Türkiye Futbol Federasyonu’nun ilk kadın yöneticisi, başkanvekili, İcra Kurulu Üyesi, FIFA, UEFA İlişkileri, Dış İlişkiler, Kadın Futbolu ve Sağlık İşleri Sorumlusu Nüket Küçükel Ezberci; Türkiye’deki kadın futbolu, kadın futbolunun dünyadaki yeri, TFF’nin ilk kadın yöneticisi olmasıyla ilgili birçok konuda Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanvekili Nüket Küçükel Ezberci, “İlk kadın yönetici olmak sorumluluktan bir tık evvel büyük bir onur ve gurur. Çünkü 99 sene futbolla hemhal olmuş, olmakta olan ve olacak olan toplumun çatı kuruluşunun futboldan gelen ilk kadın yönetim kurulu üyelerinden bir tanesi olmak kelimelerle ifade edilecek bir onur meselesi değil” dedi.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun ilk kadın yöneticisi, başkanvekili, İcra Kurulu Üyesi, FIFA, UEFA İlişkileri, Dış İlişkiler, Kadın Futbolu ve Sağlık İşleri Sorumlusu Nüket Küçükel Ezberci; Türkiye’deki kadın futbolu, kadın futbolunun dünyadaki yeri, TFF’nin ilk kadın yöneticisi olmasıyla ilgili birçok konuda Demirören Haber Ajansı’na (DHA) özel açıklamalarda bulundu.
Kadın futbolunun, erkek futboluna kıyasla son 20 senede ortaya çıktığını ve bununla birlikte son 3, 4 yıldır toplumda bir farkındalık yaratılabildiğini ifade eden Nüket Küçükel Ezberci, “Erkek futboluyla kıyasladığımız zaman 1800’lü yılların sonu ve 1900’lü yılların başından itibaren süre gelen bir erkek futbol gelişimini onunla kıyasladığımız zaman, kadın futbolu daha 1971’de kurulan bir dostluk kulübünün dışında aslında son 20 senedir ortaya çıkmış bir olgu. 1973’ten itibaren gelen bir gelişimi var ama bunu da verim bazlı ele alırsak son 3-4 senedir esasında kadın futboluyla ilgili toplumda bir farkındalık yaratılabilmiş diyebilirim. Türkiye’deki kadın futbolunun gelişimi olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi” ifadelerini kullandı.
“KADIN FUTBOL TARAFTARI SAYISININ 2033’TE 300 MİLYONA ULAŞMASI BEKLENİYOR”
2033 yılında, yani 10 yıllık süreç kadın futbol taraftarı sayısının 300 milyona ulaşmasının beklendiğini altını çizen Nüket Küçükel Ezberci, bununla birlikte ticari olarak da 6 kat değer kazanmasının öngörüldüğünü söyledi. Ezberci, “Avrupa’da 144 milyon tane kadın futbol taraftarı var. 2033 senesinde bunun 300 milyona ulaşması bekleniyor. Yaklaşık taraftarların 3’te 1’i kadın futboluyla futbol dünyasına girmiş insanlar. Taraftar kitlesi homojen değil. Fevkalade farklı ve değişik kitlelerden oluşuyor. Ama en önemli ortak özellikleri güçlü ve ilerici değerlere sahip bir kitle. Ticari olarak 2033’e kadar 6 kat büyüyerek ve artarak 686 milyon Euro’ya ulaşması beklenen ticari bir değerden bahsediyoruz. Keza 2033’e kadar kulüp sponsorluğunun değerinin de yine 6 kat artarak 295 milyon mertebesine ulaşması bekleniyor” şeklinde konuştu.
“VERİLERİ ÜST ÜSTE KOYDUĞUNUZDA KADIN FUTBOLUNUN TOPLUMSAL DÜNYAYA VE FUTBOL EKONOMİSİNE OLAN KATKISINI GÖRECEKSİNİZ”
Avrupa’daki bazı futbol verilerini de paylaşan Nüket Küçükel Ezberci, bu verilerden yola çıkarak Türkiye’de kadın futbolunun marka değerini oluşturma çabası içinde olduklarını ifade etti.
