Çanakkale Kara Savaşları’nın 108’inci yıl dönümünde Şehitler Abidesi’nde şehitler ve hayatını kaybeden yabancı askerler törenle anıldı.
Çanakkale Savaşları şehitleri ile yabancı askerler, Tarihi Gelibolu Yarımadası’ndaki Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törenle anıldı. Törene, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, 1’nci Ordu Komutanı Orgeneral Ali Sivri, 2’nci Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Turhan Ecevit, Çanakkale Belediye Başkanvekili Süleyman Canpolat, Yeni Zelanda Savunma Bakanı Andrew Lıttle..
Birleşik Krallık Genelkurmay Başkanı Orgeneral Patrick Sanders, Avustralya Gazi İşleri Bakanı Mın Dva Matt Keogh, Avustralya Büyükelçisi Mıles Robert Armıtage, Avusturya Büyükelçisi Johannes Wımmer, Kanada Büyükelçisi Jamal Khokhar, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Romanya Büyükelçisi Stefan Alexandru Tinca, Hindistan Büyükelçisi Virander Paul, Finlandiya Büyükelçisi Ari Maki, Birleşik Krallık Büyükelçisi Jill Morris, Fransa Büyükelçisi Herve Magro ve çok sayıda yabancı ülkelerin büyükelçileri katıldı.
Tören, Türkiye Cumhuriyeti adına Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan’ın Şehitler Abidesi önündeki Çanakkale Savaşları kahramanları rölyefindeki Atatürk Anıtı’na çelenk koymasıyla başladı. Şehitler ve yabancı askerler için saygı duruşunda bulunulup, saygı atışı yapılmasın ardından İstiklal Marşı okundu.
‘TÜRKLERİN ZAFERİ OLARAK ALTIN HARFLERLE YAZILDI’
Programda konuşan Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, “Sizleri çok özel bir alanda misafir ediyor ve çok önemli topraklarda törenlerimizi yapıyoruz. 108 yıl önce bu topraklarda dünya tarihinin akışı değişti ve dünya tarihi adeta yeniden yazıldı. Çanakkale Zaferleri dünya tarihinin sayfalarına, ‘Türklerin Zaferi’ olarak altın harflerle yazıldı. Türk Milleti en zor şartlar altında dahi vatanını savunmayı başarmış, icap ettiğinde seve seve ölmeyi bir şeref bilmiştir. Türk milleti, vatan ve bağımsızlık uğrunda şehit ve gaziliği en yüce makam olarak kabul etmiş ve bu anlayışın gereğini canını ortaya koyarak ispatlamıştır. 108 yıl önce bu topraklarda güç dengelerine bakılmaksızın güçlü olan değil, haklı olanın galip geleceği bir kez daha anlaşılmıştır” diye konuştu.
‘BU ÇANAKKALE RUHUDUR’
İtilaf Devletleri adına İngiltere Genelkurmay Başkanı Orgeneral Patrick Sanders de bir konuşma yaptı.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan da konuşmasında “Çanakkale Kara Muharebeleri’nin başladığı bu tarihi günde öncelikle bizi şanlı zafere ulaştıran tüm şehit ve gazilerimizi minnetle yad ediyorum. Yine ülkemizin 6 Şubat’ta yaşadığı ve 11 şehrimizi yıkan asrın felaketinde kaybettiğimiz canlara bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Bundan 108 yıl önce Çanakkale’de olduğu gibi, nice zorluklarda olduğu gibi yine tek yürek olduk, yine bir olduk ve acıların üstesinden geliyoruz, geleceğiz. Zaten bu ruh Çanakkale ruhudur. Hiçbir vatandaşımızın endişesi olmasın; Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım. Her zorluğun üstesinden geliriz” dedi.
