Ali Koç, “Bu ligi Covid durduramamış, Erden Timur mu durduracak? Bu seviyede değil ama biz de amatörce işler yaptık, ilk geldiğimizde heyecanla, oradan buradan… Bu acemiliğin, amatörlüğün getirdiği bir söylem. Şuursuzca söylenmiş ama arkasında durulamayan söylemler” dedi.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. 1907 Tribünündeki toplantıya yönetim kurulu üyeleri ile Yüksek Divan Kurulu Başkanı Uğur Dündar katıldı.
Ali Koç’un açıklamaları şöyle:
“Dikkat edenler olmuştur, benim son zamanlarda 3 defa; biri 5 Kasım’da, biri 24 Kasım’da, biri de 28 Kasım’da olmak üzere -bunlardan biri Yüksek Divan Kurulumuzda, diğeri Kulüpler Birliği Vakfı toplantısından sonra, üçüncüsü de Galatasaray ile oynadığımız lig maçından sonra MHK ile ilgili yine hakemlik müessesi ile- ilgili bazı söylemlerim olmuştu. Burada federasyonun kronikleşmiş hakem sıkıntısını gidermek için samimi bir şekilde çalıştığını, yeni metodolojiler getirdiğini dile getirmiştik. Biliyorsunuz sınavlar kaldırılmıştı.
Testleri yeniden uygulamaya başladığını, yeni testler getirdiğini, bir dönüşüm içerisinde olduğunu, bir kişinin iki dudağı arasında önemli kararların alınmaması için yapısal değişikliğe gidildiğini ve çok önemli dönüşüm sürecinde olduğunu ancak bu sürecin başarılı olması için de özellikle hakem camiasının, MHK’nın aynı yolda yürümesi gerektiğini ama Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bu konuda ciddi şüphelerimiz, endişelerimiz olduğunu, hoşumuza gitmeyen kokular aldığımızı dile getirmiştik.”
DÜN AKŞAM YAŞANANLAR SADECE İKİ TAKIMI İLGİLENDİRMİYOR
Dün geceki maçtan sonra endişelerimizin zirve yapması, tavan yapması bizleri de son derece rahatsız etmiştir. Dün gece oynanan maç bir hakem hatası yüzünden bir takıma avantaj sağlandığı, bir takıma dezavantaj sağlandığı değil, şampiyonluk yarışında olan diğer takımlara da dezavantaj sağlandığını veya Sivasspor’un Avrupa ise Avrupa, ligde kalma ise ligde kalma, neticesinde hangi kulvarda yarışacaksa sezon sonuna doğru onların rakipleri açısından da avantaj, dezavantaj sağladı. Kısacası bunun sadece iki takımı ilgilendiren bir konu olmadığının altını çizerek ifade etmek istiyorum.
“ZORLUK DERECESİ YÜKSEK BİR MAÇA BU YAN HAKEMİN ATANMASI ASLINDA HALİL UMUT MELER’E DE HAKSIZLIK
Maça geleceğiz. Önce kötü kokular alıyoruz, demiştik. Bazı tuhaf konulara değinmek istiyorum. Geçen hafta bir açıklama yapmıştık, Trabzonspor-Fenerbahçe maçından önce. Oraya atanan yardımcı hakem Serkan Çimen hakkında, rahatsızlığımızı, endişemizi gündeme getirmiştik. Maçın skorunda kesinlikle hakem etkisi olmadığının altını çizmek istiyorum. Evet bir gol yedik, ofsayt denebilir ama biz o maçta kazanmayı hak edecek futbol oynamadık. Bunun altını çizmek istiyorum. Zaman zaman iyi top oynamayabilirsiniz ama bu hakkınız yenecek demek, değildir.
Bu maç özelinde hakem konusuna değinmek için bu konuyu açmak istemiyorum. MHK’nin tuhaflıklarını size birkaç örnekle göstereceğim. Türkiye’de 46 yardımcı hakem var. Bizler, sizler bu işin dışındasınız. Sizler bizden de bu işin daha dışındasınız çünkü yapılan iddiaları araştırmadığınız için içine giremiyorsunuz ama bu işin içinde olan insanlara sorsanız bu kadar zorluk derecesi yüksek bir maça hangi yan hakem atanmamalı diye, ilk isim bu çıkar.
Yaptığımız açıklamadaki sebeplerden dolayı. Niye bu atama yapıldı, diyoruz? Yapay zeka deniyor. Ona da geleceğim. Hakemlik ciddi bir ekip işi. Bu yapay zekayla da eskiden alıştığımız triolar bozulmaya başlandı. Doğru da olabilir, yanlışta olabilir. Ben net bir şey söyleyemiyorum. Çok yeni ancak bu bir ekip işi olduğunu için ve zorluk derecesi bu kadar yüksek bir maçta orta hakem Halil Umut Meler, 2017’ye kadar gittik, bulamadık. Daha önce ne zaman bu ikili maç yönetmişler, diye. Bulamadık. Bu kadar zorluk derecesi yüksek bir maça bu yan hakemin atanması aslında Halil Umut Meler’e de haksızlık. Dediğim gibi sonuçta bu ekip işi.”
“YAPAY ZEKA SONUCUNDA ATANDI DERSENİZ, BUNA KİMSE İNANMAZ”
Beşiktaş-Adana Demirspor maçı oynandı, ben seyredemedim. Bu konuda bir hakem etkisi var mı, yok mu tam bilmiyorum. Çok yüksek sesle söylenen bir şey yok ama biliyorsunuz geçen sezon müthiş sıkıntılı bir maç vardı. Kimin haklı olup olmadığı hiç önemli değil, burada ama Adana Demirspor cephesinden ciddi bir şekilde tepkiler ve reaksiyonlar verildi. Ortam fazlasıyla gerildi.
Ve bu maçtan sonra ilk defa iki takım arasında oynanan maça aynı hakem triosunun atanmasını nasıl açıklanabileceğini biz bilemiyoruz. Sorduğumuz zaman Adana Demirspor da bilmiyor. Hele trioların biraz evvel ifade ettiğim gibi dağıtıldığı bir ortamda ‘hani sen böyle bir tepki gösterdin al sana aynı hakemler’ mi demek isteniyor ama bunun yapay zeka sonucunda atandı derseniz, buna kimse inanmaz. En azından biz inanmıyoruz.
“MHK, FEDERASYONU YAPAY ZEKA ADIYLA UYUTUYOR”
Özgür Ertem, Hatay-Giresunspor maçına yardımcı hakemi olarak atanıyor. Sonra öğreniyoruz ki bu hakem ne testlere katılmış ne seminerlere katılmış; dolayısıyla mevzuata göre de hiçbir maça verilmemesi gerekirken bu atama yapılıyor. Buna da yapay zeka diyebilirsiniz ama yapay zeka bilmiyor ki, bu adamın teste, seminere girip, girmediğini. Aslında MHK, federasyonu yapay zeka adıyla uyutuyor.”