Kadın futbolunun toplumsal faydalarının yanı sıra futbol ekonomisine de büyük katkılar vereceğine değinen Ezberci, “Kadın futbolu ilham ile güçlendirilmeli. Bana sorarsanız en önemlisi aile dostu, çocuk dostu bir çevreyle ilişkilendiriliyor. Şimdi bir gözünüzü kapatın bir ailede karar verici kadındır. Kadın nereden alışveriş yapılacağına karar verir. Kadın eve ne alınacağına karar verir. Kadın hangi markayla yola devam edileceğine karar verir. Boş zamanlarda kadın ailesinin, çoluğunun çocuğunun nerede zaman geçireceğine karar verir. Dolayısıyla bütün bunları da üst üste koyduğumuz zaman kadın futbolunun, sadece futbol dünyasında değil, toplumsal dünyaya ve aslında futbol ekonomisine olan katkısını da göreceksiniz. 35 yaş altı gençliğin yüzde 63’ü tüm kulüplerin birer kadın takımı olması gerektiğine inanıyor.
Şimdi bakın bunlar Avrupa’daki veriler. Bu Avrupa’daki verileri alıp, bizim Avrupa’dan bağımsız herhangi bir strateji üretmemize gerek yok. Çünkü uzantısıyız. O toplumların buradaki uzantıları olarak bizlerde bu verilerden yola çıkarak kadın futbolunu marka değerini oluşturma çabası içerisindeyiz. Markayı oluşturabilir, kişilerden, yönetimlerden bağımsı, doğru stratejiyle besleyebilirsek kadın futbolu olgusu da güçlenerek yukarıya çıkacaktır diye düşünüyorum. Ümit ediyorum ve de daha çok inanıyorum” diye konuştu.
“KADIN FUTBOLUNUN ASIL SAHİPLERİ, 18 İLE 35 YAŞ ARASINDAKİ DEMOGRAFİK ARALIK”
Kadın futbolunu genellikle 18 – 35 yaş arasındaki bireylerin takip ettiğini, bunun için de yayınların genel olarak dijital ortamda gelişeceğini söyleyen Nüket Küçükel Ezberci, şu ifadeleri kullandı:
“Kadın futbolunun marka değerinin yaratılması için 4 tane ana bileşene ihtiyacımız var bizim. Bunlardan bir tanesi taraftar sayısını arttırmak. İkincisi ticari faaliyetlerle beslemek. Üçüncüsü imaj, prestij, itibar gibi toplumdaki algıyı güçlendirmek. Tabii ki bu üç tanesini yaptıktan sonra ve onunla eş zamanlı olarak bir de performans var. Sahadaki mücadelenin kalitesi, güzel futbol oynamak var.
Bunların hepsini birleştirdiğimiz zaman bu marka değerini oluşturmamız mümkün olacak. 18 ile 35 yaş arası gençlik ya da o demografik aralık kadın futbolunun asıl sahipleri onlar. Bunun en önemli özelliği sosyal medyayı çok yakından takip etmeleri. Dolayısıyla klasik, geleneksel televizyonlardan futbol yayınlamak önemli evet ama kadın futbolunun gelişimi bu demografik yapıyla esasında özellikle Youtube kanallarından gelişecek. Bunun da verileri ortada. Aslında bu verileri de göz önüne alarak yol haritalarını ve stratejilerini belirlemek çok kolay olacak. Onun için biz aslında kadın futbolunu geliştirmek isteyen bir dolu paydaş şanslıyız bu dönemde böyle bir işe el attığımız için.”
“İLK KADIN YÖNETİCİ OLMAK SORUMLULUKTAN BİR TIK EVVEL BÜYÜK BİR ONUR VE GURUR”
Türkiye Futbol Federasyonu’nun ilk kadın yöneticisi olmanın sorumluluğun yanı sıra kendisi için büyük bir gurur kaynağı olduğunun altını çizen Nüket Küçükel Ezberci, “İlk kadın yönetici olmak sorumluluktan bir tık evvel büyük bir onur ve gurur. Çünkü 99 sene futbolla hemhal olmuş, olmakta olan ve olacak olan toplumun çatı kuruluşunun futboldan gelen ilk kadın yönetim kurulu üyelerinden bir tanesi olmak kelimelerle ifade edilecek bir onur meselesi değil. Benim müktesebatım zaten dış işleri bakanlığından geliyor. 17 sene diplomatlığım var. Sonra iş insanı olup özel sektöre geçtim. Türkiye’nin attığı adımları, geleceğe yönelik hedeflerini çok iyi bilerek yetiştim.
