Geçtiğimiz hafta mevcutta iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisinin seçim beyannamesini inceleyip yorumumu yapmıştım. Bu hafta da muhalefet bloğunun (yani altılı masa veya millet ittifakının) ekonomi beyannamesini (yani ortak mutabakat metnini) inceleyip yorumlayacağım.
Ortak mutabakat metnindeki dikkat çekici bazı unsurlar şu şekilde:
- Yeni kurumların kurulması ve mevcuttaki kurumların yeniden yapılandırılarak güçlendirilmesi (SPK’dan tutun belediyelere kadar pek çok kurum ve kuruluş için bu geçerli).
- Ekonomik büyüme, istihdam ve enflasyonu düşürmeyi yine herkes gibi muhalefet bloğu da vaat ediyor.
- Yeşil ve dijital dönüşüm vaadinin yanı sıra yüksek katma değerli ürün ihracatını arttırma hedefi sunulmuş.
- TCMB’nin yapısında değişiklik yapılması ve TCMB’nin tekrardan saygın hale getirilmesi.
- Daha ortodoks (ana akım) iktisada uygun politikaların uygulanması
- Bütçe disiplininin sağlanması, KÖİ’lerin tekrar gözden geçirilmesi ve vergi reformu
- Halka arzların teşvik edilmesi ve borsadaki şirketlerin daha şeffaf hale getirilmesi
- Servet adaletini sağlamaya yönelik politikalar
- OSB ve start-up’ların desteklenmesi
- Dış ticaretin güçlendirilmesi ve üretimin desteklenmesi
Buraya kadar kağıt üzerinde güzel, peki bunlar uygulanabilir mi?
Öncelikle son yazılarımın çoğunda 2023 yılının ekonomi için iyi gitmeyeceğini söyledim. Dolayısıyla bu listedeki bazı vaatlerin bu yıl gerçekleşmesi neredeyse imkansız. Öte yandan kurumların düzenlenmeleri ve kurumlara atanacak kişiler vasıtasıyla kurumların saygınlıklarının arttırılması en olası gözüken vaat. Çünkü başta Prof. Dr. Ali Hakan Kara, Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Prof. Dr. Bilge Yılmaz ve Prof. Dr. Refet Gürkaynak olmak üzere alanlarının başarılı isimlerini bir araya getirmiş durumda. Bu isimler hem güvenirlik çapası sağlar hem de ekonomiyi düzeltmek için ortodoks yöntemler uygularlar. Yanlış anlaşılmasın Heteredoks yaklaşımlar işe yaramaz demiyorum ama ortodoks yaklaşımlar daha garanti çözümler sağlar.
Enflasyondaki hedefler ve büyümedeki hedefler ilk iki yılda tutturulamayabilir. Çünkü ekonomide ciddi bir batık var ve bunun net durumunu şu an bilmiyoruz. Keza servet adaletinin sağlanması da kolay değil çünkü ortodoks politikalar aslında halk ağzında “acı reçete” olarak da biliniyor. Dolayısıyla ilk geçiş süreci yine sancılı olacak.
Ayrıca altı partinin de farklı ekonomi görüşleri var ve bu görüşler arasında belli noktalarda sorunlar çıkabilir. Elbette bu sorunlar aşılmaz değil ancak bu tartışmalar yönetimi zayıflatacaktır. Yine de temel ekonomi görüşlerinde uyum yakalandığı için bu tartışmalar çok da fazla büyümeyecektir.
Kısacası, bu vaatlerin hepsi olmasa da başta kurumlarla ilgili olanlar olmak üzere önemli bir kısmının gerçekleşme ihtimali var. Ancak bu vaatlerin bir kısmının da 2023 yılında ve hatta bir ihtimal 2024’te bile gerçekleşmeme ihtimalleri var.