Ankara İncek Kampüsü’nde, depremzede velilerinin de davetli olduğu ‘Zor Zamanlarda Yaşamak’ konulu seminerde konuşan Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş, “Bu dönemde iyi bir iletişim için karşındaki kişiyi akıl vermeden, duygusuna ortak olarak sabırla dinlemek çok önemli” dedi.
‘Zor Zamanlarda Yaşamak’ konulu seminerde Prof. Dr. Baltaş, tüm Türkiye’yi acıya boğan deprem felaketinin ardından ruh sağlığını korumanın önemine dikkat çekti. Deprem gibi olaylarda doğa karşısındaki yetersizlik ve aczimizi kabullenmenin ruhumuzda derin yaralar açtığını belirten Prof. Dr. Baltaş, “Deprem sonrası desteğin öncelik olduğu gruplar sırasıyla çocuklar, engelliler, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve kadınlardır.
Diğer taraftan günlerce televizyondan veya sosyal medya üzerinden enkaz ve kurtarma görüntülerine maruz kalan, afetin içinde yaşamadıkları halde, olayları televizyon ve sosyal medya bağlantılarından izleyen Türkiye’deki milyonlarca insan da gelişmelerden derin bir şekilde etkilendi. Ekranda sürekli olarak yıkım ve kurtarma görüntülerini izlemek, toplumun ruh halini bozmuş ve birçok kişide depresif belirtilerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu belirtiler arasında üzüntü, enerji kaybı, genel bir isteksizlik hali ve suçluluk duygusu en başta gelenlerdir” dedi.
‘TOPLUMSAL TRAVMALAR KENETLENMEYLE VE SÜREÇ İÇİNDE İYİLEŞİR’
“İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor” duygusu en yoğun duygu olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Baltaş, “Beslenmeden sonra insanın en temel ihtiyacı güven ve güvenliktir. Yaşadığımız deprem bu ihtiyacımızı zedelemiş ve hayatın bütünüyle kontrolümüzün altında olmadığını gösterdi. Yaşadığımız türden toplumsal travmalar toplumun birbirine kenetlenmesiyle ve süreç içinde iyileşir. Yardım etme ve iyilik yapma duygusunun, anlam arayışına da temel oluşturarak güçlü bir iyileştirici etkisi olduğu, bilimsel olarak kanıtlandı” diye konuştu.
‘AKIL VERMEDEN, DUYGUSUNA ORTAK OLARAK SABIRLA DİNLEYİN’
Bu dönemde iyi bir iletişim için karşındakini akıl vermeden, duygusuna ortak olarak sabırla dinlemenin çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Baltaş, yapılması gerekenleri şöyle anlattı:
“Karşı tarafın anlayacağı düzeyde, yaşa ve duruma göre konuşmalıyız. Bilmediğimiz konuda ‘Bilmiyorum, öğrenip söyleyeceğim’ diyebiliriz. ‘Korkacak bir şey yok geçti artık! Büyütüyorsun, topla kendini’ dememeliyiz. Karşımızdakinin güçlü yanlarını biliyorsak, bunları hatırlatabiliriz. Size anlatılanı başkasına anlatmayın. Konuşması ve anlatması için zorlamayın. Cümleleri onun yerine tamamlamayın. Tutamayacağınız sözleri söylemeyin. Güven duygusu oluşturmak için çocuklarda fiziksel temas sarılmak, başını okşamak, yanınıza almak, birlikte zaman geçirmek faydalı olabilir.”