmında aynen geçmiş.
Sınavda turlama tekniği kullanmaya özen gösterin. Bu teknikle başarınızın arttığını göreceksiniz. Sınav anında yorulan ve gerilen bedeninizi rahatlatmak için küçük-kısa molalar verin; özellikle testler arasındaki geçişlerde gözlerinizi dinlendirmek, duruşunuzu düzeltmek iyi gelecektir. En zor soruları çözen değil en çok soru çözen kazanır. Bu yüzden önce kolay soruları tamamlayın.”
Aileler kaygılarını çocuklara yansıtmamalı
Bozgedik, bu süreçte ailelere de büyük görev düştüğünü söyleyerek, “Aile için sınavın ne anlam ifade ettiği, sınava yönelik tutum ve yaklaşımları önemlidir. Sıklıkla aileler kendi kaygılarını çocuklarına yansıtmaktadırlar. Çocuktan yüksek beklenti içinde olunması, ayrıntılarla aşırı uğraş sergilemeleri ve sınavı bir araç değil amaç olarak görmeleri çocuklar üzerinde olumsuz etki bırakmaktadır.
Aileler sınırlarının farkında olmalıdırlar. Güven ve sorumluluk vermeli, önemsemeli, olumlu geri bildirimde bulunmalıdır. Sınava ilişkin konuşmalarda özenli davranmalı, gerçekçi olmalı, akranlarıyla karşılaştırmaktan kaçınmalıdır. Duygu ve düşünce paylaşımı, empati önemlidir. Sınavı yüceltmeme, ölüm kalım sorunu yapmama, yüreklendirici davranma önerilmektedir. Çocuklar koşulsuz sevilmelidir. Aile bireyleri uygun rol modeli olmalı, uygun aile ortamı sağlamalı ve uygun problem çözme davranışları geliştirilmelidir.
Unutmayın, bu sınavlar bir kişilik belirleme sınavı değil, bilginizi belirli bir sürede ölçen sınavdır. Kendilik değerimizi sadece sınavlar belirlemez. Ailenizin ve öğretmenlerinizin yanında her zaman değerli kalacaksınız” ifadelerini kullandı.