Trakya Tohumcular Derneği (TRAKTOD) Başkanı İbrahim Toruk, ülkede yaşanan kuraklığa değinerek, özellikle Trakya’da üründe verim kaybı olacağını belirtti.
Toruk, “Trakya bölgesinde de yağışın olmaması, buğday ve arpalarda kök gelişimini çok etkiledi. Gece gündüz sıcaklığının aşırı olması, bitkilerde bazı stres koşullarından kaynaklı semptomlar göstermeye başladı” dedi.
Trakya Tohumcular Derneği Başkanı ve ziraat yüksek mühendisi İbrahim Toruk, ülkenin son yılların en büyük kuraklığını yaşadığını belirterek, dünyada da kalıcı kuraklığın olduğunu söyledi. Kuraklığın Türkiye’de son 3 yıldır kendini çok belli etmeye başladığını söyleyen Toruk, “Maalesef dünyada global iklim krizi var, bu kriz kendisini göstermeye başladı. Hiç beklenmedik yerlerde, beklenmedik hava olayları yaşanıyor.
Mesela Almanya’da ekim ayının hiç yağış almadığı, Güney Amerika’da şu anda hasatlar geliyor. Ortalama 400 kilo verimlerin 100 kiloya düştüğü, Arjantin’den veriler alıyoruz. Kuzeyde gerçekten bizim ülkemizin de yer aldığı kuzey yarım kürede ise gerçekten büyük bir kuraklık var, ülkemizde de bütün insanlarımız basından takip ediyorlardır. Göletlerin kurumaya başladığı, yağışların hiç olmadığı bir dönem geçiriyoruz. Hatta içerisinde bulunduğumuz Tekirdağ ilimizde, şu anda tahıllarımızın 15-20 santim boyunda olması gerekirken, kardeşlenmesi bitip bayrak yaprağı çıkarması gereken bir dönemde olmamıza rağmen, maalesef arpa ve buğdaylarımız daha tarlaları yeni yeni kapatmaya başladı, hatta kapatamadı. Çok büyük risk var, sorun çok büyük” dedi.
VERİMLİLİK 450’DEN 350 KİLOYA DÜŞEBİLİR
Kuraklığa karşı önlem alınması gerektiğini söyleyen Toruk, “Su kaynaklarımız iyi kullanılması gerekiyor. Şöyle söyleyeceğim, normal dönemlerdeki ülkemizde ortalama buğday verimi 270 kilogram olduğunda, bizim Trakya bölgemizin verimliliği 400-450 kilogramdı. Eğer böyle giderse, şu anda kış çok yoğun kurak gitti, ben bölgemizdeki verim kaybının yüzde 35-40’larda olacağına inanıyorum. Bu ne demek oluyor? Trakya’da ortalamamız 300-350 kilogramlarda tahmin ediyoruz.
Bundan sonra istediği kadar yağış yağsın, bu verim düşüklüğüne neden olacaktır. Bir de aldığımız verilere göre, ülkemizin buğday ambarı olan Konya’nın, İç Anadolu’nun çok kurak olması nedeniyle ülke rekoltemizin çok düşük olacağının tahmininde bulunuyoruz. Bu kesinlikle biz tarımcıların ya da bu işle uğraşan insanların felaket tellallığı değil, önlem alınması gerektiğine vurgu yapmak istiyoruz” diye konuştu.
Toruk, kış ayının da kurak geçtiğini ve kar yağmadığını belirterek, “Ekim ayında ekilip çimlenen, özellikle Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerindeki çimlenen ürünlerin kar altında olmamasından dolayı, hem nem, su açısından, hem de direkt soğuğa maruz kalma açısından büyük stresler yaşadığını gördük. Bu tarafa doğru gelince Trakya bölgesinde de yağışın olmaması, bitkilerde kök gelişimini, özellikle buğday ve arpalarda kök gelişimini çok etkiledi. Gece gündüz sıcaklığının aşırı olması, bitkilerde bazı stres koşullarından kaynaklı semptomlar göstermeye başladı. Kök gelişiminin ve nemin olmaması nedeniyle şu anda gübre atımını yapamıyoruz ya da çok geç kaldık. Geç kalmış bir durumdayız, bitkinin bu saatten sonra yağmur yağsa bile tepkisi ne olacak onu bilmiyoruz” dedi.