Demircan, şöyle devam etti:
“Burası, söz konusu vatansa geri kalan her şeyi teferruat sayanların; köklerinden aldığı gücü, milletinin bağımsızlığı için arşa uzandıranların toprağıdır. Çanakkale; yüksek faziletlere sahip milletimizin vatanseverlik, fedakarlık, cesaret gibi hasletlerle yazdığı kahramanlık destanıdır. Çanakkale, Malazgirt gibi, Mohaç gibi şanlı tarihimizin ve milli mücadelemizin en büyük mihenk taşlarından biridir. Bundan 108 yıl önce, Türk-İslam coğrafyasının her bir köşesinden gelip, bu toprağa kanını akıtmış, canını katmış evlatlar, babalar, ağabeyler; gösterdikleri fedakarlıkla Çanakkale Destanı’nı yazmıştır. Bu destan, Türk milletinin yeniden doğuş destanı olduğu gibi başka milletlere de milli benliklerini hatırlatan bir ilham kaynağı olmuştur.
Türk Askeri, Çanakkale’de sadece kahramanlığını ortaya koymamıştır. Ahlakını, dürüstlüğünü ve vicdanını da en zor şartlarda koruyarak düşmanına, vatanını işgale gelenlere karşı sergilediği insaflı tutumuyla bu savaşın ‘centilmenler savaşı’ olarak anılmasını da sağlamıştır. Bu hasletler Türk askerinin kışlada aldığı askeri terbiyeden evvel, evinde aldığı manevi Türk aile terbiyesine dayanır. Bu vatanın evlatları Çanakkale’de, Galiçya’da, Mısır’da, Kore’de, Kıbrıs’ta ve daha adını sayamadığımız farklı coğrafyalarda şehit düşmüşlerdir. Bu milletin şehitleri, düştüğü her toprak parçasında, arkasında bir insanlık dersi, fedakarlık örneği, kahramanlık destanı bırakmıştır.
Türk milleti ise şehitlerini hiç unutmadığı gibi hafızasında kin ve nefreti tutmayı asla seçmemiştir. İşte bu sayede Çanakkale; aradan geçen bir asır içinde milletlerin hafızasında ortak acılardan doğan kardeşliğin ve hepimizin hayali olan barışın da sembolü haline gelmiştir. Bugün müttefikimiz olan farklı milletlerden oluşan bu seçkin kalabalığın ataları; bu topraklarda atalarımızla koyun koyuna yatmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Onlar, bu toprakta can verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır’ Bizler, atalarımızın bize bıraktığı gibi gelecek nesillerimize yine barışı, yine kardeşliği miras bırakacağız”
‘ÇANAKKALE RUHU MİLLİ VİZYONUMUZDUR’
“Bugün burada muzaffer olmuş bir neslin evlatları olarak duyduğumuz gurur Çanakkale ruhuyla yeniden kendimizi bulmuş olmanın da haklı gururudur” diyen Demircan şöyle devam etti:
“Geçmişte de olduğu gibi bugün de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki başarılarımızın arkasında Çanakkale ruhu vardır. Çanakkale ruhu milli vizyonumuzdur. Bu zaferin mirasçıları olarak bizlerin başlıca görevi başta Çanakkale olmak üzere milli zaferlerimizin hatıralarını özümsemek, yaşatmak ve bu hatıraları yeni nesillerin gönüllerinde de canlı ve heyecanlı tutmaya çalışmaktır.
Gelibolu Yarımadası’nda, bu muharebe alanında, milletimizin yaşama gücünü kanıtlamak uğruna savaşan, buradan başka cephelere giderek vatana hizmeti oralarda da sürdüren, şehit olan, yaralanıp sakat kalan, gazi olan tüm yiğit askerlerimizi bir kez daha saygıyla anıyorum. Bu topraklarda can vererek bizim çocuklarımız olan tüm evlatlarla başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, Malazgirt’ten beri Anadolu’yu bize vatan yapan, bu kutsal toprakları mübarek kanlarıyla sulayan tüm şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, onları rahmetle anıyorum.”
Konuşmanın ardından Kur’an-ı Kerim okunup, dua edildi. Çanakkale Türküsü dinletisinden sonra Türk ve yabancı askerler, gaziler ve izcilerin katıldığı geçit töreni yapıldı. Şehitlik Defteri’nin imzalanması ve sembolik şehit mezarlarına karanfil bırakılmasının ardından tören sonra erdi.