TCCD Bölge Müdür Yardımcısı Vekili, “Kazanın olduğu hatla ilgili bize önceden bir sorun bildirilmedi, Bazı evraklarda görevim gereği sadece imzam var” dedi.
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili 13 sanıklı davada 14’üncü duruşma başladı. Duruşmada tanık olarak dinlenen TCCD alt yapıdan sorumlu 1’nci Bölge Müdür Yardımcısı Vekili Yasin Baba, “Kazanın, yağıştan dolayı menfezin çöktüğü için trenin raydan çıkmasından dolayı olduğunu biliyorum. Kazanın olduğu hat ile ilgili bize önceden bir sorun olduğu bildirilmedi. Kaza olan bölgede hatta bir görevim olmadı. Bazı evraklarda görevim gereği sadece imzam var” dedi.
Edirne’nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı’ya gitmek için hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu tren, 8 Temmuz 2018’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak devrildi. Kazada 7’si çocuk, 25 kişi yaşamını yitirdi, 328 kişi de yaralandı.
Kazanın yaşanmasında kusurlu bulunan TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14’üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü’nde müdür olarak görev yapan Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım Şefliği’nde çalışan Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Yol Bakım Şefliği’nde Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk ile TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında ‘taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak’ suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
9 GÖREVLİYE DAHA DAVA AÇILDI
Sanıkların tutuksuz yargılandığı dava sürürken, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı alınan yeni bilirkişi raporunun ardından soruşturmanın genişletilmesine karar verdi. Savcılık, kazanın meydana gelmesinde hava durumunun takip edilmemesi, hava durumunun takip edilememesi nedeniyle olumsuz hava koşullarında demir yolu hattının özel olarak muayene edilememesi, menfezin ve çevresindeki hat kesiminin gerekli bakımlarının, temizliğinin, yabani otla mücadelesinin yapılmaması, kaza yeri menfezinin İstanbul istikametindeki büzün tıkalı olması nedeniyle, büze gelen yağmur suyunun aradaki kanal vasıtasıyla kaza menfezine yönelmesi sebeplerinin etkili olduğunu değerlendirdi.
Değerlendirmenin ardından savcılık; kazada sorumlulukları bulunduğunu anlaşılan, TCDD 1’inci Bölge Müdürlüğü’ndeki 9 görevli hakkında da ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak’ ve ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak’ suçlarından Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.
TUTUKLANIP, TAHLİYE EDİLDİ
Haklarında kamu davası açılan TCDD görevlileri, olay tarihinde TCDD 1’inci Bölge Müdürü Nihat Aslan, bölge müdürlüğünde bakım servis alanlarından sorumlu müdür yardımcısı L.M., TCDD 1’inci Bölge Demiryolu Bakım Müdürü Mümin Karasu, üstyapıdan sorumlu bakım servis müdür yardımcısı L.K., altyapıdan sorumlu bakım servis müdür yardımcısı N.A., yol kontrolü olarak görev yapan B.O., inşaat mühendisi T.B.Ö., mühendis olarak görev yapan D.P. ve K.B.’nin de yargılanmasına başlandı. Bir önceki duruşmada, Mümin Karasu hakkında tutuklanmaya yönelik yakalama kararı verildi. Karasu, 10 Ekim 2022 günü adliyeye giderek teslim olduktan sonra tutuklandı. Avukatlarının itiraz ile Karasu, 24 Aralık 2022’de yurt dışına çıkış yasağı tedbiriyle tahliye edildi.
‘SÖYLENECEK ÇOK ŞEY VAR’
Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek 14’üncü duruşma öncesinde kazada hayatını kaybedenlerin aileleri ile bazı yaralılar, duruşmanın yapıldığı Halk Eğitim Merkezi önüne yürüdü. Burada aileler adına konuşan kazada kızı Bihter Bilgin ile iki kız kardeşini ve yeğenini kaybeden Zeliha Bilgin, şu ifadeleri kullandı:
“Söylemek istediğim o kadar çok şey var ama söylenecek hiçbir şey yok. Ülkece felaketlerden geçiyoruz. Yakın zamanda yaşanan deprem felaketinde binlerce insanımızı ihmal sonucu yine kurban verdik. Afetler felakete dönüştürülüyorsa bu ülkede demek ki bir eksiklik var. Komşu ülkemiz Yunanistan’da bir tren faciası yaşandı. 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir faciaydı. Ulaştırma Bakanı ertesi gün istifa etti. ‘Ben bu sistemi yürütemiyorum’ dedi. Orası Yunanistan’dı. Bizim ülkemizde 5 yıl önce ihmaller yüzünden 25 canımızı kurban verdik. 5 yıldır kim, ne yaptı? Adalet mi, kurum mu, Devlet Demiryolları mı, siyaset mi, ne yaptı? Hiçbir şey. Biz Ulaştırma Bakanı’nın istifa etmesini beklemedik. Otursun koltuklarında, çok rahatlar. Dönemin genel müdürü İsa Apaydın 5 yıldır ihale rekortmeni oldu. Bunu biliyor musun Türkiye? Burası Türkiye, söylenecek çok şey var ama söyleyecek hiçbir şey yok” dedi.