Toruk, bölgedeki iklim durumunu değerlendirerek, “Geç kalacağından dolayı başak doldurmada da eğer yağış problemi olursa, gerçekten korkunç şeyler, verim açısından söyleyebiliriz. Tabi bir de bu bölgemizde yoğun kışlık çeşitler ekilmekte. Kışlık çeşitlerin ekilmesi için belli bir soğuklanma ihtiyacı var çeşitlerde. Bu sene bu soğuklanmayı yaşayamadık.
Özellikle kurak gitti ancak soğuk da yapmadı, yani eksi 2 derecenin altına pek hava düşmedi, düşse bile çok az sayıda düştü. İklim açısından bütün kötü olaylar bu sene bölgemizde yaşanıyor. İnşallah bu saatten sonra güzel bir yağmur yağar, yağdıktan sonra mevcut bütün ülkemizde ekili olan ürünlere bir nebze de olsa faydası olacaktır. Buna inanıyoruz. İlk bahar yağışlarının önemini biliyoruz en azından sıfırı tüketmeyeceğimiz noktada verimi etkileyecektir” diye konuştu.
‘ÇİFTÇİ KURAKLIKTAN DOLAYI HAREKET EDEMİYOR’
Çiftçilerin kuraklıktan dolayı ayçiçeği ekiminden çekindiğini belirten Toruk, “Önümüzde bütün Türkiye’de yazlık ekim programı yapmamız gerekiyor. Yani burada sulu alanlarda, sulama yaptığımız temel ürünlerimiz mısır, ayçiçeği, şeker pancarı başta olmak üzere açık saha sebze ürünleri var. Takip ediyoruz ki Anadolu’nun çoğu noktasındaki büyük barajlarımız ve göllerde su kaynaklarında büyük problemler var. Eğer yoğun bir ilkbahar yağışı yaşamazsak, sulamada çok büyük problemler olacak. Yazlık ürünlerde de sorun yaşayacağız.
Bizim bölgemiz açısından da ayçiçek üretimine baktığımızda, tabi ayçiçeğinde suyla, biz burada sulama yapmıyoruz, tamamen doğal koşullarda kurakta yetiştirdiğimiz ürün. Çiftçilerimizle görüştüğümüzde ayçiçeği, ekip ekmeme konusunda çok tereddütteler, korkuyorlar. Eğer yağış olmazsa zaten tarla hazırlıklarını bu dönemde yoğun olarak yapması gereken çiftçilerimiz kuraklıktan dolayı hareket bile edemiyorlar. Yağış bekliyoruz hem buğday hem de gelecekte ekeceğimiz ayçiçeği açısından. Eğer yağış olmazsa da sanıyorum büyük problemimiz olacaktır. İnşallah en kısa zamanda yağmur yağar, biz de bu kötümser düşünceden sıyrılırız” ifadelerini kullandı.
‘DÜNYADAKİ GIDA STOKLARI ERİMEYE BAŞLADI’
Kuraklığın tahminlerden çok hızlı geldiğini ifade eden Toruk, “Bundan 10 yıl önce kalıcı bir kuraklık geleceği, dünyada büyük gıda probleminin olacağı varsayımlarını duyuyorduk, araştırmacılardan görüyorduk. Ancak çok hızlı geliyor, yani tahmin edildiğinden de çok hızlı gelmeye başladı. Derhal buna önlem alınmak zorunda. Şöyle söyleyebilirim, gıda fiyatları her şeye rağmen düşmeye devam ediyor. Gıda girdilerinin, tarım girdilerinin artmasına rağmen üreticinin ürettiği gıda fiyatları düşmeye devam ediyor. Bunun nedeni de şu, dünyadaki stoklar erimeye başladı.
Belki araştırmacıların bize verdiği verilerle dünya gıda stokları ilk defa bu kadar düşük seviyelere geriledi. Arkadan üretim de gelmiyor. Sanıyorum gıda stokları birkaç ay dayanacaktır. Eğer üretim yapmazsa dünya, geçen yıl da çok konuşulan gıda krizi, kıtlık krizinden bahsetmişlerdi, çok uzun bir dönem değil. Bunları çok iyi bilerek, buna göre araştırmalar yaparak önlemimizi şimdiden almak zorundayız. Hem dünya hem ülkemizin iklimi açısından çok büyük problemleri olduğunu takip ediyoruz” dedi.