“ERKAN ZENGİN DİYE BİR HAKEM VAR, SÜPER LİG’DE BİR MAÇINI BULAMADIK”
Yaşar Kemal Uğurlu… Biz geçen hafta federasyona gittik. Bize çok güzel sunum yaptılar. Bu sunumda 41 ayrı kriter var. Bu kriterlerle nasıl hakemlerin atamada kullanıldığını gösterdiler. Bu kriterlerden biri 5 numaralı kriter. Diyor ki; ‘Hakem-takım ilişkisi.’ Biz de bu kriteri enteresan bulduk. Çok da beyana dayalı olduğu için inandırıcı bulmadık. ‘Hakem bir takım müsabakasında görevlendirilmek istemiyor ise’ yani bir hakem x takımın maçında görevlendirilmek istemiyorsa, ‘O takımın hiçbir müsabakasında görevlendirmez’ ifadesi var. Bunun içi ne dedik, örnek verdiler. Örneklerden bir tanesi, bir hakemimiz Alanya’da ihale mi almış, inşaat mı yapıyormuş. ‘Alanya maçına vermeyin’ demiş. Diğer örnek Erce ve Arda Kardeşler. Kardeş oldukları için bu örnek verildi.
Üçüncü örnek de, Yaşar Kemal Uğurlu. ‘Adana Demirspor ve Trabzon maçlarına beni atamayın, atanmak istemiyorum’ bilgisi verildi. Bu bize biraz garip geldi. Biz bu konuyu soruşturduk, Yaşar Kemal Uğurlu’nun öyle bir ifadesi, talebi, isteği veya sisteme bilgi girişi yok. Diğer bir deyişle, bu hakem hakkında bu sisteme giren bilgileri kendi girmiyor, başkası giriyor. Ben bu yeni çıkan yönetmelikle ilgili federasyona geçen hafta yaptığımız ziyarette bu konuyu gündeme getirdim. ‘Böyle bir şey var, biliyor musunuz, Sayın Başkan?’ dedim. ‘Biliyoruz’, dedi. Dolayısıyla onlar da biliyorlar. ‘Ne yapacaksınız’ dedik. ‘Bu kriteri kaldıracağız’ dedi. Kriteri kaldırın o sizin bileceğiniz işte, sizin yapmanız gereken; kim, niçin, nasıl başkası hakkında gerçek olmayan aldatıcı bilgiyi sisteme giriyor, girebiliyor.
Yakın zamanda FIFA listeleri çıktı. Burada da tuhaflıklar var. Sen benim sırtımı sıvazla, ben senin sırtını sıvazlayayım tarzı bir ortam mı var, anlayamıyoruz. Adını da koyamıyoruz. Erkan Zengin diye bir hakem var. Orta hakem olarak Süper Lig’de bir maçını bulamadık. Kayserispor-Galatasaray maçında vahim bir hata yapıyor. Uzun süre maç alamıyor. Ancak bu arkadaşımız FIFA VAR listesine alınıyor. Süper Lig’de maçı yok, en azından bizim bulabildiğimiz maçı yok, cezalandırılıyor. Sonrasında da FIFA VAR listesine alınıyor.”
“ERKAN ÖZDAMAR’IN ASKERLİKLE İLGİLİ ÇÜRÜK RAPOR OLAYI VAR. PEKİ NASIL HAKEM OLUYOR, SORUSUNUN AÇIKLAMASI YOK”
“Erkan Özdamar, dünkü maçın hakemi. Askerlikle ilgili çürük rapor olayı var. Fiziken birinin askere gitmesine engel durumu var ise ki bu olabilir. Nasıl hakem oluyor, sorusunun açıklaması yok. Dün 12 km’nin üzerinde koştu. Futbolcu için bile 12 km iyi bir rakam, bırakın hakemi. Orada bir muamma var. Bu arkadaşımız sezon başındaki atletik testi geçemiyor. Sebebinin sakatlık olduğu ifade ediliyor. Sakat mı, testi mi geçemiyor bilemiyorum ama son dönemlerde Süper Lig hakemlerinin testleri geçememesi, o kadar sık rastladığımız bir olay ki, fakat 6. haftada ilk maçını alıyor.
6-8-10 ve 13. haftalarda maç aldıktan sonra yani bütün sezon 4 maç yönettikten sonra FIFA listesine alınıyor. Bugüne kadar tahammülde hiç böyle bir şey görülmemiş. Ne oluyor, MHK’deki arkadaşlar bazı sevdikleri veya yönlendirebilecekleri hakemleri önemi çıkarıyor, diğerleri geride mi kalıyor. Tam emin değilim. Yalnız bu hakem bu sezon 4 maç yönettikten sonra FIFA listesine alınıyor. Ben bunu niye anlatıyorum? Sistemdeki garipler, tuhaflıklar…Dünkü maça daha gelmedim. Dünkü maç büyük resimde büyük bir nokta. Bunu birazdan anlatacağım.”
“HAKSIZ YERE HAKEMLERİN ÖDÜLLENDİRİLMESİ DİĞER HAKEMLERE BİLİNÇALTINDA MESAJ VERİR”
“Bilinçaltı meselesi var. Bu yıllardır hakem camiasında olur. Nasıl olur, bilinçaltı. X hakem bir takımın maçında vahim hata yapar, sen o hakemi cezalandırmazsın maç verirsin, diğer hakemlere mesaj. ‘Bu maçta hata yapmak aslında cezalandırılacak bir konu değil’ Veya tam tersi de olabilir. Haksız yere hakemlerin ödüllendirilmesi diğer hakemlere bilinçaltında mesaj verir.”
“ATİLLA KARAOĞLAN N’KOUDOU’YU ATAMIYOR”
“Birkaç gün evvel Atilla Karaoğlan N’Koudou’yu atmıyor. Atmıyor değil, atamıyor. Bunun da söz konusu takımlarla hiçbir alakası yok. Bilinçaltında atamıyor. VAR’a çağrılıyor, yine atamıyor ama istisnasız bütün otoriteler kırmızı kart olduğunu ifade ediyor. Burada bir Ali Palabıyık, bir Yasin Kol etkisi var. Bilinçaltının kirletilmesi etkisi var. Ali Palabıyık bir maçta hata yapıyor, Galatasaray maçında.”
