Kahramanmaraşlı depremzede konuştu; “O ses kulaklarımızdan gitmiyor. Çocukları uçaklara zor bindirdim. Kulağımdan gitmiyor o ses. 50 yıl da 100 yıl da geçse ben unutamam onu. Orası yeniden yapılsa yine de unutamam” dedi.
Kahramanmaraş’ta depremde yıkılan evlerinden eşi ve 2 çocuğuyla son anda kurtulan Eshabil Demir (32), “O ses kulaklarımızdan gitmiyor. Çocukları uçaklara zor bindirdim. Otobüslere zaten bindiremiyoruz, ‘Baba sallanıyor’ diyorlar. Çok büyük bir ses oldu. Ben hayatımda böyle bir şey duymadım. Bir uğultuyla geldi sanki, garip bir sesti. Uykuya daldığımda o sesi duyuyorum halen. Kulağımdan gitmiyor o ses. 50 yıl da 100 yıl da geçse ben unutamam onu. Orası yeniden yapılsa yine de unutamam” dedi.
Kahramanmaraş merkezli 2 depremde evleri yıkılan depremzedelerden bazıları Edirne’ye gelerek yakınları ve yurtlara yerleşiyor. Mimar Sinan Spor Salonu’nda depremzedeler için oluşturulan ücretsiz market aracılığıyla ihtiyaçlarını karşılayanlar, tanıdıklarının yanına ya da kendileri için ayarlanan yurtlara yerleşiyor. Kahramanmaraş merkezden eşi ve 2 çocuğuyla gelen Eshabil Demir, deprem anındaki sesin halen kulaklarında olduğunu belirtti.
Eşi Nutiye Demir ile oğulları Eymen Miraç ve Hikmet Alp ile yardım merkezine, ihtiyaçlarını karşılamak için gelen Eshabil Demir, “Evimizde çatlaklar var, girilmeyecek durumda. Akrabalarımızın evleri yıkıldı hep. Anlatılmaz, çok zor bir durum. Allah kimsenin başına vermesin. Akrabalarımızdan 5-6 kişi enkaz altında kaldı. Türkiye’nin başı sağ olsun, diyecek bir şey yok, sözün bittiği yer. Bir haftadan beri oradaydık, yardımcı olduk. Enkazda eşe dosta yardım ettik. Artık çocukların psikolojisi bozuldu, mecbur buraya geldik. Düzeldikten sonra tekrar gideceğiz. Sağ olsun devletimiz bütün imkanları seferber etti. Herhangi bir sıkıntımız olmadı, yiyecek içecek açısından” ifadelerini kullandı.
‘ORASI BİZİM MEMLEKETİMİZ, DÖNECEĞİZ’
Her şeyin düzelmesinin ardından Kahramanmaraş’a geri dönmeyi planladıklarını belirten Demir, “Allah kimseye yaşatmasın. Biz şanslıydık, kurtulduk. Bu saatten sonra kendimizi toparlayacağız. Orası bizim memleketimiz, döneceğiz, yapacak bir şey yok. Allah devletimizden, asker ve polisimizden razı olsun. Kahramanmaraş’tan buraya gelene kadar yolda kimse 1 kuruş para almadı bizden” diye konuştu.
Deprem sırasında oluşan sesin de kulaklarından gitmediğini söyleyen Eshabil Demir, “O ses kulaklarımızdan gitmiyor. Çocukları uçaklara zor bindirdim. Otobüslere zaten bindiremiyoruz, ‘Baba sallanıyor’ diyorlar. Çok büyük bir ses oldu. Ben hayatımda böyle bir şey duymadım. Bir uğultuyla geldi sanki, garip bir sesti. Uykuya daldığımda o sesi duyuyorum halen. Kulağımdan gitmiyor o ses. 50 yıl da 100 yıl da geçse ben unutamam onu. Orası yeniden yapılsa yine de unutamam” dedi.
Eshabil Demir’in eşi Nutiye Demir ise yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. Demir, “Halen korkumuz devam ediyor. Halen deprem oluyor zannediyoruz. Biz sağız çok şükür ama her şeyimizi, evimizi, yurdumuzu orada bıraktık geldik. Allah kimsenin başına vermesin, düşmanımın başına vermesin. Hiç aklımıza gelmezdi bunları yaşayacağımız. Psikolojik olarak hepimiz çöktük. Halen aklımız orada. Tek temennim bir an önce bugünleri atlatıp bir an önce memleketimize geri dönmek. Hep bir yanımız eksik, orada kaldı” ifadelerini kullandı.
‘UFACIK BİR DELİKTEN ÇIKTIK’
Hatay’dan Edirne’ye eşi Kamber Bilmez, gelini Gökçe Bilmez, torunu Sıla Bilmez ve oğlu Onur Bilmez ile gelen Şerife Bilmez, “Deprem anında uyuyorduk, yatakta yakalandık. Evimiz yıkılacak gibi bir yanı gitti bir yanı duruyor. Bağırarak kendimizi dışarıya zor attık. Üstü kapalı pazar yeri vardı, orada barındık. Yatakta geldi, yataktan çıktık, tam ayakkabılarımızı giyiyorduk, tavanlar düştü kafamıza. Kendimiz aşağıya attık. Dış kapımızın arasında diğer binalar yıkılıydı. Orada küçük bir delikten çıktık. Yanımızda ve önümüzdeki tüm binalar yerle birdi. Komşularımın hepsi öldü. Ablamın oğulları halen enkaz altında, bulunamadılar. Diğer akrabalarımın da kimisi öldü, kimisi enkaz altında” diye konuştu.
‘YÜZÜME NE GELDİ BİLMİYORUM’
Bilmez’in ön lisans öğrencisi oğlu Onur Bilmez de gözü ve alnından aldığı yaralara rağmen binadan sağ kurtulmayı başardığını söyledi. Bilmez, “Evde 3 kişi kalıyorduk. Depremi hissedince hemen kalktım. Birbirimizi bulduk ve kapıdan çıkmaya çalıştık. O sırada ikinci sallanmada kolonlar falan düştü. Yüzüme ne geldiğini tam bilmiyorum. Bizim bina eski ama kolonları sağlamdı. Binamız halen duruyor ama oturulacak gibi değil. Deprem, hissedilemeyecek gibi değildi zaten. Dönme dolap gibi sallandık. Evlerimiz yapılırsa yine Hatay’a dönmek istiyoruz çünkü memleket unutulmaz, tarihi yer” dedi.
‘BUNUN KADAR ŞİDDETLİSİNİ DAHA ÖNCE GÖRMEDİM’
Malatya’dan gelen emekli öğretmen İhsan Şahin ise daha önce böyle bir deprem görmediğini söyledi. Şahin, “İlk depremde evdeydik dışarı çıktık. 6 saat sonra ikinci depremde ev yıkılmadı ama merdivenlerin falan yıkıldığını gördük. Deprem durduktan sonra çıkabildik zaten. Beşik gibi sallandığı için o an çıkamadık. Deprem durunca üstümüze alabildiklerimizi alıp çıktık. Ben önceden çok deprem gördüm, bunun kadar şiddetlisini görmedim. Ev altımızdan gidip geliyordu” ifadelerini kullandı.