Türkiye 14 Mayıs’ta sandık başına gidiyor. Partiler ve adaylar geleneksel seçim kampanyaları yerine dijital mecralara yoğunlaşıyor. Peki 2023 seçimlerinde sosyal medyanın rolü nasıl?
Televizyon günümüzde hala seçim kampanyaları için popüleritesini korusa da sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen kampanyalar günden güne önemini artırıyor. Özellikle koronavirüs salgını sürecinde internet kullanımının artması ve haber tüketiminde insanların sosyal medya mecralarına yönelmesi siyasi partileri de etkiledi. Bu yönde seçim sürecindeki partiler, kampanyalarında dijital platformlara ağırlık vermeye başladı.
Seçim kampanyaları üzerine çalışan uzmanlar, sosyal medyanın seçmen düşüncesi üzerinde ciddi etkileri olduğunu belirtiyor. Dijital seçim kampanyalarının seçimlerin kaderini etkilemesine en iyi iki örnek olarak Donald Trum’ın 2016’da ABD seçimlerini kazanması ve Brexit referandumu gösteriliyor. Ayrıca sosyal medya, siyasi partilere diğer geleneksel seçim kampanyalarına göre daha iyi ‘mikro hedefleme’ imkanı sunuyor. Mikro hedefleme, seçim sürecinde özellikle seçmenlere ulaşabilmek açısından oldukça mühim. Bunun yanı sıra kişiye özel hazırlanan reklamlar sayesinde, partiler daha az maliyetlerle daha fazla etki oluşturma imkanına da sahip olabiliyor.
Robergt Bosch Stiftung isimli Alman enstitüsünün bir raporu sosyal medyayı seçim kampanyası için aktif şekilde kullanan Trump’ın sadece Facebook’ta 30 milyon dolarlık reklam verdiğini duyurdu. Kampanya yöneticisi Dominic Cummings, 2016’da gerçekleşen Brexit referandumu öncesinde ‘Leave’ kampanyasının reklam bütçesinin yüzde 98’inin sosyal medyada kullanıldığını belirtiyor.
Gündem Belirleme Gücü
Türkiye’de dijital kamusal alanda, politika tartışmalarının büyük oranda yürütüldüğü mecra Twitter olarak görülmektedir. Ancak 2022’de İletişim Başkanlığı tarafından yapılan ‘Türkiye’de Sosyal Ağ Kullanımı’ araştırmasına göre Twitter kullanıcılarının oranı sadece yüzde 25 civarındadır. En çok kullanılan platformlar ise sırasıyla Whatsapp (yüzde 81,9), Instagram (yüzde 75,2), Youtube (44,5) ve Facebook (42,2) olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla Twitter’daki gündemlere önem verilse de kamuoyunun genelinin görüşlerini yansıttığını söylemek zordur. Buna rağmen siyasiler, sanatçılar ve gazetecilerin yer aldığı toplumun belli bir kesimi, bu mecralarda yürüttükleri etkileşime ayrı önem vermektedir.
Seçim manipüle mi ediliyor?
Siyasi partiler bir yandan kendi programlarını ve vaatlerini sosyal medya yoluyla aktarırken diğer yandan dezenformasyona karşı mücadele etmek durumundalar. İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre son dönemde artan bot hesaplar ile birlikte dezenformasyon kampanyalarının çoğaldığı ortaya konuldu.
Sosyal medyanın manipülatif yapısı, seçmenlerin doğru bilgiye erişimini zorlaştırırken, sağlıklı bir tartışma ortamının oluşmasını da engelleyebilmektedir. Bu nedenle hem seçmenler hem de siyasiler, bu süreçte manipülatif içeriğin tespiti konusuna önem vermek zorundadır.
Gençler sosyal medyanın etkisi altında
Sosyal medya, sunduğu etki ile insanları belli noktalara yönlendirebiliyor. Kullanıcı profili kadın, erkek, genç, yaşlı gibi ayrılabiliyor ve bu kişilere özel içerik sunulabiliyor. Belli bir seçmen kitlesinin oyunun etkilenmesi için kötüleyici, kabul edilemeyecek haberler gösterilebiliyor. Seçmen ise bu durumda tepki olarak olumluya giden süreçten vazgeçip, oyunu korumaya çalışıyor. Dolayısıyla sosyal medya üzerinden psikolojik etkiler yaratabilmek mümkün. Bizler farkında olmasak da sosyal medyanın etkisi altına girerek siyasi görüşlerimize yön verebiliyoruz. Bu durum özellikle gençleri daha çok etkileyebiliyor.
Siyasiler, sadece kendilerini ve vaatlerini anlatıyor, bizler de seçmen olarak sadece sosyal medyadaki profilleri kıyaslayarak bile oy tercihimizi şekillendirebiliyoruz. Bu da söz konusu seçim yarışının oldukça açık ve şeffaf bir zeminde ilerlemesi sağlıyor.
Kabul edelim ya da etmeyelim, birçoğumuzun hayatı artık sosyal medyayla yürüyor ve bundan büyük ölçüde etkileniyor. Doğrusunu söylemek gerekirse sokaklardaki bayrak, flama ve afişler artık kimsenin umurunda değil. Partilerin görünür olma çabası açışından değerlendirildiğinde anlaşılabilir belki ancak seçmenin kararını etkilemekten bahsedecek olursak, burada sosyal medyanın kilit bir araç olduğunu söylemek mümkün.