“HAKEM PERFORMANSLARIYLA İLGİLİ CEZALARINIZDA EŞİT DAVRANMAZSANIZ, BİLİNÇALTLARI KİRLENİR”
Tahammüllerin veya şu anki sistemin aksine çok uzun süre maç alamıyor. O hata da tartışılır. Siyahla beyaz bir hata değil. Yasin Kol ikinci hafta Alanya-Beşiktaş maçında, sıkıntılı bir maç. Orada da bir soru işareti sarı karttan dolayı sıkıntı var deniliyor. Topu topuna bu sezon 3 maç alıyor. Ben bir adım daha öteye gideyim, belki bu söylediklerimden dolayı karar değişecektir.
Bu arkadaşın hakemliği devre arasında bitirilecek. Süper Lig hakemliği. Kendisi alt klasmanda devam eder, etmez, bilmiyorum. Bu şekilde siz bir hakemin hakemliğini bitirmeyi daha bitirmeden bu algıyı, intibayı hakem müessesinde yayar iseniz ondan sonra Atilla Karaoğlan’ın yaptığı gibi başka durumlarla da karşı karşıya kalabilirsiniz. Çünkü hakemler biliyor ki, çok yakında en azından onlara pompalanan algı, Yasin Kol’un Süper Lig hakemliği bitecek. Veya Ali Palabıyık niye haftalarca maç almadı.
Ben büyük takım küçük takım söylemini sevmiyorum. Özgül ağrılığı olan, bağırıp çağıran ses getirme gücü olabilecek hakemler ve takımların maçlarında hata yapıldığı zaman siz bu kadar ağır ceza verirseniz, ağır ceza vermeyin demiyorum ama diğer maçlarda herkesin radarında olmayan gazetelerde küçük küçük haber olarak geçen maçlarda yaşanan çok vahim hatalarla ilgili siz hakemleri cezalandırmazsanız veya daha az cezalandırırsanız, Yani hakem performanslarıyla ilgili cezalarınızda eşit davranmazsanız bu bilinçaltları oluşur ve kirlenir.”
“MHK BAŞKANININ İKİ DUDAĞININ ARASINDA HAKEM ATAMALARININ YAPILMASINA DİBİNE KADAR KARŞIYIZ”
“Yapay zeka. Bana sorarsanız Merkez Hakem Kurulu (MHK) yapay zeka ile federasyonu ve bizleri uyutuyor. Yapay zeka tıpkı VAR gibi… O da bir teknoloji. İçine ne koyarsan, nasıl kullanırsan o şekilde performans sağlar. VAR ülkemize geldi ama sonuçta VAR’ı kullanan insan. İnsanın niyeti iyi olmazsa, kapasitesi, kabiliyeti, liyakatı veya niyeti yerinde olmazsa teknoloji bir yere kadar fayda sağlar. Zarar sağlamaya başlar. Federasyonun bu girişimini şahsen destekliyorum. Neden? Biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bir MHK başkanının iki dudağının arasında hakem atamalarının yapılmasına dibine kadar karşıyız. Bugüne kadar da böyle oldu.
Böyle olunca dış etkenlere son derece açık bir durum ortaya çıkıyor. Ben bizzat biliyorum başkanların federasyondaki yakın insanlarını arayıp hakem atamalarına etki ettiklerini: ‘Şunu atayın, bunu atamayın.’ Bir nebze oraya da hak veriyorum. Biz bu topa hiçbir zaman girmedik. Her zaman bunu söylüyorum, açık açık konuşabilirim. Bazen bu haksız düzenin içinde kendini koruma refleksiyle yapılmış bir şey, bazen de açık açık fayda sağlamak için yapılan bir şey. Ama yapay zeka konusunda böyle bir sistem oturtulursa bunun önüne geçilebileceğine inandığımız için arkasındayız.”
“HAKEMLİK MÜESSESESİNİN BU NOKTAYA GELMESİNDE ANA FAKTÖRLER OLAN BAZI İSİMLERLE BU DÖNÜŞÜMÜ FALAN YAPAMAZSINIZ”
“25-30 yıllık kronikleşmiş hakem sorunlarını bir federasyon 4-5 ayda gideremez. Ama bu kadar büyük bir dönüşüm, devrim yapmaya çalışan federasyona da şunu söylemek istiyorum; ‘Eski, köhnemiş, bu düzenin bu hale gelmesinde ana aktörler olan insanlarla bu dönüşümü yapamazsınız. Siz bunların tekerine çomak sokuyorsunuz.’ Belki onlar yapay zekanın muvaffak olmasını istemiyor çünkü onların kıymeti azalacak. İşi bu açıdan da ele almanız lazım. Ama yapay zeka göz göre göre, kör göze parmak atamalar -birkaçını biraz evvel söyledim- ve uygulamalarla ‘ne yapalım bunu da yapay zeka istiyor’ diyerek bir yere gidemeyiz çünkü yapay zekanın da dürüstlüğü ve verimliliği sorgulanabilir hale geliyor.
Sen yapay zekaya beşinci kritere X hakemle ilgili şu maçları almak istemiyor diye koyup o hakemin haberi yoksa ne kadar yapay zekaya inanabiliriz. 46 tane yardımcı hakem arasında bir tane varsa o maça atanmayanı sen listeden çıkarmazsan yapay zeka nasıl onu listeden çıkaracak? Çıkarmazsan bu olur. Sonra trioları bozup, ‘Yapay zeka böyle istiyor.’ deyip Beşiktaş-Adana Demirspor maçına birebir geçen sezon olaylı maçtaki üçlüyü atarsan ‘Dur bakayım arkadaş, ne oluyor?’ der insan. Veya hiç maç almaması gereken kişiyi atayıp ‘Yapay zeka böyle istiyor.’ diyemezsin. Yapay zeka o hakemin seminere girmediğini, teste girmediğini bilemez ki. Sayın Büyükekşi’ye de söylüyorum, ‘Niyetinizden şüphemiz yok. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak hala sizi destekliyoruz.
Çok zor bir görevi aldınız, kısa vadede çok şey yapmak istiyorsunuz. Sevabınız günahınızdan çok daha fazla ancak bu gidişata dün yaşananlarla ilgili ve şu anlattıklarım tarzı olaylarla -siz benden daha fazlasını biliyorsunuz- ağır, radikal kararlar almazsanız siz de bu tiyatronun, bu oyunun bir parçasısınızdır. Niyetinizi sorgulamaya başlarız. Bu insanlar göz göre göre size defalarca toplantılarda da pek çok başkanın ifade ettiği gibi bu ikazı almazsanız o zaman deriz ki, ‘Siz de temiz futbol istemiyorsunuz, adalet aramıyorsunuz.’ diye sorgulamaya başlarız. Ancak niyetinizle ilgili şüphem hiç yok. Hakemlik müessesesinin bu noktaya gelmesinde ana faktörler olan bazı isimlerle siz bu dönüşümü falan yapamazsınız. Bunu da Fenerbahçe Spor Kulübü olarak son defa ifade etmek istiyoruz.”
