Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka AKP’nin 2022 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği karnesini açıkladı.
Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, yaptığı basın toplantısında, “Her yıl olduğu gibi, bugün de AKP Hükümeti’nin “2022 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” karnesini açıklayacağız. AKP’nin karnesi yine kırıklarla dolu! AKP bu yıl da sınıfta kaldı!” dedi.
Nazlıaka, gelin, kadınların nelere maruz bırakıldığını hatırlayalım:
OCAK AYINDA;
En az 26 kadın cinayeti işlendi, 28 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
-Üniversite öğrencisi Yağmur Önüt’ün katili Egemen Vardar, 6 yıl sonra tutuklandı. Fail, “şakalaşıyorduk” diyerek “iyi hal” indirimi aldı. Katil şakalaştıklarını iddia etse de Yağmur hayattan koparıldı.
-Danıştay Savcısı Elmas Mucukgil, İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı kararı ile çıkılmasının hukuka aykırı olduğunu vurgulayarak kararın iptal edilmesi yönünde görüş bildirdi.
-İçişleri Bakanlığı bir açıklama yaptı: 2021 yılında çözülemeyen sadece bir cinayet olduğunu açıkladı. Oysa 2021 yılında gerçekleşen 217 şüpheli kadın ölümü ile ilgili etkin bir soruşturma yürütülmedi.
-Kadınlar hedef tahtasına konuldu. Şarkıcı Gülşen, sahne kıyafeti gerekçesiyle “ahlaksızlıkla” suçlandı. Erdoğan, bir şarkı sözü nedeniyle Sezen Aksu’yu hedef gösterdi.
– Muhaliflere karşı hızla harekete geçen iktidar gücü, canice katledilen Şebnem Şirin için kılını bile kıpırdatmadı. İhbar vardı, gereği yapılmadı. Olay yerine gelen emniyet güçleri, misafir gibi kapıyı çalıp gitti. Görevi ihmal edenler takipsizlik kararıyla ödüllendirildi. Mahkeme, Şebnem’i 11 kere bıçaklayan katilin canavarca hisle hareket etmediğine karar verdi. Olan Şebnem’e ve ailesine oldu.
ŞUBAT AYINDA;
En az 23 kadın cinayeti işlendi, 21 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
-Belçika’da 4 kadını öldürüp, 2 kişiyi de ağır yaraladığı gerekçesiyle ömür boyu hapse mahkûm edilen Osman Çallı, cezasının geri kalanını çekmek için iade edildiği Türkiye’de serbest bırakıldı.
-16 yaşındaki Sıla Şentürk’ün ölümünün ardından görev ihmalleri açığa çıktı.
Sıla kendisini ısrarlı takip eden Hüseyin Can Gökçek tarafından vahşice öldürüldü. Oysa koruma kararı vardı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
“fail tutuklanmıştı, şikayet geri çekilmişti” gibi gerekçeler uydurdu. Sıla bir çocuktu, nasıl olur da çocuğun üstün yararı gözetilmez!
– Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, kadın cinayetlerinin yüzde 8’inin koruma kararı altında işlendiğini itiraf etti. Sonra da sanki 20 yıldır iktidarda değillermiş gibi, “Koruma kararı varsa devletin gerekli mekanizmayı oluşturması lazım” dedi. Soruyoruz: peki 20 yıldır ne yaptınız?
– Hükümet sadece gerçeği manipüle etmekle meşgul oldu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “2017’de kadın cinayeti sayısı 353’tü, bu sürekli azaldı” dedi.
Öldürülen kadınların sayı değil; anne, arkadaş, kız kardeş, evlat olduğunu haykırdık. Kaldı ki kadın örgütlerinin verilerine göre 2017’de işlenen cinayet 353 değil, 409’du… 409 kadın hayattan koparılmıştı.
MART AYINDA;
En az 24 kadın cinayeti işlendi, 19 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
-8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ülkemizde 19 yıldır yapılan gece yürüyüşü yasaklandı.
– TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz ‘ı evlilik teklifini reddettiği gerekçesiyle öldüren Orhan Munis’in yargılandığı davada Yargıtay, “evlilik teklifi kabul edilseydi fail cinayeti işlemeyebilirdi” diyerek faile ceza indirimi verilmesini haklı buldu.
-Gaziantep’te 13 Ağustos 2020’de yüksekten düşerek şüpheli bir şekilde ölen 17 yaşındaki Duygu Delen davasında tek şüpheli sanık Mehmet Kaplan beraat etti.
