Kırkpınar Stadı’nın taşınabileceğini kaydeden Kurtişoğlu, “O alan, sit alanı olduğundan, yeniden bir inşa da söz konusu olamayacağından Kırkpınar güreşlerine yakışır vaziyette başka bir alana inşa edilmesi gerekir” dedi.
Edirne’de, Kasım ayında Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Başkanlığı’na devredilen Edirne Sarayı kazı çalışmaları, yaklaşık 1200 dönümlük alanda devam ediyor. Kazı sürerken, bir yandan da sarayın sınırlarındaki, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesindeki Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin de yapıldığı Has Bahçe’nin akıbeti merak ediliyor. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi Gülay Apa Kurtişoğlu, konuya ilişkin, Edirne Sarayı içindeki Has Bahçe’nin korumaya alınması gerektiğini belirtti.
Doç. Dr. Kurtişoğlu, Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi Er Meydanı’nın da olduğu Has Bahçe bölgesinin birçok veriyi barındırdığını belirterek, “Has Bahçe, doğal bir orman alanı değil. Saray’a bağlı inşa edilerek oluşturulmuş bir orman sahası. Padişahların da yoğun olarak hem av için hem de dinlenmek için kullandığı, içerisinde endemik bitkileri olan, aromatik bitkileri olan bir alan. Kırkpınar Yağlı Güreşleri düşünüldüğü zaman, bizim kültürümüzün çok önemli bir parçası.
Hak ettiği değerdeki stadyum burası olmaması gerekir. O alan, sit alanı olduğu için oraya yeniden bir inşa da söz konusu olamayacağından Kırkpınar güreşlerine yakışır vaziyette başka bir alana, yılın 365 günü kullanılabilecek, içerisinde geniş spor tesislerinin bulunduğu, belki uluslararası bir spor okulunu da bulunduran, daha modern, daha güzel, Kırkpınar güreşlerine yakışır bir stadyumun başka bir alana inşa edilmesi gerekir” diye konuştu.
‘STADYUMUN KALDIRILMASI SADECE BUGÜNÜN GÜNDEMİ DEĞİL’
Sarayın sınırlarındaki Tavuk Ormanı ve Has Bahçe’de henüz kazı çalışması olmadığını, buna en büyük engelin Kırkpınar Er Meydanı olduğunu belirten Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Veysi Akın ise “Türk güreşinde yağlı güreşler önemli. Bugün Türkiye’nin muhtelif yerlerinde de bu yağlı güreşlerin olduğunu biliyoruz. Belki en az Kırkpınar tarihi kadar daha derin olan bölgelerde de yapılıyor. Ama Kırkpınar’ın bütün bunların üzerinde bir önemi var. O halde ne yapmalıyız? Buradaki stadyumun kaldırılması meselesi sadece bugünün gündemi değil. Geçmişte de sosyal medyada ve gündemde tartışıldı. Bunların üzerine akademisyenler de muhtelif görüşlerini sundular. Nasıl bugün Saray ile ilgili bölge koruma altına alındıysa, Tavuk Ormanı ve Has Bahçe’nin bulunduğu alanın da koruma altına alınması lazım” dedi.
‘GÜREŞ ALANI ŞEHRİN DIŞINA ÇIKARILABİLİR’
Kırkpınar Güreşleri alanının bir miktar şehrin dışına çıkarılabileceğini belirten Akın, “Güreşler mutlaka devam edecek ama bu halinden ziyade Osmanlı coğrafyasının bütünlüğü içinde yağlı güreşlerin yapıldığı, özellikle Balkanlar, mesela Deliorman bölgesi bizim tarihi pehlivanlarımızın çıktığı alanlardır, buraların da içerisine müdahil edildiği, uluslararası bir güreş haline getirilmesi gerekiyor. Bunun yapılabilmesi için de biraz daha şehrin dışına taşınmalı. Çünkü orada 3-4 gün içinde otopark sıkıntıları da yaşanıyor. Belki de Tunca Nehri’nin sağ tarafındaki alana, yani tarihi Kırkpınar’ın ilk çıkış meydanı olan Çirmen bölgesine daha yakın bir alanda bir devlet arazisi bulunursa burada kompleks bir tesis yapılabilir. İçinde pehlivanların soyunda odalarının, 365 gün antrenmanlarının yapılacağı yerler olabilir” diye konuştu.
‘ER MEYDANI YERİNE PANORAMİK BİR MÜZE YAPILABİLİR’
Sarayiçi’ndeki er meydanının kaldırılması halinde yerine müze yapılabileceğini ifade eden Akın, “Bu alanı kaldırdığınız zaman burada ne yapabiliriz? Balkan Savaşları açısından baktığımız zaman burada tarihi savaşlar yaşandı. 1878’de buradaki milli saraylardaki cephanelik bombalandı. En büyük tahribat orada yer aldı. Balkan Savaşları’nda da Bulgarlar şehri ele geçirdikten sonra bugünkü Has Bahçe’nin bulunduğu alanda esirlerimizi tuttular.
Bizim orada önemli sayıda açlıktan ölenler ve şehitlerimiz var. Bugün yüzeysel kazılar yapsak orada mutlaka şehitlerimizin kemikleri çıkacak. Nehrin öbür tarafında zaten küçük bir alanda Balkan Şehitliği olarak bilinen bir yerimiz var. Dolayısıyla burada hem Balkan Savaşları’nı hem de tarihteki savaşlarımızı andıracak olan panoramik bir müze yapılabilir. Ayrıca padişahların buraya gelip avlandıkları dönemle ilgili heykeller de yapılabilir. Bu alanın bu şekilde değerlendirilmesi Edirne’miz için en iyi seçenek olur diye düşünüyorum” dedi.
‘EDİRNE SARAYI’NA OLASI ZARARLARINDAN ARINDIRILMASI AKLİ OLACAKTIR’
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Yavuz Güner ise Has Bahçe’nin üzerinde yükselen Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı alanın kaldırılıp başka bir bölgeye taşınmasının uzun zamandır dile getirildiğini söyleyerek, “Kırkpınar, fevkalade önemli bir kültürel unsur, aynı Edirne Yeni Sarayı gibi. Ama şunu unutmamak gerekir; Kırkpınar, UNESCO tarafından da Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi’ne alındı. Aslında Kırkpınar bir kavramsal oluş halidir. Yani fiziksel alan üzerinden onu tanımlamanın mümkünatı yok.
Pehlivanlık kavramının korunması esastır. Dolayısıyla bugün Has Bahçe’de yapılıyor olması, aslında Cumhuriyetin ilk yıllarında tarihte söz edilen Kırkpınar alanının sınır dışında kalmasıyla ilintili bir hadise. Kırkpınar, bildiğim kadarıyla 1924’ten beri Has Bahçe’de yapılıyor. 100 yıla yakın bir süredir burada hizmet ediyor oluşu tarihsel bir olgudur. Ancak somut olmayan bir kültür mirası olması sebebiyle Edirne Yeni Sarayı’na olası zararlarından arındırmak akli olacaktır. Biz bunu uzun zamandır kendi meslek çerçevemizde, kendi bakış açımızla dile getiriyoruz” ifadelerini kullandı.