“İSİMLER DEĞİŞİYOR, HER ŞEY DEĞİŞİYOR ANCAK BU YAŞANANLAR DEĞİŞMİYOR”
“Bugün sistemde yeterince kalifiye hakem yoksa bu adamlar hakem eğitmediği, hakem eğitimine önem vermediği için. Küçük bir çemberde işler yürüsün, kayırdıklarımızı öne çıkaralım, beğenmediklerimizi veya kontrol edemeyeceklerimizi sistem dışında bırakalım zihniyetinde oldukları için. Niye yeterince hakem yok? Bu adamlar yüzünden. Sadece bugünkü MHK Başkanını demiyorum. İsimler değişiyor, her şey değişiyor ancak bu yaşananlar değişmiyor, daha da kötüye gidiyor.”
“NİZAMİ BİR GOL İPTAL EDİLDİ, KİMSE SEBEBİNİ BİLMİYOR”
“Gelelim dünkü maça. Nizami bir gol iptal edildi. Kimse sebebini bilmiyor. Dünkü olayı Türk futbolunun geleceği açısından çok büyük bir fırsat, büyük bir fayda, belki de mihenk taşı olacak Allah’ın nimeti bir olay olarak ele almak istiyorum. Daha 16.haftadayız, bunu düzeltebilecek vaktimiz var. Şampiyonluk potası olsun, Avrupa potası olsun, düşme potası olsun bunu minimum etkiye getirecek zamanımız var. Dünkü olaydan ders alıp gerekli adımları atabilirsek.
Sayın Erden Timur ‘çok yaygara kopartılıyor, kıyamet kopartılıyor’ gibi bir laf etti. Evet kopartılıyor ama bu öyle böyle bir olay değil. ‘Size ne oluyor?’ da diyemezsiniz Fenerbahçe’ye çünkü biz de yarışın içerisindeyiz. Herkesi etkileyen bir olay bu. Biz buraya sırf bu olay için çıkmadık. Kasım ayında 3 defa sıkıntı var, MHK’den koku alıyoruz dedik ve dünkü olaylar yaşandığı için bugün buradayız. Dolayısıyla kıyamet kopuyorsa bir sebebi var. Herhangi bir hakem hatası değil. Öyle bir olay ki belki de durum, nefes alıp futbol dışında unsurlar var mı diye bakmak gerekiyor.”
“NE HAKEM HATASI, BU MEMLEKET MESELESİ”
“Yıllar önce Aziz Yıldırım ‘Ne şikesi memleket elden gidiyor.’ demişti. Ben benzer bir şey söylemek istiyorum, ‘Ne hakem hatası, bu memleket meselesi.’ Ya bahis işi var işin içinde, onu bile düşünmeliyiz. Seçim arefesindeyiz, kaosa sürükleme gibi düşünceler olabilir. Bunlara da bakılması lazım. Dün gece göz göre göre böyle bir olay yaşandı. Bu masum, futbolun içinde olan bir olay olarak kesinlikle ele alabileceğimiz bir hata değil. Bu hata değil zaten.”
“İSTİSNASIZ KİMSE BİLMİYOR”
“Ben söyleyeyim Sayın Erden Timur neden millet kıyamet koparıyor. Bugüne kadar Türk futbolunda iptal edilen bir golün sebebini kimsenin bilmediği bir olay yaşandı mı? İstisnasız kimse bilmiyor. Eski hakemler, futbolcular, yorumcular, muhabirler, köşe yazarları… Bir iki tane bana göre şaibeli, gazeteci meslektaşınız diyemeyeceğim, olaya takımdaşlık gözüyle bakıp köşe yazılarında olaya değinmemişler bile maçı yazarken, onları bir yere koyuyorum haricinde kimse bilmiyor. Böyle bir olay yaşanmadı. Ucundan, orasından, burasından bir kulp takılırdı; şu oldu, bu oldu…
VAR hayatımıza gireli 4 sezon oldu. VAR hayatımıza girdiğinden beri ofsayttan dolayı iptal edilen veya ofsayt şüphesi olmasına rağmen verilen gollerde çizginin çizilmediği oldu mu? Yanlış veya yamuk çizildiği oldu. Çizemediler çizgiyi. Orta hakem VAR’a gitti faul şüphesiyle, ofsaytla geri döndü. Emin misiniz? diye sorabilirsiniz. Sivasspor cephesiyle konuştum, hakem onlara ofsayt için iptal ettiğini söylemiş. Şöyle bir iddia var; çizgi yanlış çizildi, yanlış çizildiği anlaşıldıktan sonra geri dönüş olamadı. Böyle de bir iddia var. Böyle bir şey varsa zaten maçın tekrar edilmesi gerekir; kural olarak değil, vicdan olarak.”
“DÜNKÜ MAÇTA YAŞANAN OLAY HERHANGİ BİR OLAY DEĞİL. DOLAYISIYLA NE CEZA VERİLECEK, NE ÖNLEM ALINACAK BEKLİYORUZ”
“Hangi maçta bu kadar uzun süre inceleme oldu? Bizim birkaç maçımız vardı, biri Göztepe’deydi. Penaltıyı kurtardık, dönen toptan golü attık sonra penaltıyı tekrarladılar, 4 küsür dakikaydı. Aleyhimize çıkan konulardı bunlar. 5 dakika pozisyon incelendi. Hakemin vücut lisanına bakın adını koyamıyor. Bugüne kadar hangi VAR incelemesinde hakemin kaleme benzeyen bir objeyle bir şeyler yaptığını, pozisyonu incelemeye çalıştığını gördük? Dolayısıyla dünkü maçta yaşanan olay herhangi bir olay değil. Yaygara koparılmayı sonuna kadar hak eden bir olay çünkü biz böyle bir olay yaşamak istemiyoruz bir daha. Hakem hataları olacaktır ama böylesi başka seviyede. Dolayısıyla ne ceza verilecek, ne önlem alınacak, ne radikal kararlar verilecek bekliyoruz.”