Kadının gittikçe toplumda güçleniyor olması, her kurum ve kuruluşta, her yönetim kurulunda kadınların olmasına olan inancın artması ve bunun bir örneği olarak da benim ve İdil Hoca’nın 99 sene sonra bu koltuğa oturması çok önemli. Neden önemli biliyor musunuz? Gelecek nesiller için önemli. Futbolla büyüyen kadınlar için önemli. Çünkü seslerinin duyulduğunu, sorunlarıyla ilgilenileninin olduğunu, herhangi bir sıkıntı ve sorunda telefonun ucunda olan kadınlar olduğunu, bunu sadece yönetim kurulu üyeleri olarak telakki etmeyin. TFF’de çalışan onlarca kadınımız var. Bunlarla birlikte esasında kadın farkındalığı da gittikçe artıyor” şeklinde konuştu.
“BİZ KADIN FUTBOLUNU AYRI BİR DEPARTMAN OLARAK DEĞERLENDİRDİK”
Yaptıkları strateji toplantılarında 3 büyük kulüple her zaman dirsek temasında olduklarını ve ayrıca 2’nci ve 3’üncü Lig Kadın Kulüpler Birliği ile de görüşmeler yaptıklarını dile getiren Nüket Küçükel Ezberci, “Rekabet candır. Rekabet kaliteyi arttırır. Sayın Büyükekşi başkanlığındaki yönetim kurulunun kadın futboluna dair attığı en önemli adımlardan bir tanesi. Biz kadın futbolunu ayrı bir departman olarak değerlendirdik.
Necla Hoca teknik direktörümüzdü ama olduğu gibi kadın futbolunun başına geldi. Bizim için liyakat önemli. İşini bilen insanların gelip yönetmesi ve şekillendirmesi, stratejileri oluşturması önemli. Dolayısıyla kadrolar arttırıldı. Her yaş grubuyla ilgili olarak güçlendirilen bir yapı oldu. Dolayısıyla perde arkasında bunlar oldu. Bu neyi getirdi. Kadın futboluyla ilgili değerlendirmeleri yaparken, federasyonun çatı kuruluşunda bu konuya büyük ehemmiyet vermesiyle onlar da doğru yolda olduklarına dair bir inanca sahip oldular. Zaten size az önce de verileri söyledim.
Çok büyük rakamlar bütün spor kulüplerinin kadın futbol takımı olması gerektiğine inanıyor. Size ben bir rakam vereceğim. Türkiye’de 5 yaş ile 19 yaş arasındaki 3 grupta (5-9, 10-14, 15-17 yaş) 9 milyon çocuk var. Bu rakamın bizlere heyecan vermemesi mümkün değil. Bu 9 milyonun belirli bir oranını başarılı atletler olarak hayal etsenize. Sadece futboldan da bahsetmiyorum. Dolayısıyla bütün kulüplerimiz esasında ekonomilerini geliştirmek için, ekosistemlerini kuvvetlendirmek için, bu rakamlara bakarak karar veriyorlar zaten. Beşiktaş dediğiniz gibi ilk öncülerden bir tanesidir.
Hakikatten bu işe çok önem verirler. Ve biz KPMC ile yaptığımız strateji toplantılarında 3 büyük kulübümüzle birlikte her zaman dirsek temasında olduk. Çünkü onların da tecrübeleri çok önemli. Diğer taraftan da 2’nci Lig ve 3’üncü Lig Kadın Kulüpler Birliği başkanıyla 1 saat bir toplantı yaptık. Sahadaki tecrübeleri de alıp, özümseyip olması gerekenle eşleştirdikten sonra uzun soluklu stratejilerin oluşmaması mümkün değil. Onun için bu kulüpler bunları görerek yola çıkıyorlar. Bu da çok heyecan verici” ifadelerini kullandı.
“18 YAŞ ALTI LİSANSLI 4 BİN 750 TANE KADIN FUTBOLCUMUZ VAR, BU AVRUPA’NIN SADECE YÜZDE 2’Sİ”
18 yaş altında 4 bin 750 futbolcu olduğunu ve bunun Avrupa’nın sadece yüzde 2’lik kısmını oluşturduğunu söyleyen Ezberci, “Ailelerinde bilinçlenmesi çok önemli. Bunun bir spor dalı olarak, kızlar için de geçerli bir spor dalı olarak telakki edilmesi de çok önemli. Bakın toplumların değişimi, zihniyetlerin değişimi keşke bugünden yarına olan bir olgu olsa. Zamanın da kendine has bir zamanı var.
