CHP Eski Genel Başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal için tören düzenlendi. Törende konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Sayın Genel Başkanım, huzurunuzda söz veriyorum; ülkemizde mutlak anlamda hürriyeti tesis edeceğiz. Ömrünüzü verdiğiniz demokrasi ve özgürlük mücadelesini tamamlayacağız” dedi.
Cumartesi gün 84 yaşında vefat eden 15, 16, 18, 19, 20, 22, 23, 24, 25, 26 ve 27’nci dönem milletvekili, 37’nci Hükümet Maliye Bakanı, 42’nci Hükümet Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, 52’nci Hükümet Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Deniz Baykal’ın cenaze törenine eşi Olcay Baykal, çocukları Aslı Baykal, Ataç Baykal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin eski genel başkanları Murat Karayalçın, Hikmet Çetin, Altan Öymen, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, CHP grup başkanvekilleri, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri ve partililer katıldı.
‘BABAM TÜRKİYE SEVDALISIYDI’
Deniz Baykal için saygı duruşunda bulunulduktan sonra konuşan Prof. Dr. Ataç Baykal, babasının neredeyse 70 yıllık bir CHP’li olduğunu belirterek, “100 yıllık CHP tarihinin çok uzun bir kesitini bizzat yaşamış bir ulu çınarı uğurluyoruz. Tüm CHP’lilerin ortak bir yönü vardır; bu da vatanseverliktir. Babam Deniz Baykal bir Türkiye sevdalısıydı, bir vatanseverdi. Bu nedenle CHP’de yerini almıştır. Tüm Türkiye sevdalılarına, tüm vatanseverlere sahip çıkılması ve CHP çatısı altında toplanması babamın CHP’ye vasiyetidir” dedi.
‘ÜLKEMİZDE HÜRRİYETİ TESİS EDECEĞİZ’
Murat Karayalçın, Hikmet Çetin ve Altan Öymen’in duygularını ifade etmesinin ardından Kılıçdaroğlu konuştu. Kılıçdaroğlu, konuşmasını Deniz Baykal’a ithafen yaparak, şöyle dedi:
“Sayın Genel Başkanım; ülkemiz ve dünya için son derece zor ve karanlık günlerin eşiğinde, 2’inci Dünya Savaşı’nın arifesinde doğdunuz. O yılların sosyal, siyasal ve ekonomik ikliminde, geleceği belirsiz günlerinde aileniz her şeye rağmen yarınlara duyduğu umutla size ‘Deniz’ ismini verdi. Bütün bir ömrünüzü isminize uygun bir şekilde bu güzel ülkemizin refahına, huzuruna, mutluluğuna, bolluğuna, bereketine, kardeşliğine vakfettiniz.
Ülkemizin çıkarlarını her ortamda savundunuz. 1 Mart tezkeresine karşı gösterdiğiniz tarihsel duruş milletimiz tarafından asla unutulmadı, unutulmayacak. Sayın Genel Başkanım; Kuvayımilliyeci bir ailenin ferdi olarak bu ülkenin dünü ile yarını arasında köprü olarak kalmadınız; ülkemizin güzel geleceğini demokrasi ve özgürlük çerçevesinde inşa eden aktörlerin hem öncüsü hem de yol arkadaşı oldunuz. Bildiğiniz üzere milli mücadelemizin büyük komutanı ülkemizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ‘Benim iki büyük eserim var; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri de Cumhuriyet Halk Partisi’dir’ der. Ne mutlu size ki Mustafa Kemal’in ilk iki büyük eserinde de unutulmayacak izleriniz, emekleriniz var.
Sayın Genel Başkanım; ülkemizi barış ve kardeşlik içinde bir arada geleceğe taşıma kararlılığından hiç ödün vermediniz. Devlet adamı kimliğinizi her ortamda hissettirdiniz. 12 Eylül’de diğer siyasi parti üyeleri ile birlikte zincir bozanı yıkıp geçen de 12 Eylül ve diğer askeri darbelerle hesaplaşmaktan da bir an olsun geri adım atmayan da sizdiniz. Siz ki ‘benim 12 Eylül ile siyasi hesaplaşmam bitmedi. 12 Eylül’ün demokratik laik rejime verdiği tahribatı giderinceye kadar Türkiye’de tam ve gerçek demokrasi kuruluncaya kadar, benim hesaplaşmam sürecek’ diyensiniz.
Biz, yani Cumhuriyet Halk Partisi’nin sizden sonraki kuşakları demokrasi mücadelesini Atatürk’ten, İsmet İnönü’den, Bülent Ecevit’ten ve sizlerden öğrendik. Sayın Genel Başkanım; dönemin ABD Başkanı Obama’ya 2009 yılında Türkiye’ye yaptığı ziyarette Türk halkını ve Türkiye modernleşmesini daha iyi tanıması ve anlaması için kendisine Sait Faik Abasıyanık ve Ahmet Hamdi Tanpınar kitaplarını hediye etmiştiniz. Hediye olarak bu iki kitabı seçmiş olmanız hediye edilme gerekçelerinin yanı sıra sizin entelektüel birikiminizi göstermesi açısından anlamlıydı.
Sözlerimi Obama’ya hediye ettiğiniz Tanpınar’ın ‘Huzur’ adlı romanından bir cümle ile tamamlamak istiyorum. Tanpınar romanında, romanın kahramanlarından İhsan’a şu cümleyi söyletir; ‘Fikre, sanata hiç karışmayacağız. Onları hür bırakacağız. Çünkü onlar hürriyet, mutlak hürriyet isterler.’ Sayın Genel Başkanım, huzurunuzda söz veriyorum; ülkemizde mutlak anlamda hürriyeti tesis edeceğiz. Ömrünüzü verdiğiniz demokrasi ve özgürlük mücadelesini tamamlayacağız. Bu duygularla size Allah’tan rahmet, sevgili eşiniz Olcay Baykal Hanımefendiye ve ailenizin tüm bireylerine, CHP ailesine sabır ve baş sağlığı diliyorum.”