“YAPILANLAR KULÜPLERİ BİRBİRİNE DÜŞÜRECEK EN ÇOK BİRLİĞE İHTİYACIMIZ OLAN BİR DÖNEMDEN GEÇERKEN”
“Biz şuursuzca altından kalkılmayacak iddialar yapan bir kulüp değiliz. Bir iddia yaparsak arkasında dururuz. Dolayısıyla biz tespitte bulunuyoruz. Bu tespitlerime yanlış diyen varsa da soru cevap kısmında sizden özellikle rica ediyorum, beni sonuna kadar zorlayın. Çanak soru olmaz bizde. Biraz evvelki basın toplantısında Galatasaray neredeyse mağdur oluyordu.
Hiçbir kulübü de hedef almak istemiyorum çünkü bu yapılanlar kulüpleri birbirine düşürecek en çok birliğe ihtiyacımız olan bir dönemden geçerken. Bir gün evvelki maçta da fahiş hatalar oldu. Neden konuşmuyoruz? Çünkü radarda değildi o kadar. Alanyaspor-Kayserispor maçında yaşananlar olacak gibi değildi. Seyretmedim maçı, yorumları izleyince özetlere baktım. Kayserispor başkanı da isyanlarda. Dolayısıyla futbol dışı unsurlara da bakmak lazım. Bu bizi birbirimize düşürecek. Biz başkanlar olgun insanlarız, asgari müşterekte buluşabiliyoruz ama sokaktaki insanları düşünün.”
“KAMUOYUNUN VİCDANINI TATMİN EDECEK, SORU İŞARETLERİNİ GİDERECEK VE BU İŞİ TÜRK FUTBOLUNDA BİR MİHENK TAŞI OLARAK GÖREN BİR YAKLAŞIM OLURSA İNANIN HEPİMİZ BU İŞTEN KAZANIRIZ”
“Sivasspor başkanını ve hocasını tebrik ediyorum. Evet, bu haksızlık pek çok kulübü ilgilendiriyor ama en ağır mağdur olan taraf Sivasspor. Dünkü açıklamalarına büyük saygı duyuyorum. Çok daha fazla şey söyleyebilirlerdi ama son derece olgun davrandılar ve dediler ki, ‘Biz federasyondan açıklama istiyoruz.’ Hepimiz istiyoruz. Bugün Galatasaray da istediğini söyledi. Hepimiz istiyoruz. Bizim her yerde elimiz yok. Daha önce hiçbir zaman VAR kayıtları da bize verilmedi ama onlar da açıklama istiyorlar. Dolayısıyla inşallah kamuoyunun vicdanını tatmin edecek, soru işaretlerini giderecek ve bu işi bir milat olarak görüp Türk futbolunda bir mihenk taşı olarak gören bir yaklaşım olursa inanın hepimiz bu işten kazanırız. Bunu büyük bir fırsat olarak görüyorum doğruyu bulmak adına. Şu ana kadar niyetinden şüphe etmediğim federasyonun gerçek anlamda niyetini bu noktada inşallah göreceğiz.”
“FEDERASYONUMUZ İYİ NİYETLİ AMA ÇOK TECRÜBELİ DEĞİL”
“Bu yepyeni bir sistem. Bu sistemi koymaya cüret etmek bile federasyonun iyi niyetini gösteriyor çünkü onlar da istemiyor. Bakın, federasyonlar değişiyor, başkanlar değişiyor, hocalar değişmiyor, tek değişmeyen oradaki isimler. Dolayısıyla federasyonumuz iyi niyetli ama çok tecrübeli değil. Fakat getirmek istediği sistem doğru işlediği takdirde çok fayda sağlayacağını ve kötü niyetli insanlardan en azından futbolu mümkün olduğu kadar izole edeceğine inanıyorum. Ama daha 15 hafta oynanmış. Yapay zeka ne zaman çok meyve verir? Ne kadar çok data varsa o kadar daha iyi çalışır.
Bizim şüphemiz, içeri konan datalar manipüle ediliyor. Az önce örneklerini verdim. Lütfen araştırın. X hoca, Özgür Ertem hakikaten sınavlara girmedi mi? Araştırın. Burada kriterler var. Puanlama ağırlıkları doğru mu bilemeyiz. Bize anlattılar, düğmeye bastılar, hakem çıktı. Yan hakemleri göstermediler bize, ‘VAR’la atıyoruz’ diyorlar. Ama onu görmedik. Neden göstermediler onu bilmiyorum. Dolayısıyla niyet iyi, yeni bir sistem uygulanmak isteniyor, desteklemeliyiz. Ama yapay zeka diye de Allah’ın emri her şeyi doğru biliyor diye bir şey yok, az evvel gösterdim. Kamuoyu bilgilendirmesinde büyük fayda var. Sayın başkan sık sık basınla bir araya geliyor. Sizlerin de bilmesinde fayda var.”
“İNŞALLAH BURADA YAŞANANLARIN DERBİ ATMOSFERİNE OLUMSUZ ETKİSİ OLMAZ”
“Her derbi öncesi soru işaretleri, kuşkular var. Bu seferkinin oluş şekli ve tarihi açısından iyi olmadı. İnşallah derbiye hiçbir etki yapmaz. Ozan Tufan’ın burada Galatasaray’a attığı gol kaç dakika incelenmişti ve verilmemişti. %100 goldü. Biz bir sakata uğramak istemiyoruz. Kimsenin de sakata uğramasını istemiyoruz. Biraz bizi takip ettiyseniz yoğurt yiyişimizi biliyorsunuzdur. 3 sezondur bu konulara değinen, konuşan yegane kulüp biziz. Ne kadar çok kulüp samimice değişim isterse ancak o zaman muvaffak olabiliriz. İnşallah burada yaşananların derbi atmosferine olumsuz etkisi olmaz.”
“BU SENE KENDİ HAKEMLERİMİZLE LİGİ BİTİRECEĞİZ”
“Yabancı hakem konusu etraflıca, defalarca Kulüpler Birliği Vakfı ve federasyonla konuşuldu, istişare edildi. Diğer ülkeler araştırıldı. Yunanistan ve Suudi Arabistan dışında tam anlamıyla yabancı hakem kullanan yok. Onlar da yoğun kullanıyorlar ama hakem değişim programları var iki ülke arasında. Federasyonun bize anlattıkları, yaptıkları temaslarla ‘VAR için yabancı hakem getireceğiz.’ dediler.
Saha hakeminin yabancı olması konusuyla ilgiliyse (TFF Hakem Eğitmeni) Dallas demiş ki hakemlerin moralini bozar, yanlış bir uygulama olur diye ona hiç bakmadılar. VAR tarafına baktılar. VAR tarafında da yaptıkları temaslardan istedikleri neticeyi alamadıkları için bu sene kendi hakemlerimizle ligi bitireceğiz. O da bizim ayıbımız. Ben çok karşıydım ama bıçak öyle bir kemiğe dayandı ki mecbur konuşuyoruz. Çare olur mu? Zararı olmaz, faydası olmaz. Ama bu sezon özelinde kalan kısımda böyle bir şey olmayacak.”