Dönüp baktığınız zaman ben size şimdi Türkiye’deki kadın futboluyla ilgili bazı veriler de vereyim. O da bir tarafımızda bulunsun. 18 yaş altı lisanslı 4 bin 750 tane kadın futbolcumuz var. Bu Avrupa’nın sadece yüzde 2’si. 18 yaş üstünde ise bu sayı bin 250, bu da Avrupa’nın sadece yüzde 0.46’sı. Futsal spor okullarında 45 bin, yine Avrupa’nın yüzde 2’si. Bu rakamlardan fazla da kadın hakemimiz var bu arada. Dolayısıyla bu rakamlara baktığımız zaman daha önümüzde uzun bir yol var” dedi.
“KLİŞE BİR LAF AMA FUTBOL SADECE FUTBOL DEĞİL”
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından futbolun sadece futbol olmadığının bir kez daha görüldüğünü belirten Ezberci, “Kadın futboluyla ilgili stratejiyi, bunun parametrelerini, olması gereken ve olmaması gerekenleri ortaya koyarken, bunun yaşayan bir süreç olduğunu, yaşayan bir strateji olduğunu, asla unutmamamız lazım. Sebebi de şu. Bu strateji nefes alıp veren bir strateji olmalı. Bakın şunu söyleyeme çalışıyorum. Deprem oldu ve deprem bölgesindeki 14 milyon insanımız doğrudan etkilendi. Can kayıpları ve toplumdaki ciddi moral bozukluğu ama orada ilk günden itibaren futbolun sadece futbol olmadığı, sadece 1 futbol topu ve 2 kale direğiyle açıklanamayacağını, büyük bir moral ve destek olduğunu gördük.
Yaşayan nefes alan stratejiler derken bundan bahsediyorum. O kadar kız çocuğumuz şu an orada o konteyner kentlerin arasında topla birlikte zamanı ve zemini unutabiliyorlar ki. Bunun reçetesi ve şifası kelimelerle anlatılabilecek bir şey değil. Ben biliyorsunuz zaten sağlık sektöründen geliyorum. Onun için şifa kelimesinin o boyutta yarattığı etkiye şapka çıkarmamak mümkün değil. Çok klişe bir laf ama futbol sadece futbol değil. Dolayısıyla insanın olduğu her yerde muhakkak hayatın ortasında olabilmeli. Onun için nefes gibi stratejilerin de besleniyor ve gelişebiliyor olması lazım. Biz bunu yaparken çatı kuruluşuyuz kuralları belirleriz, paydaşlarla birlikte her şeyi ortaya koyduğunuz zaman değerli. Biz herhangi bir stratejik çalışmada futbol kulüplerini almadan nasıl yola çıkarız? Çıkmamalıyız zaten.
Kapalı kapılar ardında çalışmalarımızı yapıyoruz. Kavgalarımızı yapıyoruz. O günlük şikayetleri dinliyoruz. Ama kısa dönem halledelim diyoruz. Olması gerekeni yapalım. Tamam ama orta vadeli çözümler için de bizimle birlikte olun. İnanılmaz bir sinerji var. O da beni çok mutlu ediyor. Çünkü bir de vardır ki kadın olarak geldiniz oturdunuz size destek olan da yoktur. Ben, İdil Hoca ve Necla Hoca da biz bu yönetim kurulunda da dışarıda da en büyük desteği erkeklerden alıyoruz. Onun için kısa zamanda esasında hızlı adımlar atabildik. Atmaya da devam edeceğiz” diye konuştu.
“HER YAŞ GRUBUNUN FUTBOLLA TANIŞMASI İÇİN ÇOK GÜZEL PROJELERİMİZ VAR”
Kız ya da erkek demeden çocukların futbolla daha erken yaşlarda tanışması için projeler geliştirdiklerinin altını çizen Nüket Küçükel Ezberci, “UEFA’nın demin saydığım yaş gruplarına göre muhteşem projeleri var. Biz bu projeleri aldık ve stratejilerimizin orta yerine koyduk. Necla hoca sizlere onlarla ilgili detaylı bilgi de hazırladı. Her yaş grubunun futbolla tanışması için çok güzel projelerimiz var.
