Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde 17 Ağustos 1999 depreminde 3 gün enkaz altında kalarak, 2 bacağını kaybetmesine rağmen spor ile hayata tutunan, dünya engelliler serbest dalış rekoru kıran, sörf yapan, dağa tırmanan ve hayatını anlatan kitap yazan Ufuk Koçak, deprem bölgesinde uzuv kaybı yaşayan kişiler ve aileleri ile görüşerek destek oluyor.
Gölcük depreminde bina enkazından 3 gün sonra kurtarılan Ufuk Koçak, 2 bacağını da kaybetti. Hastanedeki tedavi sürecinin ardından spor ile yeniden hayata tutunan Koçak, dünya engelliler serbest dalış rekoru kırdı. Sörf yapan, dağa tırmanan ve hayatını anlatan kitap yazan Ufuk Koçak, deprem bölgesinde uzuv kaybı yaşayan kişiler ve aileleri ile görüşerek sürece destek oluyor. Kendi aracıyla yola çıkan Koçak, enkazda kalarak uzuv kaybı yaşayan ve Antalya, Mersin, Adana, Ankara, Elazığ’daki hastanelerde tedavilerine başlanan 100’ü aşkın kişi ve aileleri ile görüştü.
‘HİKAYEM ONLARI MOTİVE ETTİ’
Ufuk Koçak, hedefinin uzuv kaybı yaşayan herkese ulaşabilmek olduğunu söyledi. Uzuv kaybı yaşayanlara destek olabilmek, moral sağlayabilmek için bu yola çıktığını anlatan Koçak, “Depremde uzuv kaybı yaşayan insanları ve ailelerini ziyaret etmeye başladım. Hem konuyla ilgili bilgi alışverişinde bulunduk hem de işin içinde olan ve daha önce bu olayı yaşamış bir insan olarak neler yapılabileceği ile ilgili fikir alışverişinde bulunduk oradaki insanlarla” dedi.
Sürecin çok zor olduğunu ve herkesin hassas dönemden geçtiğini belirten Koçak, “Oradaki depremzedelerin beni görmeleri onlar için biraz daha farklı oldu. Bizde damdan düşenin halinden, damdan düşen anlar. Beni görmeleri, yürüyor olduğumu görmeleri, hayata nasıl devam ettiğimin hikayesini bilmeleri, onları motive etti. Beni mutlu eden noktalardan biri de bu oldu. Acının mutluluğu elbette olmaz ama bu kötü, karanlık günlerde bir tebessüm ettirebiliyorsak insanlara, o insanın içine bir çalışma azmi ve gayret getiriyor. Aslında mutluluk da tam olarak bu benim için” diye konuştu.
Çok fazla kişide uzuv kaybı olduğunu dile getiren Koçak, “Bu, 17 Ağustos depremine benzemiyor kesinlikle. 10 katı, 20 katı daha büyük bir afet bu. Yaralarımız iyileşsin, kilo alıp verme dengeleri otursun, hayata yeninden başlama isteğini bu insanların içine akıtalım. Ondan sonra protez yapmamız gerekiyorsa protez, ortez almamız gerekiyorsa ortez alırız. Tabii ki el birliğiyle bunları da yapacağız ama şu an değil” dedi.