“ÜLKEMİZDE NE YAZIK Kİ ALGILAR GERÇEKLERİN ÖNÜNDE”
“Verilen verilmeyen cezalarla hakemler mesajı alıyor. Biraz evvel anlatmaya çalıştığım nosyondu. Benim ceza aldığım dönemde yaşananlarla bu dönem o kadar farklı ki karşılaştırabilecek bir durum yok. Bizim dönemimizde bir tek resmi evrak imzalayamıyordun, onun dışında her şeyi yapabiliyordun. Sonra hak mahrumiyeti getirdiler, ‘stada girilmesin’ dediler sonra o 4 defa değişti. Protokole girebilirsin, sonra protokole giremezsin ama tribüne girebilirsin…
Yakın zamanda 4 defa değişti. Sayın Erden Timur’un aldığı cezayla ilgili benim ahkam kesmem doğru olmaz ama herkese aynı şekilde yaklaşılmadığı bir gerçek Türk futbolunda. Sadece bu dönemde değil, genelde de öyle. Sokak tabiriyle ‘Ağlamayana mama yok.’ Ne yazık ki bu bizim futbolumuzda geçerli. Bizde de o kadar ağlama, sızlama yok. İlk dönemlerde amatördük, acemiydik, bazı hatalar yaptık ama son dönemlere bakarsan bizim yoğurt yiyişimiz farklı. Zaman zaman da bu konuda eleştiriliyoruz. Bir gerçek var ki bağırıyorsun, karşılığını alıyorsun esas mesajı hakemler oradan alıyorlar.
Federasyonumuz akademilere çok önem veriyor. Akademi yatırımları için devletle ciddi temasları var. Türk futbolunun kurtuluşunun buradan geçtiğini de biliyorlar. En azından kapılardan biri bu. Onun için de ziyaretler yapıyorlar fakat haklı olmak önemli değil, haklı kalmak önemli. İyi niyetli olmak değil, iyi niyetli olduğunuza gerçekten inanılması önemli. Bana göre şuursuz açıklamalardı; ‘Ligi bitirmeyiz. Savaş. Olay yerine ilk katil gelir…’ Koro halinde. Sadece yöneticiler değil. Bir de kadrolu basın mensupları. Ondan iki gün sonra hiçbir şey olmamış gibi ziyaret yapılması yanlış. Bize de ziyaret yapacaklar.
Hatta bize ziyareti Trabzonspor maçından önce yapmak istediler, biz dedik ki, ‘Bu yanlış algılanır, Trabzonspor maçı geçsin, sonra ziyaret yapın.’ dedik. Biz o kadar hassasiyet gösterirken federasyonun bilmesi lazım ki çok iyi niyetli yapılmış bir ziyaretin aslında çok farklı yerlere çekileceğini tahmin edebilmiş, hesaplayabilmiş olması lazımdı. O inceliği gösteremediler ama bu sonuçta bir akademi ziyaretidir. Ülkemizde ne yazık ki algılar gerçeklerin önünde olduğu için algı olarak çok yanlış yerlere gitti olay. Bildiğim kadarıyla diğer kulüplerin de akademilerini ziyaret edecekler. İnşallah ocağın ilk haftası yapacağız.”
“ÖZGÜR TÜRKALP, BIRAKIN VAR HAKEMLİĞİ YAPMAYI, BİR YERDEN BİR YER GİDERKEN YOLDA STAT VARSA YOLUNU DEĞİŞTİRSİN”
“Özgür Türkalp, bırakın VAR hakemliği yapmayı, bir yerden bir yer giderken yolda stat varsa yolunu değiştirsin, stadın yanından bile geçmemeli bu insan. Ben ona girmedim ama esas sıkıntı bu. Çünkü hakem golü veriyor, bu çağırıyor. Ne diyorsa orada, neyi konuşuyorlarsa tabii… Onun için açıklanmasında fayda var. Hiç olmazsa kamuoyuna açıklanmasa da Kulüpler Birliği Vakfı olarak çağrılmalıyız ve kamuoyunun vicdanını rahatlatmamız lazım.
Biz, son derece rahatsızız. Niye rahatsızız? Bu 1 puan, 2 puan, 3 puan hesabı değil. Bundan sonra neler yaşayacağımızın rahatsızlığı! Çünkü geçmişten taşıdığımızda bir bagaj var bununla ilgili. Ben bu ismi bilmiyordum. Ben bunların çoğunu bilmiyorum zaten, bilmek de istemiyorum. İnsan bilinçaltında etkileniyor maçlarda bunlar verildiği zaman. Yalnız bu arkadaşın, çok sıkıntılı bir arkadaş olduğunu, yıllardır sistemin içinde olduğunu, kime yakın kime değil, geçmişte ne yaptıkları çok çok bilinen, net bilinen bir insan. Ben, Sivasspor Başkanı Sayın Mecnun Otyakmaz’a katılıyorum, bir an evvel emekliye ayrılsın.
Dünkü olayların baş müsebbibi budur! Bir kırmızı kart olayı var hiç konuşmuyoruz, hiç konuşmuyoruz arkadaşlar. Bu olay o kadar büyük bir olay ki biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak 3 maçı 10 kişi bitirdik, ağzımızı açtık mı? Bazıları doğru karttı, bazıları tamamen yanlış karttı. Mesela şurada oynadığımız maçta Batshuayi’nin kartı! Sesimizi çıkarmadık! Dün bir kart olayı var, bunu Enner Valenvia yapsa ne olurdu? Adam, Enner Valencia’yı görmeden attı! Ben, global konuşmak istiyorum. Bize böyle oldu, bize şöyle oldu demek doğru değil; kulüpleri birbirine, kardeşi kardeşe kırdırmaya çalışıyorlar ki sokağa, tribünlere kadar inerse bu sıkıntılar…
Bizim Trabzon’da yaşadığımız olaylar var Temsilci raporuna girmeyen ve sadece devre arasında değil, Mert Hakan’ın sarı kart aldığı olay! 3 kişi orada ısınıyor, öbür tarafa geçmek zorunda kaldılar. Onlara burada girmeyeceğim ben. Girersek globali kaçırırız. Ama bu adam derhal sistemden çıkartılmalı. Federasyonla bu tip de konuşmayı sevmiyorum, sonra federasyonlar defansif oluyorlar, ‘Aaa, onlar söyledi, biz yaptık’ olmasın diye. Doğruyu bulun! Akıl akıldan üstündür. 10 tane doğru yoktur. Burada doğrunun ne olduğu apaçık ortadadır.”