‘KAZADAN ÖNCE SORUN OLDUĞU BİLDİRİLMEDİ’
Sanık ve katılanların yoklamasıyla başlayan duruşmada, kaza sonrası TCDD ve Meteoroloji Müdürlüğü arasında yapılan protokol ile ilgili yazılan müzekkereye TCDD’nin iki kurum arasından bir protokol olmadığını şeklinde cevap verdiği belirtildi.
Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılan TCCD alt yapıdan sorumlu 1’nci Bölge Müdür Yardımcısı Vekili Yasin Baba ile Edirne 15’nci Bölge Demiryolu Bakım Müdürü Tuncay Kahraman, tanık olarak dinlendi. Kazanın olduğu yıl meteoroloji mühendisi olarak görev yaptığını söyleyen Baba, tren kazası sonrası olay yerine gitmediğini ve kaza ile ilgili çalışmalara katılmadığını belirtti. Baba, “Kazanın yağıştan dolayı menfezin çöktüğü için trenin raydan çıkmasından dolayı olduğunu biliyorum. Kazanın olduğu hat ile ilgili bize önceden bir sorun olduğu bildirilmedi. Kaza olan bölgede hatta bir görevim olmadı. Bazı evraklarda görevim gereği sadece imzam var” dedi.
‘ÜSTYAPI YENİLENDİ AMA ALTYAPIDA YENİLENME OLMADI’
Edirne 15’nci Bölge Demiryolu Bakım Müdürü Tuncay Kahraman da kaza olduğu gün yıllık izinde olduğunu söyledi. Kahraman, yetkili müdürünün talimatı üzerine kaza olan bölgeye gittiğini belirterek, “Kaza olan bölgede sadece yolun açılması ile ilgili görev aldım. Kazanın şiddetli yağıştan dolayı meydana geldiğini biliyorum. Kazanın olduğu bölge kendi sorumluluğumda olmadığı için orada herhangi bir turne görevi yapmadım. Bölgede 2008-2011 yıllarında bütün üstyapı yenilendi ama altyapıda yenilenme olmadı. Sorumlu olduğumuz bölgede hafta sonları nöbetçi ekip bırakılması gibi bir uygulamamız yok. 1’inci Bölge Müdürlüğü’nde nöbetçi oluyordu” diye konuştu.
‘5 YILDIR GELİP GİDİYORUZ’
Kazada oğlu Oğuz Arda Sel ile eşi Hakan Sel’i kaybeden Mısra Öz, 5 yıldır adalet aradıklarını söyledi. Öz, “5 yıldır geliyoruz, gidiyoruz son eklenen sanıklar ile birlikte. Bu verilen cevaplardan tatmin oluyor musunuz çok merak ettim. Çünkü eğer tatmin oluyorsanız böyle bir şey fark ediyorum ki bu insanlar tutuklu yargılanmadıkları müddetçe üstlerinin yargılanmasına savcılık kovuşturmaya yer yoktur, diye cevap verdikçe biz bu davadan daha 13, 33 dava daha görmeye devam ederiz. Çok net bir şey var, diyorlar ki; altyapı yok.
Altyapı için çalışma yapılması gerekiyordu, bu zahmetli bir işti. Bunu söylüyorlar, üstüne diyorlar ki; bütün bunlardan genel müdürlüğün haberi var ve genel müdürlük sorumludur diyorlar ama nedense savcılık, genel müdürlüktekini buraya getirmeye tırnak içinde söylüyorum cesaret edemiyor. Çünkü bu ülkede adalet ne yazık ki esaret altında. Bu esaretten çıkartacak olanlar sizlersiniz. Yüce makamınız ve bu Türkiye’deki ölümlerin son bulmasına öncülük edecek olan da sizin makamınız. Biz artık bu kişilerin bu şekilde yargılanmalarını değil, gerçek adalete, adalet mülkün temelidir altında görüp sizleri alkışlayarak evimize dönmek ve yasımızı tutmak istiyoruz” diye konuştu.
Mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.