Avrupa birliği programlarıyla da bu çalışmalar yapılıyor. Büyükekşi başkanın attığı en önemli adımlardan bir tanesi futbol denilen olgunun kız ve erkek fark etmeden ilk okullara yerleştirilebilmesi için milli eğitim bakanlığı, spor bakanlığı ve federasyon tarafından çok kapsamlı bir protokol hazırlandı. O protokol deprem sırasında imzalanacaktı. O protokolle birlikte okullarda, her okulda veya bir parça daha az gelişmiş bölgelerimizde biliyorsunuz beden hocaları olmayabiliyor. Ama biz sınıf öğretmenlerini eğiterek onlara sertifika vererek, lisanslar vererek onları futbol dünyasında birer eğitmen haline getiriyoruz. Kız ve erkek fark etmeden insanlar, çocuklar futbolla çok küçük yaşlarda tanışacaklar.
İlla futbol oynayan insan profesyonel olacak diye bir şey yok. Önemli olan futbolla birlikte mücadele, azim, dürüstlük, her yolun mübah olmadığı, sonuçtan ziyade sürecin çok önemli olduğunu, çocukların kafalarına küçücük yaşta kazımak. Futbol sadece futbol değil. Dolayısıyla buna da hizmet edecek. Çok da güzel projeler var. Necla Hoca’nın rolünü çalmayayım. Bütün başarı ona ve ekibine aittir. O da çok güzel bilgisini versin” ifadelerini kullandı.
Muş’ta genç kızlar erken yaşta gelin olmasın diye kurulan Yağmur Spor Kadın Futbol Takımı’nın TFF 3’üncü Lig 19’uncu Grup’ta yaşadığı şampiyonluğun Türkiye’de büyük ilgi gördüğünü bununla birlikte kulübü ziyaret etmek için hazırlıklar gerçekleştirdiklerini dile getiren Ezberci, “Tabii ki gidiyoruz, gideceğiz. Geçtiğimiz günlerde Büyükekşi başkan Ankara’daydı. 6 kulübü gezdik. Tabii dönüşte o kadar yorgunlukla birlikte dinlenirken başkan programını yaparken ‘Muş’a gitmemiz lazım. Muş’a gidilecek’ dedi.
Ben de doğuluyum. Dolayısıyla bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum. Onun için Fatih Altaylı Bey yazmıştı. Hepimiz okuduk. Armağan Bey bize gönderdi. Heyecanlandık. Hatta davet mi edelim yoksa gidelim mi dedik. Ben de başkana gidelim dedim. Misafirleri olalım, bakalım yerlerini, nelere ihtiyaçları var görelim dedim. Bu sadece bir örnek. Bizim bu ekosistemi, bu ziyaretleri devamlı yapıyor olmamız lazım. Yine kadın futbolu özelinde yeni bir yapılanma da olacak. 2’nci ve 3’üncü liglerin sorumluluğu ayrı olacak, 1’inci lig ayrı olacak. Dediğiniz gibi devamlı bir el uzağında olacağız onların. Dediğim gibi özellikle bu dönemde çok önemli” diye konuştu.
DOĞUDAKİ ANNELER ÇOK İYİ BİLİYOR ÇOCUKLARIN KIZ, ERKEK FARK ETMEDEN SPORLA İLGİLENMELERİ GEREKTİĞİNİ
Son olarak ailelere de çocuklarını spora yönlendirme çağrısında bulunan Nüket Küçükel Ezberci, sözlerini şöyle noktaladı:
“Kız çocuğu anne, babası olmak çok zor iş. Kendi ailemden biliyorum. Doğulu bir aile, doktor bir anne, babanın çocuğuyum ancak doğunun iklimi serttir. Doğu endişe eder. Doğu, genelde bardağın boş tarafını görür. Benim verebileceğim tek tavsiye, bardağın dolu tarafına bakıp orayla gururlanırsak, eskisini, eksisini, yanlışını, olmamışının üzerine enerji vermezsek o zaman her şey çok güzel olacak. Ben buna çok inanıyorum. Doğudaki anneler çok iyi biliyor çocukların kız, erkek fark etmeden sporla ilgilenmeleri gerektiğini. Anne bilir, annenin eğitim seviyesi önemli değildir. Çocuğun nerede hangi şartlarda koruyacağını anne bilir. Anneliktir bunun adı. Dolayısıyla babalar sadece annelere ve çocuklarına yol versinler. Bunu söyleyebilirim. Çocuk çünkü istediğini alacak. Sosyal medya var.”