“BU LİGİ COVİD DURDURAMAMIŞ, ERDEN TİMUR MU DURDURACAK?”
“Bu ligi Covid durduramamış, Erden Timur mu durduracak? Bu seviyede değil ama biz de amatörce işler yaptık, ilk geldiğimizde heyecanla, oradan buradan… Bu acemiliğin, amatörlüğün getirdiği bir söylem. Şuursuzca söylenmiş ama arkasında durulamayan söylemler. Ne güç var Türkiye’de? Belki savaş çıksa lig bitmez. Covid çıktı ya, dünyayı alt üst eden Covid çıktı… Onu geçelim…”
“FEDERASYON HİÇ OLMAZSA DUYARLI BİR FEDERASYON”
“Sadece biz değil, bir sürü kulüp bu işi takip edecek. Kendi aramızdaki yazışmalarda görüyorum, bazı başkanlar da infial içinde… Çizgi işini sonuna kadar takip edeceğiz, başkaları da takip edecek. Açıklama istiyoruz. Federasyon hiç olmazsa duyarlı bir federasyon. Kulüpler gidip bir şey sorduğu zaman, sıkıntısını anlattığı zaman, endişesini paylaştığı zaman dili döndüğü kadar açık, şeffaf bir şekilde açıklıyor. Aynen bu Yaşar Kemal Uğurlu’da olduğu gibi…
Böyle bir olay var dedim, ‘Evet, biliyoruz’ dediler. Sonra da ne bildiklerini anlattılar. Burada entelektüel hırsızlık veya yolsuzluk diyelim, başkasının adına bilgi giriyorsun ve başkasının haberi yok. Bu çok ciddi bir olay ama bizim ülkemizde öyle şeyler normal hale geldi ki böyle bir olay çok basit bir olaymış gibi görülebiliyor. Bunu yapan kişileri siz koskoca Türkiye’nin futbolun teslim ediyorsunuz.”
“YAPAY ZEKA ZATEN BUNLARIN ÖNÜNE GEÇECEĞİ İÇİN, GEÇMESİ HEDEFLENDİĞİ İÇİN BİZ DESTEKLİYORUZ”
“İkisi de geçerlidir. Gruplaşmalar vardır. Hesaplaşmalar vardır. Bundan futbolun geneli zarar görmektedir. Bu karmaşık yapının içinde az önce de ifade ettiğim gibi gerek kendini koruma refleksi olsun, gerek rekabet avantajı refleksi olsun bunlardan faydalanmaya çalışan, topa giren kulüpler de var. Açık ve net! Ama şu anki federasyonda öyle bir konu olabileceğini düşünmüyorum, şu an için düşünmüyorum. Büyük konuşmayayım, nazar da değdirtmeyeyim. Ama yapay zeka zaten bunların önüne geçeceği için, geçmesi hedeflendiği için biz destekliyoruz.”
“MHK BIRAKIN İSTİFAYI, ORAYA ATANMAMASI GEREKİRDİ”
“MHK bırakın istifayı, oraya atanmaması gerekirdi. Ben, Sayın Başkana kendi söylediğimi de söyleyeyim; size birileri bu kişileri tavsiye ettiyse çünkü başkan tam futbolun içinden gelen biri değil. 1 sene Gaziantep Futbol Kulübü başkanlığı yaptı, onun dışında futbolun içinde olan biri değil. Dolayısıyla bütün kurulları kendisinin seçmediğini söylemek çok abesle iştigal olmaz.
Dedim ki, ‘Bu kişiyi size biri tavsiye ettiyse Türk futbolunun iyiliği için değil, kendine fayda sağlamak içindir. O gözle de konuya bakmanızda fayda var’ dedim. Dolayısıyla benim bu konuda ne düşündüğüm açık ve net. Ama şunu da söyleyeyim, istifa etti, peki ne olacak sonra? Yerine kim gelecek? Koskoca 80 küsur milyonluk ülkede biz adam bulamıyoruz! Dürüst, güvenebileceğimiz, inanabileceğimiz, hata yaptığı zaman sağlık olsun, insandır, o da yapabilir’ diyebileceğimiz bir yapıya oraya oturtacağımız insanları bulamıyoruz.”
“BİZ HEP ‘SAHADA KAZANILSIN’ DİYORUZ”
“Çok ama çok önemli bir noktaya değiniyorsun. Biz hep ‘Sahada kazanılsın’ diyoruz. Şu kadar hocayla mülakat yaptım, 4 tanesi ‘Biz Türkiye’de çalışmayız, çünkü şampiyonluk sahada kazanılmıyor’ dedi. 4 tane yabancı hakem! Ben bunu defalarca söylüyorum. Ne yazık ki hala iyi oynamanın yeterli olmadığı bir futbol iklimindeyiz. Ne yazık ki! Bizler de sorumluyuz; kulüpler, başkanlar, yöneticiler bir yere kadar. Ama Türkiye’deki marka değerinden, Türkiye’deki futbol ekonomisinin düşmesi vs. vs. yayıncı ihalesinin o kadar düşük olması…
Hepimizin çorbada tuzu var. Bu federasyon son şans. Ben bunu zamanında Nihat Özdemir’e de söylemiştim, çok yanılmışım. Bu federasyon için de söylüyorum, son şans! O yüzden muvaffak olabilmeleri için de, bu dönüşümün yapılabilmesi için de, bu kirli ortamın temizlenmesi için de Fenerbahçe Spor Kulübü olarak biz üstümüze düşen ne varsa hem umumide hem kapalıda her yerde yapacağımızı daha evvel de dile getirdik.
Ondan da farklı bir davranışımız şu an yok. Alışık olmadığımız davranışlar içine de girmek istemiyoruz. Ama gidişatın, bu gidişat olmadığını, bu yeni federasyonun da herhalde bir dönem daha seçilmek isteyecektir, çünkü yapmak istedikleri, değişim vs. bir senede olacak iş değil. Dört senede de zor ama dört sene yeterli bir zaman olabilir. Muvaffak olmasını istiyoruz. O yüzden de Fenerbahçe Spor Kulübü olarak biz, bu futbol paydaşları olarak üstümüze düşeni yaptığımızı düşünüyoruz. İnşallah el birliğiyle, samimi yaklaşımlarla bu girdabın içinden çıkabiliriz.”