-Gazeteci Sedef Kabaş 49 gün tutuklu kaldı ve yargılandı.
NİSAN AYINDA;
En az 24 kadın cinayeti işlendi, 16 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
-Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na hiçbir somut delil olmaksızın kapatma davası açıldı.
-Danıştay 10. Dairesi’nde Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan dava esastan görüldü. İlk duruşmada 73 barodan 1000’i aşkın avukat, kadın dernekleri, siyasi partilerin temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen kadınlar duruşma salonunu hınca hınç doldurdu. Sözleşmeden çekilmenin, Anayasa’ya açıkça aykırı olduğunu defalarca dile getirdik. Danıştay Savcısı da düzenlemenin hukuka aykırı olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptalini istedi.
-Aydın’da sendikalı 3 kadın öğretmen, İstanbul Sözleşmesi eylemine katıldıkları gerekçesiyle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından sürgün edildiler.
MAYIS AYINDA;
En az 35 kadın cinayeti işlendi, 16 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
-Kadın sanatçılara yönelik yasaklar sürdü. Melek Mosso’nun, Aynur Doğan’ın, Ece Seçkin’in konserleri iptal edildi. Oyuncu Melis Sezen kıyafeti nedeniyle hedef gösterildi.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan kadınlara “sürtük” dedi.
– Cinsel saldırıya uğradığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunan ve bir hafta sonra canına kıyan Eda Nur Kaplan davasında iki sanık hakkında beraat kararı verildi. 18 yaşında yaşamaktan vazgeçen Eda, “Hakkımı yerde bırakmayın” demişti. Adalet mücadelesinin peşini bırakmayacağız.
– Konya Numune Hastanesi Başhekim Yardımcısı Hasan Hüseyin Uysal, kadınların kıyafetlerini hedef alarak “Bu teşhir, ‘beden görseli satma’ değil mi?” dedi. Tepkiler çığ gibi büyüdü. Öte yandan AKP Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, Uysal’ı ziyaret etti. İşte AKP’nin gerçek yüzü budur!
HAZİRAN AYINDA;
En az 31 kadın cinayeti işlendi, 22 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
– İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan davaların 7, 14 ve 23 Haziran’daki duruşmalarına Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce kadın katıldı. “Bu yanlıştan dönün!” dedik. Tüm duruşmalarda Danıştay Savcıları fesih işleminin iptaline karar verilmesini istedi.
TEMMUZ AYINDA;
En az 24 kadın cinayeti işlendi, 20 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
-Danıştay 10. Dairesi, İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının iptali istemini 2’ye karşı 3 oyla reddetti. Danıştay, bu kararıyla resmen “Padişahım sen çok yaşa!” dedi. Hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku devreye girdi. Danıştay savcılarının gerekçeli kararda belirttikleri hukuki argümanlar yok sayıldı. AKP döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin
1. Hukuk Müşaviri iken Danıştay’a atanan Lütfiye Akbulut ise bu atamanın hakkını verdi ve fesihten yana oy kullandı. Karşı oy kullanan üyeler, “Anayasa’nın 7’inci maddesinde yasama yetkisinin Meclis’e ait olduğunu ve devredilmesinin mümkün olmadığını” açıkça belirtti. Bir kez daha, Anayasa’ya açıkça aykırı olan bu kararı tanımıyoruz. “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” diye haykırıyoruz.
-Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu yayımlandı. Türkiye 146 ülkeden oluşan listede 124. sırada yer alıyor. Cinsiyet eşitsizliğini kapatması için ise 152 yıla ihtiyacı var.
AĞUSTOS AYINDA;
En az 33 kadın cinayeti işlendi,15 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
– Beyza Doğan daha önce 5 kez kaçırıldığı Selim Tekin tarafından öldürüldü.
16 yaşındaki Beyza, koruma kararına rağmen hayattan koparıldı. Fail 35 kez şikâyet edilmişti. Neden gereği yapılmadı? Fail 2018 yılında da 15 yaşındaki Ş.Ü.’yü istismar etmişti. Ş.Ü: “Eğer benim dava sürecimde tutuklu yargılansaydı Beyza hayatta olacaktı” dedi.
– Ezgi Zerkin boşanma aşamasında olduğu ve hakkında uzaklaştırma kararı bulunan Deniz Özarslan tarafından öldürüldü. Ezgi ve ailesi de tıpkı Beyza Doğan gibi defalarca şikayette bulunmuştu. Bu katil de daha önce 2 kadını silahla tehdit etmekten ceza almıştı. Her şey ortada, İstanbul Sözleşmesini fesih edenler, cezasızlık politikası uygulayanlar Beyza’nın da Ezgi’nin de katilidir.
– İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “2021’in ilk yedi ayında maalesef 166 olan kadın cinayeti, 2022’nin ilk yedi ayında 158 oldu” diyerek gerçekleri çarpıtmaya devam etti. Soylu, şüpheli kadın ölümlerinden ise hiç söz etmedi. Hep söylüyoruz: “Şüpheli kadın ölümü yoktur, etkin yürütülemeyen soruşturma vardır!”
EYLÜL AYINDA;
En az 26 kadın cinayeti işlendi, 19 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
-Soylu yine veri açıkladı! Kadın cinayetlerinin yüzde 7 azaldığını iddia etti.
Oysaki yılın 8 ayında 221 kadın katledilmiştir. Yani ortada bir övünç değil, utanç tablosu var.
-22 yaşındaki Mahsa Amini “kıyafet kurallarına uymadığı” gerekçesiyle ahlak polisleri tarafından gözaltına alındı. Gördüğü şiddet sonrası komaya girerek
hastaneye kaldırılan Mahsa hayatını kaybetti. O günden beri İran’ın birçok şehrinde protestolar devam ediyor. Dünyada da destek eylemleri sürüyor.
EKİM AYINDA;
En az 34 kadın cinayeti işlendi, 26 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
– Dünya Çocuk Hakları Günü’nde kız çocukları erken yaşta ve zorla evlendirilmeye devam etti. AÇEV’e göre, zorla evlendirilen her 10 çocuktan 9’u kız çocuğudur.
-Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu: “Kadınların kılığına kıyafetine karışmayın” diyerek partimizin kanun teklifini kamuoyuyla paylaştı.
-Hemen ardından, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in ifadesiyle “tereciye tere sattığımız” iddia edilerek AKP tarafından Meclis’e Anayasa değişikliğini öngören bir teklif sundu. Bir kez daha AKP’nin kadınları inançlı inançsız, başörtülü başörtüsüz diye ikiye ayırdığı açığa çıktı.
– Ipsos Araştırma Şirketi ebeveynlerle, okul masraflarına ilişkin bir araştırma yaptı. Ailelerin yüzde 81’i çocuklarının okul masraflarını karşılayamıyor.
Beslenme çantalarını dolduramıyor.
-Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, eşi vefat eden kadınlara konut desteği vereceklerini açıkladı. Şartları ne mi? En az 3 çocuğu olacak. Yani Erdoğan’ın üç çocuk ısrarına uyanlara destek verilecek! İktidar, ayrımcı olduğunu bir kez daha gözümüze soktu.
KASIM AYINDA;
En az 30 kadın cinayeti işlendi, 20 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
– “Devlet okullarında okuyan çocuklara sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verilmesi amacıyla” Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunulan önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
-25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde sokağa çıkan kadınlara yine polis şiddeti uygulandı.
-BM Nüfus Fonu ve Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı’nın raporu açıklandı. Rapora göre, her 3 kadın ve kız çocuğundan 1’i şiddete maruz kalıyor.
Her 5 çocuktan biri çocuk yaşta evlendiriliyor. Erken yaşta ve zorla evlendirilen
her 3 kız çocuğundan biri yine çocuk yaşta anne oluyor.
ARALIK AYINDA;
En az 15 kadın cinayeti işlendi, 6 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
–5 Aralık’ta kadının seçme seçilme hakkı kazanmasının 88. yıl dönümü vesileyle, biz kadınlar Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bir kez daha minnet duygularımızı sunduk.
– Bir tarikat şeyhinin, 6 yaşındaki kızını adeta eşya gibi bir müridine ‘verdiği’ ve 14 yaşında imam nikahıyla zorla evlendirdiği kamuoyunun gündemine bomba gibi düştü. Yaşanan bu skandal karşısında ülke ayağa kalktı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ise çıktı, “Bunlar son derece insani ve her zeminde, her toplumda karşılaşılabilecek meseleler” diyerek istismarı meşrulaştırmaya çalıştı. Yetmedi, “Çocuğa yönelik istismar vakaları siyasetin konusu değildir” dedi.