“SADECE FUTBOLDA DEĞİL, HER YERDE İYİLİK KAZANSIN”
“Erden Beyin basın toplantısının ana konusu da buydu. Aslında burada yaygara koparılıyor, çünkü sizin söylemlerinizle söylüyorum; ‘Belki de bugün yapılmış bir yanlış belki de yarın yapılacak bir yanlışı kapatmak için’. Bundan çok şey çıkarabilirsiniz. Aslında biz çok heyecanlanmıştık. Erden Beyi çok iyi tanımıyorum. Görüştüğümüz zaman medeni ilişkilerimiz var.
Ne kadar çabaladığını, uğraştığını biliyorum. Bana sorarsanız, benim algıladığım nedir? ‘İyilik kazansın’ dedi. Sadece futbolda değil, her yerde iyilik kazansın. Ben her zaman iyilikten bahsediyorum. Ben kendi çocuklarıma da iyi insan olmayı öğretiyorum, başka da bir şey öğretmiyorum. Ama bizim ülkemizde iyiliğin kazanması biraz zaman alıyor. İnanın iyilik kazanacaksa ilk aday Fenerbahçe’dir, bunu da yazın bir yere! ‘Bu işin bu kadar büyütülmesi insanın aklına başka şeyler getiriyor’ dedi. Herhalde getirdiği bu konuydu.
Bu aslında derbi maçı öncesi gidişatı sağlama almak için… Halbuki Erden Bey sadece o dünkü gol üzerinden, dünkü fahiş hata üzerinden ‘Ya bu bize yapılsaydı biz nasıl davranırdık, Sivas’a helal olsun çok olgun davrandılar, ağızlarını bile açmadılar’ deyip sadece o gol üzerine odaklansaydı bence son derece samimi ve Türk futbolunda devrim yaratacak bir fark, bir yaklaşım olarak bunu değerlendirirdim, sonuna kadar da alkışlardım. Ama siz bu işe ‘Bizden başka adalet arayan yok’, ‘Ya bizim başımıza gelince bu kadar büyütüyorlar başka pozisyonları kimse büyütmüyor’ gibi yaklaşırsanız o zaman samimiyetiniz sorgulanır.
Nasıl sorgulanır biliyor musunuz? O zaman da biri çıkar der ki, çünkü bugünkü basın toplantısını tarihi bir olay olarak nitelendirdim! Bana göre de olabilirdi ama sonuna geldiğimizde olmadı. Bir de şöyle der, ‘Niye en vahim hakem hataları, yıllarca konuşulanlar hep Galatasaray’ın lehine oluyor’ diye o zaman biri çıkar sorar! Sadece maçta skoru belirleyecek hatalar değil, yarışın sonucunu da belirleyecek hatalar. İnsan çıkıp bunu sorar. Ya da der ki ‘Niye bir takımda VAR konuşmaları olabiliyor’ ve başka hiçbir takım ‘Bizde VAR konuşması var’ demiyor, diyemiyor. Demedi diye sorar insanlar! Biz, oynadığımız maçlarla ilgili 26 tane pozisyon yolladık ve bunlardan 21’i aleyhimize, 5’i lehimize.
Çünkü ‘bir program yapacağız’ dendi. Onun da hazırlıkları içinde olduklarını biliyorum ama biz o zaman yanlış algılamışız hemen yapılacak zannediyorduk, bilmiyorduk devre arasının beklendiğini… Ama o da doğru yapılırsa doğru yönde bir adım olarak yani tenkit etmiyorum hatta doğru yapılırsa çok fayda sağlar diye düşünüyorum, objektif yapılırsa… Erden Beye şunu anlatmaya çalışıyoruz; bu olay o kadar olağanüstü bir olay ki herkes şaşırmış vaziyette. O yüzden bu şekilde yayınlar, durumlar, analizler, değerlendirmeler yapıldı. Bu Galatasaray özelinde bir şey değil, olayın özelinde olan bir şey. Bu olayı hangi takım yaşasaydı bu şekilde bir reaksiyon yaratırdı?
‘Adalet arayışında kimse ses çıkarmıyor’ diyorsanız belki de sektöre yeni girdiğiniz için geçmişi çok bilmiyorsunuz ama biraz son 4 sezon incelerseniz Fenerbahçe’nin adalet arayışında ne kadar haykırdığını, göz göre göre olaylarda ‘Aman Ankara bir şey demesin, etmesin’ diye kimsenin ses çıkarmadığı zamanlarda ne gibi konular hakkında hak arayışı içinde bulunduğumuzu, adalet talep ettiğimizi daha iyi görürsünüz. ‘Bu kadar kıyamet neden koptu anlamıyorum’ diyor. Ama siz daha sezon başında bundan çok daha basit olayda, çok daha az vahim olayda ‘ligi bitirmeyeceğiz’ dediniz, ‘Suç mahalline ilk katil gidermiş’ dediniz, ‘Savaşsa savaş’ dediniz. Siz dediniz bunları, biz demedik ki! Şimdi de diyorsunuz ki ‘Niye bu kadar…’.
Peki, size bu kadar olay olsaydı ne yapardınız? Ben bugün Galatasaray konusuna hiç girmeyecektim basın toplantısı olmasaydı. Öyle bir çanak sorular soruldu ki bugün.. Dünkü maç özelinde ve sezon genelinde inanılmaz bir mağduriyet yaratıldı. Soran gazetecilere bakın, sordukları sorulara bakın! Bizim yok öyle kadrolu muhabirlerimiz! Bir tane kelli felli güya bu sektörün duayeni maçı yazmış, verilmeyen golü yazmamış. Ben basın toplantısının başında çok heyecanlandım ama sonuna geldiğimiz zaman samimiyeti sorguladım, yaratılmaya çalışılan mağduriyet ortamı, derbi öncesi ortamı vs. vs. birçok şeyi satır aralarında gördüğüm için biraz üzüldüm. Şaşırdım, çünkü başka bir şey bekliyordum. Hakikaten oyunu değiştirecek bir yaklaşım bekliyordum ve basın toplantısı da öyle başladı ama sonuna geldiğimizde eski tas eski hamam…
Bu olay Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti, Trabzonspor-Beşiktaş… değil arkadaşlar. Bakın, memleket meselesi! Burada büyük sıkıntı var. Dün yaşanan olay inşallah münferit bir olaydır ve buna benzer olaylarla önümüzdeki haftalarda karşılaşmayız. Bu olay bahisse bahis, kaossa kaos her açıdan ele alınmalıdır. Ama aynı zamanda belki de şükredelim diyorum, çünkü bu olay 15. haftada oldu, bunun önüne geçecek, radikal bir şekilde tamamen yok edemezsek de minimize edeceğimiz ve yarışın gidişatına -tepeye de aşağıya da- minimum etki yapacak seviyeye getirme şansını bize vermiştir, tabii ki bu şans doğru kullanılırsa…”