-Eskişehir’de 6 yaşında bir çocuk yetersiz beslenmeden öldü.
AKP, bu yıl yine kadınların ve çocukların hayatını cehenneme çevirdi.
2022 yılında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun verilerine göre; 228’i şüpheli olmak üzere en az 553 kız kardeşimiz hayattan koparıldı.
AKP iktidarı 20 yıldır olduğu gibi yine istismarcılardan ve kadın katillerinden yana saf tuttu. İstismarcıların aklanmaya çalışıldığı, kadın katillerinin iyi hal indirimleriyle ödüllendirildiği bir yılı daha geride bıraktık. Fakat bize reva görülen düzene boyun eğmedik.
H.K.G’nın 6 yaşında zorla evlendirildiği, 22 yaşına kadar istismara maruz bırakıldığı açığa çıktığında isyan ettik. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde Adalet Bakanlığı’na yürüdük ve hesap sorduk.
Bunun neticesinde, 2020’den bu yana süren dava için duruşma tarihi öne çekildi.
Sapkın zihniyetli baba ve istismarcı Kadir İstekli tutuklandı.
Şüpheli kadın ölümü adı altında kadın cinayetlerini yok sayanlara sessiz kalmadık. İlk etapta “intihar” olarak üstü kapatılmak istenen ve kadın hareketinin mücadelesi neticesinde cinayet olduğu açığa çıkan Şule Çet davasında, katillerin cezaları onandı.
22 kez katil hakkında şikayette bulunan ve çantasından çıkan 23. dilekçede
“bana öldükten sonra mı yardımcı olacaksınız?” diye soran Ayşe Tuba Arslan’ın katiline verilen haksız tahrik indiriminin kaldırılmasına vesile olduk. Katil Yalçın Özalpay, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Ücretsiz öğün kanun teklifini reddeden AKP, CHPli belediyelerin bu yöndeki uygulamaları ve Genel Başkanımızın konuyu sürekli kamuoyu gündeminde tutması sonucunda pes etti. Okul öncesi eğitimde bir öğünü ücretsiz vermek zorunda kaldı. Sadece okul öncesi değil tüm öğrenciler için ücretsiz öğün imkanı sunulmalıdır.
İktidarımızda, bu uygulamayı biz hayata geçireceğiz!
Kadınlara ve çocuklara dayatılan karanlığı, aydınlığa çevireceğiz.
Ayrımcılığı körükleyen politikaları bitirmek için geliyoruz!
Kadınları ve çocukları yoksulluk ve yoksunluk çemberine hapsedenleri, çocukların yatağa aç girmesine seyirci kalanları ilk seçimlerde göndermek için geliyoruz!
Aile Destekleri Sigortası projemizle yoksulluğu yönetmek için değil, bitirmek için geliyoruz!
Eğitim hayatındaki çocuklara ücretsiz öğün, gençlere yurt, yoksul vatandaşlarımıza güvence olmak için geliyoruz!
Hiçbir kadını erkeğe muhtaç etmemek için geliyoruz!
Kız çocuklarının eğitim hakkını gasp eden, eğitimde ve sağlıkta fırsat eşitsizliği yaratan, kadınları eve hapseden, bakım yükünü sadece kadının sırtına yükleyen ve her 3 kadından ikisinin çalışma hayatının dışında kalmasına neden olan politikaları alaşağı etmek için geliyoruz!
Üreten, ürettiğini hakça paylaşan, kadını ekonomik olarak güçlendiren bir Türkiye inşası için geliyoruz!
Çocuk cinsel istismarında küçüğün rızasından bahsedenleri, istismarcılara kol kanat gerenleri tarihin tozlu raflarına kaldırmak için geliyoruz!
AKP’nin katilleri, tacizcileri, tecavüzcüleri ceza indirimleriyle ödüllendiren adaletsizliği sonlandırmak için geliyoruz!
Kadın cinayetlerinden sayı diye bahseden, koruma altındaki kadınların katledilmesini engellemeyen, şiddeti tolere edilebilir bulan zihniyeti yerle bir edip İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden uygulamaya koymak için geliyoruz!
Bu seçim iki aday arasında değil, iki zihniyet arasında olacak!
Eşitliğe inanmayan tek adama karşı kadınların zaferi ile sonuçlanacak!
Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında yeniden demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olması için az kaldı.
Geliyor Gelmekte Olan!